Familya: SPARIDAE Bilimsel Ad: Diplodus Sargus Türkiye'de bilinen isimleri: sargoz, sargos, baltabaş karagöz, karagöz İngilizcesi: White Seabream Türkiye'de Bulunduğu Denizler: ege, akdeniz, marmara, karadeniz (az miktarda) Barınma: Kayalık, yosunluk, eriştelik, kırmalık sahil şeritleri. Boy: ortalama 20 cm. 50-60 cm boyunda 3 kg ve üzeri gelenlerine de marmarada tesadüf edilebilir. Beslenme: küçük kabuklular, yumuşakçalar, yavru balıklar, bazen deniz çayırı gibi bitkisel besinler. Sargoz için ilginç bir özellik var, bu balık eskiden marmara bölgesinde karagöz olarak bilinirdi. yani ege'nin çift bantlı (diplodus vulgaris) mor kafalı gümüşi karagözü marmarada fazla miktarda bulunmadığı için halk sargoz ismini verdiğimiz balığı "normal karagöz" olarak bilirdi. internet ve görüntülü iletişim kaynakları da olmadığından çift bantlı karagöz sargozun yanında bir arada satılırdı çıktığı zaman. zaten aslında bakıldığında karagöz ismi sargoza daha çok yakışmakta ve karagöz balığı olarak ilk sefer sargoz adlandırılmış diye düşünmekteyim. çünkü sargozun alın ve kafa kısmı koyu esmer-kahverengi-siyah arasında bir renktir. bir nevi karasurattır. tabi son 20 yılda marmarada sargoz miktarı çok fazla düştüğünden artık bölge insanı karagöz balığı göremez olmuş ve ege den getirtilen çift bantlı karagöz balığı marmarada da iyice ün salmış ve orada da karagöz olarak bilinmeye başlamış. bunda şehirlerarası balık ticaretinin artması (marmara çeşitlilik olarak kurumaya başladığı için) ve internet gibi haber kaynaklarının genişlemesi ve yayılması da bir faktör olmuştur. sargos, sargoz hep yunan kültürünün isimleridir. aynen kefal, levrek, lüfer, çipura gibi. mesela kefal, "kafa" veya "kafasal, kafa gibi" demektir sanıyorum (sefal, cephalos). yunan kültürü ege'de isim olarak böylece etkisini sürdürmektedir ve marmaraya bu kadar sirayet etmemiştir. örneğin sarpa dediğimiz balığın adı da latince adından gelmekte olup yunanca isimdir ve marmara'da çitari olarak bilinir ki bu da arap kökenlidir. aynı şekilde çipura da yunancadır ve marmarada alyanak adıyla bilinir(di). bunların tek sebebi marmara'nın yunanistan a ege'den daha uzak olması ve kültürel etkileşiminin daha düşük olmasıdır bana göre. sargozun adının kökenini irdeledikten sonra bir de yan tür, alt tür olayına değinelim; çeşitli eski kaynaklar marmara'da baltabaş karagöz adıyla bir cins daha olduğunu söylerdi ve kimisi de bu balığa ayrı latince isimler ithaf etmişlerdi. bu tamamen asılsız olup, sargoz biraz irileşmeye başlayınca marmara'nın da dip yapısı ve çeşitli diğer etmenlerden dolayı kararır ve pas-bronz rengi ve irileşmiş koca siyah kafasıyla gerçekten "baltabaş karagöz" ismini hak eder. yani baltabaş karagöz ile sargoz aynı balıktır. iki örnekle durumu açıklamaya çalışalım; burada ege'nin sargozu; burada da marmara'nın baltabaşı; bu resim aslında tam baltabaş değil ama rengi çok benziyor, marmarada balık bundan daha açık renk oluyor ama kafasındaki karalık daha belirgin. bu resimdeki aşırı koyuluğa aldanmayın, gece çekimi olduğu için balık kararmış epeyce. ama ege de gece böyle kararmaz, sivri burun karagöz gibi hafif koyulaşıp bantlanır. (not: marmarada yakalanan ve vurulan bir çok güzel baltabaş resmi bulabilsem de etik kaygılardan dolayı yurt içi benzer forumlardan resim almak istemedim.) ve son olarak; sargoz karides, kurt, midye gibi yemleri çok seven etçil ağırlıklı bir balıktır. oltaya çoğu zaman nazlı atlar, geceleri çeşitli kayalık, gemi leşi bulunan bölgelerde, mendireklerin açığında ve bazen de kumluk-kırmalık sahillerde mehtapta çok güzel avı yapılabilir. eti beyazdır ve kayalık yerlerde yakalananları makbuldür. çamurluk alanlarda yakalanan sargozların eti biraz çamur koktuğundan o kadar da makbul değildir. benim bu balığa isim tavsiyem: Karabaş Karagöz. saygılarımla...
