Değerli büyüklerim, kardeşlerim; Son iki gündür gazetelerden ve internetten takip ettiğim haberlere göre sadece gemilerin balast suları ile ülkemize taşınan 37 istilacı tür olduğu ve bunlardan 5 inin çok tehlikeli olduğu belirtilmekte, zebra midyesi, çengel su piresi ile 1 tür deniz yıldızı ve 2 tür deniz anası bunların çok tehlikeli istilacı tür olduğu yetkili makamlarca açıklanmış ve bu iştilacı türler kayıt atına alınmaya başlanmış.İstilacı türlerin İstabul boğazı, İzmir ve İskenderun limanlarında yoğunlaştığı bildirilmiş. Konuyla ilgili çalışmaların yapılması ve detaylı bilgi verilmesi elbette güzel.En azından sümen altı edilmiş durumda değil.Ancak bir şey sormak istiyorum.Konuyla ilgili bilgisi olan arkadaşlarım, abilerim varsa bana bundan sonra ne olacağını söyleyebilirlermi.Çünkü kendi çapımda yaptığım araştırmalara göre zebra midyesi olarak bilinen tür etrafındaki doğal yaşamı ve sudaki oksijeni yok edebilen bir tür. Bu konuların forumlarda tartışıldığını biliyorum ancak çok fazla yer bulduğunu düşünmüyorum.Amatörler olarak taşın altına elimizi sokmamız gerekir diye düşünüyorum Hepinize mutlu ve huzurlu günler Saygı ve sevgilerimle
Haberi gazetede az önce bende okudum, muhakkak balikavi.net te değerlendirilir dedim, konuyu başlattığın için teşekkür ederim Ramazan.. Haberi okurken aklıma ilk gelen zebra midyesinin midye dolmacılardan nasıl uzak tutulabileceği oldu açıkçası...
Ramazan bu hayati konuyu açtığın için ve duyarlılığın için çok teşekkür ederim. Denizel Çevre Anabilim Dalı doktora öğrencisi olarak konu direkt benim ilgi alanıma giriyor. Bu konuda Belçika'da üniversite'de seminer vermiştim. Invader Species, Alien species, non indigenious invaders gibi adlarla anılan bu istilacılar gittikleri yabancı ekosistemlerde hızla çoğalarak yerli türlerin sayı ve bio-çeşitliliğine tahmin edemeyeceğiniz boyutlarda zarar veriyor. Uluslararası taşımacılık yapan 50.000 gemi yılda yaklaşık 3,5 milyar ton yük taşımaktadır. Bunlar sadece yük değil aynı zamanda balast sularında istilacı türleri de taşıyorlar. Global shipping network haritasında bu trafik çok net okunuyor. Karadenizdeki bir istilacı: Mnemiopsis leidyi Bu türün istilacı olmasındaki en büyük etken bir yumurtadan çıkan hayvanın iki haftada erginleşmesi ve her gün 8 bin yumurta bırakmasıdır. Bu denizanası, planktonlar, balık (hamsi, çaça) yumurtaları ve larvaları üzerinden besleniyor. Bir günde kendi vücut ağırlığının 10 katı miktarında beslenebilir. Bu hızlı üremeyle,1990’lı yıllarda Karadeniz’de balıkçılığın neredeyse yok olmasına neden olacak 800 milyon ton gibi büyük bir popülasyona ulaştı. Plankton olmazsa Hamsi Çaça da olmaz, onlar olmazsa yunus, palamut lüfer de olmaz. Ekoloji bozulursa ekonomi de bozulur sağlık da. Cenab-ı Allah herşeyi birbiriyle bağlantılı dizayn etmiş, akıl almaz bir denge kurmuş. Insan kadar doğaya zarar veren bir varlık yok maalesef. Neyse son yıllarda IMO denetimleri sıkılaştırmaya başladı, balast water treatment gibi yaptırım ve düzenlemeler getirdi. Gemi limana yanaştığında balast suları inceleniyor, suyu nereden almış, açıkta boşaltmış mı boşaltmamış mı hepsi didik didik inceleniyor.
Hasan cok teşekkür ederim verdiğin bilgiler için, son yıllarda dediğin denetimler içimi rahatlattı ama yine de bu istilacılardan zarar gördüğümüz ya da göreceğimiz aşikar. Koate nin dediği gibi tezgahlarda zebra midyesinden midye dolma yersek şaşmamak lazım ama kardeşim sanırım zehirliymiş o midye. Sitedeki arkadaşlar bu konuya duyarsız kalmayalım en azından gece avlanırken balast sularını boşaltan bir gemi gördüğümüzde kıyı emniyetine sahil güvenliğe artık nereye olursa ihbar edelim konu sanırım benim düşündüğümden çok daha fazla zarar verebilir ilerleyen yıllarda Herkese çok teşekkür ederim