selam dostlar..benım su an en cok merak ettığım teknık mazmuzlamaa...sağolsun dun serdar abim detaylıbilgi verdı ama bıraz karısık geldı tam bılmedığım için....lüfere nasıl mazmuzlama yapılır..veyahut cınekopa..bıraz daha basıt anlatımla bilgisini burada paylaşan herkese tesekkür ederim..esen kalın..
bu mazmuzlama teknıgi biraz yanı kıyısından köşesınden bıldığım bır teknık daha nce abılerımızden cok duydum işe yaradığını ama daha detaylı bılgı sahıbı olup uygulamak ıstıyorum.....
Merhaba arkadaşım, Mazmuzlama izmarit ve benzeri taş balıkları için kullanılan bir tekniktir. Çuval veya kadın çorabı gibi bir nesnenin içine özellikle midye konularak kırılır, tabii başka yemler de konulabilir ve bunlar ezilerek uygun bir ağırlıkla sandalın altına indirilir. Tadını kokusunu etrafa yayarak balıkları çekmesi sağlanır. Çok etkili bir yöntemdir. Lüfer ve çinakop için mazmuzlama kesinlikle yapılmaz. Eğer denize lüferin yediği balıklar atılırsa bunlar akıntı ile uzaklaşacak ve lüferler de bizim indirdiğimiz yem yerine bu bol yemlerin peşinden gidecek ve balık dağılacaktır. Lüferin yediği balıkları toplamaya çalışıp lüfer çekmeye çalışmak da çok yanlıştır. Bol canlı balığın olduğu yerde lüfer kesinlikle yeme gelmez. Lüfer yakalayabilmek için yem balıklarını toplamak değil, tam tersi kovmak gerekir. Ortamda sadece bizim yemimiz olmalı ki deli gibi saldıracak birşeyler arayan lüfer bizim yeme yüz versin. Sevgiler..
Sahteye gelme olasılığı da çok azalır. En kaliteli sahte bile canlı bir balığın yerini tutamaz. Adı üzerinde sahte... Etrafta çapari ile bol istavrit yakalanıyorsa sahte atıp çekmek çok anlamsız olur. Lüfer yakalayabilmek için birinci kural yemin çok kıt olmasıdır. Çoğu zaman yemi yakalamak lüferi yakalamaktan daha fazla uğraştırır ve de uğraştırmalıdır.
peki abi.yem balıklarını toplamak degil tam tersı kovalamak gerekir demıssin..bunu nasıl yapicaz o zaman.bu arada alıco abı ıse yarama olasılıgı yüksek demistin ama aret abı böyle diyor...? ?
Yem balıklarını kovmak gerekir derken latife yapmıştım elbette bunu yapmak mümkün değildir. Ama küçük balıkları toplamak için herhangi bir şey yapmamalıyız. Zoka ile lüfer tutarken isteyeceğimiz en son şey sandalın altında istavrit, izmarit, hamsi, sardalya vs. gibi balıkların toplanmasıdır. Böyle olursa lüfer oraya belki daha çabuk gelir ama şıkır şıkır yüzen bu balıklar dururken bizim zoka gözüne bile gözükmez. Hemen balıklara saldırır. Onlar da lüfer beni yesin diye bekleyecek değiller ya. Başlarlar kaçmaya. Sonuçta, 10 saniye sonra sabahtan beri beklediğimiz lüfer sandalın 200 metre uzağına gitmiş olur. Lüfer "beni yakalayandan değil bekleyenden korkarım" dermiş. Lüfer yakalamak için sadece beklenir. Etrafta yem balıkları çok kıt olmalıdır. Lüfer sandalın altına geldiğinde sadece sandaldan sarkmış zokalar ve uçlarındaki yemler bulunmalıdır. Lüfer bu yemlerin uzun uzun etrafında dönecek, bakacak, burnuyla havaya kaldıracak, gidecek gelecek en sonunda, belki atlayacaktır. Lüferin yemi havaya kaldırdığı oltacı tarafından hissedilebilir, bu durumda yem hafif hafif havalandırıp oynatarak lüfer kıskandırılmaya çalışılır. Neticede lüfer için mazmuzlama yapmak olumlu değil olumsuz sonuç verir.
