Merhaba, Herkese iyi bayramlar öncelikle, Sanırım boğazda sarıkanat başladı. Ben gece sarınakata çıkmak istiyorum daha önce istavrit, sardalya, iskorpit gibi kolay balıklara attım ama artık sarıkanata çinekopa çıkmak istiyorum. Gündüz mü daha verimli olur yoksa gece mi? Ve tutma konusundaki tavsiyeleriniz nelerdir Diptemi balık at çek mi yapıcaz nedir yani ? Teşekkürler,
Sevgili Volkan merhabalar. Nacizane tavsiyem; çinekopa-sarıkanata olta atmayalım abicim. Onlar henüz yavru balıklar biliyorsun. İşte bazen böyle "kötü adamlar" insanın balıkavı hevesini kursağında bırakıyorsa; Hoş gör, mazur gör lütfen. Tercih elbette senin , hem plan da yapmışsın ama, derim ki onlar daha yavru.
Selam üstadım, tabiki doğrudur. Sadece zamanı geldiğini düşünmüştüm çünkü hep duyduğum sonbaharda sarıkanat vs.. vs.. oluyormuş. Birde geçen balıkcıdan balık aldım ayıptır söylemesi sarıkanat kilosu 50 ytl - 45 ytl
Şahsi fikrim balıkçılığın vicdani tercihlere bırakılmamasıdır. Ben olta ile günde 4-5 sarıkanat tutup sürdürülebilir balıkçılık adına bunları denize salarken çubuklu önlerinde ağ atan gırgırlar tonlarca çinekop kaldırırsa vicdanım bir noktada iflas eder.
Sarıkanatın durumu şu anda belli değil geçen sene bu zamanlar gece yemli dip takımı ile oldukca verimli avlar verirken bu sene gece yemlisi tatminkar değil. Arnavutköyde fenerin orda gece su üstü ile alınıyordu. Ayrıca istavritin kıyıladığı 2-3 gün öncesine kadar çaparideki kurşun arkası mantarlı yemli takım ilede av oldu ama aslında bunlara sarıkanatta denemez çinekop yapıyor bu sene ama tutarsız. Kıyılayan kıraça ve istavrit doğal olarak balığın doğal yem ile yemlenmesini ve oltaya itibar etmemesine yol açıyor. O yüzden şu sıralar bu yöntemle av yap diyemiyorum bir bakıyorsun rapala çalışıyor bir bakıyorsun çapari arkası şansa kalmış.
Anlayışın için teşekkür ederim. Zaten çinoları sarıları avlamasak, bir de avlayanlardan satın olmazsak göreceksin ki en geç iki yıl sonra tezgahlara lüferler, kofanalar gelecek ve dahada ucuz olarak hem de. Bu kısır döngüyü kırmaya bir olta ile dahi olsa vereceğimiz emek, destek ve sabır hem yavru balıkların kazancı, hem satıcıların kazancı, hem de topyekün ülkemizin kazancı olacaktır. Her türlü yöntemle yavru balığın köküne kibrit suyu dökülürken "Bir damla su bu ateşi söndürmez" diyerek kendi katkılarımızı değersiz saymaya hakkımız yok. Bilakis bu anlayış baştacı edilecek çok değerli bir anlayıştır, lütfen farkedelim.
Savaş kardeş, haklısın vicdanlarımızın sınırlarını malesef 14 cm.lik yavru balıklarla kayıt altına almışlar. Lüfer denen balık 13 cm. iken avlanması yasak, +14 cm. ise yasal (!) sayılmış. Günlük 5 kilograma kadar avcı için serbest. Bu anlayış kişi vicdanında dahi yer bulamazken gırgırın/trolün tonlarca kapasiteli ağına nasıl bir yasal vicdan bulunur ki? Sonuçta avlanılan yavru balık, daha ötesi yok...
