"Almanyada yedi senede alamancayı öğrendim"diyorsun,birde bana bilmişlik taslama diyorsun,doğru biz kırk senede öğrenemedik,sen yedi senede çözdün alamancayı,ne kabiliyet bee.. Ben burası bir balık avı sitesi burada siyaset yapmayalım diyorum,siyaset yapmak istiyorsan git bir sürü site mevcut,oralarda yüklen istediğin partiye veya kişilere,sen bu günkü hükümete karşısın,bende bu günkü hükümetin yanındayım,Eee ne olacak şimdi,bir balıkcı sitesinde birbirimizemi girelim,benim laflarımıda kendine göre çevirip yorumlama.. Ben dernek kurarsak,sorunlarla daha net baş edebiliriz diyorum,bir kişimi güçlüdür,yoksa bin onbin veya ellibin kişimi,ama kime yazıyorum ben bunları,sen gene kendince yorumlayıp yazarsın birşeyler,Almanyada kaldığına göre bilmen lazım,buradaki derneklerde her istediklerini yaptıramıyor ama talep ediyorlar,senelerdir bir balıkcıl kuş için itirazda bulundular,daha bu sene o kuşa avlanılabilir müsadesi çıktı.. Hani yazıyorsunda,ne yazdığını falan bilmeden yazıyorsun,ALMANYADA 7 Sene kalmış olaya bak,bir sürü bu günkü hükümete isyanını okudum hepsinede cevabım vardı ama bu sitede olduğum için cevap yazmadım,yalan üzerine kurulmuş sizin siyasetiniz malesef...
4 sene Goethe Institut (Beyoğlu), 4 sene Marmara Üniversitesi Almanca Öğretmenliği, üstüne 7 sene Almanya. Bu arada son derece kabiliyetli bir insanım ve bu konuda mütevazi değilim. İngilizce ve Almanca'yı çok iyi derecede bilmek dışında, Öğretmenlik okudum ama mesleğim müzik. Besteciyim. Gitar, davul ve klavye çalmakta, mix-editing, mastering yani kısaca müzik kayıt işleriyle ilgili ne varsa yapıyorum. Merak edenler http://soundcloud.com/cenani adresinden şarkılarıma ulaşabilirler. Ama bunların hiçbirinin konumuzla alakası yok. Aynı, size siz diye hitap birine, sen diye başlayan cümleler kurmanız gibi. Almanya'da yaşadığımı yazmış olmamım tek sebebi, oradan bakınca burada süregelen hayat konusunda, insanın yanlış gözlemlerde bulunabileceğini belirtmek içindi. Çünkü, insan Almanya'da ki düzene çok kısa sürede alışıyor ve normali (olması gereken) o şekilde algılamaya başlıyor. Ancak Türkiye'de durumlar öyle konuşmakla, hak sahibi olmakla çözülmüyor. Kaçırdığınız nokta bu: Açıkça demişsiniz zaten. Sen bu hükümete karşısın ben de yanındayım diye. Ben değil, siz etiketlediniz beni hem de kendinizi. Evet karşıyım, ancak CHP'ye de karşıyım. Aynı sizin İstanbul'da kıyıları parsellemiş yalılara karşı olmanız gibi ben de karşıyım onlara. O yanında olduğunuz hükümet ve başındaki adam da karşı olacak ki; Boğazın en müstesna yerinde Saray yaptırmakta bir sakınca görmüyor. Hem de asırlık çam ağaçlarını keserek! Bundan öncekiler yapmadı mı? Elbette yaptılar. Ancak 12 senedir bizim muıhattap olduğumuz bütün haksızlıkların, hukuksuzlukların müsebbebi de bu hükümettir. Bir hükümet ülkede olan bitenlerin sorumluluğunu üstüne almıyorsa o nasıl bir hükümet olabilir? 12 senedir ülkeyi yönetip, cereyan eden tüm olumsuzlukların sorumlusu olarak başka partileri gösteren bir hükümet nasıl bir hükümettir? Demokrasi'den dem vuruldu ya. 9 ay sonra olacak seçimden sonra bir daha konuşuruz bu mevzuyu. Umarım...
Madem sizli bizli konuşmak istiyorsunuz,peki bende dediğiniz gibi hitap edeceğim size.. Diğer yazılarınıza artık cevap yazmayacağım,sadece şu yukarıdaki yazınıza cevap yazıp konuyu kendi açımdan kapatacağım.. Bakın beyfendi bir önceki yazımda yazdım,almanyada dernekler ile devlet arasında benim bildiğim 20 senedir bir çekişme veya anlaşmazlık var,dernekler bir balıkcıl kuş olan karabatağın alamanyanın yerel kuşu olmadığını,bu kuşun göllerdeki ve akarsulardaki balık popilasyonuna zarar verdiğini ve bu kuşun en azından sayılarının azaltılmasını istemekteydiler,daha bu sene yeni bir müsade ile bu kuşun belli bir kısmının ava açılmasına karar verdiler,burada görüldüğü gibi 20 seneyi aşkın bir talep var.. Bizde ise,ben böyle olmasını istiyorum,bu böyle olacak,hemen yarın,der gibi istekler oluşuyor.. Hakkımızı alamak istiyorsak karşımızdakinide ikna etmesini bileceğiz,ama konuşarak,yakarak yıkarak değil...
Konuşabilirseniz buyurun konuşun. Siz, sahiller kamu malıdır diyorsunuz, sonra da hükümetin yanındayım diyorsunuz. Buyurun, sizin yanında olduğunuzu söylediğiniz hükümet, bundan 4 sene evvel, İstanbul'un belki de en doğal halde ve ağaçlarla kaplı Ataköy sahilini nasıl peşkeş çekti. Ve bugün oranın hali. Mahkeme kararını, özel idare mahkeme kararlarıyla delerek, mühürlenmiş ve haliyle durdurulmuş inşaatlar nasıl yeniden başladı okuyun. Bugün önünden geçtim. Karınca ordusu gibi çalışıyorlar. Konuşun. Devam. Ne diyordu bunlar. Durmak yok yola devam. Aynen devam!!! http://www.radikal.com.tr/turkiye/atakoy_sahili_icin_kamu_mali_karari-1210016
Bu da, bugün tarihli bir haber. http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/117555/Erdogan_icin_agac_katliami.html
Bir ekleme de ben yapmak istiyorum. Ortada bulunan binalar tarihi baruthane binalarıdır, bir adet de gözetleme kulesi bulunur. Bir dönem kumarhane olarak da kullanılmış bu bölgedeki meyve ağaçları yüzlerce vahşi papağan'a ev sahipliği yapardı. Alttaki resimde gördüğüm inşaat alanı dışında bu bölgedeki ağaçlar da kesilmiş. Bu rengarenk sevimli canlıların da belki de son habitatlarından biri yok olmuş oldu böylelikle. Rantgelsin
"Siyaset yapmayalım", etliye sütlüye karışmayalım, kaz gelecek yerden tavuk esirgemeyelim, köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyelim, yerin kulağı var, burası siyaset meydanı değil xyz forumu, siyaset yapacaksan bilmem nereye git... Nerede yapacağız biz bu siyaseti? Helada mı? (Bkz: Dondurmam gaymak) Bu soruyu sorduktan sonra bana siyaset yapmayalım diyemezsin, zira bu sorunun bizatihi kendisi siyasettir. İnanmıyorsan Wikipedia klavyenin ucunda...
Antalya avukatlar derneğinin kurucu üyelerindenim fakat sorunun ne olduğunu ve hangi konuda yardım etmem gerektiğini anlamadım açıklarsanız bilgilerimi sizlerle paylaşırım.
