Arkadaşlar merhaba Dün karşılaştığım bir tecrübe üzerine(farklı hedefli bir takıma bol bol gümüş gelmesi gibi) çok vaktinizi almadan kısaca sormak istiyorum..Çinekop-Sarıkanat familyasının Gümüş balığına olan ilgisini bilen,tecrübe eden var mı??Olumlu tecrübe varsa buna çok sevineceğim zira çok kolayca yakalanabildiğini dün tesadüf eseri keşfetmiş oldum ve bulunduğum lokasyonda mevsiminde bu familya taze canlı yemi fazlasıyla seçiyor...Şimdiden teşekkürler..
Geçen sene lüferi canlı gümüş ile tutuyorduk. Ama gümüş dediysem, zargana gibi, 15cm filan boyunda gümüşlerdi. Gayette iyi netice veriyordu. Gümüşün eti, dağılmaya, parlak derisi sıyrılmaya çok müsait. Bu açıdan iğnede iyi durmuyor, çabucak berbat bir şey oluyor. Ama canlı yem olarak gayet başarılı olabiliyor. Birde sizde bir ipucu. eğer iyi bir takım yaparsanız, lüfer yem seçmez. Lüfeirn yem seçmesi, takımın yemi sunmadaki kötü etkisi nedeniyle gerçekleşir. Bu, lüferin merada olan ve zaten takır takır yiyip durduğu şeylerdne biri sanıvermesi meselesidir. Merada zaten yemekte olduğu tür, hafızasına kaydetmiştir ve o yem önünde ise, tereddüt etmeden, bu yenecek bir şey mi demeden pat diye saldırır. Ama o yeme benzetemezse, iyice inceler, takım kötüyse, yemi albenili göstermiyorsa, yemez, zira zaten ortalıkta bolca yiyecek vardır.
Lüfer zarganayı çok seviyor, Cumartesi günü kalem zargana çekerken lüfer arkadan kopardı zavallı zarganayı ben Lüfer diyorum başka balıkta olabilir... Yakaladığım zarganayı Lüfere atsaymışım off dıyorum kaçan balıklara :/(
Uygar, bundan onbeş sene evvel Umuryerinde lüfer avlamaya gittim, yanımda istavrit.mezgit ve zargana vardı bütün yemleri sıraylan denedim,ama yediremedim..sonradan anladım ki gümüş yiyormuş gümüşte bende olmadığı için balık alamamıştım,, zaman zaman hangi balığı tercih ettiği belli olmuyor..bu senin anlattığın anlamda ise böyle bir anektodum var..ne derece ilgili bilemiyorum.. Rast Gelsin..
Serdar abi diğer kısımlara 100% katılmasam da bu kısım gerçekten aydınlatıcı oldu..Doğru haklısınız..Bunu hatırlatmanız iyi oldu..Zaten balıklar da ufaktı..O yüzden "pek maceraya gerek yok" şeklinde düşünmemi sağladı...Ama bir sonraki arkadaşın yorumu da kafamı karıştırmadı değil...Deneyeceğim.. Teşekkürler..
Milletin niye lüfer yok dediği, ama emarelerin lüfer dolu gösterdiği anlaşılıyor şimdi. Elbette bizim zargana bulmakta neden o kadar kasıldığımızda. Sanırım sandıktaki gizli silahlarımzdan birini daha göstermemiz, anlatmamız gerekecek. yoksa lüferle geçip gidecek, gene millet lüfer yok diye sayıklayacak. Bu takım koymak, anlatmak iş değil aslında, ama daha sonra gene başında harp çıkacak, gene birileri resim koy filan diyecek, dertsiz başımıza dert olacak. O yüzden en iyisi, hemen izin filan alıp, biraz lüfer yakalayıp salmak, hazır lüferler meraları basmışken.
Gümüş balığı fileto olarak da kullanılabilir, tekneden yarımgöz de yapılabilir. Ama Serdar Bey'in dediği gibi, seyrek balıklı avlarda beklemeye gelmez, deforme olur. Kıyıdan da bütün olarak takılabilirse (canlı olmadığını varsayarak), iğneye iyi işlenirse tek atış için çalışabilir. Ama şakşak yapmaya pek uygun bir balık değil, bütün takınca da dönüyor ediyor, 3-5 kere denemiştim pek verim alamadım kıyıdan savurmada. Yem ipiyle raptedip de denedim, sağlam oldu ama vuruş alamadım. Herhalde görüntü verdi. Normalde lüfer gümüşü sever, canlı indirirseniz genelde dayanamaz, Silivri'de zamanında çok balık alırdık gümüşle. Derin ve kayalık iskelelerden indirdiğimiz şamandıralı takımlara takıp önümüze attığımızda da sonuç alırdık. Boğaz'da üstte saydığım sebeplerden verim alamadım...
Sevgili Uygar Yaşamış olduğum büyük tecrübeyi sana aktarayım. Botumuzla balık avı yapacağımız yere doğru giderken yan yana bağlanmış 4-5 tekne gördük, lüfer yakalıyorlardı, bizde en sonuncu tekneye bağlandık bizde başladık avlanmaya. Yanımızdaki teknelerde bir balık ile diğer balığı yakalama süresi kesinlikle 5 dk yı geçmiyordu, adamlar 5dk da bir lüfer yakalıyorlardı, biz ise birimiz sahte deniyordu, birimiz zoka attı, birimiz kaşık attı ama nafile, biz bi türlü yakalamıyoruz fakat yanımızdakiler inanılmaz bir şekilde lüfer tutuyorlardı, takımlarına baktığımda, zokaya canlı gümüş takıp avlandıklarını gördüm. Kıyıya geldikten sonra bir balıkçı büyüğümüze bu durumu sorduk o da bu mevsimde en iyi yem canlı gümüşdür dedi, uzun olta yapacaksan eğer zargana kullanabilirsin fakat gümüş en iyisi dedi. umarım yardımcı olabilmişimdir.