tam anlamıyla başlamadı balık nazlı gece yemli henüz başlamadı havalar daha da soğumalı böyle kemiklerine kadar üşüdün mü ve istavrit gelmedimi oltaya anlaki o zaman başladı demektir
Arkadaşlar, Neden gırgırları eleştirmiyorsunjz,burada hep amatörlere sunu tutma bunu tutma gibi salıklar veriyorsunuz..esas katliamı onlar yapıyor..bu konuda hiç kimse kılını kıpırdatmıyor..son zamanlarda amatörlere yönelik bir tatsız bir durum var.. tabii tutulması istenmiyorsa diğerleride tutmuyacak..onlar tutacak, katliam yapacak sen oltanlan avlanırsan sana tutamassın denecek..bu durumu anlamış deilim..tabikii söylenenler doğrudur..yavru balığı tutarsan büyüğünüde tutamassın,ama topyekün bir koruma yoluna gidilmeli..bu nuda biz bireyler deil..devletin yapması, en azından böyle bir anlayışa sahip olması gerekmektedir..çünkü caydırıcılığı ancak devlet yapar..(eğer yaparsa) zaten büyük balık gırgırlarının sahipleri devletin içinde onlar ne isterse o olur..mazotu bile ucuz alırlar..ne yazıkki..
Ferdi Bey; Öncelikle bu yazınızın balık katliamına olan haklı bir insani tepki olduğunu bildiğimi belirteyim.Ancak forumun dewamlı takipçilerinden olsaydınız hemen herkesin ilgililere boğazda gırgırların dolaşmasına tepkilerini dilekçe yazıp ortak metinleri tartışıp nasıl cümleler kurulursa daha etkili olur yönünde tartışmalar yaparak mail yoluyla belli ettiklerini sonuçlarını bile burda paylaşıp bir yere gelinemediğini görürdünüz. Sizin yazınınza tamamen katılıyorum ancak bizde sessiz kalmadık tepkimizi verdik.Avlarınız daim olsun.Bayramınız mübarek olsun.Saygılar.
Ferdi ağabey, saygılar sevgiler. nasılsın ağabey ? Öncelikle bayramını kutlarım ellerinden öperim. Yazdıklarını okuduğum kadarıyla ağabey sen makus talihine boyun eymiş kabullenmiş gibi görüyorum işin gerçeği bütün söylediklerinle gerçekci ve pes etmişlik görüyorum. Caydırıcılığı ancak devlet yapar..(eğer yaparsa) zaten büyük balık gırgırlarının sahipleri devletin içinde onlar ne isterse o olur..mazotu bile ucuz alırlar..ne yazıkki.. Dediğin gibi devletin yapması gerekiyor. Hatta bu düzenlemeyi yapanda devlet. Ama yine dediğin gibi büyük gırgırların sahipleri, trollerin sahipleri devletin içinde yada bu kararları alacak bireylere, istediği kararları aldırtma dinamiğine sahipler. Bu çerçeve içerisinde devletin buradan bu şekilde eleştirerek , bu konular daha çok su götürür. Havanda su dövmekten başka hiçbir işe yaramaz. Bunu sizde biliyorsunuz Ferdi ağabey zaten yazınızda da belirtiyorsunuz. Buda demek oluyorki bu konuda devletten birşey beklemek çok saçma. Bu güne kadar zaten buralarda gırgırlar ve troller her plartforma eleştriliyor ve malum sebeplerden dolayı deli zırvasına dönüyor. Tencit pilavı gibi tekrarlanıyor başa sarılıyor. Yok boğazda gırgır girdi uzun oltacı küçük amatör ve profesyonel balıkçılarda gırgırların boğaz içerisindeki avlarından rahatsızlar. Bunu herkez biliyor, kıyıdaki oltacılar bile rahatsız olduğuna göre bu işte uygulama hatası var. burada hep amatörlere sunu tutma bunu tutma gibi salıklar veriyorsunuz..esas katliamı onlar yapıyor Kimsenin burada o balığı tutma şu balığı tut yada yapmıyalım demesi kesin talimat ve kuralmış gibi algılanmasın. Av raporlarındada yapılan eleştrilerede gönülden hak eriyorum yapılan avlarda herkez bukadar