28/03/2015 Saat : 16:50 Takım : 2'li yeşil boncuklu takım (iğneler sarı çapraz orta boy) Derinlik : 30 metreler (tahmini) Ava gitmeye yine niyetim yoktu aslen, cuma gününün yorgunluğu, iş yerinin yeni binaya taşınması falan haşat gibiyim. Bergama'ya ulaşmamız 21:30'u falan buldu. Serhat abilerde yorgunluk kahvesi içerken balıktan konuşmamak olmazdı. Serhat abi, yeni bir avlak bulmuştu, yoldan gelirken bana yemde aldırmıştı. Yok şöyle sinarit tutmuşlar, yok 900 gr'lık mercan çıkmış derken gece ava gitmeye kara veriyoruz ama sağanak yağmur var. En iyisi sabah suyu yapalım diyerek onlardan ayrılıyoruz. Saati 06:30'a kuruyorum. Kurarken dahi, biz sabah suyuna gidemeyiz ya neyse diyerek yatıyorum. 06:30'da saat çalıyor, şöyle bir gözümü açıp camdan bakıyorum, "ağaç dalları sallanıyor, çok rüzgarlı şimdi av olmaz" diye düşüneceğim ama üşenerek; "rüzgar var, yatayım" diyebiliyorum. Sabah dana gibi uyumanın vermiş olduğu dinçlikle fırlıyorum yataktan demek isterdim ama maalesef, yorganı zor kaldırıyorum. Saat olmuş 10:00 Saat 12:00'de abi arıyor : Hani, aramadın ya. - Çok rüzgar vardı abi, gündüz gideriz dedim. - Gidelim mi artık. - Ben giyinip, geleyim abi. (keyfimin kahyasının gönlü oldu - Bundan sonra böyle avcılık yapacam hihi ) Saat :13:15'te nihayet avlağa hareket ediyoruz. Arabayı bıraktıktan sonra 2 km'lik yürüyüş parkuru geçip avlağa ulaşmamız 14:30'u buluyor. Avlakta 20 kadar kişi var. Kimsede doğru düzgün balık yok, parmak kadar isparozlar torbalarda. 3-5 gopes, 1 tane 30 cm'lik istavrit, büyüteçle bakılınca karagöz ve iskataroz olduğu anlaşılan balıklarda torbalarda isparoz muamelesi görmekteler. Moraller bozuk olarak bizde bi köşeye kuruluyoruz. İlerleyen saatlerde benim oltayı 3 isparoz şereflendiriyor. Bu hissi yaşamayalı hani olmuştu beya, özlemişim. Salıyorum garibanları. Salmadan önce yemleri bozmayacaklarına dair sözleşme imzalatmayı da ihmal etmiyorum. hihi Bulunduğumuz köşeden en uca gitmeye niyetleniyoruz. Az değil 500 metre daha yol yürüyoruz. Çok takıldığından kimse uca gitmiyor. İlk yarım saat isparoz tacizi devam ediyor. Yemleri takarken yemci Zafer'in kulaklarını çınlatmayı da ihmal etmiyoruz. Sağ olsun bu işi, halk pazarındaki elma tezgahına çevirmiş. En üstteki mamunlar iyi, alttakiler mikroskobik. Kendisini kutluyor, bu ticari zekasından ötürü çok tebrik ediyoruz. hihi Büyüteçsiz görülebilir mamunlarımız tükenmek üzere. Son kalan bireylerden 2 tanesini takıp yolluyorum aşağıya. Kamışı da sırt çantama dayamışken birden kamışın sapı havalanıyor. Havada yakalıyorum kamışı, lakin balık çektiğinden havalandığını henüz kavrayabilmiş değilim. Şaşkın bir yüz ifadesiyle bakarken balık depar yapıyor. Kamışın ucu eğiliyor. - Ooooo bu başka abi. Çok güzel bişey abi. - Sudan çıkarma. Cırrr, iki tur çeviriyorum, kalama sıkı olmasına rağmen cırr, cırr gibi kısa mesafeler alıyor balık. Neyseki şansıma en güçlü makinalarımdan biriyle avlanıyorum. 