Kaş Tatili - 1 Haftalık Av Raporu

Konu, 'Denizlerimizden Güncel Av Raporları' kısmında nicholai hel tarafından paylaşıldı.

  1. nicholai hel

    nicholai hel Aykut

    Mesajlar:
    1.170
    Şehir:
    Antalya
    Yeniden selamlar dostlar.

    Yine arayı bir ay kadar açtım. :rolleyes: Bu geçen sürede yoğun koşturmacalar ve bir haftalık Kaş tatilimiz nedeniyle aranızda olamadım.

    Fakat artık düzene girmek üzereyim. (bir giremedim dimi? :eek: ) Geçen hafta itibariyle yeni işime başladım. Haftasonunda da yeni bir bilgisayar edindim (sonunda). Artık yine eskisi kadar olmasa da işler izin verdiği ölçüde buralarda olmaya çalışacağım. Hayatımı düzene soktukça daha çok zaman ayırmaya başlarım.

    Fakat balık avı tam gaz maşallah! ;)

    Yurttan uzak kaldığım uzun dönemde öyle özlemişim ki denizi, balığı. Sizlerin rüyalarıma giren paylaşımlarınız da sağolsun :p fena halde iştahlanmıştım. Yurda döndükten sonra şu geçen bir buçuk ayda yoğun işlerime rağmen ufak bir fırsat buldukça soluğu denizde aldım. Gerekirse iki saat uyudum ama geceyi denizde geçirdim. :) Av partnerimle birlikte her avımızdan zevk almayı başardık.

    Oldukça verimli avlar yapmış olmamıza rağmen gerek fotoğraflayamamış olmamız gerekse hakikaten yoğun geçen günlerim ve her boşluğumu yine balıkta değerlendirmem yüzünden raporlayamadık.


    Fakat Kaş öyle bir yer ki, raporlamadan geçmek haksızlık olurdu. :)
     
  2. nicholai hel

    nicholai hel Aykut

    Mesajlar:
    1.170
    Şehir:
    Antalya
    23 Haziran Cumartesi günü sabah erkenden yola çıktık. Elbette bir gece önceden, hatta tüm haftaiçine dağılan hazırlık aşamamız olmuştu.

    Önümüzde sadece 200 km yol var fakat;
    1- Benim aracın arkasında römork takılı ve üzerinde aslanımız yatıyor :)
    2- Diğer araçta kardeşim, hanım, av partnerim, eşi ve 10 aylık bebekleri var. :)
    3- Toplamda bebek hariç iki araçta 7 kişiyiz.
    4- Yolun neredeyse yarıya yakını muhteşem manzarasına karşın ciddi derecede virajlı.

    Ağır ağır, yer yer mola vererek katettiğimiz yolun ardından öğleden sonra saat 15 gibi Kaş'a vardık. Tekneyi indreceğimiz rampadaki sıkıntılar nedeniyle biraz uzun ve sancılı da olsa teknemizi suya indirip kalacağımız işletmeye ulaşıp iskelesine bağladık. O akşam ve ertesi güne sarkan dinlenme ve tembellik sürecinin ardından pazar akşamı saat 18 gibi hanımları ve geleceğin büyük balıkçısını :D kıyıda bırakıp 3 arkadaş + benim kayınbirader 4 kişi açıldık. :) Yemimiz sülünez. Hedefimiz mercan. Takımlarımız 4 kişiye av yaptıracak şekilde bizzat ellerimle önceden düzenlenmiş ve hazır durumda. :cool:
    Ama bir yabancı memleketteyiz, yer yurt bilmeyiz. Nasıl olacak bu iş? :confused:

    Av partnerimin cep telefonunda bir derinlik harita programı yüklü. Basit ve detaysız bir program olsa da ana hatları ve önemli derinlik farklarını biraz şaşma payıyla gösterebiliyor. Aslında Antalya'daki avlarımızda işimize yaradı ve güzel avlar yapmamıza yardımcı oldu. Elbette bir balık bulucu ya da detaylı derinlik haritası içeren bir gps gibi olamaz, ama en azından balık olabilecek yerler hakkında fikir veriyor.