özgürse yapılan eleştirilerin sivriliğide oakdar özgürdür. Zaten başta istanbul ve diğer kıyı illerimizde isteyen istediği gibi avlanıyor. Bu kapsam bizlerin yaptığı sormuş olan arkadaşalara iyi niyetli olarak yönledirmektir. İsteyen istediği gibi avını yapar ve yapıyor zaten devletin verdiği limitlere uysa ne olur, uymasa ne olur? Devletin sirkülesinin kedine hayrı yokki balıklara hayrı olsun. Peki bu sirkülelere gırgırlar bile uymazken, denetimi yapılmazken küçük avcı yada amatör avcı neden uysun, pisikolojisi ve mantığı içerisinde avlanıyoruz. Bunun en açık sözlü söylenişi esas katliamı onlar yapıyor Evet doğru gırgırlar yüzlerce kilo av yaparken oltacının 3-5 balığı devede kulak demek bir yandanda önünde serdiği gırgırın ağından rahatsız olması abeste iştikal. Unutmayınki halk bilinçlendikçe bu hırsızların ,rant peşinde koşanların, doymayan aç gözlerin önüne bilinçli avcılar ve bilinçli halk geleçektir devletin bittiği noktadır. Gerekli merçilere defalarca yazılmış yazılar, çekilmiş mesajlar, verilen dilekçeler, kulanılan protestocu oylar kısık sesli kalıyor. Sesi yükseltmek için sokakalara dökülmek lazım,ama kaç kişi polisin karakola göz altına alınıp sonra geri salınacağını göze alabiliyor. Bırakalım polislik yanını oltayla avcılık tamamen amatör bir organizasyondur. Yasalsızlığın içinde yasalasızlık almış başını gidiyor.Düşünün av hayvanlarının ticaretinin bile yasak olduğu memelektimizde istanbulda kova içerisinde kıraçalar istavritler, çinekop, sarıkanatlar göz önünde göz göre göre satılıyor. Bunun denetimini kimse yapmıyor. Biz bu düzensizliğin almış başını gitmişliği, isteynin istediği yerde at koşturduğu hale gelmiliği rahatsız ediyor. Bunun sebebide memelektimin işsiliği, geçim sıkıntısı, kısıyoladan 3-5 cebe atmanın hesabından geçiyor. Oltacı elbette biliyor çinekobun ,sarıkanadın, lüferin aynı familyadan olduğunu. Ama bu düzensizlikten yararlanmak varken neden 3-5 kazandığı tezgahı kapatsınki neden orada burada toplanan bilinçli amatörün arasına katılıp protesto etsinki ? O yüzden sap gibi 3-5 kişi gidip oltacının yanına biz böyle yapıyoruz şöyle yapıyoruz diyip kaçkişi oltasını toplayıp protestoya katılırki bence direk söylenen söz s...tr lan işine bak , en kibarı sen bu balığı bilmoyosun bunlar bukadar büyüyor demesi olur Bukadar umutsuzluğun içinde oltacılığı ticarete dökmemiş olan insanlarla bu iş yürür. Onlar bilinçlendikçe yüreklendikçe kova içinde kraça satanların önü kesilecektir. Haa şimdi bu insanlar meslek edindiği bu oltayala balık tutup satma işini bırakıp hırsızlıkmı yapsın? Sanmıyorum bu işle evgeçindiren çocuk okutan birisi yoktur tamamen ek iş yada harçlık çıkartmaktır. O yüzden bu oltacı arkadaşlarda ya denetim getirilmeli yada engellenmeli. Kendi içimizde oltacı olarak eşitlik ve ağız birliği yapmıyorsak halk olarak ve halktan birisi olrak orada bilinçsiz olanları bilinçlendirmeyip kandırıp kendi kovasındakini taze bunlar şıkır şıkır diyip satıyorlarsa bu da edepsizlik ayıptır insan kadırmacadır. Sarı kanadın, lüferin iyi yaptığı yıllarada profesyonel oltacı birgünde adam başı 20-30 parça balık yapar bunu restorana ,balıkçıya hale girmeden elden anlaşılarak satıldığında tanesini 35-40 ytl den satar buda birgünde en aşağı 700- 750 ila en yüksek 1050-1200ytl