Salih abicim emeğine sağlık bende 2 yıl önce kaybettim babamı inan okurken çok duygulandım beni eski yıllara götürdün sağol
Ben Balık OLmaya Gidiyorum Anne ben balık olmaya gidiyorum anne gözlerini denizden ayırma sakın birazcık yosun kokmak istiyorum ve kayalıklara pullarımı bırakıp ışığa baygın baygın bakmak ben balık olmaya gidiyorum anne neyim varsa dağıt bu kentin küskün çocuklarına ıslığımı, gülüşümü, düşlerimi ezberlediğim şiirleri sardunyamıza okurkenki uçarı hallerimi ben balık olmaya gidiyorum anne rengarenk hüzünlere dönmüşken siyah beyaz sevinçlerim ve söylenesi masallarım varken anladım ki bana göre değilmiş iç kısımlar kendime varıp kendimden geçmem gerek kıyıcıklarda ben balık olmaya gidiyorum anne Ergür Altan
bana, bana bakıp bakıp acıma, gayri bildiğin adam değilim Islanıyorsam bulvarlarda bir başıma, bu benim kendi İTLİĞİM.. zaten zaten istesen de sevmezdim seni. ama senden sonra anlamını yitirdi gözlerim. şimdi karşıma dünya güzeli gelip aşk dese, HOŞT derim. ama beni seviyordun diyeceksin,beni seviyordun tamam olabilir, ben mesela işte baklavayı da severdim. züürtlük buya param yetmezdi, baklavadan geçip tutup salyalarımı yerdim. hani palmiyeler vardı altında oturup seni beklediğim ! hani yemin bile etmiştik SADAKATİMİZ üzerine!!!!!! İnsanlık hali bu sıkışmışım, gittim diplerine işedim. mektuplarını silip atıverdim resimlerinde hesabı da görüldü o gece bi sevgilim var gamze sen tanımasın, aynı gece onunla dalgamı geçtim. dedim ya dedim ya resimlerinin de hesabı görüldü o gece. Şaraba kül atacaktım sigaramı yaktım derken resimlerin geldi aklıma bi güzel yaktım. yanarken bile yanarken bile gözlerin gülüyordu. sana beddua ettiğimi nereden çıkardın benim duam geçmez ki bedduam geçsin. hem sana yüzük alacak paramı vardı tabi başkasını seçecek hadi dön geldiğin yere anana babana sımsıkı sarıl ve gerisini boşver görüyorsun aşk, maşk hikaye anana babana sımsıkı sarıl ve gerisini boşver, aklın ermez senin bu işlere. Haa bide öyle bana bakıp bakıp acıma ! Gayri bildiğin adamlardan değilim ıslanıyorsam bulvarlarda bir başıma bu benim kendi İTLİĞİM
Ev Sahibiniz Ağır bir gülleyim, Kendi halinde sema ile dönen. Her zerreme, Yaratılışın muhteşem sırrı gizlenen. Dengem, Hayranlıkla izlenmesi gerekirken Bozmak için çılgın savaşınız neden? Sizsiniz Bir parçama sahip olabilmek için Gece gündüz didinen Yüzümü gözümü didik didik diden Verdiklerim hepinize fazla bile gelmekteyken Yetinmeyip, Birbirinizi yiyen! Sizsiniz Bitkilerimi, hayvanlarımı zehirleyen Nefretinizle gökyüzümü delen Tatlı sularımı bile kuruttunuz, Öfkenizin ateşinden. Neden benim? Hep lanetlenen. Anladın değil mi sen Dünyayım ben, Sizlere ev sahipliği eden Ve hunharca katledilen! Ey insanoğlu! Bütün günahlarını bana yükleyen Bu insafsız saldırın neden? 28 Temmuz 2008 Nurhayat Nalçacı http://www.antoloji.com/siir/sair/sair.asp?sair=65287
