[/url][/IMG] Deniz konusunda tecrübem yok. Yıllarca tatlı su avından sonra, ikamet nedeni ile nasip olursa bundan böyle deniz avı yapacağım. Yaklaşık 1 yıldır kıyıdan tecrübe edinmeye çalışıyorum. Ve yakalamış olduğum bir kaç balık. Çevreden duyduğuma göre isimleri şu şekilde (Yanlışım varsa bilenler düzeltsin) 1- Melanur 2- ? Çipura diyeceğim ama emin olamadım. 3- Karagöz 4- Ne olduğunu bilmiyorum. İğneyi tamamen yuttuğu için mecburen aldım. (Kedilere ziyafet) 5- Mırmır Hepsi kıyıdan 3'lü kurşunlu takım, 8 numara iğne ve tavuk göğsü ile yakalanmıştır.
Hayırlı olsun Yakup abi. Çok yol gitmen gerekecek. Balık isimleri, limitleri vs. resmen deryaya düşmüşsün abim.
Haklısın balli, çok yolum var. Özellikle limit, serbest zaman ve zehirli türler... Öncelikle kafama uygun tecrübeli bir arkadaş edinmem lazım. Ama şu var ki insan yaşayarak daha iyi öğreniyor. Özellikle gittiğim rıhtım türü bir yer var. Ve genelde epey kıyı oltacısı oluyor ve onları gözlemleyerek bir şeyler öğrenmeye çalışıyordum. Geçenlerde akşam 7 gibi gittiğimde mekanda kimse yoktu. Oysa ne zaman gitsem orada olta atanları görürdüm. Neyse tek başıma rıhtımın ucundan klasik avıma başladım. 8 numara iğne ve tavuk göğsü. Rıhtım betondan ve denize doğru 30 metre kadar. Deniz hafif dalgalı ve zaman zaman dalgalar rıhtımın üzerine vurarak ayaklarımı ıslatıyor. Bu şekilde avlanırken bir adet ismini bilmediğim ve daha önce görmediğim 300 g civarında beyaz renkli, şeffaf bir balık yakaladım. Balığı kovaya koyduktan sonra tekrar oltayı suya bıraktığım an da dev bir dalganın bana geldiğini gördüm. Kaçmaya imkan yok... Dalga o kadar büyüktü ki, vurması ile ayaklarım yerden kesildi ve rıhtımda 4-5 metre sürüklendim. Allah'tan denize düşmemiştim (Yüzmeyi idare edecek kadar biliyorum) Elimdeki olta, ayağımdaki terlik, rıhtımdaki kova ve balık denize düşmüştü. Bir müddet sonra dalgalar terlikleri ve boş kovayı sahile getirdi ama olta takımı maalesef gitti. O zaman anladım ki, hava şartları müsait olmadığı için o gün rıhtım boşmuş. Dediğim gibi; Yaşayarak insan daha iyi öğreniyor. Söz konusu rıhtım ve o beyazlı benim . [/url][/IMG]
Resmi görünce aklıma geldi, bir anımı daha anlatayım. O görünen rıhtımın sol tarafına olta atıyordum. Yine kurşunlu, 3 iğneli ve tavuk göğsü. Hedef balığım mırmır (Zira diğer avlar konusunda fazla tecrübem yok) akşam saat 20,30 civarlarıydı. Yaklaşık 2 saat süren avım süresinde neredeyse her atışa balık geliyordu. Genelde melanur ve mırmır. Fakat gelenler çoğunlukla küçük olduğu için, küçükleri iade ederek devam ediyordum. Artık avımı sonlandırmaya yakındı. "Son bir kez daha" diyerek oltayı attım. Yavaş yavaş çekerken, misina aniden durdu. Bir kaç denedim, asıldım ama gelmiyor. Ben de taşa takıldı diye fazla zorlama yapmak istemedim. Çünkü misina 0,20 civarı ve kopmasın diye kalamayı boşa aldım. Bir kaç kez misinayı elimle gerdirip bırakacağım. Bu şekilde dipten kurtarmayı denemek isterken, saldığım misina kendiliğinden boşalmaya başladı. Bir kaç metre gittikten sonra tekrar sarmaya çalıştım ama ne mümkün. O zaman anladım dibe takılmadığını. Oltanın ucundaki her neyse, git gide artan bir güçle çekiyordu. Öyle darbeli ve ara ara vuruşlarla değil, git gide artan bir kuvvete beni çekiyordu. Böyle bir şey beklemediğim içim panik yapmıştım. Bir taraftan oltayı asılırken, bir taraftan da 10-15 metre ileride olta atan 2 kişiden yardım isteyip istememe arasında kararsız kalmıştım. Oltanın ucundaki ağırlık o kadar çoğalmıştı ki, neredeyse olta elimden gidecek. Makarayı sarmaya çalışıyorum ama mümkün değil. O güç beni asılırken bende bütün gücümle kaşı koymaya çalışıyorum. Sonunda misina gerildi, gerildi ve kamışın ucundan küt diye koptu. Her ne yakalamışsam kaçmıştı. Tahminim yakalanmış olan küçük balıkları yutan büyük bir balık yakalamıştım. Ama panik ve acemilikle kaçırmıştım balığı. Her şey o kadar hızlı oldu ki, o an da kalamayı biraz gevşetip balığı yormak filan hiç aklıma gelmedi. Ondan sonra kalamayı biraz gevşeterek epey atış yaptım ama giden gitmişti
Yakup abi geçmiş olsun öncelikle. Dikkatli ol abi tatlısuda öyle dev dalgalar, fırtınalar avcıyı pek etkilemez ancak deniz başka. Özellikle rüzgar durumuna bakıp gitmek lazım ava. Sitemizdeki Marine Tahminleri başlığından günlük, yerine göre saatlik durumlara bakabilirsin. http://www.dmi.gov.tr/deniz/marina-tahmin.aspx İnşallah tez zamanda can yoldaşın olabilecek bir dost bulman dileğiyle.
