Memleketimden insan manzaralari http://www.youtube.com/watch?v=BlIYBWssyNo&feature=related http://www.youtube.com/watch?v=HOBW5OXokWI&feature=related http://www.youtube.com/watch?v=ru_znlgxREQ&feature=related http://www.youtube.com/watch?v=Q-Dw4dEzLP4&feature=related
Bu nasıl balıkçılık, bu nasıl bir insanlık Bugünde gittiğimiz balıkta, adeta ağzından salya saçarak "balık balık" diye 50 gr. kurşunla 10 mt. mesafede kıraçaları full çektikçe, kendini büyük bir usta sanan, sevinç naraları atan insanlar geldi aklıma, ne alakası varsa
O yarismalarda boyle baliklari cuvala doldurup eve goturuyorlar mi? Yoksa en buyuk baligi (tek bir balik) yakalayana odul verip baligi olctukten sonra suya iade mi ediyorlar?
zıpkınla vurulan balık çuvala konulup eve götürülülmüyor mu? yoksa geri mi salınıyor? bu aşağılayıcı dilin sebebini anlayamadım.çuval yerine livar diyince daha mı sempatik oluyor? balık ölçüldükten sonra suya salınmıyordu.belli bir süre veriliyor yarışmacılara gün sonunda ne kadar yakalanışsa getiriyorlar tartıyorlar. ödüller de en çok balık ve en büyük balık diye ikiye ayrılıyor. tabi balıkların belli bir limiti var.yavru balık yasak. ne tuttuklarını limitini filan bilmiyorum.eğer burdaki tepkin balıkların boyutunaysa amenna
Zipkinla avlanan balik cuvala da konulur, posete de konulur. Istersen hicbirseye koyma, koynuna al oyle gotur eve. Burada onemli olan avlanan baligin sayisi ve buyuklugu. Zipkinla her atista tek balik avlarsin. Baligi gorerek avlarsin. Kucukse hic denemezsin bile, suru ise icinden en buyugunu secip avlamaya calisirsin. Ayrica bu konunun zipkin avi ile hic alakasi yok... Burada sorun avlanan baligin neye konuldugu da degil zaten. Cuval, livar, poset, legen, saksi meselesi degil. Benim tepkim acgozlu davranislara dair. Av yapiyorum derken baligi bedava et olarak gorup alabildigi kadar (avlayabildigi kadar demiyorum cunku bana gore avcilik degil bu) almaya calisanlara dair.
Aslında burda karşı çıkılan bohcacılık meselesidir.Amaç sudaki balığı, en kolay ve zahmetsiz bir biçimde ve mümkün olanın en fazlasını tutmakmıdır, yoksa bu işin keyfini çıkararak, azda olsa belli kurallar dahilinde tutmakmıdır
yani orada avladıkları balığın cinsini biliyorsun,günlük limitlerini biliyorsun...mu? tepkin bunaysa dediğim gibi amenna. mağara adamları böyle avlandı kızıldereliler böyle avlandı bir çok yerli kabile böyle avlandı-avlanıyor.Balık nesli mi tükendi? 24-25 yaşına kadar ben de sürekli elle balık avladım.inanılmaz bir zevktir.herhangi bir aletin ucunda değil direk ilk elden hissetmek avını.hatta bazen şansına su yılanı kurbaga su faresi de düşer. kanunen yasaksa bile yasak olması çok saçma gönül rahatlıgıyla bu yasağı delerim.
elle balık avlamak belirttiğiniz gibi zahmetsiz değildir.burdakilerin tuttuğu balık bana da küçük geldi sorun balığın küçüklüğüyse ki bu durumda balığın cinsini bilmek lazım kabul ederim. yine bazı çevreciler amerikada bu işin hastası olmuş insanları protesto ediyorlar sebep olarak balık yuvalarının bozulmasını gösteriyorlar eğer tepki buysa kabul edebilirim. bohçacı tabirini ilk yaban tv de duydum eskiden kara avcılığı da yapıyordum.sana bir belge veriyorlar sen o belgeyi alınca artık devletin gözünde aklanıyorsun.belgeyi almayanlar bohçacı oluyor.belgeyi aldın mı katliam yap devletimin gözünde sütten çıkma ak kaşıksın.yaban tv de sürekli belgeci kurumumuzun reklamları dönerdi. elle balık tutmak insanlık tarihi kadar eskidir.
Sizin olaya iyi niyetle bakıyor olmanız(ki samimiyetinize inanıyorum) bu zihniyette olan insanların, yani doğada sahipsiz görünen tüm şeylere sonuna kadar sahip olma isteğini değiştirmez.Bunun sonucu olarak, dünyada bizden başka, barajda, gölde ve nehirde ağ atılan, dinamit patlatılan,toplu balık katliamı yapılan kaç ülke vardır
Biz magara adami degiliz, kizilderili degiliz, kabile filan da degiliz. Biz amator balik avcilariyiz. Evet, bazi baliklarin nesli tukendi. Bazilarinin da tukenmek uzere. Bunun baslica sebeplerinden birinin bilincsiz avcilik oldugunu da kimse inkar edemez. Yasaklar sacma olabilir fakat sacma olmasi kisiye yasagi delme luksu getirmez. Yasaksa yasaktir. Yasakli av yapan da sonucuna katlanir. Ha bizim memlekette denetim yok, yaptirim yok, dolayisiyla caydiricilik yok, o ayri mesele. Bu arada su faresi nedir?
