Bolca balık tüketin bebeğiniz uzun boylu olsun

Konu, 'Balık Yemekleri' kısmında MELİH_REİS tarafından paylaşıldı.

  1. bilği paylaştıkca çoğalır
     
  2. Suatreis

    Suatreis

    Mesajlar:
    267
    omega 3 yanlızca balıkta var biliyonuz dimi. analarımız boşuna bize öğürte öğürte yidirmiyodu o yağı. ayrıca çocukta zeka gelişimi ve kavrama yeteneğinin (motor) en hızlı olduğu 0-3 yaş döneminde hat safhada lüzumlu. Bide şu varki yemeyide öğretin herkes hakkını veremez bunun. Balık yemenin bi adabı vardır. Balıktan kalanla 1 kişi daha doymasın yazıktır günahtır.
    e mi :)
     
  3. omega-3 yaralarının bilimsel acıklamaları ve faydaları günümüz de hala araştırlmaktadır En son okuduğum bilgilere göre kalp beyin ve ilerki yaşlarda oluşabilecek hastalıkların ileleyiş nedenlerini minumum seviyeye indirdiğini gösteriyor. Reisin de dediği gibi çoçuklarda gelişim süresinde önemli bir besin olarak ortaya çıkıyor..Önem gerektiren bir besin olarak karşımıza cıkıyorr..
     
  4. Açıkcası şu dönem için özellikle söylüyorum KIRMIZI ET,TAVUK ETİ VE BUNLARDAN YAPILAN BİR ÇOK ET ÜRÜNÜNE güvenmiyorum, mümkün mertebe evime sokmuyorum ancak kurban bayramında evime gercek bir kırmızı et giriyor açıkcası ama balığımı haftanın en az bir iki günü soframda misafir ederim, allahtan çocuklarımda çok seviyorlar balığı :) ... soru işareti oluşturmayacak tek ET ;)
     
  5. denizlerimi

    denizlerimizi kirtletme gibi bir durum ortadan kalkarsa bence Biz her zaman rahatlıkla balık yiyebiliriz ...
     
  6. Suatreis

    Suatreis

    Mesajlar:
    267
    yanılmıyorsam bir seminere katıldığımda konusu geçmişti söyleki: iç organları ve dejarzasyonel atıkları (pulları dahil) haricinde etinde mikrop ve bakteri barındırmayan tek kollektive canlının balık olduğu ancak virüs ve mantarlara karşıda çok duyarlı bir organizmaya sahip olduğu bu neden ile bulaşmaya daha izin vermeden balığın öldüğü gözlenmiştir. Birde eklemek istediğim birşey var ıstakoz hakkında; yuvasında yada muhitinde başka bir ıstakoz varsa ve öldürücü nitelikte bir virüs yada mantar taşımaktaysa nasıl olduğu bilinmeyen bir şekilde bunu hissediyor o bölgeyi terk ediyor ve başka ıstakozlarıda bir şekilde ikaz ederek karantina sınırı çiziyor.
    sonuç itibarı ile hem vücut hemde ruh sağlığı açısından daha güvenilir bir canlı türü şimdilik görünmüyor.
     
  7. sağol SUAT önemli bir bilği, teşekkürler :)
     
  8. hakansener

    hakansener

    Yaş:
    38
    Mesajlar:
    26
    Şehir:
    ankara-izmir-istanbul-aydın(didim)
    Favori Kamış:
    seacsub x-fire 95
    En İyi Avı:
    4 kg levrek
    dünyanın en yüksek ölüm yaşı ortalamalarının gözlemlendiği 3 bölgenin ortak özelliğinin, bölge sakinlerinin 1. stressten uzak ziraat-balıkçılık işiyle meşgul olması; 2. günde en az 1 öğün balık yemeleri olduğunu biliyormusunuz... ;)
    bu arada bana göre bişey ne kadar kötü taddaysa o kadar faydalıdır.. 2 örnek: balık yağı- kekik suyu ( istisnalar kaideyi bozmaz-arı poleni )
     
  9. zarganacı34

    zarganacı34 önder

    Yaş:
    45
    Mesajlar:
    518
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    lineaeffe s-curve kamış+Okuma synex 660 makina, Lineaeffe fire spin trabucco makina
    En İyi Avı:
    Levrek
    Yalnız tek bir husus var o da aklıma deniz kirlenmesinden geldi. Pis denizlerde yakalanan balıklarda ağır metal miktarı fazla olduğu için ilerleyen zamanlarda ağır metal zehirlenmesi veya bunlara bağlı kanserler olabilir. Bunlara da dikkat etmek gerekir diye düşünüyorum.
     