Bizim burada canlı gümüşle zargana tutmaya uğraşırlar. Aslında değmez gümüşle uğraşmaya, zargana ne bulsa yiyen bir balık, neyse. Elbette lüferler gelip haracını keser gider. Keserken tabiki o takımlarda iğne filan koymaz. Nerden baksanız, 5-6 cm'lik gümüşler. Zarganacılarda, başka zaman zargana tutunca "Baaak, aha bu dişlerle kesiyor işte" derler. Gidip orada avı lüfer diye bir balığın varlığını izah etmekle tüketmeye değmez. Eminim hasbel kader bir şekilde tutup lüferi/çinekopu vs. kaya balığı, çırçır filan diyerek geri atan çok olmuştur, olacaktır oralarda. Bunlar olup biterken ben ne yaparım? Kepçe, gümüş çaparisi vs. olmadığı, istavritte namevcut olduğu için dişlerimi gıcırdatarak denize bakarım sadece. Kısacası, gümüş, bilhassa canlı gümüş, lüfer için gayet iyi bir tercihtir, deneyiniz derim hararetle.
gümüşle istavrit arasında bir alaka var mı? diyeyim ben de ne zaman oltaya gümüş gelse o gün ya hiç istavrit olmuyor yada tek tük....özellikle yeşilköy'de
Hiç olmadık bi yerde gümüşle çinekop almışlığım vardır.Fakat skoylu üstadımında söylediği üzre dayanıklı olmaması sebebiyle tercih edilmilmiyor at-çek te.Biraz uzun bi işlem olsada gümüş olan günler gümüşten zarganaya yem yapıp yem olarak zarganayı kullanmak oluyor benim tercihim.Zargana için kullandığım merada çok çeşitli denemelere rağmen bütün gümüşle aldığım verimi hiç bir yöntemle alamadım zarganada.
Eğer iyi bir takım yaparsan, zargana için uğraşmak gerekmiyor pek, bu aklında olsun derim. Yem sorunu ciddi bir sorun oluyor zira pek çok amatör için ve zargana bulunması en kolay iki yemden biri. Diğeri istavrit. Biri yoksa, öbürü muhakka oluyor lüfer olacak yerde.
Gümüş ile tek iğne Resim çektirilir lüferde dışardakilere resim. Ne kadar gümüş varsa talip olurum ben hepsine.
Üstadım söylediğinizi kulağıma küpe yapacağımdan emin olabilirsiniz standart 0.20 misina ve hırsızlı takıl 1.5 kulaç arkasınada şamandıra ile avlıyorum zarganayı hataya dair önerileriniz olursa can kulağıyla dinlerim.
Alttaki kurt, midye vs. için, üstteki ise kuyruk altı için. Alttakinde, 12 numara iseama iğne ve bulabildiğin en ince ip misina kullan. O uçtaki tel kısmı boşver, doğrudan misinaya, şöyle bağla geç: Buna kurdu midye dudağını vs. bir kurt takma aparatı ile takıp düğümün üstünde kalın bir misina veya iple bağla. Midye dudadığın hafif hafif çekemnde fayda olur, kurtta gerekmez, zargana kendi bulur genelde. Bu iğne kısmına 1 kol boyu ila bir kulaç arası, tercihan bir kol + omuz genişliği kadar 0.20 veya 0.17 FC misina bağla. 0.20 olan ucuz, 0.17 olan pahalı biraz idk Sonra bulabildiğin en küçük fırdöndüyü bağla. 12 numara dönen fırdöndüler var mesela. Arkasına 0.28 - 030 FC misinadan toplam boy kamışın ucundan makine sapına kadar olacak şekilde bağla. Üstteki metal takımdan yaparsan istavrit kuyruk altını takıp beklersin attıktan sonra. Ama dikkatli davran, gelecek zarganaların büyüklüğü kadar, kofana, levrek, palamut, uskumru vs. gelmesi gayet mümkündir.
Üstadim ilginiz icin cok tesekkur ederim bundan boyle kullanacagim takim sekli bu olacak kesinlikle herzamanki gibi farkinizi gosterdiniz benle birlikte pekcok arkadasin bu bilgilerden faydalanacagina eminim Saygilarimla
gümüş çabuk dağılan bir balık değildir takmadan takmaya değişir....hamsi gibi değildir,öyle uzak atışlarda düşecek bir balık değil...bence yem olmadığı durumlarda lüferin sarıkanatın bir numaralı yemidir...hele 2 hırsızlı iğneye bağlanırsa affı yok vuran balık üstünde kalır...kafadan başlanıp kuyruğa doğru takılırsa ve canlı halde tutulabilirse büyükçe bir kovada veyahut sürekli suyu değiştirilirse ne dağılma yapar ne kokar...pulları kalın bir balık olduğu için iğnelerede güzel oturur....rastgelsin...