    Elimde telefon, mera arıyorum. Bir yere durduk, tık yok, ikinci yer, yine yok. Üçe götürdüm. Attığımız anda tıkırtılar başladı. :thumb: Hemen ardından ilk balıklarımız bindi asansöre. Ve işte aradığımız güzel mercanlar! Hepimizin oltalarına iştahlı vuruşlar geliyor. 10 dakika gibi sürede güzel boylarda mercanlar çekiyoruz. Fakat ardından vuruşlar bıçakla kesilmiş gibi duruyor. Taramadayız, yüzey akıntısı var ve balık takibi bırakıyor, belli ki dipteki meradan kayıyoruz.

    Tekrar ilk durduğumuz noktaya sürüp yine taramada ava başlıyoruz, aynı sürede aynı mercanlar. ;) Bunu yaklaşık 6-7 defa tekrarlayınca 7 kişilik bir akşam yemeği olacak kadar güzel kırmızılar livarımıza dolmuş durumda. Daha hava kararmadı ama yeter deyip dönüşe geçiyoruz. Keyifler yerinde. :thumb:

    Yanımızda fotoğraf makinası olmaması ve sohbet muhabbet derken balıkları unutuyoruz. Kaldığımız yerin restoranında keyifli bir akşam yemeği bizi bekliyor. :hungry:
     
  3. nicholai hel

    nicholai hel Aykut

    Mesajlar:
    1.170
    Şehir:
    Antalya
    Ertesi gün hedef büyük. Jig yapıcaz. Erzağımızı geceden hazırlayıp sabah 5'te yola çıkıyoruz. Hedef Limanağzı mevkiinin dışından Kekova'ya doğru dönen burnun karşısındaki ufak adaların çevresi.

    Lokasyon olarak ava çok uygun yerler buralar. Fakat hem mevsim grida dışındaki hedef balıklar için pek uygun değil, hem de balık bulucu gibi teknolojik ekipmandan yoksunuz. :(
    Jig takımlarımız, kandırıcılarımız, düğümlerimize kadar herşey özenle ayarlanmış durumda. Ama önceki iki denememizden biliyoruz ki teknoloji kullanmadan balığı bulmak hiç de kolay değil.

    Olsun, sportif balıkçıyız zaten ;) Göbek eritiriz işte daha ne :D
    Başlıyoruz sallamaya, Aksiyonun bini bir para :p İlk defa jig avı gören arkadaşımız anlamsız gözlerle bizi izliyor. "manyak mısınız kardeşim mis gibi keteze avı varken şu yaptığınıza bak" :D Hazırlıyor takımını, sülünezleri açıp kesiyor ve sallıyor oltasını. Ama bizim slogan belli "Go big or go home!" (büyük oyna ya da bırak!) :D

    Teknemiz taramada, bu iyi, sonuçta belirli bir nokta, taş bildiğimiz yok. Akıntı bizi adaların arasında gezdiriyor, bakarsın iyi bir yere denk geliriz umuduyla sabrımızı sürdürüyoruz. Biz yeni doğan Akdeniz güneşinin yüzümüze vurduğu ve sıcaklığını her dakika daha çok hissettirdiği anlarda kan ter içinde kamış çırparken bizim misafir avcı Naci kardeşimiz ara ara çeşitli balıklar, ama çoğunlukla hannos çekiyor. Ufaklar geri gidiyor. İriler livara, yolda şişip ölenler ise 5 metre yanımızda bizden nasiplenmek için bekleyen martı dostumuza.

    Arada gelen oldukça iri trakonya Naci'de heyecan yaratıyor. Jigi bırakıp itinayla onu ayrı bir kovaya alıyoruz. Ardından biraz daha ufak ama yine iyi boyda bir tane daha geliyor. Biz kısa aralıklarla dinlenip uzun soluklarla kamış sallıyoruz. Artık dönelim derken partnerim Çağrı'nın sahtesine bir balık biniyor! :eek:
    Heyecanla tasmalıyor ama nafile :( Daha bir heyecanla yoklamaya başlıyoruz ama yok. Günün ilk ve tek vuruşu kaçıyor. Kıyıya dönünce incelemeye alıyoruz jigi. Aksiyon sırasında balık jigin 4-5 cm önüne atlamış ve leader misinada çok bariz diş izleri bırakmış. :( Bir başka deyişle, nasip değilmiş...