arası buda lüfer sezonunu 2-3 ay olduğu için ve balığın akıj halinde gezmesi bu oranlarda aşağı oranlara oynama yapar ama günde 500 - 700 ytlde hiç kötü değil o yüzdende bu izlaham ve gece gündüz avlakta bekeleme oluyor.12 ayın 2-3 aynı çıkardığımızda 9-10 ay istvarit , mezgir zargan atlim onlarda lüfer gibi para etmez. Buda bu profesyonel oltacıların cep harçlığı niyetine yada kısa günün karı niyetine yaptığı bir iş olduğunun kanıtıdır. Bu işin çözümü sirkülelerirn gerçek olması gereken boyutlara ve limitlere getirilmesi, amatör ve profesyonel oltacı olarak ayırt edilmesi ve profesyonellere denetim ve teftiş getirilmesi balık hallerine getirilen balığı kapıdan girdiği an kontrol edilmeli balıkçı tezgahlarada tekrar kontrol edilemlidir. Son olarak sarıkanat, çinekop, ispendek,ladik gibi alt boylardakilere isim verilmemeli ve sirküllerde bu ibareler kullanılıp değer belirtilmemeli, yasakalanmalı ve kaldırılmalı. Yazılması kolay ama iş uygulamaya bakar, denetimler yapılmadığı sürece limitleri yukarı çeksen , balık isimlerinde düzenleme yapsan, amatörü profesyoneli ayırt edemeyip hepsi birbirine karışsa ne olur. Denetim şart hemde temiz yürekli insanlarca
Yazılarınız için çok teşekkür ederim gerçekten çok usta ve güzel balıkcılarsınız. Denizi ve balığı bu kadar yürekten seven abileri görmek beni çok mutlu etti doğrusu. Aslında, amatör ve kıyı balıkcıları olarak sesimizi medyaya duyurmalıyız yoksa dilekçe vs.. vs.. hak getire... Ben doktor tavsiyesi ile bu işe başladım ve inanırmısınız en etkili ilaçtan bile daha iyi geliyor. Kimsenin bu durumu ben ve benim gibi insanların elinden almasına zevkini neşesini bozmaya hakkı yok. Dediğiniz gırgır ve ona benzer şeyleri tam bilmiyorum ama zararlı olan herşeye sonuna kadar karşıyım. Saygılarımla.
arkadaslar kimse üstüne alınmasın yada darılmasın ama ben gece sabaha kadar avda bekliyorum 1-2 parça balık yakalamak o zevki almak için ama eğerki tuttuğum balık yiyebileceğim kadar etli ise işi cıvıtmadan 3-4 parça kovama koyarım ve 14cm mi bunun yasal sınırı yani 10cm yenmez mi bence bu düşünce yanlış ben 10cmlik sarıkanatı salacam gır gır 3-4cm lik balığın dahi kökünü kazıyacak bence burda düşünce önemli yasal sınır 14 cm ise 10cm yakaladın 3-4 parça tut sonra gelenleri bırak bu kadar hassas insan varsa yasal konularda gırgır ve trollerin üzerine gitsinler bizim sitedeki herkesi toplasak 1 gırgırın haşat ettiğin yasal sırın altındaki balığı haşat edemez bunuda unutmayın
Ben katılmıyorum size. Siz madem hobi olarak yapıyorsunuz neden balık yakalayıp, yeme derdindesiniz ki? bunu size zorla yaptıran birileri olduğuda yok. Yasal sınırlar diyorsunuzda, o yasal sınırları belirleyenlenlerin daha kendilerine hayırları yok, balıkların ayrımını bile yapmaktan aciz kişiler. Balık adına senden benden daha fazla bildiği birşey yok. Defne yaprağı, çinekop,sarıkanat vs.... bunlar tamamen ticari oyunlara dayalı isimlendirmeler... Bu balık yakalanacaksa, Lüfer olmadan yakalanmamalı. Biz amatörüz, gırgır ve trollerin yaptığı bizi bağlamaz.. biz işin hobi kısmıyla ilgileniyoruz, ticari boyutlarıyla değil. Buna rağmen şahsi olarak kimsenin avına karışamam, baskı uygulayamam isteyen dilediği gibi avlanır ama konu madem doğrumu yanlışmı mevzusu bende fikrimi belirtmek istedim..
