Şimdi diyeceksiniz napalım kardesim. de konu aslında oldukça ciddi. Bir belgeselde izlemistim yıllar önce; özellikle bataklı havzalarda surekli olarak yapılan kuş avcılıgı nedeniyle çevrede ciddi oranda bir kursun kirliliği yasanıyormus. Ustelik yemlenirken bir miktarda taş yutan bazı ördek ve kaz familyasından kuşlar kursun ları yutuyor ve agır metal zehirlenmesinden öluyorlardı. Şimdi avcıların sorunlarını bırakalım bir yana. Ancak istanbulda kaç tane olta avcılıgı yapan amatör var ve bunlar adam başı denize ne kadar kursun bırakıyorlar bir dusunduk mü? Bence sene basına bir kaç ton en iyi hesapla.Bir de bu işin yüzlerce yıldır yapıldıgını duşunelim. Aynı miktarda başka bir metal mesela demir atılmış olsa sorun yok. Demir bir dereceye kadar paslanıp yok oluyor. Ancak kurşun kimyasal olarak "agır metal" sınıfına giriyor ve zehirli bir malzeme. Peki neden hiç dusunulmez kursun yerine baska agırlık malzemeleri üretmek. Evet bu bir hobi, denizleri bizden daha fazla seven de yok bir yerde. Ancak yıllar içinde bogaz da belli bir kirlilik kaynağı haline geliyoruz amatörler olarak. Soruyorum kardeşim; uzaya giden teknoloji bu basit soruna sadece henüz farketmedigi için mi çare bulamıyor? Yoksa dogal denge sadece geri dönülmez sekilde bozulunca mı olaya ayılacagız. Bence kurşun kirliliği vicdanlı ve sorumlu balıkçılarca üzerinde düşünülmesi gereken bir konu.
sırf ben kilolarca bırakmışımdır bugüne kadar herhalde. Kurşun yerine başka bir metal hımm.... Sanırım kurşunun maliyeti ve şekillendirilmesi,i parlatılması çok daha kolay ondandır.
Çare var, yok diyen olmadı ki.. Wolfram ve/veya Tunç'tan ağırlıklar mevcut. Bugün, bazı ABD eyaletlerinde kurşun kullanımı yasak. Biz ise, suyunu çıkarmışız. Kurşunun üzerine birde civa döker, öyle atarız denize.. Bu ağır metallerin bir kötü huyu şudur. Bunlar, pek çok canlıda, bünyeden atılmaz biriktirilir ve istihap haddini aşınca, faciaya yol açarlar. Genellikle önce delirirsiniz. Sonra da akıbetiniz malum olur.. İnanın ki, civayı bırakın, kurşunu elinize almak bile aslında gerçekten çok tehlikeli. 15 Yaşında balığa başlamış biri için, kurşun sigaradan vs. çok daha ciddi bir sağlık problemi olabilir..
Haklısın serdar abi yasaklandığını bende duymuştum. Doğaya daha az zararlı metaller kullanmalıyız ama bunun için hukuki bir düzenleme gerekli bence, mesela tırıvırı için nasıl düzenlemeler yapıldıysa kurşun içinde yapılabilir. Belki biraz daha pahalıya patlayabilir metal fiyatlarını tam olarak bilmiyorum ama doğaya yararlı olacağı kesin.
Kurşunun cm3'ü 11 gr civarında. Wolfram (Tungsten) ise 16 gr civarında.. Bu da, bu metladen yapılacak malzemenin daha küçük boyda daha ağır olacağı anlamına geliyor. Ekonomik olarak, kurşundan pahalı olduğu kadar, daha zor işlenebilir bir şey. 3400 derecede erir ki, pratikte eritip kalıba dökmeyi imkansız kılar bu sıcaklık. Bu nedenle, tornada vs. çekilir. Ama serttir, kalem bırakmaz tezgahta.. Fakat, gene de, tercih edilen malzemedir.. Tungsten olursa, akıntılı yerlerde ağı kurşun arama derdi biter. Atış için de güzel olur, çünkü, daha küçük hacim daha az hava sürtünmesi demektir.. Tunç, bilinen Bakır-Çinko karışımı, yaklaşık 8 gr/cm3 oluyor. Bu durumda, 100 gr kurşun büyüklüğündeki şey, 70 gr ancak geliyor.. Bunun dışında bir sorunu yok. Fiyatı, makul.. Bu kadar değil elbet. Seramik olanlar, bizmuttan olanlar var. Ama en ilginci, bir torbadan ibaret olanlar. Torbaya taş dolduruyorsunuz. Aslında bu, kayalık yerde daha az takılsın diye yapılıyor..