  10. ebaşarıcı

    ebaşarıcı

    Mesajlar:
    14
    Şehir:
    manisa
    Favori Kamış:
    olta
    dün arkadaşımdan böyle bir mesaj geldi.Ne kadar doğru bilemem ama düşündürücü.

    HABER - SAGLIK

    BALIK - MIDYE SEVENLER DIKKAT :



    Ölüm balıkları MARMARA' DA

    Marmara Denizi' ndeki balıkların sanayi atıklarıyla beslendikleri için karaciğer kanseri ve böbrek yetmezliğine neden oldukları tespit edildi. Midyeler ise balıklardan daha tehlikeli çıktı.

    Marmara Denizi' nde yaşayan 3 balık türünün, karaciğer kanseri ve böbrek yetmezliği yapabilecek kadar tehlike saçtığı anlaşıldı. Marmara Üniversitesi Sağlık Eğitim Fakültesi' nden Yrd. Doç. Dr. Yaşar Keskin' in başkanlığında, Birinci Ordu Gıda Müfreze Komutanlığı' nda Sorumlu Veteriner Hekim Ruhtan Baştakaya, Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Oğuz Özyaral, Yrd. Doç. Dr. Nimet Emel Lüleci ve Prof. Dr. Osman Hayran' dan oluşan ekip, 1 yıllık çalışma sonucunda çarpıcı sonuçlara ulaştı. 2005 yılında başlayıp 2006' nın ilk aylarına kadar süren 13 aylık çalışma, 20 tür balık üzerinde gerçekleşti. Balıklarda, sanayi atıklarında bulunan civa, kurşun, bakır ve kadmiyuma olan 4 ağır metale bakıldı.

    LÜFER TEHLİKE SINIRINDA
    Araştırmaya göre, Diğer tehlikeli balıklar ise ikinci sırada Bakalyoz ve üçüncü sırada Hamsi geldi. Tehlike sınırında olan balıklar ise şu şekilde sıralandı: Lüfer, Karagöz, Palamut ve Karides. Ağır metal taşıyan balıkların en büyük özelliği ise dip balıkları olması. Araştırma ekibinin başkanı Yrd. Doç. Dr. Yaşar Keskin Marmara Denizi' nde avlanıp satışa sunulan balıkların ölüm tehlikesi saçtığına dikkat çekti ve "Sanayi atıkları kontrolsüz bir şekilde doğaya bırakılmakta. Bunlar içerisinde ağır metaller deniz, göl ve barajlarda birikerek su ekosistemini etkiliyor. Bunlarla temas Eden balıkların kas ve dokularında birikmesinden dolayı insanlarda zehirlenme ve ölüm vakaları görülüyor. Bunun ilk örneği de 1950'de Japonya'da anlaşıldı" diye konuştu.

    Sakın midye yemeyin
    Yrd. Doç. Dr. Yaşar Keskin' e göre araştırmanın en çarpıcı sonucu Marmara Denizi' ndeki midyeden, hamsiden ve bakalyozdan kesinlikle yenmemesi. Midyelerde 0.5 olması gereken civa oranı 1.75 ile sınırın 3.5 katı üzerinde bulundu. Ayrıca midyede kadmiyum elementi de 1 olması gerekirken 1.122 olarak belirlendi. İncelemeye alınan 20 balık türü ise şunlar: Mezgit, Kefal, İzmarit, Barbun, Midye, Bakalyoz, Hamsi, Karagöz, Mercan, Dil, Çinekop, Sardalya, Uskumru, İstavrit, Kolyoz, Zargana, Palamut, Gümüş, Karides, Lüfer.

    5 yıl sonra anlaşılır
    Memorial Hastanesi' nden Doç. Dr. Kenan Keskin, ağır metal almış olan balıkların tüketilmesiyle 5 yıl sonra ağır metal zehirlenmesinden ölenlerin sayısının artacağını söyledi. Keskin, taktirde başta kanser olmak üzere, "Yenilen balıklar kısa sürede değil AMA bir süre sonra büyük hastalıklara ve hatta ölümlere neden olurlar. Organ hastalıkları başta olmak üzere, karaciğer kanseri, böbrek yetmezliği, beyin hasarları, kan kanseri türlerine davetiye çıkarırlar. Civa, kurşun, kalay gibi ağır metaller yüzünden zehirlenmeler zamanla kendini gösterir. Fark edilmeden ortaya çıkar. Marmara Denizi'ndeki ağır metal içeren balıkların tüketilmesiyle çıkacak olan felaket sonuçları 5 yıl sonra görülmeye başlar" dedi.

    Sibel ÜNLÜ

    Bugün Gazetesi