Sinop Anadolu coğrafyasının en eski liman kentlerinden biri.Maalesef biz, bize ait bu saklı güzeliklikleri yabancılara emanet ediyoruz.Yurtdışına kaçırıyoruz, trol ağları ile çıkartıp, ula bu nedur diye kırıyoruz.Güzel paylaşım için çok teşekkür ederim Abim.
Sagolasin. Begendigine sevindim. Bahsettigin konu cok onemli tabi. Daha gecenlerde Antalya'dan Kadir (Levrek Pesinde) arkadasimizin sahilde buldugu ve sorumlu vatandas olarak goturup muzeye teslim ettigi tarihi eser uzerine konusulmustu. Bunu yapan insan sayisi kactir mesela? Tabi bir de isin yasal, burokratik boyutu var ki insanlari cogu zaman iyi niyetli davranislardan alikoyuyor malesef. Hayirli bir isi yaptigina yapacagina pisman ediyor. http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=45994 Bizde mesela 'Muze Hirsizligi' diye bir olay var. Baska ulkelerde yok mu? Tabi ki var ama oralarda bu kadar kaniksanmis degildir herhalde. Sorunun gercek boyutunu gormek icin su linklere bakmak yeterli sanirim: http://www.kulturvarliklari.gov.tr/belge/1-41271/calinan-eserler.html http://www.kultur.gov.tr/TR/belge/1-23824/eski2yeni.html Konu acilmisken, mesela aklima Berlin'deki Bergama Muzesi geldi. 20. yuzyilin basinda, Buyuk Devletler medeniyet yarisinda (emperyalizm diyelim kisaca) arkeoloji, sanat tarihi, muzecilik ve arsivcilige cok onem vermisler. Berlin'deki Bergama Muzesi buna ornek. Almanlarin 1800'lerin sonunda Izmir/Bergama'da kazip ortaya cikarttiklari koca bir tapinak-kent. Siyasi, ekonomik kaygilarini suistimal ettikleri Osmanli Devleti ile anlasarak alip goturmusler. Berlin'deki mevcut muzeye sigmayacak kadar buyuk olan bu devasa eser (sadece altar 35 X 34 X 20 metre ebatinda) icin bir muze-ada insa etmisler. 2.Dunya Savasi'nin sonunda Berlin'e giren Sovyet ordusu eserin buyuk bolumunu alip Rusya'ya goturmus, sonra kismen iade etmis. Bugun Berlin'de ozellikle Bergama Sunagi'ni sergilemek icin bir Muze Adasi var. Adamlar bu ise o derece kiymet veriyorlar yani. Turkiye olarak cok sonra iade icin resmi basvuru yaptik ama Almanya'da turistlerce en cok ziyaret edilen muze oldugunu (her yil bir milyondan fazla kisi ziyaret ediyor) dusununce bunun gerceklesmesinin hemen hemen imkansiz oldugu anlasiliyor. Asagidaki linklerde Bergama Sunagi ve Berlin Muze Adasi hakkinda ilginc bilgi ve resimlere, ayrica Izmir/Bergama'daki orijinal kazi alaninin yeni ve eski haline ait fotolara ulasabilirsiniz. http://en.wikipedia.org/wiki/Pergamon_Altar http://en.wikipedia.org/wiki/Pergamon_Museum http://tr.wikipedia.org/wiki/Bergama_Müzesi_(Berlin) Bunlar da benim evelce cekmis oldugum birkac foto: Tum insanliga mal olmus evrensel kultur hazinesini "barbar Turkler yagmalamadan ayaklarinin altindan cikartip alalim, muzemize koyalim, esere hakettigi degeri verelim" demelerine firsat vermemeliyiz. Bugune kadar bunu basaramadik malesef. Insallah gelecekte basarabiliriz.
İbo Abim gidenler gitti, yapacak bir şey yok, istesekte geri gelmezler.Haaa gelen yokmu var, ama devede kulak... Dediklerine sonuna kadar katılıyorum, ancak, bürokratik egellerimizle kendi vatandaşımıza işkence ederken, yabancılara buyrun kazın, buyrun dalın yaklaşımı hiç bir bürokrasinin etik değerlerine sığmaz. Ülkemizde ilköğretim çağındaki çocuklara sorsak kaçı müzeye gitmiştir.Ya da önünden mi geçmiştir demeliyim?Büyük şehirlerimizde belki ama Anadolunun çoğu yerinde, geçtim müzeye gitmeyi, eserlerin üstüne yazı yazılmasını önlesek ne mutlu...Bir zamanlar Doğu Beyazıt'ta İshak Paşa sarayının içler acısı hali gözümden gitmiyor, Kars Ani Harabeleri hele, anca askerle koruyabiliyoruz.Sümela'nın son hali eskisine göre yine iyi sayılır. Ama gözümle gördüğüm, toprağın altında kalmış o kadar çok eser var ki inanın anlatamam, Van'dan Antep'e kadar olan ordan Hakkari'ye kadar uzanan bölgede torağın altında pek çok eser gün yüzüne çıkmayı bekliyor.Ama şartları düşününce çıkmasa daha iyi mi olur demekten kendimi alamıyorum. Denizden girdik konuya, karadan çıktık.Son zamanlarda batık dalışları oldukça moda.Çanakkale boğazı özellikle.Ama bazen hayretler içinde kalıyorum bu dalışlar sırasında bile.Koca Golyat zırhlısına suyun bilmem kaç metre altında adını yazan var...Antalya'da meşhur Kleopatra koyunda dalanlar tarafından çıkartılan tarihi eserler ki ,evlerinde süs eşyası olarak duruyor, bu açık hava müzelerine yapılanların sadece bir kaç örneği. Konunun özü aslında Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesinde gizli.Neden mi?O kadar enteresan bir milletiz ki. Yetkililer müzemiz su altında değildir diye bir yazı asmışlardı bir keresinde.Hala var mı bilmem...
