Sazlıdere Değerlendirmesi

Konu, 'Tatlı SU Balık Avcılığı' kısmında erdemevren tarafından paylaşıldı.

  1. erdemevren

    erdemevren Erdem Evren

    Mesajlar:
    75
    Şehir:
    İstanbul
    Sazlıdere Barajı'nın bir çok problemi var, şöyle ki;

    - Ağ: Gölde ticari amaçla ağ ile kaçak avcılık yapanlar en büyük problem. Bu kişiler oldukça rahat hareket ediyor ve zemin yapısı ve balığın geçiş noktalarına kadar bildiklerinden sistemli bir şekilde ağ gerip, balığın kıyılara ulaşmasını engelliyor ve balıkların sayılarını çok ciddi ölçüde azaltıyorlar. Hatta ağların su üstündeki şamandıraları çoğu zaman görülebilir ve ağların da özellikle kıyı avcılarının yoğun olduğu bölümlerin önüne gerildiğini de söyleyebilirim. Bunun amacı ya geçişi tutmak ya da avcıların yemlerinin yarattığı hareketlilikten faydalanmak olabilir. Kullanılan ağlar büyük ve küçük gözlü olup, adeta ne var ne yok toplamakta. Yakalanan balıklar köyün çıkışındaki yerlerde ve duyduğumuz kadarıyla muhtelif pazarlarda satılıyor. Kıyıdan ne isterseniz yapın, ister en çok iş yapan yemlerle yemleyin, sabır edin günlerce kamp kurun vs vs balıkların geçişi ağlar yüzünden teknik olarak mümkün olmadığından birşey tutamazsınız, Kızıl Kanat ve İsrail dışında..
    İsraillerle ilgili olarak bir kaç şey söylemem gerekirse; şimdiye kadar hiç sazan yemedim, yemem de. Halibutlu popuplar, PVA yemlemeler, blowback rigler filandan sonra solucan attığım bir avdan 5 tane İsrail yakaladım. Balığa gittiğimi bilen bir abiye sözüm var diye poşetle station arabanın bagaja koydum balıkları. Kısa yol boyunca o balıklardan gelen kokuyu tarif edemem. Hayatımda böyle berbat bir koku duymadım, çamur desen çamur değil, leş desen leş değil. Kokuşmuş, alt notada tüm iğrenç organik şeyleri barındıran çok derin bir koku, üstelik balıklar henüz canlıyken. Varır varmaz kurtuldum onlardan.
    İsraillerin bu durumlarının daha ötesi ve yıkıcı olan etkisi aslında çok daha üzüntü verici.. Diğer balıkların yumurtası ile beslenen bu istilacı, kesinlikle gölde en baskın tür. En önce elenen aynalı çoktan vedalaşmış, ağlara takılan birkaç pullu ise İsraillerden geri kalanlar..

    - Kalabalık ve Gürültü: Göl kıyısı inanılmaz kalabalık, hele ki yaz ve haftasonu ise.. Dağıtmaya, içmeye, mangala; havalı, kurusukı, normal mermi atmaya gelenler, aileler, esrar içenler, aile problemlerini halletmeye gelenler, sevgililer, diskoseverler, şişme botu ile gezenler vs kelimenin tam anlamıyla ne ararsan. Tırla ve içinden çıkan 10 kişiyle gelen gördüm. Üstünüzden ıslık çalarak geçen mermiler, arkadaşı olta bağlarken suya tutulan farlar, modifiye Tofaş'ın diskoyu aratmayacak kolonları, oksijen ve alkol denen iki bileşikin etkisi ile avazı çıktığı kadar bağıran, nara atan kişiler ise gölün vazgeçilmezlerinden..

    - Rüzgar: Yazın dahi eksik olmayan ve diğer 3 mevsimde adamı bile alıp götüren rüzgar. Bu rüzgar soğuklarda gece gündüz, diğer zamanlarda sabahtan güneş batımına kadar eksik olmuyor. Ne yemleme bırakıyor ne de olta atabiliyorsunuz, istikamete atılan oltanızı bir saat sonra 50 metre sağınızdan çekebilirsiz, rüzgar-dalga alır götürür. Hep aynı yöne sanki saatli esen bu rüzgarın dinmesini beklemek zorundasınız.

    - Ağaç: Göl eski ama neredeyse hiç ağaç yok. Yazın gündüz kendize bir kamelya, gölgelik vs ayarlamanız ihtiyaç ötesi bir durum.

    - Çöpler: Çevresi inanılmaz pis. Poşetler, şişeler, kutular heryerde, çöpünü yanına alıp çıkışta atmayanlar bu durumun sorumlusu, tabi ki de leş gibi her taraf..

    - İstenmeyen Ziyaretçiler: "Usta, birşey var mı?" diye zırt pırt gelen kişiler, arabasını sizinkine sıfır çekenler, oltasını sizinkinin üstüne atanlar, 10 metre mesafede disko kuranlar vs vs. Tepkileriniz sizin tercihiniz..

