Değerli Üyeler Denizlerimizin aksi görünüşlü,vampir dişli,bazı ustalarımızın Harami bazılarının Toraman diye adlandırdıkları,tamamen etçil, 15 kg’lara kadar büyüyebilen,en büyüklerinin Kuzey Ege’de bulunduğu,3 yada 5 metrelik kıyı şeridinden,derinlere kadar dolaşan ve av verebilen,Akdeniz ve Ege’nin en önemli avcı balıklarındandır.Eski günlerde Marmara’da da av verirdi.. Zıpkıncılarında gözdesi olan bu muhteşem balığın avı sanıldığı kadar zor değildir.Mevsimi vardır,Ağustos aylarından Ocak aylarına kadar avlamak mümkündür.Her avcı balık gibi muhtelif suni balıklara, usulünce sunulmuş yem balıklarına,kafadan bacaklılara itibar eder.Genelde tercih ettikleri yerler,denizin taşlık,kırmalık bölümleridir. Sırtı avında çok özenle seçilmemiş bir kandırıcıyla bile,vaat eden yerlerde ağırlıkta kullanılarak gezildiğinde Sinariti elde etmek mümkün olabilir.Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta,bu şekil avda, genellikle palaz tabir edilen ufaklarının oltaya itibar ettikleridir. İs büyüklerine,trofe sınıfına girenlerine gelince, av yönteminin tabii ve de canlı yem kullanımı olarak değiştirilmesi gerekir.Bu yöntemde kullanılacak takım,Özellikle İstanbul Boğazının yaman avcılarının kullandığı,uzun olta denilen takım düzenidir.Uzun olta basitçe,kalınca bir misinaya dizilmiş,ucunda sabit bağlanmış,orta ve bas kısmında gezer iğne kullanılmış bir düzendir.Gezer iğne kullanılmasındaki sebep,yem balığının boyuna göre,iğnelerin yerlerinin değişebilmesi olanağını sağlamak içindir.Bu düzende en yaygın olarak kullanılan canlı balık zarganadır.Bulunamadığı hallerde İstavrit,Kolyoz,Tirsi,hatta barbunya,iskorpit gibi balıklardır. Dikkat edilecek en önemli husus,yem balığının tekne arkasından gelirken,canlılığını uzun süre muhafaza edebilmesi,tabii yüzüşüne benzer şekilde gelmesi,avcı balığa rastlayınca,kaçma,kendini koruma refleksini,muhafaza edebilir olmasıdır. Takla atan,genel formu yanlış takılması sebebiyle aşırı gerilmiş yada büzülmüş,bir yem balığının sinariti cezp etmesi,fevkalade zordur. İstanbul Boğazı,Lüfer avında en etkin olarak kullanılan bu yöntemin, sinarit avına gelindiğinde,aynen kullanılmasında bazı sakıncalar vardır. Sinarit sert balıktır, hemde hayli iri olabilir,ayrıca avı saatlerce sürebilir.Dolayısıyla,kullanılan iğne,misina kalınlığı,özelliklede yem balığının düzene takılması bazı farklılıkları gerektirmektedir. Fazlaca alternatiflere girmeden en uygun iğnenin lazer kesimli,kısa palalı,düz,beyaz, Owner marka iğneler olduğunu söyleyebilirim.Tabii ki aynı özelliklere haiz başka marka iğnelerde vardır. Bu avcı balık,esasında sabahın erken saatlerinde bulunduğu yerlerden kıyılar,3,5 bireyden oluşan bu küçük sürü,kıyılarda kol gezmeye başlar.Ancak aynı saatlerde mahalli profesyonel avcılarda,ağ atmak,ağ toplamak peşindedirler.Pervane seslerinin, sinariti rahatsız ettiği bir gerçektir. İyisi mi bu balığın peşine saat 10 civarlarında düşünüz. Tercihen hafif lodos imbat havalar uygun olacaktır. Çok yatık hava,yada çok patlak havalar pek uygun olmayabilir.Oltanızı çekerken,en ufak şüphenizde,takımınızı kontrol ediniz,formu bozulmuş, canlılığı azalmış, yan gelmeye başlamış,üzerine ufakta olsa bir erişte,yosun takılmış düzeninizi eski haline getiriniz. Hoyratça takılmış bir zargana çok kan kaybedecektir. Bir müddet sonra canlılığını yitirecektir. Boğaz lüfer avcılığında bu durum pek önemsenmeye bilinir. Ancak sinarit ve sair avların sırtısın da bu durumun fevkalade büyük önemi vardır.Düzenin detaylarını,yem takılmasında dikkat edilecek hususları,av esnasındaki önemli noktaları,müteakip mesajımda ele almaya çalışacağım. Sağlık ve Neşe içinde kalınız.