    Avlandığımız bölgeden oldukça yakın olarak gördüğümüz Yunan Adası Meis.
    Bu kadar yakınımızda bu kadar iri yabancı adaları görmek beni her seferinde üzüyor.


    [​IMG]


    [​IMG]
     
  4. REİS

    REİS Mahir Ersin

    Yaş:
    80
    Mesajlar:
    2.389
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Olta
    En İyi Avı:
    Torikler-Kofanalar
    Maşallah, bereketli avları severim.
    Afiyet olsun.

    Güzelleri kaç metrede buldunuz?
     
  5. nicholai hel

    nicholai hel Aykut

    Mesajlar:
    1.170
    Şehir:
    Antalya
    Aynı günün akşamında restoranda yemek yerken gözüm yine denize kayıyor. Antalya'da kıyı avı verimsiz ama, burada da bir denemek lazım. :)

    Akşam üzeri dalarken çok güzel mırmırlar görmüştüm, belime gelen suya kadar giriyorlardı. :rolleyes:

    Fantazi yapalım biraz o zaman. 1.5 mt kadar 0.14 fc misinanın ucuna Mustad 1523D No:9 Normalde kefal sarması ve yemlik balık yakalamak için aldığım malzemeler ama denemeye değer ne de olsa "İnce takım avcı takım" :eek: atçek ve sırtı için kullandığım takımımda 0.15 ip ve ucunda minicik bir klips var. fc misinayı en ufağından minicik bir fırdöndüyle bu klipse iliştirdim ve şeytanım hazır ;)

    Çok kısa bir iskele var bulunduğumuz yerde. En ucundaki merdivenin denize indiği yerde derinlik 1.5 metre. :) Yemim borukurdu. Minicik iğneye geçirdim ve yemin birkaç gramlık ağırlığıyla şöyle kamışı hafifçe ileri geri sallayıp az öteye düşürdüm. Biraz da boşa ip sağdım, yem kendi ağırlığıyla ağır ağır çöküyor olmalı, net göremiyorum. Kamışı iskelenin korkuluğuna dayayıp kalamayı ayarlayıp restorana geri döndüm. Nerde kalmıştık? :)

    Sohbet gırgır kahkaha derken aradan yarım saat kadar geçti, oltanın suda olduğunu bile unuttum neredeyse. Ve aniden bir gürültü!! :eek: Kamış dayadığım yerden devrildi!! :eek: İskele az ilerde karanlıkta kaldığı için net göremiyorum ama kamışın koyduğum yerde olmadığı kesin!

    Hemen fırladık, restoranın iskeleye doğru giden tarafına el yakın Naci olduğu için benden önce atak yapıp koşmaya başladı, ardından kayınbirader koşuyor, ben de iyi ki masanın en uzak ucuna oturmuşum :eek: Önden onlar koşarken bağırıyorlar "Olta yook olta yoook!!" :eek: Bir anda soğuk sular başımdan aşağı! Artık koşarken bi yandan tişörtümü çıkarmaya çalışıyorum, arkasından atlıcam, yapıcak birşey yok!