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne. "O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin. Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü. Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki. Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın. Ve zaten genellikle o daha az sever seni, Senin onu sevdiğinden. Çok sevmezsen, çok acımazsın. Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem. Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin. Senin değillermiş gibi davranacaksın. Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın. Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın. Çok eşyan olmayacak mesela evinde. Paldır küldür yürüyebileceksin. İlle de bir şeyleri sahipleneceksen, Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin. Gökyüzünü sahipleneceksin, Güneşi, ayı, yıldızları... Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak. "O benim." diyeceksin. Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin... Mesela gökkuşağı senin olacak. İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın. Mesela turuncuya, yada pembeye. Ya da cennete ait olacaksın. Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat. İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak... Can Yücel
Ne ararsın tanrı ile aramda, Sen kimsinki orucumu sorarsın? Hakikaten gözün yoksa haramda, Başı açığa neden türban sorarsın? Rakı, şarap içiyorsam sana ne, Yoksa sana bir zararı içerim İkimizde gelsek kıldan köprüye Ben dürüstsem sarhoşkende geçerim. Esir iken mümkünmüdür ibadet Yatıp kalkıp Atatürk`e dua et... Senin gibi dürzülerin yüzünden Dininden de soğuyacak bu millet. İşgaldeki hali sakın unutma Atatürk`e dil uzatma sebepsiz Sen anandan yine çıkardın amma Baban kimdi bilemezdin şerefsiz NEYZEN TEVFİK
DENİZ Bu ada fırdolayı, Allahına deniz be. Coşar kendiliğinden, Dakkası bel’olmaz. Tutturmuş, bir evet bir hayır, Mavişken: evet, Köpükken: evet; Tırıs mı: hayır der hayır Tek durma bilmez, Tos vurur taşa; “Ben deniz” der durur, Gel de taşı inandır. Al işte o zaman: Yedi yeşil denizin, Yedi yeşil kaplanın, Yedi yeşil köpeğin, Yedi yeşil diliyle; Yine gelir, dolanır, Taşı öper, ıslatır, Bağrını, vura döğe. Yine der ki: “Ben deniz”. Elbet sana deniz derler, Hay deniz arkadaş. Suyun tükenmesin, Çağın geçmesin. Dellenme, n’oluyorsun, Yardım et bize, Biz kimiz zaten: Kıyı insanları, Balıkçılar işte... Açız, üşürüz, hasmanemizsin, Bağırma öyle, sert vurma, Aç yeşil kutunu, Dök avuçlarımıza; Gümüş armağanını: Gündelik balıktan. Burda, her evde. Dileğimiz bu: Gümüşmüş te. Sırçaymış da, vay aymış; Ne çıkar, balık niye olmuş: Dünyanın, Fakir mutfakları için. Soğuk, ıslak şimşekten Dalgaların altına, Kaydırma bakayım onu, Saklama; Hele, gidinin cimrisi. Bir açılsana, gel, Ko onu ellerimizin Şuracığına. Yardım et bize, Yeşil, derin baba. Yardım et ki bir gün, Dünya yoksulluğu, kalka. Dipte kalmış meyvenin, Sırılsıklam yüceliğin, Madenlerinin, Öküzlerinin, üzümlerinin, Sendeki bitip tükenmez, Şeylerin: Hasadını yapalım, yardım et. Sana kim derler, biliriz Okyanus baba. Sürü sepet martıcıklar, Adını serper, kumlara. De akıllı dur, Silkme yeleni. Gözdağı verme, ortalığa, Gıcırdatma, göğe karşı Güzelim dişlerini. Bi dakkacık dursun, O şanlı hikayelerin. Sen, her gün balık ver Balık. Büyükmüş küçükmüş bakma Ver gelsin: Her kadın, her erkek, her bebeğe. Gez, dünya sokaklarını, Dağıt balıklarını. Sonra da, bir bağır bir bağır. Bağır ki işteki yoksullar, Seni duysunlar. Bağır ki: Maden ağzına çıkanlar: “Bak hele koca denize Balık pay etmeden gelir” desinler. Onlar gerçekte, Çekip gidecekler, karanlıklara, Gülerekten... Ormandaki, caddedeki insanlar Ve toprak: Bir deniz gülüşüyle, gülecekler. Yok ama, istemiyorsan Sen bunu, Dur