ben balıga,balık bana tutkun ellerine saglık aret abi,ama kafam karıstı,nıye dersen dün skoylu(serdar abi) bunun işe yarayacagını söylemısti lüfer icin..sastım kaldım
Külliyeten yanlış Aret.. Lüfer, canlı yem varken senin yemine gelmiyorsa, yemini bir kontrol et, tekniğine, takımına filan bir bak önce. Lüfer balıkları karaya dökerken çok yakaladık biz. Evet, yemi atarsınız, akıntı alır gider. O yüzden lüfer olmayan yerde bu şekilde yemleme yaparsanız, ya çok sağlam bir yem stoğunuz olmalı, yada lüfer zaten oralarda olmalıdır. Bu tür dökme yemleme, hiç bir zaman balığı çağırmak için kullanılmaz. Ne orkinos, ne lüfer, ne de somon böyle bir yemleme ile çağrılmaz. Bu, ancak ortamdaki mevcut balığın yem seçme güdüsünü etkilemek ve saldırganlaştırmak için yapılır. Bu nasıl bir iştir? Yemleri topluca, gruplar halidne atarsınız. Ama koca bir damperden serilmiş gibi değil. Gruplar halinde. Suda bunlar birazcık dağılır. Bir avuç yem, yarım metre kadar bir yem topu olur. Lüfer gelri bunlara saldırır ama lüfere tek başına yaşamaz, sürüsü vardır. Sürüdeki yakın olanlar, attığınız yem topuna üşüşür. Ama sürüde geride kalanlar sokulacak yer bulamaz. Fakat oradaki hengmaede bellidir ve saldırganlaşırlar, artık sizin yeminize pek sorgulamadan atlarlar. Lüferin o anda kalında ne geçtiğini bilemeyiz. Ama sanki şöyleymiş gibi görünür: Yahu bitecek kalmayacak, aç kalıcaz, yumuldu şu önümzüdekiler, ne kapsak kardır.. Bu durumda, lüfer yeminizi çok fazla sorgulamaz. Dürtüleri tavan yapmıştır ve yeme benzer bir şeye hiç naz etmez. Zira düşünecek zamanı yoktur. Ama elbette siz bunu boğazın muazzam akıntısıyla yaparsanız, hiç bir netice alamazsınız. Şunu gözden kaçırıyorsunuz. Lüfer avlamakta ne kadar ustaysa, avda kaçmakta o kadar ustadır. Lüfer, açken çok süratlidir, bu yüzden çok hızlı atlar yemine ve genelde %90 yakalar. Ama doydukca bu başarısı %40'a kadar düşer. Bir şeyler yedikçe yem seçme tercihide değişir. Önceleri yakalaması daha kolay görünen küçük yemleri tercih ederken, bir kaç başarılı yakalamadan sonra, hızı düştüğü için, artık daha büyük yemlere itibar eder. Çünkü yakalamak için uğraştığına değecektir, çünkü artık yakalamak için daha az şansı vardır. Bu durumda, yem tercihi, boyunun yarısına yakındır. Yani, yarı boyundaki balıkları en çok tercih eder, daha kısaları, kısaldıkça daha az.. Bu noktada, doğru bir yem seçimi ile lüferi avlamak gayet kolay olur, gidip meradaki yemleri kaçırmaya çalıştığınıza, ki nasıl becerecekseniz, değmez. Lüferin yemlerini yemlemek