Lüfer olmadan yakalanmamalı lafına karşıyım.Tamam, yumurtlaması lazım üremesi lazım ki herkes bu dürtüyle sağduyuyla hareket ederse zaman sonra kıyıdan lüfer yakalayabilme ihtimalinin yüksek olduğunu göz önünde bulundurarak çinekop sarıkanatları denize geri bırakalım.Herkesin diline aynı nakarat. Hobi kısmına değinmek istiyorum. Bende balık tutma işini D vitamini eksikliği yada yiyecek bulamama sıkıntısından yapmıyorum Allaha şükür.Hobidir en nihayetinde.Ama ben eğer birsürü yol gidip soğuklarda bekleyip koca bir gecede 4 tane çinekop yada sarıkanat yakalamışsam hiçkimse kusura bakmasın ben o balıkları eve götürürüm.Yenebilecek, pişirdiğine değicek kadar eti olan ve makul sayıda balık yakalanmışsa o balık yenir.Madem hobi olarak yapıyorsunuz sadece yakalama zevki için balık tutuyorsunuz o zaman sizde televizyonda gördüklerimiz gibi bırakın o balıkları tekrar denize ?Belki kıyıdaki o çinekoptan başka bişey tutamayan adama denk gelir o balık.Hadi canım bir adet lüferi denize sırf balığı yemek için tutan birisine denk gelir diye bırakırmıyım der insan doğal olarak dimi ? Şimdi gerçekçi olalım. Doğru dürüst lüfer yakalayabilen yok piyasada tekneden olsun kıyıdan olsun %10'u geçmez gelen lüferler. Hepsi çinekop sarıkanat.Şimdi vatandaş lüfer yemek istior. Dünyanın parasını verip satıcıdan ufak (!) lüfer mi alsın ? Yoksa gece denize bıraktığı çinekoplarımı para verip alsın ? Sözün özü, Kimseye defne yaprağı yakalayanları savunmuyorum.Sadece makul derecede avlanan insanları suçluluk psikolojisine sürüklemeyelim.Adam 4 tane çinekop tutmuş çokta küçük değil boyları.Bırakın adam balığını yesin afiyetle.Teknesi yok bişey yok kıyıda beklemiş saatlerce.Bride balığı küçük olduğunu göre göre eliyle yakalamıyor ya bu adam ? imkânı olsa seçer büyüklerini yakalar. Saygıda kusur ettiysem affola. Avlarınızın daim, ölçülere uygun ve bereketli olmasını dilerim.
Caner abi söylediklerine canı gönülden katılıyorum. Bu farklı isimlendirmeler tamamen ticari kaygı ve avcının küçük balık tutmadım diye bilmesi için söylenen yanılsatıcılar kandırmacadır. Necip arkadaşım kimseye 4 tane çinekop tutun diye bütün lüferlerin soyunu tükettin diye tefta bulunmuyoruz zaten lüfer dediğin türün küçük boylrıda ,büyük boylarıda sürü halinde gezer ve belli yataklara knalllar sayesinde giderler o yataklarda av verir. kanladaki balık zaten akın halide gezen balıktır. Bu balığı yakalamak için dediğim gibi ya yatağına olta atıcaksın yada kanalına, lüferin çeşitli isimlerini verimli şekilde avlamanılan noktalarda sadece 1 kişimi avlanıyor sence herkez bilirki balık verimli şekilde av veriyorsa boyu ne olduğuna bakılmadan omuz omuza olta atılır buda 1 kişinin olta attığı yerden 4 tane alabiliyorsa buda verimiz kabul ediliyorsa düşünün artık omuz omuza atılan yerden kaç balık alınıyor. sadeceİstanbulda bu balığın yakalandığını düşünmeyin Türkienin heryerinde av veren bir balık. Hesabınıza bunuda ekleyin. Böyle düşündüğünüzde aslında sözlerimiz tekbir kişiye değil genele sesleniş olduğunu anlıyacaksınız. Aslında lüfer balığı levrek gibi, kefal gibi kurnaz balık değildir hırçın balıktır bunun için kolay av oluyor. yemini verdinmi yemiyecekse bile ısırık atabilen bir balıktır. Buyüzden kolay av verir. Ama avcı avlaya bilen bir balıktır sürekli hırçınlığıyla keskin dişleriyle donatılmış lüfergiller oltaları kesebilirse kurtuluyor. Yoksa bence kolay av veren bir balık. Birde bu lüfer