Kestanenin karası Oldu yürek yarası Bu balık macerası Yaktı beni... Neredeyse oluyordu... Uzattım elimi, gel diye seslendim. Hiç oralı olmadı... Doğrulup kafasını iki yana salladı; Hayır! Deniz balıkçılığının epey acemisi olarak bir süredir at çek avına merak sarmıştım. Zoka ile bekleyip alanlar oluyordu arada ama bana çok çekici gelmiyordu. Bir kaşık aldım, kamış fazla uygun değildi, atarı kurtarsa da fazla uzağa atamıyordum o dezavantajı da ip misina alarak gidermeye çalıştım. Bir kaç gündür de o misinayla uğraşıyordum. Sebebini çözemediğim şekilde düğümler oluşuyorüçer beşer metre azat ediyordum ipten... Bu sabah gün ışırken sahile indim. Kumsaldan bir kaç atış yaptım ama ortam pek müsait değildi. En azından benim için Kestane karasında baya aşınmış ve biraz da dalgalıydı su. Geride durduğumdan uzak atış yapamadım. Yarım saat sonra limandaki kayalıkların yolunu tuttum. Limana vardığımda daha oltayı hazırlamadan sudaki şölene şahit oldum. Küçük balıkların ahenkli şekilde zıplayarak kaçışı ve arkasındaki son sürat avcılar. Sağlı sollu zıplıyorlardı. Aslında hiç oltayı açmadan bu görüntüyü izlemek bile bir başkaydı ama daha siftahı olmayan biri olarak hemen heveslendim ve başladım at çek yapmaya. Yaklaşık 45 dakika aralıksız çalıştım. Arada ip misina yine düğümlendi 5 metre ile vedalaştım. Tam olarak sarım hızından emin olmadığımdan hepsini denedim. Çok hızlı, hızlı, yavaş, orta; yukardan ortadan dipten... Derken kendi kendime orta hızda sarmaya karar verdim. Kaşık o hızda çok iyi aksiyon yapıyordu ki bunu ip misina ile de gayet iyi hissedebiliyordum. Ümidimi yitirip evin yolunu tutmama ramak kala çok kısa süreli ama büyük adrenalin oluşturan o anı yaşadım. Çekerken bir an kaşık bir kayaya ya da kütüğe takılmış gibi oldu. Oysa çok dipte değildi kaşık. Ufaktan bir asıldım ve balığın hareketlerini artık elimde hissedebiliyordum. Ne idi ne değildi, benim her yanı pas tutmuş Fladen (28gr) kaşığımın ucundaki balık ne idi ola? Derken tam kıyıya yaklaşıp ki kıyıya çok yakın mesafede atlamıştı kaşığa, kayalıklardan çekeceğim sırada o meşhur hareketini yaparak bana kendini gösterdi. Güneşin ışıklarıyla parıl parıl parlayan güzel bir lüferdi. Ve o da malesef son görüşüm oldu. Suya girince bir hareket daha çekti ve kayboldu. Kaşığımla kalakaldım. Bir yandan hüsran yaşarken bir yandan o kısa süreli heyecanın etkisi hala kalp atışlarımdan belli oluyordu. Öylece şöleni izlemeye devam ettim bir kaç dakika Sonra kaşığı fazlaca kontrol etmeden devam ettim at çeke... Bir iki atış sonra hiç takılma olmamasına rağmen bu kez kaşıktaki üçlü iğne olmadan çektim kaşığı. Lüfer efendi mi hırpalamıştı yoksa daha evvelki takılmalarda mı zarar görmüştü anlayamadım. Yedek kaşık ya da iğne olmadığından da topladım oltayı. Saat 9 civarıydı ancak şölen devam ediyordu, ufak balıklar hala saldırı altındaydı. Hemen balıkçıya gidip kaşık iğne ne varsa alıp geleyim ikişer üçer diye anlık olarak düşünsem de fazla hırs yapmadan evin yolunu tuttum. Tabi dönerken uğradım balıkçıya yine de, kaşığa iğne takviyesi