2 dakika olmadan balığın iflahı kesiliyor, 3 metre yukardan balığa bakıyoruz. Takım balığın gırtlağında, iğne gözükmüyor. Serhat abi : Kaldırma sakın !!! O arada aranıyor bişeyler ama insanlar 500 metre uzakta ve 3 metre mesafeye inebilecek kimsede kepçe yok. Yapacak tek şey ya kamışla kaldıracaz, ya misinadan çekecez. Kararı veriyorum; misinadan çek abi. - Koparır - Çek abi, çek koparsa kopar. - Ölmesini bekleyelim. - Çek abi, bişey olmaz. Gayet güzel çekiyor Serhat abi, hiç boş bırakmadan, kaydırmadan, duvara vurdurmadan. Balık ayaklarımızın önünde. Şaşkın şaşkın bakışıyoruz. Bu da nesi.... Hiç görmediğimiz bir balık. Cinsini bilmediği her balığa ofroz diyen Serhat abi, tespitini belirtiyor : Ofroz. - Yüksek sesle söyleme 45 cm limiti var ofrozun, diyesim var. :laughing: Yok abi ofroz böyle değil. En azından resimlerini görmüştüm. - Lagos o zaman. Onun da limit 45 cm. Ofrozla lagos olmasın da ne olursa olsun diyorum içimden. hihi - Yok abi, şeytan mı ne diyorlar galiba o balık. Zıpkıncılar çok vuruyor, yanlış anımsamıyorsam onlara benziyor. Adı herneyse balık muhteşem bir renkte. Masmavi tank gibi bir balık. İlk kezde yakalamışım, çok mutluyum ama sakinim. Daha fazla eylenmiyoruz. Yarım saat sonra toparlanıyoruz. Yağmurluklarımızdan süzülen damlaları gerimizde bırakarak avlananların yanından geçiyoruz. Her grup balığa bakıp, yorum yapıyor. - Lagos bu, lagos...Bembeyaz eti vardır, çok değerli balık. Diğer grup; - Ot balığı ama çok büyümüş. (Balığı basitleştirdi, ot sensin. Güzelim balığa yakıştırdığın sıfata bak ) Başka grup; - Mahmut ne lan bu? - O ne beya, Allah, Allah ne biçim balıklar görecez buradan daha. Serhat abi : Yenir mi bu. - Denizden çıktısa, yenir. :laughing: 2 km daha yürüyoruz, eve dönüşte yürümekten haşatımız çıkıyor. Günün en değişik ve en güzel balığı. İnternetten bakıyorum ki; balık züber, diğer adıyla şeytan, diğer adıyla çakal. (İnternetten yanlış bakmış ta olabilirim. Lapin de olabilirmiş balık.) Şükür ki limiti sakatlamadık. Desenli ve gri tonda olaydı salardım balığı aslen. Saat 21:00 suları, ev halkı tedirgin. - Zehirli olmasın. - Yok beya, merak etmeyin. Yalnız tulum çıkartmam lazım. Saat 21:45'te başladığım tulum işini saat 23:15'te alnımın akıyla sonlandırıyorum. :laughing: Lezzet : İyi :thumb: Et yapısı iskarmozu andırdı bana. Biz tavada yaptık ama sanki ızgaraya daha yatkın gibi. Bu arada balık 38 cm geldi. (1 kilo rahat vardır) Nice keyifli avlarınız olsun.
Tebrik ederim çok güzel ve oldukça iri bir balık.. Ancak Züber değil malesef.. Eti pekte lezzetli olmayan lapine benziyor..
Yazıyı bu saatte okumadım yalan yok ama sensin züber Utanmıyon mu züber diye lapini fotoğraflamaya :laughing: :laughing: Tebrikler Volkancım
Tebrikler Volkan. Baharim bereketi foruma yansimaya basladi. Herkez raporlari yapistiriyor masallah. Siram geliyor
Tebrikler Volkan Züber niyetiyle gömdükten sonra balığı adı ister lapin olsun ister orfoz Afiyet olsun.