lüferi çağırmanın etkili bir yoludur. Ama canlı yem varken lüfer sizinkine bakmaz demek, çok afaki bir laftır. Doğru mudur? Evet, gayet doğrudur. Ama bu laf söylenir, he, öyledir denir, ötesine bakılmaz. Acaba neden canlı yem varken sizin yeminize bakmaz? Bu soruya cevap verebilirseniz, o zaman ne yapıp lüferin sizin yeminize bakmasını sağlayacağınızı da bulmuş olursunuz. Ama hiç kimse bu soruya bir cevap aramamış sanırım. Cevap basit, tek kelimelik bir şey değil, öncelikle şuradan başlıyor. Sonra şuradan devam ediyor. Yani şöyle: Kullanılan takımların gerek hareket gerekse yemi düzgün tutma açısından pek başarılı olamadığını görüyoruz. Yem ya eciş bücüş bir hale geliyor. Yada, kazık gibi duruyor ve o canlı balıkların kıpır kıpır ışıltısı arasında lüfere sudaki bir dal parçasından daha farklı görünmüyor. İşte bu noktada, bize gerekenin ne olduğunu çıakrabiliyoruz: Yemi doğru dürüst gösterecek (mesela kaşık arkası uzun olta), yemin hareketini kısıtlamayacak, hatta mümkünse artıracak bir takım. Bunu yaparsanız, lüfer için yeminizin ordaki canlı yemden bir eksiği kalmaz. Hatta duruma göre artısı bile olabilir. Sizde o kadar canlı yemin arasında lüferi güzelce ayıklarsınız. Gelelim yemleme hususuna. Siz hiç lüfer için yemleme yaptınız mı? Acaba bu yemleme neden başarısız oluyor dediniz mi? Bu durumu gidermek için bir şeyler denediniz mi? Yemleme, karadenizde, marmara'da vs. pek çok yerde kullanılan ve başarılı şekilde lüfer avına fayda eden bir sistem. Ama elbette heryerde, her zaman fayda eder, evin önündeki su birikintisine yapın, orada bile lüfer tutarsınız gibi bir iddia yok, olamazda. Yemleme yaparken dikkat edilecek bir sürü şey vardır. Örneğin, bir çamaşır ipine yem torbasını takar atarsınız. Balıkta ipten ürker, randıman alamazsınız. Yemleme, ancak doğru yapılırsa, yeterince bol yapılırsa, ona uygun takım kullanılırsa bir anlam taşır.
anlamadım ben neye işe yarama olasılığı yüksek demişim. lüferde yemleme olmaz diye bas bas bağırıyoruz. olmaz olamaz.
Üstadım merhabalar. Öncelikle canlı yem; arkasından canlı yemin kanlısı yani şakşak dediğimiz şekil onun arkasından yem değiştirme en arkasından ise sahte geliyor bizim merada. 1- Zargana canlı 2- zarga şakşak, zargana tek göz, yaprak, kaşık arkası, 3-İstavrit canlı 4-istavrit şakşak. 5-sezın sonu ise rapala gibi.
ben balıga,balık bana tutkun ali abi sen geçen düzgün yapılırsa verimlı olur,ama onuda sarıyer tarafından atmak lazim yoksa akıntı alır götürür avlagın önüne düsmez diye sohbet etmedikmi..