    O sırada en öndeki Naci iskeleye çıktı ucuna doğru koşuyor ve bağırıyor "Olta burdaaa, takılmııış!"
    Ohh çekiyorum ve arkasından iskeleye ulaşıp uca varıyorum. Hakikaten kamış devrilip ucu yarısına kadar suya girmiş ama makina suya inilen merdivene takıldığı için orada kilitlenip kalmış! Verilmiş sadakamız varmış denebilir heralde bu duruma. Tabii bir yandan kalama cırlıyor. Hemen davranıp alıyorum takımı, biraz tartıp kalamayı hafif kısıyorum. Takım da çok ince, fazlaca sıkmaya korkuyorum ama biraz mücadeleden sonra pes ediyor, çok güzel bir sargoz bu! :) Balığı iskeleye alıp keyifle iğneden çıkarıyorum. Antalya sahillerinde artık görülmeyen güzellikte balıklar bunlar. Herkes keyifli, yüzler gülüyor. :) Neredeyse dalga geçilecek kadar basit bir takım böylesi güzel bir avı getirdi. Hemen tekrar yemleyip aynı şekilde sallıyorum oltayı. Tekrar restorana çıkıyoruz. Artık sohbet kıyı avcılığı üzerine. Böyle güzel bir balık gelince bizim acemilerin iştahı kabarıyor tabii. :)


    Aradan tam iki saat geçiyor. Artık gidip yatalım diye ayaklanmışken iskeleden kalama sesleri geliyor. Hem de nasıl, Formula arabası geçiyor sanki! :D Tabii kamışım bu kez daha sağlamda, akıllandık ;) Hemen koşup alıyorum kamışı ama balık durmak bilmiyor! :D Kalamayı hafif kıssam kamış iyice eğiliyor, bu daha iri belli ki. Ben kalamayı tam ince ayarda tutup mücadele ederken arkadaşlar feneri denize tutup balığı bulmaya çalışıyorlar, derken balık yüzeye çıkıp ihtişamını gösteriyor, işte bu hakikaten iri bir sargoz! Yüzeye çıktığı ve bizi hissettiği anda tekrar dipliyor. Anlaşıldı ki bu daha uzun soluklu bir mücadele olacak. Ve biz bu balığı iskeleden alamayacağız. 0.14 fc misina ve minicik iğnem beni ürkütüyor. Kalamayı sıkmaya pek de cesaretim yok açıkçası, kamışımın biraz sert eğilmesiyle hemen biraz daha gevşetiyorum kalamayı, biraz hafifleyince azıcık sıkıp toplamaya çalışıyorum. Böyle sürüp gidiyor. Kontrollüyüm ama adrenalin tavanda!!

    Balık bir açığa, bir kıyıya, bir iskelenin altına, her yöne fişekliyor. Biraz daha yormam gerekiyor istediğimi yapmak için. Birkaç dakika daha harcıyoruz ve başlıyorum kamışın ucunu olabildiğince açığa tutarak iskeleden kıyıya doğru yürümeye. Balık biraz yorgun, ama tekrar ürkerse ve iskelenin altına fişeklerse sıkıntı büyük, iskelenin demir ayaklarının arasına girip misinayı dolayabilir ve kolayca koparır. Kamışın ucunu uzatabildiğim kadar iskeleden açıktan getirerek kıyıya varıyorum ve iniyorum iskeleden. İlk aşamayı başarıyla geçtik çok şükür. Şimdi az ilerde çakıllık sahil var, oraya ulaşmalıyım diye düşünüyorum. Balık bu kez de kıyıyı görüp korkmasın diye kamışı bu sefer açığa doğru uzatıyorum. Çok da inatçılık yapmadan, ama yine makinayı arada öttürerek açıktan geliyor. Sahile varınca biraz rahatlıyorum, artık işin yarısını hallettik sayılır. Başlıyorum çok ağır ağır makinayı sarmaya. Balık geliyor ama derinlik 1 metrenin altına düşünce tekrar açığa doğru basıyor. Kalamam artık daha da gevşek, hem misinamı dolayıp taktırabileceği pek bir yer kalmadı, hem de kıyıyı gördükçe son gücünü de kullanıp açığa kaçacaktır, buradan sonra kaçırmamam lazım. Birkaç güçlü deparla açığa gidiyor, sonra dikkatle tekrar toplayıp kıyıya doğru süzdürüyorum.

    Öyle bir av oluyor ki, hani sanki ölçeği küçültülmüş bir jig avı gibi; güçlü ip yerine incecik misina, jig takım yerine hafif bir spin takım, güçlü jig iğneleri yerine sinek iğne, iri bir sinarit yerine iri bir sargoz :D Ölçek küçük ama mücadele neredeyse aynı, doyumsuz!