bekle, düşüneceğiz. Siftah, insan işlerini Bir hale yola koymamız gerek: Başta en önemlileri, Sonra, ötekiler. Gün ola, Bir dalacağız sana: Ateş bir kılıçla keseceğiz, Dalgalarını. Elektrik atla aşacağız, Köpüğünden. Türküler tutturarak, İneceğiz karnının, en kuytu yerine. Atom teli, saracak belini. Bitkiler dikeceğiz: Çimentodan, çelikten, Derin bahçene; Elini kolunu, bağlayacağız. Ve koşum takarak sana, Çekip çevireceğiz seni Alacağız kaleni; Salkımlarından, kopara tüküre Basa basa geçeceğiz etinden. Ama önce kendi dertlerimiz, Seninkisi sonra. Her şeyi düzenleyeceğiz, Ufaktan, ufaktan: Harika şeyler yapmaya Zorlayacağız, Toprak seni, deniz seni! Harikalı şey, ekmek deniz, Dediğin de ne? Bunlar, kavganın içinde, Zaten: Bizdedir, bizde! Pablo NERUDA
umarım beğenirsiniz MAVİYE AŞK Tenim tuz kokar Terim yosun Mavi aşkım İyot kokusu yarim Denizim olmasa ne olur halim Sarayları köşkleri hayal eder bazıları, Ben yalçın kayalıkları Ben hırçın dalgaları Geçerken önümden selamlar söyleyen martıları Ellerim balık kokar Terim yosun Mavi aşkım İyot kokusu yarim Denizim olmasa ne olur halim Balıkçılık var kanımda Bu tutku dolaşır damarlarımda Damarlarım yanar evde otururken Çok hızlı çarpar kalbim kayalıklarda dolaşırken Ellerim rakı kokar Terim yosun Mavi aşkım İyot kokusu yarim Denizim olmasa ne olur halim Sevdam ne mal mülke Ne lüks rahat hayat Sevdam enginlere mavi derinliklere Denizden uzak kalırsan ben uyuyamam kabrimde Saçlarım rüzgar kokar Terim yosun Mavi aşkım İyot kokusu yarim Denizim olmasa ne olur halim Hakan ÖZDEN 28.04.2009 13.38
Sana sensizliğimin notalarını bırakıyorum, bir sol anahtarı bile olamadın sol yanımın cüzzamlığına. Sana sokak kaldırımlarında asilliğini yitirmiş duygularımı bırakıyorum, esaretinden yoksun aksi tavırlarımla... ...Sana seni sunuyorum sen başka sofralarda meze iken; ...belki farkındalığın dank eder bir gün gözyaşlarındaki küstahlığına... Kendini bulursun diye kendimi bulurum diye...
Bir Düşünün Bu vatan, bu yurt sevgisi, Başka hiçbir ülkede yoktur, hiç ! Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşı... Bir düşünün o askerlerimizi ! Aç, susuz, kanının son damlasına kadar; Ölesiye korudular milletimizi. Ölse dahi umrunda değil; Çünkü vatanı için feda ediyor her şeyini. Ağlıyor her gün nineler, anneler... Bir düşünün o annelerimizi... Ağlayan kardeşleri, anaları, ağabeyleri... Bir düşünün askerlerimizi... Bir düşünün; bir düşünün milletimizi !! G.Boran ERSOY
Sen sev beni Yorarsan sen yor beni bu bitmez hengamede Üzersen sen üz beni, çilem doluşsun dizelere. Ne varlığın sarsın beni ne yokluğun yıksın, Gidersen sen git yine, ben gömüleyim şişelere. Bulursan sen bul beni, kaybolduğum ücralarda Tutarsan sen tut beni, uçurumun kıyısında. Ne istersen onu yap, gönlüm senin esirin, Seversen sen sev yine, gezineyim bulutlarda... Cihangir Özyürük
Doğayı,rüzgarı havayı sevdim. Denize olta atıp çekmeyi sevdim. Yazın denize dalıp dibini güzelligi görmeyi sevdim. Birsevdadır bu bendeki insanı sevdim. Balıkçının masasına oturup rakıyı sevdim. Lakerda'dan istavrit'e mezesini sevdim. Yanında kömür kokan muhabbetini sevdim. Bir sevdadır bu bandeki insanı sevdim. Ağacı çicegi yeşili sevdim. Bahar kokan papatyayı gelinciği sevdim. Sabahın tan yelini sevdim. Akşamın Sam yelini. Gecenin en güzelini sevdim. İnsanı sevdim ben adam gibi .