    - Çamur Adamlar: Bunlar ellerinde bir serpme ağ, şort mayo ve yanlarında ilave en az 2 kişi ile gezerler. Uzaktan bile duyulan mırık kokuları ve çamurlu bacakları olur. Kıyıdaki oltalara sıfır noktasına girerler ama saygılıdırlar. Serpme atıldıktan sonra ağ, kafa lambalı yancılar tarafından uzunca incelenir. Parmak kadar tatlısu levreği yerler. Tırıvıcılar ise zibil gibi ve sloganları "Bunsuz olmaz abi"..

    Sazlıdere tabiri caizse gündüz gözüyle yağmalanan bir yer. Sportif balıkçı, ciddi düşünen hobiciler için Sazlıdere diye bir yer yok. Zaten o kadar gittim, kıyısında 1 tane rodpod görmedim. Zaman, emek, para israfı. Ama diyorsanız az bi su göreyim, evin balkonundan iyidir, o zaman gidilir.

    Evime çok yakın olduğu için 2009 yılından beri pansuman niyetine 20+ kez gitmişliğim vardır, bilginize..
     
  2. bozoklum

    bozoklum Serhat

    Mesajlar:
    78
    Şehir:
    Ankara
    Favori Kamış:
    Daiwa Crossfire
    Favori Makine:
    Daiwa exceler x 2500
    En İyi Avı:
    12 kg Aynalı Sazan
    bizim toplumun cidden psikolojisi bozuk iç anadolunun her bir köşesinde rastgeldiğim manzaralar tamamen anlattığınız gibi sadece sazlıdere öyle değil yani
     
  3. sakcay

    sakcay SERDAR EYÜP

    Yaş:
    51
    Mesajlar:
    4
    Şehir:
    İSTANBUL
    helel olsun kardeşim.çok güzel anlatmışsın olayı tebrik ediyorum.sadece bir yanlışın var o da başlık.bu sorunlar sadece sazlıdere de değilki bütün avlaklarda ki ortak sorunlar.
     
  4. dusty

    dusty Tuncer Yılmaz

    Mesajlar:
    173
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    Standard (Germina)
    Favori Makine:
    Rilex Rex 64
    Medeniyetle alakalı bir durum demekten daha yumuşak bir ifade bulamadığım için affınıza sığınıyorum.

    Trafikte ne isek tabiatta da oyuz.
    Yol veriyorum , şaşkın şaşkın yüzüme bakıyor. Alışık değil , beni salak zannediyor , kendisi hiç yapmamış ki ...

    Doğa , belgesel , etrafımızda olup bitenler , çevre , yaşam konularında pek az bilgi sahibi olduğumuz gibi ;bunları değişik paprazi programlarında alay konusu haline getirmeyi de iyi biliriz.

    İleri derece salaklık ve zihin körlüğüne neden olan yerli diziler yayımalayan tv kanalına herhangi bir sebepten ceza verilir ve belgesel yayımlatılır.
    Belgesel izlemek bir cezadır.

    Apartman dairesinin balkonunda , hamburger kola ve cips ile beslenen çocuk ilk eşeği mahalle arasındaki sütçünün altında görür.
    Tabiat onun için tehlikelidir. "Böcüğü" , kenesi , yılanı , çıyanı , canavarı vs var. Zaten babası da çok farklı büyümemşti. Ona da yıllarca margarinin ne kadar yararlı olduğu anlatılmıştı.

    Parkın üst tarafında 3 kg tavuk kanadını mangalda pişirmekten ibaret kır keyfi. Belediyenin çöpçüleri ne güne duruyor. Temizler. Parasıyla değil mi kardeşim ...

    Temeli yok. Duymuşluğu var ama vız gelmiş tırıs gitmiş. Çocuğuna nasıl öğretebilir ki ? Ne öğretecek ? Öğretmeye gerek var mı ? Karnesine not ,puan olarak yansıyacak mı ? Yok . Salla gitsin! Çaktırma!
    Sonra "gavurun" memleketine ... vay be adamlarda var ya Allah vermiş. Bize vermemiş dersin.

    Uzatmak istemiyorum. Çok rahatsız olduğum bir konu.
     
  5. cakall

    cakall Burhan Sait

    Mesajlar:
    357
    Şehir:
    İstanbul
    ağ için kaç kere jandarma ve polisi aradım hiç oralı olmadılar. şahsen kendim piknik amaçlı bile artık gitmiyor (şamlar dahil).

    syg,
     
  6. LRFstyle

    LRFstyle TARIK

    Yaş:
    45
    Mesajlar:
    7
    Şehir:
    Istanbul
    Favori Kamış:
    Daiwa Infeet Rock, Tenryu Swat Distance, Italcanna Coguaro
    Favori Makine:
    Daiwa Battle Game 2000lbqd
    En İyi Avı:
    Çırçır
    Bu hafta içi gitmeyi düşündüğüm yerdi ve vazgeçtim. Yazdıklarınız tüyler ürpertici. Kediler nankördür derler fakat asıl nankör olan sanırım kendini bilmez Insanoğlu.