    Sonunda pes ediyor. Çok da güçlü olmayan sağa sola kafa darbeleri vura vura geliyor. Beni görmemesi için üzerime değil, kamış yardımıyla iki buçuk metre öteye doğru süzdürüyorum. Kıyıya vuran cılız dalgayı da kullanarak son bir hamleyle kıyıya süzdürüp çakılların üstüne yatırıyorum. Artık bu güzel suyun dışında. :thumb: İşte tam o anda bir gürültü kopuyor! :eek: :eek:

    Sıçrıyoruz aniden! Meğer kıyıdaki karanlığın içinde şezlonglarda oturup bizi izlemekte olan bir ingiliz bayan varmış. "Vuuuhuuu!!" nidalarıyla elleri patlarcasına alkışlıyor. :eek: :D Olayı idrak edince rahatlıyoruz. Balığı elime alıp kaldırıp bende gaza geliyorum, şu Survivor programındaki deli çocuk Taner gibi "Yeaaah!" yapıyorum. :laughing: :laughing:


    Odaya gidip yatağa uzandığımda hala kalbim küt küt vuruyor.
    Şimdiye kadar ayaklarım karadayken gerçekleştirdiğim en uzun soluklu, kullandığım takımın hafifliğinden dolayı da en çok adrenalin yaşadığım avım oldu bu. Her kıyı avcısına nasip olsun inşallah. Hem de böyle ince bir takımla ;)


    [​IMG]
     
  6. nicholai hel

    nicholai hel Aykut

    Mesajlar:
    1.170
    Şehir:
    Antalya
    Ertesi gün sabahı pas geçip bu kez akşam sırtıya çıkıyoruz. Bir saat kadar geziyoruz ve 3 dk arayla iki turnayı kandırmayı başarıyoruz.

    Burada tanıştığımız, balığa müthiş hevesli, sürekli birşeyler öğrenmeye çalışan kardeşimiz Gürkan konu mankenliği yapıyor. :)

    [​IMG]


    [​IMG]


    [​IMG]


    Bugün gruptan iki kişi eksildik. Kalanlar için akşam yemeği yine çıkmış oldu. :)


    [​IMG]
     
  7. nicholai hel

    nicholai hel Aykut

    Mesajlar:
    1.170
    Şehir:
    Antalya
    Ertesi sabah yine sırtıdayız. Ama bu kez sahtelerimiz daha ağır ve iddialı, 8-10 metre dalarlılar, boyları 25 cm civarında, 10-12 metre derinlikteki kayalık kıyıları tarıyoruz. Hedef balık grida (lagos). ;)


    Çok geçmeden müthiş bir kalama sesi, kamış iki büklüm, heyecan içindeyiz! :eek:
    Lagos mu acaba? Sinarit de olabilir, böyle erken saatte buralara yemlenmeye girmiştir. Ama yok yok büyük ihtimal lagostur bu. mrsparkle

    Zorlu ve müthiş keyifli bir mücadeleyle balığı çekiyorum.
    Ama lagos beklerken gelen balık balon. :D :(
    Olsun heyecan yaşadık. :rolleyes:

    Aradan 15 dakika sonra çok güzel kayalıkların üstünden geçiyoruz. Şu kayalara bak tam grida mekanı derkennn CIRRRRRR!! Kalama yine coştu, kaptığım gibi mücadeleye giriştim. Müthiş kafa darbeleri, kamışı elimden alıp götürmek istiyor resmen. Azıcık kalamayı açıyorum (hata1), yalnız az öncekini de ben çekmiştim ve müthiş keyifliydi. Partnere diyorum gel bunu sen çek (hata2). İçimizdeki umut grida tabii ama tahminimiz yine balon geldiği yönünde. En azından mücadele keyfini yaşarız diyoruz. Çağrı gelip kamışı alıyor, tabi bu boşlukta balık kafa darbeleri ata ata kalama çekiyor.