Az zamanda çok işler başarmak bu olsa gerek. O balık vatoz olabilir mi? Anlattıklarından benim tahminim bu.
bahsettiğiniz şey benim başıma da geldi büyük ihtimalle deniz kaplumbağası (caretta) dır, balık bu şekilde davranmaz bu arada balıklar 1-ispari 2-melanur (emin değilim) 3-izmarit 4-bilmiyorum 5-mırmır karagöz şöyle bir balık
Hiç aklıma gelmemişti ama siz söyleyince Caretta bana da mantıklı geldi. Balıklara gelince; ilk 3 sıra dan emin misiniz? Sizin söylediğiniz isimleri google yazınca sanki biraz farklılık var gibi geldi.
1- omurga bozukluğu olan karagöz 2- ışıktan dolayı çizgileri görünmeyen mırmır 3- melanurya 4- dil balığı 5- mırmır dil balığını kızartıp kılçığıyla yeseniz harika olurdu.. Antalya merkezde uzun süredir oltalarımıza gelmiyo, sanırım nesli tehlikede.. birinci balıktaki gelişim bozukluğu nadiren de olsa rastlanan bi durum, ben özürlü balıkları yemiyorum, çünkü hastalık mutasyon yani genetik bozuşum sonucu olabilir ama hayvanı mutasyona uğratan etmen her neyse kimyasal atıklar vb. balığı yersek bizde de mutasyon yapabilir.. o yüzden özürlü balıkları yememek hatta suya bırakmamak lazım, çünkü diğer balıklarla çiftleşip genetik havuzu kirletebilirler.. gerçi özürlü balıklar doğal seleksiyon ( avcı türler ve sert doğa şartları ) sonucu ilk elenecek bireylerdir ama yine de balığı salmamak lazım..
Teşekkürler de; 3 görüş, 3 ayrı fikir. Benim işim var anlaşılan 2 ve 3 mırmır denmiş. Ağız yapıları o kadar farklı olabiliyor mu? Tamam renk ve desenler benziyor ama ağız yapıları çok farklı.
Yakup bey önemli bir konu : Tanımadığınız , bilmediğiniz balık türlerini tuttuğunuzda temkinli olun , hemen avuçlayarak almayın . 1- Trakonya , ençok bu balığı tanıyın ve denk gelirseniz köstekle birlikte kesip geri atın. Masum bir görüntüsü vardır ama hastanelik eder. Ayrıca eti de yenmez. 2- İskorpit . çok tipsiz ve heryerinde dikenler olan bir türdür ama eti çok lezzetlidir. Sadece alt dudak kısmından güvenle tutabilirsiniz , aman dikenlerinden uzak durun . Ölüsü bile dikeni batınca can yakar. 3- Balon balığı , sizin oralarda bolca vardır , iri ve baskın bir türdür. Onun olduğu suda başka balık barınmaz. Takımları mahveder, Eti yenmez , zehirlidir , kedilerede vermeyin sakın , gerçi versenizde onlar bile yemez Tutarsanız hemen anlarsınız , balon gibi kendisini şişirir , kafası kocamandır ,karnı bembeyazdır . rastgelsin .
2 ve 5 diyecektim, yanlışlıkla 3 yazmışım. Resimleri büyütüp tekrar bakınca mırmır olduğuna ikna oldum. Bu arada ozkan_askan, zehirli balıklardan özellikle balon ve sokar'ı biliyorum. Çokca yakaladım. Özellikle sokar avı çok keyifli. Küçücük balığın o kadar dirençli olmalı çok enteresan. Trakonya ve iskorpit'le henüz karşılaşmadım ama resimlerine ara ara bakıyorum ki, günün birinde karşılaşırsam unutmayım diye. Bir de kalkana benzeyen pisi var sanırım zehirli olan. Geçenlerde yakaladığım balıkları ararken görmüştüm. Benim resimlerden birisinde olan ve bir kaç kez yakaladığım balık pisi ise o da zehirli sanırım. Ben sürekli çıplak elle tuttum ve her hangi bir belirti olmadı. Ya benim yakaladıklarım pisi değil, ya da şansım varmış.
Teşekkürler. Belki konuyu gereksiz uzatıyorum ama forum eşrafının affına sığınarak sormak istiyorum. Peki bu kalkan veya pisi benzeri zehirli olan tür var mı hiç? "Kum balığı" gibi bir ismi vardı yanlış hatırlamıyorsam. Geçenlerde tesadüfen resmini görmüştüm bir yerde ama tam ismini ve linki hatırlamıyorum.