yaptırıp bir çakma Hansen bir de Tobby kaşık alıp eve döndüm. Akşam veya yarın sabah yine aynı noktadan şansımı deneyeceğim. Umarım yakında fotoğraflı şekilde ilk avımı paylaşma şansım olur reeling Rastgele... Akşam güncellemesi: Akşam tekrar gittim aynı bölgeye. Malesef bu seferki sabahkini unutturdu Kaşığı orta ya da hızlı şekilde sarıp kıyıya yaklaşınca çok yavaşlattım büyük avcılar kıyılarda geziniyordu. Yine öyle bir çekişte kıyıya 2 metre kala güm! Bu seferki daha büyüktü, tabi ip misinanın katkısıyla kafa atışları birebir elimdeydi. Acayip kafa atıyordu. Çok hırçın bir balıktı. Biraz da heyecan yaptım tabi Kaloma ayarıyla ilgili bir değişiklik yapayım mı öyle kalsın mı diye uğraşırken çektim kayaların dibindeki su birikintisine düştü güzelim lüfer Tabi kayalarda at çek yapmak balığı çıkartma açısından ayrı bir dezavantaj, umarım fazla yaralanmamış ve geri dönmüştür suya dalgalar yardımıyla. Bir daha ki sefere direk asılıp hızlıca saracağım oltayı cyrr
Geçmiş olsun; yine de bayağı keyifli olmuş sonuçta. Ucuz kaşık kullanılabilir, ama bence iğneleri kaliteli olsun. Bir iki kutu farklı boyda iğne alıp bulundurmak gerekir. Ben yanımda 5 cm boyunda, elmas kaplamalı bir bileme levhası bulunduruyorum. Şu Çin sitelerinden aldım, ne olur ne olmaz bulunsun dedim. Özellikle takımın bir yerlere takılma ihtimalinin çok olduğu yerlerde bu çok uzun süre depoda beklemiş ürünleri kullanıyorum, onlarda işe yarayacaktır. En iyi ürünler bile bir sezon bekleyince tedaviye ihtiyaç duyuyor.
Teşekkürler hocam. Aynen, tecrübe edindikçe yedek iğne, yedek fırdöndüler, alternatif bir kaç kaşık çantaya ekliyorum İleride daha iyi spin kamışlarla ve sahtelerle kumsallık alanlarda uzağa atış ile avlanabiliriz ama şuanki malzeme sanırım limandaki kayalıklara uygun Orda da malesef ne kadar dikkat etsem de sıkıntı oluyor, takılmalar ve takılma olmasa bile kaşık baya hırpalanıyor. Bir ara bu kaşıkları nasıl boyarım nasıl yaparım yeni fresh görüntü nasıl olabilir onu araştıracağım Bu arada o bileme levhasını tam olarak nasıl kullandığınızı anlayamadım
BAZEN ÖYLE HALLER VARDIR BİR ÇUVAL TAKIMI ABRTISIZ KM... YÜRÜRSÜN AMA BAZEN DE OTURUP BİR ORTA KAHVEYLE PEŞPEŞE SİGARA İÇESİN GELİR......KIZMA....DARILMA...GÜCENME,,,,,,,,,BALIKÇILIK BU...AH ZOR GELİR HERŞEYİ ARDINDA BIRAKIR GİDERSİN YA NAH GİDERSİN....İFLAH ETMEZSİN OĞLUM SEN..BİTTİN ARTIK...BİZDENSİN....
Kontrol ediyorum, gerekiyorsa bazı iğnelerin uçlarını biraz sürtüp sivriltiyorum. Çok uzun süre beklemiş malzemelerde yararlı oluyor. Anahtarlığa takılabilen bir şey. Özellikle aranacak bir şey değil, malzeme getirtirken baktım bu da vardı, sepete eklendi
Çok güzel bir anlatım olmuş , tebrikler , elinize sağlık Olta işi maalesef böyle , ne zaman ne geleceği belli olmuyor. Tam , artık yeter eve gidiyorum dediğimiz anda bir vuruş alırız ve tüm yorgunluk gider bir anda , o gazla 2 saat daha çalışırız at çek at çek Spin işinde harcadığımız parayı toplasak kasa kasa lüfer alırdık hepimiz yaşadığımız heyecan tüm bu maddi manevi cefaları katlanılabilir kılıyor .