Sevginin Dergahina Kendini parçalayan yüreğime sordum da, Sevmek nedir bilmeden, azanlara kırgınım. Aldığım bir yanıtın, karşısında durdum da, Sevginin mezarını kazanlara kırgınım... Gün görmemiş sözleri söyletir anasına, Sevgiden tek bir damla katmamış mayasına, Varamadan sevginin, o derin manâsına, Sevginin izahını yazanlara kırgınım... Gönül gözü kararmış duyguları zifiri, Yüreğine bulaşmış sahte dünyanın kiri, Lâkin görenler desin, budur sevdânin piri, Sevginin dergâhına sızanlara kırgınım... Sevginin lezzetine, şehveti katanlara, Çekilen emeklerin üstüne yatanlara, Yüreğin metâhını bir hiçe satanlara, Sevginin kanadında tozanlara kırgınım... Şaşırır sevdâ ehli, sevgi bu imiş demek, Ömrünü törpüleyip sevgiye vermiş emek, Câhil cesaretidir böylesi haltı yemek, Sevginin yuvasını bozanlara kırgınım... Ayser ÖZBAKIR
Ayser hanım şiirinizi çok beğendim,sevgi denizinde kıymetini bilmeden hele nasıl bir nimete sahip olduklarının farkına varamadan,haketmedikleri halde o denizin içinde yer alıpta hoyratça sevgi denizini kirletenleri ne güzel anlatmışsınız,tebrikler..
ilk kez denizi görmüş gibi şaşkın kaybettiğim aşkın hüznüne dalıyorum etraf sakinleşiyor gitgide izliyorum Yeşil'de köşesinde o bankın Uğur Açıkgöz
Paylaşmadık mı? Sıcak bir yaz gününde, Gökçekaya barajı yönünde, Üçümüz birlikte, Sekiz saatlik bir yolu paylaşmadık mı? Susuz kaldık suyumuzu, Aç kaldık aşımızı, Yorgun düştük yükümüzü, Bizi yakan güneşi paylaşmadık mı? Gece oldu uyumadık,uykusuzluğumuzu, Günler geçti balık tutamadık umudumuzu, O mis gibi demlediğimiz tavşan kanı çayımızı, Ta ciğerlerimizin derinliklerine çektiğimiz tertemiz havayı, Gün oldu balık tuttuk, Güveçte pişirdiğimiz,ızgarada kızarttığımız balığımızı, Ve herşeyiyle o haftayı paylaşmadık mı? Evet paylaştık... Madem paylaştık neden mutlu değildik. Gökler mi yarılmıştı, Sularmı donmuştu, Neden birbirimize karşı olan saygı ve sevgimizi yitirmiştik. O hafta boyunca üçümüzde sinir küpü gibiydik. eylül 1987
Bir şarkıdan çoksevdiğim bir bölüm Gözlerim uykuyla barıştı sanma... Sen gittin gideli dargın sayılır..
Dostun bahçesine bir hoyrat girmiş Korudur hey benli dilber korudur Gülünü dererken dalını kırmış Kurutur hey benli dilber kurutur Su meydanda serilidir postumuz Çok şükür Mevlâ'ya gördük dostumuz Bir gün kara toprak bürür üstümüz Çürütür hey benli dilber çürütür Kendisi okur da kendisi yazar Hak hilâl kaşına eylemiş nazar Senin akranların cennette gezer Hürüdür hey benli dilber hürü Hangi dinde isen ona tapayım Yarın mahşer günü bile kopayım Eğil bir yol ak gerdandan öpeyim Beri dur hey benli dilber beri dur Dervişe n'olursa kendi tacından Irakibe ölüm yâre gecinden Benzimin sarısı senin ucundan Sarıdır hey benli dilber sarıdır Pîr Sultan Abdal'ım başından başlar İyisini yer de kemini taslar Bin çiçekten bir kovana bal işler Arıdır hey benli dilber arıdır
G İ Z L E M E Gizleme benden o masum, O güzel yüzünü. Bana seviyorum de, Sevdiğini gizleme. Bakma bana ötelerde, Buluşalım bahçelerde, Sevişelim çimenlerde. Biliyorum her şeyi, Bunları sende istiyorsun; GİZLEME.