Hocam afedersiniz ama lafa günlük limiti sorgulamakla başlayıp, yasak delmekle sonlanan cümle biraz kafa karıştırıyor. Mesela ben levrek için gece gündüz balık peşinde koşup malzemelere para verip ava gidiyorum. Bunun yerine 3 kancaya küspe takıp daha kesin sonuçlar alabilirim. Ama yapmıyorum çünkü YASAK. Bu arada İbrahim abinin konuyu neden paylaştığı belli. Öteye beriye çekmeye gerek yok. Saygılar...
tevfik bey abicim açgözlülük oltayla da olur zıpkınla da olur nitekim istanbulda yazdan beri hemen her hafta balığa gidiyorum.nizami balık tutanı parmakla gösterirsiniz.balık bolsa eğer kovayı bırak çuvalı dolduruyorlar yavru balık desen tutmayana ters ters bakıyorlar(hatta burada paylaşılıyor).zıpkıncılar da öyle olagan üstü bilinçli kişiler üstün yaratıklar değil beyfendinin dediği gibi onları da gördüm çanakkalede hiç limit bilirmiş gibi durmuyordu. ben konuyu açan beyfendiye ondan tekrar tekrar sordum burda karşı olduğun ne diye. benim fikrim de tabi kontrollu bir avıcılıkla en ilkel en gerçek en çıplak avdır bu.
verdiğim örneği anlamamışsınız mağara adamları kızılderililer yada kabileler böyle avlandı ve hiç bir balığın neslini tüketmediler.bu savunmayı izlediğim programdaki elle balık yakalama üstadları yapmışlardı.nat geo ekibi de onlara hak verir gözükmüştü. yasaklar insanların vicdanında olmalı. bi çok saçma yasak var yazarsanız gogıla (google) eğlenceli dakikalar geçirirsiniz. su faresi yerel isim bu arada normal fareden biraz irice tüyleri kabarık olan ama tıpkı normal fareye benzeyen muhtemelen kuzeni olan tür.
isa bey samimi olmasam dolduracak evraklarım varken e-okulda oturup tartışır mıyım? işte burda bahsettiğiniz alet edavattan hiç birisi yok.ağ yok tüfek yok dinamit yok zıpkın yok bomba yok.... doğa sen ve balık var. tamamen ilkel tekrar yazıyorum kaçıncı yazışım eğer konuyu açan beyfendi balıkların boyutundan sayısından filan rahatsızsa hiç lafım yok olamaz zaten.
Kenan kardeşim, '' Bizimkisi hobi amaçlı sportif balıkçılık '' derken, zaten bunu kastettim. Neyle tutulursa tutulsun hiç önemli değil. Önemli olan bence, doğaya bakış açısıdır; doğaya, içinde barındırdığı canlılara, saygı ve sevgi göstermektir. Onları korumaktır. Sizinde aynı görüşleri savunduğunuza canı gönülden inanıyorum. Konu sahibi İbrahim kardeşimde, bunu vurgulamaya çalışmıştır zaten. Bak, dün ne oldu ? Evime geldim ve kapının önünde, koskocaman bir sokak köpeği, göz göze geldik. İnan ki sanki yalvarıyor gibiydi. Telepatik bir iletişim kurduk aramızda. Yukarı çocuklara seslendim, '' 2-3 dilim ekmek atın aşağı '' dedim. Aldım ekmekleri ve yumuşak bir sesle '' Gel oğlum bakim buraya '' diyerek çağırdım. kuzu kuzu geldi. Sanki esas duruşta duruyor gibiydi. Ekmeklerini bir güzel yedi. Göz göze geldik. İnanki, minnet duygularıyla teşekkür ediyordu. '' Hadi oğlum artık git bakim '' dedim ve kuzu kuzu gitti. Bunun verdiği haz ve mutluluk benim için, inan ki dünyalara bedeldi.
hocam ben bunun yasak olup olmadığını bilmiyorum yasaksa çok saçmadır ve delerim bu yasağı yazdım ayrıca o kadar çok yasak var ki saçma olan Demiryolunda öpüşmek yasaktır. (Fransa) Domuzlara “Napolyon” isminin verilmesi yasaktır. (Fransa) Yağmur yağarken çimler sulanamaz. (Kanada) Koleje gitmek için entelektüel biri olmak zorundasınız. (Çin) Kapılar ve pencereler pembe renkte olmak zorundadır. (Kanada-Kanata) Ağaca tırmanmak yasaktır. (Kanada-Oshawa) Bank Street’te pazar günleri dondurma yemek yasaktır. (Kanada-Ottawa) örnekler çok var. hocam neye nereye kadar karşı olduğumu yazdım kabadayılık filan değil yanlış anlaşılmasın delerim filan derken. şayet yasaksa yukardaki yasaklar gibidir demek istiyorum
yaptığınız davranış gerçekten çok güzel.biz de burda yazın evin önüne su koyarız sokakta yaşayan hayvanlar için malum istanbul beton çölü. aynı şeyleri istiyor ve söylüyoruz yöntem konusunda benim sıkıntım
