Sitede bir kaç yanlış tarif gördüm bu konuyla ilgili , sos balığın kokusunu gidermez bunlar yanlış bilgiler paylaşıyım istedim arkadaşlar. 1.Kokan Balığın kan ve kokusu ıcın en ıyı yol eti şoklamaktır, balık önce buzlukta 1 gün dondurulur sonra kendı kendıne çözdürülür, sonra fıleto veya dılımledıgınız balığı BOL BUZLU sirkeli suya atın bekletın 10 dakıka, çıkarın durulayın. 2.Tencerede kaynayan sirkeli sıcak suya atın 15/20 sanıye, ondan sonra cıkarın, baharatını, ununu, tuzunu vs verin, ıster mangal veya tava artık ne yapıyorsanız, müren dahi bu tarifte kokmaz o derece
Bu da ağır yağlı kokan balıklar için; Balığın suda oksijensizlikten ölmesine müsade etmeyin, gerekirse susuz bırakın çabuk ölmelerini sağlayın. Temizlendikten sonra bolca tuzlayıp bir gün dolapta beklettikten sonra tüketin. Normalde olduğundan bile daha lezzetli olur. Sirkeli solüsyon sadece yağı değil kendi eti de kokan balıklar için etkili olur.
İyi de bu kefal, müren gibi bir kaç balık için, çamur kokan dediğimiz balıklarda faydalı olur.. Lambuka veya tombik gibi, orkinos gibi "Sası" balıklarda sirke pek fayda etmez..
Okadar sirke balığın etinin tadını bastırır ve balık sirke kokusundan yenmez hale gelir en azından benim düşüncem böyle
Değerli arkadaşlar. Bu konunun Karayel hocanın "Lezzetsiz, Kötü lezzetli, Kanlı vs. Balıkların Pişirmeye Hazırlanması " konusu ile arasında fark varmı acaba?
Aslında var gibi görünüyor.. Diğer konuda, doğasından lezzetsiz, sası, kokusu fena balıklar, yani tombik, lambuka vs. için yollar gösterilmiş.. Sirke ise, doğasından değilde, yaşadığı mekandan vs. dolayı ağır kokan balıklar için, mesela kefal için etkili bir yoldur...
tavuk en azından onun içinden çıkanı yiyor bu meret balıklar gözümün önünde kobra gibi yüzen parçayı yiyip bitirdiler ben kurbağa yılan kaplumbağa hatta belki inanmazsın sırf tadını merak ettiğim için salyangoz bile yemiş bir insanım ama o manzara karşısında az daha kusacaktım ne zaman kefal görsem veya nezaman kefalin adını duysam o manzara gözümün önüne geliyor
Aytekin, o bahsettiğin şeyi yiyen bir sürü şey vardır.. Pek çoğuda balıktır... Ve acayip gelebilir ama, emin ol ki, bu gayet doğal bir besindir, hiç bir ziyanı yoktur.. Ama sen genede yem,e boşver, yakala yakala geri sal, adın kaçığa çıksın ben gibi
Konu sahibi arkadaş kusura bakmasın, KOnusunu meşkul ediyorum ama Kefal konu olduğunda ve her ne hikmetse tüketiliyorda. 2 yıl önce yine balıksız bir zamanda, BBalıkta olma isteği depreşti ve çocuğu alıp en kolayından galata köprünün sol yanında kıbrısi sarma ile konuşlandık. Bie kalaba var ki anlatılacak gibi değil, o engamede 6 adet 35,40cm gibi kefali aldık ama geri iade edeceğiz, benim çocuk demezmi "ben yakaladım ve yemek istiyorum" Peki dedim ve eve getirdik, çocuğu aldım yanıma ve içini açtık leş gibi bir koku,leş gibi görüntü ve aynen zift ve artık benim çocuk KEFAL görmek değil adını duymak istemiyor. Oltacılığı çek-sal olursa irilerinde keyifli olabilir ( gerçi o da yok ) Bana sorarsanız Dünya'nın en iyi aromaları bile Kefalin içeriğini değiştirmez, Özü öyle.