devrimizde balıklar(ve diğer canlılar) denizlerdeki tuzluluk ve sıcaklık oranlarına göre çeşitlilik gösterirken belki de ileriki zamanlarda (doğa intikamını almazsa eğer) bu canlılar denizlerin ağır metal oranına göre çeşitlilik gösterecek. avcılık maksatlı kurşun kullanımının yerine alternatifler düşünmek elbetteki faydalı olacaktır. Fakat evlerimizde kullandığımız Flouresant ve enerji tasarruflu lambalardan tutunda birçok alanda civa, kurşun, bakır gibi vücuda girdiği zaman birikim yapan ağır metaller mevcut ve bunların tonlarcası bilinçsizlik sebebi ile doğaya karışıyor. (örn. çöpe atmak) sanayi atıklarını söylemiyorum bile, biraz araştırınca bu metal yüklenmelerinin akarsu ağızlarına yakın yerlerde daha çok tespit edildiğini (Özellikle Midye gibi canlılarda) siz de göreceksiniz. konuya çok hakim olmadığım için detaylara giremiyorum malesef. Çocuklarımıza çevre bilincini çok iyi aktarmamız ve onlara örnek olmamız gerekiyor.
Isi sebebiyle kursun zehirlenmesine maruz kalmis, bu yuzden cok sevdigi isini birakmis, isyerini kapatmis biri olarak alternatifleri ogrenmek isterim. hammaddesi kolay elde edilebilecek bir madde varsa kendi agirligimizi kendimiz bile imal edebiliriz. mesela kursun cok kolay temin edilebilir, cok kolay eritilebilir, cok basit kaliplara dokulebilir bir madde. yakin ozelliklere sahip hammadde bilgisi olanlar haber verirse denemelerini yapip sonuclarini size bildirebilirim. ama, ornegin bahsi gecen tungsteni nasil bulabilecegim konusunda fikrim yok. bu arada, kursun zehirlenmesi konusunda sevgili serdar koylunun bahsettigi asamalardan gecip gecmedigimi merak eden varsa.... saka bir yana, evet, bunyede birikir, birikir sonra bir disa vurmaya baslar ki, allah muhafaza....bende baslangic safhasinda oldugu icin bir takim deri enfeksiyonlari olarak ortaya cikti ama o kadar kotu ki allah dusmanima vermesin...
yan arkadaşlar siz neden bahsediyosunuz ya adamlar denize şehrin pisliğini bırakıyor siz 100 gram kurşunun peşine düştünüz ewet çevreci olmak güzel ve sonuna kadar katılıyorum ancak çözüm bizler deil bizim seçtiklerimizde
100 gr? boğazın dibinde yatan kurşun ançak tonlarla ifade edilebilir ve çevre için ciddi bir tehtid olduğuda kaçınılmaz bir gerçek.
Geçen haftasonu, 2 x 150gr, bir tane 80gr, bir tanede 115 gr kurşun bıraktım. Ne etti? Yarım kilo. Her hafta 20 kişi bunu yapsa, 10kg eder. Bir yılda yarım ton, kafadan.. Şöyle bir bakın, kurşun satışlarına. Bir haftada satılan kurşunun %90'ı denize giden kurşundur..
işte bizde bunun arayışı içindeyiz eğer daha iyi bir alternatif olursa neden onu yapmayalım değilmi. denize akıtılan atıkların bir kısmı şimdilerde arıtma tesislerinde işleniyor çokta sevindiğim bir durum, eğer bu konudada olumlu gelişmeler olursa çok iyi olur.