balığı bütün bir yıl sürekli göç eden cebelitarıktan çıkmadan akdenizi turlayan bir balıktır fakat bu demek olmuyorki koca akdenizdeki lüferlerin tamamı ,karadenize giriyor , göç zamanı çıkıyor, lüferde balinalarda, yunuslarda, karettakarettalarda levreklerde. ve diğer canlılarda olduğu gibi doğduğu meraya tekrara dönerek yavru verme alışkanlığı vardır. Öyleki bizim karadenizde giren çıkan sürünün olduğu gibi başka sulara dağılan gezen sürülerde var. Ama bilmeliyiz ki öneli olan kendi rezervlerimiz. Doğanın dengesi giderek bozuldu küresel ısınma kendini hissetiriyor hemde bu ısınma süresini 1 -1,5 ay uzattı düşüne biliyormusunuz eskiden 10 kasımda kar yağardı şimdi ise hava günlük güneşlik 2 yıldırda böyle. Lüfer balığını bilirsiniz, belirli su sıcaklıklarını arıyan ve yeminin peşinde göç veren bir balık. Bu iki unsur ters düşünce balığın yaşamınıda etkiler. Popilasyonuda bozulur. Kıyıdaki balıkçının o yüzden avları verimsizleşiyor. Hem balığın popilasyonu azalıyor hemde eskisi gibi kıyılamıyor eeee birde boğaza gırgır girerse bu balığa derin suda da rahat vermiyoruz. Ben bunları yazarken kendimi balığın yerine koyuyorum. Tabi fikirler değişmezse ya balık boğazdan vazgeçicek yada soyu tükenecek balık balık olduğu için doğası gereiği tekrara yumurtladığı yere dönecek yani boğazdan vaz geçmiyecek vazgeçseydi okdar düşünebilseydi iç güdüsü baskın çıkmasaydı o pislik deryasına, o gürültülü denize ,heryanı tuzaklarla dolu olan denize tekrara dönmezdi. Genetik işte iç güdüsel dönüyor. Bu balığı avlıyanlar olarak amatör olsun, profesyonel olsun, oltacı olsun, altında teknesi olan olsun yada gıgırları olan kaptanlar iş adamları olsun bu zihniyet değişmezse bizde lüferden vazgeçeriz. Eğer 3-5 tane çinekop tutan kovasına koyarken içinde bir rahatsılık duyuyorsa o adamın anlından öperim çünkü o adam halen amatör ruhunu bilncini taşıyor ama etrafındaki kötü avcıların huyuna çekiyor olmasından bu rahatsızlığı duyuyor. Emin olun genç bir amatörün yanında ona öncü olan saddece avlaktan av esnasında tanıştığı bir abisi ona bu balığı küçük olduğunu ve saldığını söylese ve birebir gösterse uygulasa, o genç avcıda aynı şekilde onun yanıda davranıcak çünkü bu ustasına saygısızlıktır bence en azından öyle olur. İçi rahat olmayan zaten bunun farkındaysa , tutup bizlerin yazdıklarını okuduğunu sanmıyorum
Ben barakmıyorum diye bişey demedim ki.. benim kovalar dolusu balık yakaladığım nerde görülmüş veya çinekop peşinde koştuğum... Necip, bak bu sitede bu dediklerini yapıp, bırak çinekop, sarıkanatı... kofana boyuna gelmiş balıkları salanlar var.. videolu... raporlar bölümünde görebilirsin... bu insanların günahı ne peki onca yolu katedip, yorgunluğu göze alıp, yakaladıkları balıkları birde suya iade ediyorlar... onları buna yapmaya zorlayan mı var? isteseler alamazlarmı balıkları torba torba... Sizle anlaşamadığım konu bu..: Balık yemekle, amatör balıkçılık yanyana bile getirilemez. Balık yemek için balıkçıya gidilir. Avcı yasal limitler dahilinde avlanır isterse yer ama işin özü spordan, hobiden ibarettir.. o yüzden olgunlaşmamış balıkları avlamayalım diyoruz. Yoksa 4 tane çinekopuna göz koymuşluğumuz yok bizimkisi sadece tavsiye ve fikir.... Hem bak sen bana mesaj yazarken ben yazımın sonuna ne eklemişim: İstyen dilediği gibi avlanır bişey demeye hakkım yok ama madem herkes fikir belirtmiş bende yazdım geçtim. Sende affet saygıda kusur etmişsek.. rast gele.