    Çağrı alıp kamışı asılmaya başladığı anda iki sert kafa darbesi daha. Ve sonrasında bir anda ip kaskatı kesiliyor. Takıldı!! :eek:

    Tabii baştan aşağı kaynar sular boşalıyor. Balık boşluğumuzdan faydalanıp taş altı yaptı. :(

    Sağa git çek yok. Sola git çek yok. Çıkaramıyoruz. Biraz boşluk verip çekiyoruz yine gelmiyor. Sonunda niyeti bozup eldiveni giyip güçlüce asılıyoruz.
    Kurtulup geliyor. Sahte gitti mi? Aaa yoo gitmemiş. Ama balık da yok. :( iğneden kurtuldu.
    Sahteyi inceliyoruz. Klipsin bir 10 cm üstünde ipte zedelenme var, kayaya sürttürmüş belli ki. Neyse artık, en azından sahteyi kaybetmedik. Hasarlı ipi onarıp devam ediyoruz.

    Yaklaşık yarım saat sonra yine güçlü bir kalama ve keyifli bir mücadele. Burası o kayalıklardan uzakta, artık dip kumluk ve eriştelik. Acaba diyoruz bu kez iyi bir şey midir? :rolleyes:

    Ama değil. Yine koca bir balon çıkıyor su üstüne. Hatta yanında ayni irilikte bir tane daha var. Arkadaşını yolcu etmeye gelmiş. :) Biz sahteye geleni içeri alırken o da teknenin altında dolanıyor.

    Acıktık, kahvaltı saati geldi, sahile dönüyoruz.

    [​IMG]


    Bir zamanlar bu sahtenin çok güzel simli silikon kuyruğu ve eğilmemiş kuyruk iğnesi vardı. :(

    [​IMG]


    Otopsiye geçiyorum. :) Hakikaten dedikleri kadar güzel görünen bir eti var. Ama cıss... :)

    [​IMG]


    [​IMG]


    Asıl bombayı daha sonra yerel balıkçılardan öğreniyoruz. Balon yakalanınca asla taşaltına kaçmazmış. Taşaltı yaptıysa o balık ancak grida olurmuş.
    Nasip idk
     
  8. nicholai hel

    nicholai hel Aykut

    Mesajlar:
    1.170
    Şehir:
    Antalya
    Akşam suyunda yine sırtıdayız. Hedef aslında öğlen gezintimizde atlarken gördüğümüz torikler ve duyumunu aldığımız tral. :thumb:

    Konuk avcı Naci arkadaşımız da bizimle teknede. İstanbul'dan bu tatil için aramıza katıldı. Ama o şimdiye kadar hiç görmediği turnayı görmek istiyor. Uyarıyorum, dikkat et, görünce korkarsın. :D

    Başka bir şey istese olacakmış. Turnadan pek beklenmeyecek derecede güçlü bir mücadele. İki-üç dakika içinde yanaştırabiliyoruz. Baya iri bir balık geldi.

    Çekip tekneye alıp yatırıyoruz, Naci fırlıyor ayağa başlıyor zıplamaya, bir yandan da "Bu ne lan! Hoşt! Hoşt!" :laughing: :laughing:

    Isırır dedim ya, balık çırpındıkça ayağını kaptırmamak için zıplıyor, sonra arkaya kaçıp oturduğumuz yere çıkıp kuş gibi tünüyor! :D Gerçekten görülmeye değer anlardı. Öldük gülmekten :laughing: :laughing:

    Livara zor sığıyor bu turna.

    [​IMG]


    Çok güzel bir birey.

    [​IMG]
     
  9. nicholai hel

    nicholai hel Aykut

    Mesajlar:
    1.170
    Şehir:
    Antalya
    Kalan iki günde her fırsatta jig yapıyoruz. Sağ kol ve omuzlar sürekli ağrı içinde :D

    Mercanın yerini belledik, ilk günden sonra aynı yere bir kere daha gidip yokladığımızda yine o dar merada duruyorlardı, birkaç parça alıp bıraktık. Gördük ki oradan sürekli alınıyor.