Artık beraberiz Aslında bendeki balık hastalığı 15 yaşlarında başlamıştı. Tedavisi yok malum İstemeden de olsa uzun süre ara vermiştim. Şimdi hastalık nüksetti. Ama at çek lüfer levrek avı hastalık içerisinde ayrı bir hastalık :thumb: Aynen öyle hocam. Akşam tekrar gittim aynı bölgeye. Malesef bu seferki sabahkini unutturdu Kaşığı orta ya da hızlı şekilde sarıp kıyıya yaklaşınca çok yavaşlattım büyük avcılar kıyılarda geziniyordu. Yine öyle bir çekişte kıyıya 2 metre kala güm! Bu seferki daha büyüktü, tabi ip misinanın katkısıyla kafa atışları birebir elimdeydi. Acayip kafa atıyordu. Çok hırçın bir balıktı. Biraz da heyecan yaptım tabi Kaloma ayarıyla ilgili bir değişiklik yapayım mı öyle kalsın mı diye uğraşırken çektim kayaların dibindeki su birikintisine düştü güzelim lüfer Tabi kayalarda at çek yapmak balığı çıkartma açısından ayrı bir dezavantaj, umarım fazla yaralanmamış ve geri dönmüştür suya dalgalar yardımıyla. Bir daha ki sefere direk asılıp hızlıca saracağım oltayı cyrr
Mustafa Kardeş merhaba.Güzel bir yorum olmuş.Benim görüşüm , malzeme bakımlı olursa , ister istemez sonuç biraz daha güzel oluyor.Ben , her av dönüşünde kullandığım malzemeyi tatlı su ile yıkarım.Neyse lafı fazla uzattım.Kusuruma bakmayın.Azminizin sonunda , kaçırsanız dahi yakalamayı başarmışsınız.Daha sonraki avlarınızda , bilhassa kaliteli iğne ile daha güzel avlara imza atarsınız inşaallah.Herşey gönlünüzce olsun.Trofe avlarınız bol olsun.Hoşçakalın , şen kalın.Selâmlar...ERCAN 1977 BURSA
Merhaba Ercan hocam estağfrullah siz sayfalarca yazın ben okurum İyi dilekleriniz için teşekkürler. O tatlı suyla yıkama olayını bir türlü alışkanlık haline getiremedim. Şimdilik av dönüşlerimde moral bozuk olduğundan pek aklıma gelmiyor heralde. İğne konusunda doğru söylüyorsunuz. Kaliteli iğneler temin edip değiştireyim bir ara kaşıkların iğnesini. Bu arada bir arkadaş baktın balık takılmıyor kaşığa bir üçlü iğne daha ekle demişti bu konuda ne diyorsunuz işe yarar mı sizce?
akçakocada birilerinin balığa gittiğini görmek sevindirici. rastgelsin. en az 15/20 gün aralıksız balığa gitmeye devam edin.
Mustafa kardeşim çok güzel bir av güncesi olmuş Her ne kadar balığı livara atamasan da yaşadığın heyecan ve o anlar gününü neşelendirmiş. Daha sağlam ekipmanla resimli bir av güncesi paylaşacağına inanıyorum.Rast gelsin.
Teşekkürler, devam edeceğim ama bu ara hava yaz havası gibi oldu tekrar deniz ölü. 2 gün önceki o sabahki görüntüden eser yok 2 sabahtır Kefaller keyif yapıyor. Bu arada dün haftasonu olmasının da etkisi var sanırım sahilden limana kadar her yer oltacı dolmuştu. Ben çıkmadım akşam balığa ama her yerde olta atan insanları görmek beni mutlu etti Teşekkürler hocam, kısmet bakalım bekliyoruz yavaş yavaş zoka işine de gireceğim mecburen Ama o kaşıkla o büyük lüferi alıcam bu iş burda bitmez reeling