peki ben birşey daha sorayım, Ben geçen vaniköyde sarıkanattı çinekoptu atanlara sordum iğne boyutu aynıymış lüferde gelse sarıkanatta gelse o hayvan kocaman iğneye takıldımı nasıl çıkartıcaz nasıl canlı kalacak ? onuda çok merak ediyorum. Yaşarmı ?
bu balığın yemi yani iğneyi yutup yutmadığına ve senin iğneden nasıl çıkarttığına bağlı. Şahsen bana gelen yaprak ve çinekopları zarar görmeden öpüp salarım. Ama yemi yutmuşsa solungaçları parçalanmışsa yapacak birşey yok malesef.
Estafirullah caner abi saygı bize düşer. Zaten ben şahsına küçük balık kovalarca tutuyor demedim(ki haddim değildir).Benim söylemek istediğim az da olsa tadımlık tutan insanların şevkinin kırılmaması. Zaten ömrünü sınır altı balıkları tutup yiyerek geçirecek bir ''mantıklı'' balıkçıda yoktur; zaman sonra doygunluk gelir ve kallâvi balıkları tercih eder insan.Zaten insan lüferin alınabildiği bir ortamda hissederse kendisini, gidip çinekop sarıkanatları(defneleri konuya dahil bile etmiyorum)inadına tutmaz.Benim asıl anlatmak istediğim konu bu.Ayrıca tuttuğun 2 parça diş kovuğuna yetmicek balıkla para verip feriştahını aldığın balığın tadı arasındaki farkı siz üstadlar eminim hepimizden iyi biliyorsunuzdur. Birde mantalite farkı var galiba. Ben mesela balık çok tüketen bi insan değilim. Bu sene para ile alınmış hatta evimde pişmiş çinekoplardan 1 lokma bile almış değilim.Ama konu avladığım balık olunca farklı bi durum söz konusu. Amaç tabiki tutmak ama sadece tutmak değil yeme dürtüsüde var bende. Ama yemek için katliam yapmak caizdir fikrini de doğurmicak ölçüde tabiki. 3 kiloya yakın istavrit tuttum 2 hafta önce 1 kilosunu rahat geri bıraktım çok küçük diye.Sebep ? büyüklerinide tutabilme ihtimalini hissetmemdir. Ayrıca bir insan kofanayı o iğneyle tutupta yemiyor tekrar denize bırakıyorsa ben o insanı acımasız ilan ederim.Sonuçta bu balıklar biz insanlar için yaratılmış canlılar.Yemiceksen eziyet etme. Yenilmicek kadar küçükse yada farklı bir balığın peşindeysek yada (bir önceki mesajımda kastettiğim) televizyonda belgesellerde gördüğümüz gibi araştırma amaçlı tutulmuş büyük balıkları tabiki bırakmak bir erdemdir.Her hafta sonu gidipte evet balık tutabiliyorum ve keyif verici yememe gerek yok diyebilmek için balık tutulmamalı. Ve balıkların yanacak bir canı olduğu unutulmamalı. Zevk için bir balığı o kadar metre girtlağında iğneyle çekmek eziyettir sadece hiçbişeye sığdırılamaz. Bunu ne hobi nede sporla eşleştirebilirim. Bu benim düşüncem. Katılır yada katılmazsınız. Tekrar saygılar abi.