    Turnanın yerini belledik. Aynı saatte aynı yerden geçerken aynı iki sahteye mutlaka vuruyor.

    Ama bizim gözümüz yükseklerde :rolleyes: "Go big or go home." :thumb:


    Yalnız balığı bir türlü bulamıyoruz. idk

    Bir jig avımızda benim hanım da katılıyor aramıza. Biz sallarken o da yemli deneyerek 4 parça balık alıyor. Dördü de farklı :) bir mercan, bir hannos, bir lokum, bir dee...

    Bu biri çok enteresan.

    [​IMG]


    [​IMG]


    Tam anlamıyla tropik, akvaryumdan kaçmış gibi duran, müthiş bir Kızıldeniz balığı. Türünü araştırmadım ama daha önce rastlamadığım bir tür olduğu kesin.


    İki akşam daha kıyıdan, sargozları yakaladığım yerden deniyorum. Gerçi Antalya'dan getirdiğimiz yemler dolapta da olsa biraz cacık oldular artık ama, yine umutluyuz.

    Ama tek gelen bu naylon balığı oluyor.

    [​IMG]


    Çocukluğumdan beri dalışlarda her gördüğümde ilgiyle izlediğim bu balık zannedersem ilk defa oltama geliyor.
    Ama malesef o kadar kötü yutmuş ki iğneyi çıkarmak hayli zarar veriyor, yaşatamıyoruz. :(



    Ve Kaş tatilimiz bu şekilde tadı damağımızda kalarak sona eriyor.
    Harika doğası cömertliğini bizden esirgemiyor, altı gecenin üçünde kalabalık grubumuzla balık ziyafeti çekiyoruz. Hatta işletmenin çalışanları da katılıyor yemeklere.
    Ama avlardan aldığımız müthiş haz hiçbirşeye değişilmez. Anısını uzun süre hatırlayacağımız günler yaşatıyor bize.

    Bir daha görüşene dek elveda diyoruz Kaş'a.

    İçimizde bir burukluk....


    [​IMG]



    Kaş marina'nın içinde bizi uğurlayan yaşlı dostumuz.

    [​IMG]
     
  10. nicholai hel

    nicholai hel Aykut

    Mesajlar:
    1.170
    Şehir:
    Antalya

    Teşekkürler Reis.

    Kırmızılar 45-55 metre arasından geldiler. 40 ve 60 metreler kupkuruydu o bölgede.

    Antalya'da artık bu derinliklerde o boylarda mercan bulunmuyor, 70-75 metrelerden sonra bulabiliyoruz ancak. 30-60 metre arasında bolca kılkuyruk mercan denilen, aslında mercanla da akrabalığı olmayan, sadece benzeyen bir balık çıkıyor. Göçmen, tahmin edersin.

    Kaş'da diğer günlerde aynı boylar 40 metrelerde de geldi. Ama o bulduğumuz mera kadar verimli değildi. Kılkuyruk mercanın hiç gelmemiş olması da sevindiriciydi.

    Rastgelsin...
     
  11. zeroplus

    zeroplus umut tuna

    Yaş:
    45
    Mesajlar:
    112
    Şehir:
    adana
    çok çok güzel avlar olmuş çok tebrik ederim nefis bir hafta olmuştur sizin için daha iyilerine rastgelsin
     
  12. mehmetar79

    mehmetar79 Mehmet

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    316
    Şehir:
    Adana / Ceyhan
    Tebrikler

    Ellerinize sağlık çok dolu ve de akıcı bir rapor olmuş.
    Sabah sabah sayenizde biz de av yaptık dairede :)

    Devamına rastgelsin.
     