Fakat bunun kefalin yaşadığı yer ile bir ilgisi olabilirmi acaba? Galata köprüsünde bende kefal tutmuştum, dediğiniz gibi ağır bir koku ve zift gibi simsiyahtı içi. Fakat üsküdar sahilinde şansa oltama yakalanan bir kefal, pırıl pırıl ve tertemizdi.
Ben devasa kefaller yakalamış bir avcı olarak söylüyorum; Kefali yakalayıp keyfini sürün sonra geri bırakın, yakalaması ne kadar keyifliyse etindeki ağır metal oranı da o kadar fazladır..Bu arada marinasyonda kullanılan sirke hiçbir şekilde koku bırakmaz. Kokunun nedeni olan asit bir süre sonra et üzerinde nötr hale gelir kokusu da kalmaz. Yemek istiyorsanız Çanakkale Boğazından daha kuzeyde yakalanmış kefal yemeyin, kefal yiyipte ölen birini tanıyorum ister inanın ister inanmayın.
Yücel iyi söylüyorsunda sorumun cevabı bu değil. Mesela senin üzerinden sorayım müsaadenle;o yakalamış olduğun kefalleri farklı bölgelerde yakaladıysan eğer,temiz olanları varmıydı? Yani galatada tutulan balık çok ağır kokuyor,ama üsküdardaki öyle değil,benim sorduğumda bu acaba yaşadığı yerlemi ilgili?
arkadaşlar sirke nin burdakı rolü, eti yumuşatması içindir, sulu sırke ete koku vermez, gıdermesıne yardımcı olur etin kokusunu esas şoklama giderir,
Üsküdarda yakaladığın kefal büyük ihtimalle karadenizden güneye inenlerdendir. İkincisi kefal ne kadar kokarsa koksun, o kokudan kurtulmak mümkün, + tek kokan balık da kefal değil yerine göre ispari ,izmarit, karagöz bile leş gibi kokar. Hata balıkta değil bizde. Balığın yedikleri mide ve bağırsaklarında bozulana kadar ısınmış suyun içinde bekletiyoruz, sonra da kokusundan iyrenip yemekten vazgeçiyoruz. Balığı suyun içinde öldürmeyin özellikle bu sıcak yaz günlerinde. Yanınızda dondurulmuş 2lt pet şişe bulundurun. Bunu da bir kovanın içine koyup üstünü kapatın. Yakaladığınız balıkları direkt bu kovaya atın. İçlerini temizlerken karın zarını da almayı unutmayın, zira altında hep kan kalır, içini tatlısuyla iyice yıkayıp tuzladıktan sonra dolaba atın , bir gün bekleyince tadı oldukça lezzzetli olacaktır. Eğer kefal yakalayıp yiyecekseniz suyun pırıl pırıl olduğu yerlerde yakalayıp yiyin. İstanbul gibi suya envayi çeşit kimyasal maddenin karıştığı yerde kefal yenmez. İstanbulda içi temiz kefal bir tek karadeniz taraflarında ve boğazda çıkar. Eğer söylediğim yerlerde yakalamadıysanız suya geri bırakın gitsin.
ben,bazı yabancı 'akdeniz menşieli' balık kaynaklarından okuduğum şekilde yemeğe hazırlıyorum kendi tuttuğum balıkları.bunlardan ilki balığı deniz suyu dışında herhangibir suyla yıkamamak ve temizlememek.temizlenmiş balığı buzdolabinda 'derin dondurucu hariç' bir gün bekleterek pişirmek ve yemek. balıktan balığa değişim gösterse bile bazı türler için yücel'in de dediği gibi içini dolaba yatırmadan tuzlamak ve ayrıca beğenilen tatta herhangibir doğal yaprak yerleştirmek içine,'defne gibi' ayrıca bende hiçbir şekilde istanbul dahilinde yakalanmış kefali soframa koymuyorum.