volkan balık züber görünüyor rast gelsin. artık levrekte gündüz avları revaçta neden at çek yapmadın yemli taklıldın
Abi tebrik ederim ot balığı muhabbetini tuttum bir dahaki sefere sen öğretirsin artık etraftakilere orfoz değil züber diye. yalnız yemli av için o kadar yol yürümek sabahın en dinç haliyle bile bana göre değil, helal olsun valla
Teşekkürler Emrah, bende sabah beri yeniden araştırmaya başladım. Sanırım haklı olabilirsin. Balık "Labrus merula" denen lapin cinsine benziyor. Beni de zıpkıncı sitesi yanılttı. Züber diye buna çok benzer bir balık vardı orada. Lezzeti kötü değildi yalnız. Belki de züber niyetine yediğimden normal gelmiştir. Bana laf söyleyene bak, yakalamış kart lüferi. Dua et sırtıkara şaşırmışta denk gelmiş, yoksa sahteyle kefallere çarpma yapmaya çalışıyordun halen. hihi Bizim buradan bi arkadaş 2 kilo üzeri bi sırtıkara yemeye çalışmış ta yiyememiş. Çok çirkin oluyormuş. Benim lapin bile lezzetlidir senin kart balığından. (Kıskandığımı çok mu belli ettim ne!!!) Baharın pek bereketi falan yok aslında Roy. 20 - 25 kişi içindeki en güzel balık buydu. Sende yavaştan hazırlan artık. Biraz da yayın görelim, değil mi? Biraz da yeni bir avlak görmenin hevesiyle yemli takıldım Atıl abi. Aslen yağmurda vardı, tam atçek yapılacak zamandı ya neyse. Bende tam ne olduğundan emin değilim ama "Labrus merula" lapin türüne de çok benziyor. Bakalım bilenler net bir cevap vereceklerdir.
http://fr.wikipedia.org/wiki/Fichier:Labrus_merula_03-12-06_(Stefano_Guerrieri).jpg Bu balık sanırım.
Iki defa aynı zamanı yaşamak bu olsa gerek,detaylıca Yaşanmış olan O Anı yazmak bir marifetdir Volkan,ben beceremem şahsen .. Tebrikler güzel bir balık,kuyruk ve yüzgeç kısmındaki mavi renk muhteşem...
Kiklayı, züber niyetine götürmüşünüz afiyet olsun Lapinler içinde tadı idare eden tek tür bu kiklalar zaten (Labrus bergylta Ascanius, 1767 Labrus bimaculatus Linnaeus, 1758 Labrus merula Linnaeus, 1758 Labrus viridis Linnaeus, 1758 fakat,malesef zıpkıncıların (özellikle acemilerin) da baş hedefi Bölgeci ve yuva yapıp,yumurtalarını koruma özellikleri göstermeleri,katlolmalarını kolaylaştırmakta.Suyun içinde o kadar güzel görünen balığa zıpkın atmanın,mantığını anlamakta zorluk çekiyorum.Hadi bir vurdun meraktan,iki vurdun balıksızlıktan da,bi tadına baktın bişeyede benzemiyor,boyuna boyuna meraya dalıp,bu güzelim hayvana nasıl kıyıyorlar inanın anlamıyorum
Teşekkürler Fatih abi, züber niyetine götürdük balığı. Bi daha denk gelmez zaten de, gelirse de denize iade. Tulum çıkartma eziyetine değmez. Gerçekten akvaryum balıklarını kıskandıracak güzellikte yüzgeç renklerine sahip. Bizim millete denilecek söz bulamıyorum. Geneli, oltacısından zıpkıncısına kadar maalesef elinden geleni ardına koymuyor. En sonunda alacam dandirik bi tekne veya bot, adalara çıkıp, atçek yapıp dönecem. Göz görmeyince gönül katlanıyor bi şekilde. Avlanmaktan soğudum.
Teşekkürler Akın, tulumu görmen mümkün değil, zaten parça parça çıkartabildim. Önce kuyruk önünden çizik atıp oradan çekip çıkartmaya çalıştım, yemedi tabi. Sonra bıçakla dana derisi yüzer gibi yavaş yavaş yüzdüm denilebilir. Bayağı uğraştım aslen, sırf merakımdan aslında. Bi daha alıkoyacağım bir balık değil. Sana daha güzelleri rastgelsin.
Kikla hiç yemedim, hiçte yakalamadım fakat tadının güzel olduğunu duymuştum sadece. yakın bir akrabam yakalamıştı fotoğraflarını göstermişti oradan aklımda kalmış.