  13. befalcon

    befalcon Sinan

    Mesajlar:
    1.694
    Şehir:
    Manisa
    Favori Kamış:
    Okuma V-System 2.70 10-40
    Favori Makine:
    Daiwa Megaforce 2500
    En İyi Avı:
    Dağ Alası 26 cm.,, Torik 3 kg
    Keyifli bir tatil geçirmişsin. Tebrikler
     
  14. can akgün

    can akgün CAN

    Mesajlar:
    1.660
    Şehir:
    İSTANBUL-BAKIRKÖY
    Favori Kamış:
    SHIMANO CATANA CX SPINNING 240 M 10-30gr SHIMANO BEASTMASTER CX SURF TE 4.30 200gr
    Favori Makine:
    SHIMANO ULTEGRA CI4 10000 XSA SHIMANO EXAGE 4000 FC
    En İyi Avı:
    1580 gr sazan
    Aykut hem keyifli bir tatil hemde av haftası geçirmişsiniz.Daha güzel avlara inşallah.Eşinin yakaladığı balık iğnenin ucunda fazla kalmış herhalde resimdeki asalak normalde balıkları yakalayamaz ama yakalanan balıklara hemen yapışan bir meret. Güzel anlatım ve paylaşımın için teşekkürler.Tebrikler...
     
  15. Asant07

    Asant07 Osman

    Mesajlar:
    131
    Şehir:
    Antalya - Manavgat
    Favori Makine:
    Banax
    Çok güzel bir sunum Aykut kardeşim.
    Antalya' mızın, en sevdiğim ilçelerinin başında gelir Kaş, eğer hiç gitmediysen Elmalı üzerinden de Kaş' a inmeyi dene. Sahil yolu kadar muhteşem manzaralar ile karşılaşırsın.
    Sanırım Üçağız Köyünün sahilinden çıktınız ava, çok uzun yıllar önce gezmiştim oralarda. Şimdiki hali nasıldır bilmiyorum.
    Her daim rastgele ...
     
  16. seckint

    seckint Seçkin

    Mesajlar:
    2.562
    Şehir:
    Istanbul / Beylikdüzü
    Favori Kamış:
    4.20 surf kamış
    Favori Makine:
    okuma synex
    En İyi Avı:
    3,5 kg Martı
    tek tek okudum gerçekten çok güzel bir tatil ve çok güzel avlar yapmışsınız, kaş gibi bir yerde tekneniz varsa zaten balıksız dönmek olmaz :) 1 haftada bu kadar avlak belirlediğinize göre sürekli orada yaşasanız sanırım beklediğiniz o büyük balıkları elinizle koymuş gibi bulurdunuz :) daha iyileri rastgelsin

    selamlar
     
  17. metallurgist

    metallurgist Gültekin Güler

    Yaş:
    48
    Mesajlar:
    1.108
    Şehir:
    İskenderun
    Favori Kamış:
    Lineaeffe spirit 3,90
    En İyi Avı:
    Lüfer 2,1 kg
    tam hayal ettiğim tatili yapmışsınız ağzımın suyu aka aka okudum
     
  18. Zıpkıncı İbo

    Zıpkıncı İbo İbrahim Can

    Mesajlar:
    2.915
    Şehir:
    Ankara
    Favori Kamış:
    Cressi, Mares, Tusa
    En İyi Avı:
    18 kg Akya
    Cok guzel bir tatil olmus, baliklar da guzel. Tebrikler... :)
     
  19. Kadir Levrek Peşinde

    Kadir Levrek Peşinde SİDEPRENSİ eski nick im

    Mesajlar:
    5.239
    Şehir:
    Aksaray
    Favori Kamış:
    OKUMA ALUMİNA SPİN KAMIŞ 240cm
    Favori Makine:
    süper passion 740m ve küçük kardeşleri
    En İyi Avı:
    süper maxim misina :9
    güzel raporun icin tesekkür ederim:) hic gitmesemde bayagi cesitli av sunan bir bölge imishihi
     
  20. Şimal

    Şimal İsa Sivri

    Yaş:
    54
    Mesajlar:
    12.617
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Lineaeffe Surf Mill 4.20
    Favori Makine:
    Daiwa Emcast Plus 5000
    En İyi Avı:
    Balık Avı Dostlarım...
    Aykut bey Tebrikler, balıklarda tatilinizde süper olmuş doğrusu:)

    Ayrıca tek konuda 7 ayrı rapor, maşallah bu yeni bir rekordur herhalde:D