İşte temel sorununuzda burada. O durumda zoka iş yapmıyor işte. Neden zoka ile inat ediyorsunuz? Başka ne deneyeceksiniz? Uzun olta mı? Köstekli takım mı? Ne? İşte hiçbiri iş yapmıyor, tecrübeyle sabit. O zaman ne diyorsunuz? Benim zokam, uzun oltam, şuyum buyum neyse, süper lüfer avlar, eksiksizdir, kusursuzdur, tamdır ama lüfer kabahatli, utanmadan benim zokama bakmıyor işte. Böyle yapacağınıza taktik değiştirseniz. Zoka olmuyorsa, bir şeyler bulun, bir formül bulun. O durumda da lüferi tutacak bir şeyler geliştirin. Ne bileyim, mesela, zokanın kafasını parlak değil kırmızı yapın. Olmadı mı, mavi yapın. O da mı olmuyor, yeşil yapın. Gene mi olmadı, demek zokanın rengi fayda etmiyor, başka bir şeyler yapın. Siz bunları yapmaktansa.. Elinizde bir takım, bir teknik var. Başka bir şey yok. Yenilikçilik filan yok. Siz, ancak o takıma, o taktiğe uyan bir durum olursa o balığı tutabiliyorsunuz. Ama maalesef, o taktiğin geçerli olduğu durumlar çok ama çok nadir oluyor. Lüferin derdi ne? Bir tekne bulsakta, içinde zokasyıla bir balıkçı olan, adamın sofrasını şenlendirsek diye mi geziyor suda? Lüferin derdi, karnını doyurmak. Bu da nerde yme bolsa, lüferde orada olacak demek elbette. Eğer siz lüferin yemi bolken de lüfer tutabilecek bir formül bulamıyorsanız, o zaman işiniz şansa kalmış demek olacak haliyle.
Eğer balık var, var olması mümkünse, iki etmen söz konusudur. Bir, elinizdeki yem, takım taklavat. İki, o an avlandığınız meranın durumu, balık var, yok, aç, tok, su bulanık, temiz vs. vs. İşte elinizdeki girenler bunlar. Formüle giren bunlar, çıkanlar ise livarınıza giren lüferler olacak. Bu durumda, bakarsınız, çıkanlar kafi gelmiyorsa bu formülden, girenleri değiştirmekten başka bir yol yoktur, çıkanları istediğmiiz seviyeye getirmek için. Ya takım değiştirirsiniz. Zoka yerine canlı yem atarsınız, çapari alırsınız, zargana yerine istavrit takarsınız vs. Yada meradaki durumu değiştirirsiniz. İşte yemleme de, meranın durumunu kontrol etmek, değiştirmek için uygulanan yeğane yöntemdir. Siz yemleme ile meranın durumunu hangi hale getirdiğinizi bilmiyor, körlemeye gidiyorsanız, elbette faydalı olmayacak, sudan çıkanlar değişmeyecektir. Yemleme gibi bir mera durumunu değiştirme işi, bilinçli olarak, planlanan taktiğe, yeme, takıma vs. neyse, merayı uydurmak için yapılır. Elimde zokam var, ama lüfer gelmiyor, dur biraz yemleyim de gelsin diyorsanız, boşa balık ve yengeç beslemiş olursunuz sadece.
Çok iyi güzel anlamışsın o zaman sadece latifeydi. sarıyer ile av yapacak yer arasında kaç kilometre var biliyormusun. böyle bir saçmalık lüfer olayında yoktur hiçbir zaman olmadıda. mesaj yerini bulur sana yazılmamıştı dostum o...
Evet, evet, yoktur Alico.. Bilmem kaç litre mazot yakıp sabahlara kadar yol gitmek, kepçe sallamak gibi muazzam saçmalıkların olduğu bir mevzuda böyle bir saçmalığa sığacak yer kalmaz zaten.
Selam abiler,haddim değil ama bende bu konuya katkısı olur ümidi ile bir şey eklemek isterim.Yaban'da bir köpekbalığı avında gördüm.Adam önce bir torbanın içerisine birşeyler koydu.İçinde balık vs.vardı herhalde.Sonra da 4.5 kg'luk kofanayı aldı.ona yakın bir tane daha yakaladı.Sonra da onu köpekbalığına yem yaptı. Adam'ın söylediğine göre lüferler oluşan yağ tabakasına geliyorlarmış. Eğer ali abinin dediği doğruysa,lüfer yemlenmezse,bu adamlar nasıl yapıyorlar? Amacım polemik yapmak değil,sadece meraktır. Zaten yapmak istesem de bilgi ve tecrübem buna izin vermez. Hepinize rastgele..