sizin orası neresidir? istanbul'da artık pek rastlanmıyor. kumburgaz, silivri civarında tek tük var. onlar da kolay oltaya gelmezler. zıpkınla dalıp iyi agaşon yapılırsa az da olsa alma şansı vardır. ama şehirleşmiş istanbul sahillerinde artık malesef
deniz kirliliği o kirliliği bu kirliliği bilinçsizlik lüks bi yaşam derken doğal hayatında bütün dengesi kayboluyo nolurdu şimdi istavritten başka tutcağım başka bir sürü balık çeşidi olsaydı ama bi ağ atıyolar balık yumurtası falan kalmıyo ne için üç kuruş daha fazla kazanmak için ama suç o insanlardada diğil o insanları bilinçlendirmeyenlerde
Selam Kaan kardeşim bu çalışmayı başka bir yerden aldıysan lütfen alıntı yaptığın yeri belirtirsen sevinirim. Site kuralı gereği alıntı yaptığımız yeri belirtmek zorundayız,emeğe saygı Eğer senin kendi çalışmansa paylaşım için teşekkürler kardeşim bu uyarıı dikkate alma
siz ne güne duruyorsunuz işte furkan. karagözü eski yuvasına getirmek aslında hepimizin ellerinde, yeter ki bir olalım. herkesi bilinçlendirmeye çalışalım. bilinçsizliği giderebiliriz de emperyalist para ve kan emicilerle nasıl başa çıkılır bilemiyorum... adam fabrikasının atığını arıtmaya para vermemek için salıyor denize. adama "daha az kazan kardeşim" diyemezsin, doğa onun için önemli değil para önemli o yüzden de dediğini umursamaz. ama denize izinsiz atık bırakanın tespiti halinde cezası örneğin 5 yıl hapis olursa ve kontrol sıklaştırılırsa, o zaman bu kadar atılmaz. haydi be karagözüm gel geri boğaza moralim bozuldu gene.
ama aslında buda bi bilinçsizlik daha doğrusu şuğursuzluk çünkü kirlettiği denizle birlikte kendi çocuğunuda kirletiyo eğer üç kuruş para için yüzlerce binlerce canlıyı yok ediyosa ben daha az kazan derim ama sadece benim dememlede bitmiyo kimsenin hiç bi canlıyı bu kadar duyarsızca yok etmeye hakkı yok buna imkan verenlerinde hala yetkilerinin olması hakları diğil ama kimsede bunun için bişey yapmıyo burası türkiye olur böyle şeyler diyip es geçiyolar bütün kafaların içindekileri değiştirmek lazım başka türlü düzelmez bi çok şey
üstan bilgilerinize teşekkürler ben edremit akçayda yaşıyorum acaba edremit körfezinde nerelerde hengi balıklar kıyıdan avlanır acaba şimdiden teşekkürler
ben de dün eski foça'da buz gibi havada bir tane sargoz çektim. Gerçekten çok güzel göründü gözüme. ama yavru çoğunlukta olmak koşulu ile bolca karagöz vardı. tutup attığım yavru sayısı, sepete attıklarımdan fazlaydı