Alternatif var aslında.. Belli bir ağırlığın altındaki (200gr mesela) kurşun satışlarını ve kullanımını yasaklamak. Bu yeterli olur.. Eee, ne yapacağız? O zaman muhakkak pazar doğar ve farklı malzemeden ağırlık üretilir olur.. Yoksa, kimse çıkıp beş misli fiyata diğerini almaz... Bu uygulanan bir durumdur, bazı yerlerde bu gerçekten yasak bilfiil.. Pazar oluşunca, genişleyince, fiyatlarda düşer, daha kolay olur iş..
böyle bir uygulama olsa biz amatör balıkçılarda çevreye daha az zarar vermiş oluruz. genelde çok kurşun takmam ama geçen kabataştaki organizasyonda heralde bir kilo kadar kurşun kaldı denizde.
ben geçen hafta denizden kurşunlu bir çapari çektim.... çok zor oldu ama benim takım dayandı kopmadı.... şaka bir yana günümüzde sanayi atıkları öyle boyutlara ulaştıki bizim kurşunların lafı bile edilmez.... 16 milyonluk kentin bütün evsel ve sanayi atıkları denizlere akıyor... balık neslini kuruttuk zaten... istanbul'da siyanürden tutunda boya, kimyasal atıklar, metal atıkları, naylonlar hepsi denize dökülüyor.... küçücük bir çocuktum, giresun limanına balığa giderdik.... 5 metre dip pırıl pırıl gözükürdü.... tuttuğumuz balıkları görürdük resmen.... biraz daha becerikli abilerimiz kilolarca balık yakalarlardı.... mezgit, istavrit, izmarit, zargana, kefal ne ararsanız vardı... şimdi balık malık kalmadı.... ozonu nasıl deldiysek, denizlerimizi de öyle mahvettik... bizim çocuklarımız bu gidişle amatör balıkçılıktan nasiplenemeyecekler....
öncelikle gösterilen duyarlılığı tebrik ediyorum. arkadaşım çözüm için açmış topiği, binlerce teşekkür. özellikle midye + bunlarla beslenen diğer canlılar (insana kadar) ağır metallerin vücutta birikimi sonucu ciddi tehtid altında. Bilirsiniz plastik malzeme için yok oluş süreci 1.000 yıldır. Eğer kurşunları plastik (pet şişelerin hammaddesi ile) ile kaplar ve öylece atar ise sorunu 1.000 yıl ötelemiş oluruz. e bizim torunlarımız da daha fazla çalışıp denizi temizlemenin bir yolunu bulsunlar... örnek denizde gezen ufak kurşun toplayıcı robotlar komik geliyor ama olmayacak iş değil. kurşunu plastik ile kaplamak ta o kadar zor iş değil. plastiğin işlenmesi de çok kolay. 100 gr lık kurşuna 25 kuruş yerine 40 kuruş verelim çok mu sarsar bizi?
aslına bakarsanız en sağlıklısı cam;hem yok oluş süresi kısa hem de doğaya herhangi bir zararı yok, işlenmesi de kolay. Ama ağırlık kıyaslaması yapılırsa kurşuna göre bayağı bir hafif kalır herhalde.
Dalış kurşunlarında ve olta kurşunlarında plastik kaplama kullanılmaya başlandı. Bu arada İstanbulda tanıdığım bir olta kurşunu imalatçısı yılda 45 ton kurşun kullanıyor. KISIK bunun yarısı kadar, bir iki merdiven altı imalathane iki katı ve kişisel kalıplama 10 ton desek, yılda denize kalan (bırakılan) kurşun miktarı 160 tonu buluyor. Denize bırakılan dedim, ortalama balıkçının son üç yılda aldığı kurşunların %80 i şu anda takım çantasında değildir. Doğru mu? Plastik kaplama ülkemizde yapılıyor ama pahalı olduğundan diğeleri tercih ediliyor. http://www.moea.state.mn.us/reduce/sinkers.cfm
böyle güzel bir konu başlığına destek vermemek mümkün değil çevreyi temiz tutmak gezegenimiz için çok önemli gezegen diyorum varın artık üstündeki canlı türlerini siz düşünün üstelik bir anlık değil yüzlerce yıllık bir süreç bu. ben kendi adıma alternatif ama pahalı malzemeyi kullanmaya rağzıyım ama av malzemesi satan dükkanlarda hiç böyle bir malzemeye rastlamadım. genelde çin ve yerli markalar bu tip maliyetli bir işe yanaşmıyor sanırım.