Vedat abi yine süper bir anlatım. Bir çırpıda okudum. Ellerine emeğine sağlık. Hele şu balıklar çok yakışıklılar maşallah... O taraflara geldiğimde denize daha bir hayranlıkla bakmaya başlayacağım artık. Önceden bu kadar büyük alanda hiç balık olmazmı diye hayıflanırken (kıyıdan tutamazken) şimdi senin tuttuğun balıkları düşüneceğim. Demek ki biz balık tutmaktan anlamıyormuşuz
Vedat Abi senin bahsettiğin uzun olta biraz daha farklı galiba sanırım yaylı kurşun gibi materyaller kullanılıyor.Biraz düzenek hakkında bilgi verebilirmisin bize.
Vedat hocam konularınızı hayranlıkla okuyorum. Ellerinize emeğinize sağlık. inşallah bir gün yolum o tarafa düşer ise ziyaret de etmek istiyorum. sağlıcakla kalın.
Sağol Ahmet Balıklar gecen sezonun,bu sezon sadece yeni teknemle bir kere cıktım ve aldım.Zannederim bu sene balık daha cok olacak bunlar öncüler. Senin balık tutmaktan anlamadığını söyleyemem ancak sezonuna denk gelmemişsindir.Şayet sezonlarını tutturursan ve gelirsen elimden geleni yaparım. Gecen sezon tuttuklarımın resimlerini ve bazı taktikleri anlatmak istiyorum.Elbetteki ilgiyle orantılı olacaktır. Ancak şunu iddia edebilirimki,sinagrit avı sanıldığı kadar zor değildir.İsteyen herkese bu zevki taddırmakta amadeyim. Sevgiyle kal
Vedat abi inan sezon falan çok önemli değil ben oraya geleyim seninle tanışayım bu bile bana yetecektir. Eminim ki siz değerli üstadlardan öğreneceğimiz yüzlerce şey vardır. Bizim balıkçılığımız genelde kıyıdan ailece olunca daha çok piknik havasında geçiyor zaten. Buna rağmen Alktınoluk'tan Asos'a kadar piknik yapmadığımız yer kalmadı sanırım. Tabi yer bilmeyince balık maalesef genelde olmuyor En kısa sürede görüşebilmek dileğiyle rast gelsin...
üstad güzel bir anlatımla içimizdeki sinarit merakını tekrardan alevlendirmişşin. Tamda yeni planlar yaparken olaya parmak basmıssınız. 12 Eylül gibi Gökçeada uğurluya bir hazırlığımız var. Takımlarımız derseniz yok yok. Her şey elimizde mevcut. Sahte anlamında malzeme çeşidi oldukça fazla. Şimdi benim sizden talebim şekille anlatılmış 10-30 metre derinlik suda nasıl bir düzenek kullanmak lazım.Tekne hızı ne olmalı sahtenin boyu,rengi,varsa kod numarası,gaga uzunluğu vb.Zannedersem yapacağınız bu tarif tüm site üyelerininde ihtiyacı olan bilgiler olacak. Şimdiden teşekkür ediyorum.
Sağol vedat amca.Hep merak ettiğim bir av bu.Şimdiye kadar yalnızca şu yazılı haniyle canlı bırakma yaparak bir tane 3 kiloluğunu alabildik bunun.Oda şans işte.Birdaha olmadı. Paşlaşım için tekrar teşekkürler
Sevgili Bora Sinagrit avında şayet rapala ile sırtı yapılıyorsa yaylı kurşun kullanılabilinir.Ancak canlı balıkta yaylı yerine ayaklı kurşun tabir ettiğimiz fazla kalın olmayan 30,35 cm uzunluğunda kösteeğe bağlı kurşun kullanılmaktadır. Müsait zamanımda resimler gönderirim.Ancak zannediyorum yazımda acıkca ifade edilmiş olması lazım. Sevgiler
Merhaba Yunus Emre Yolun düşerse muhakkak beklerim.Seninle birlikte teknemle balığa cıkar elimizden geleni yaparım. Sevgiyle kal
merhaba Vedat Abi. merak ettiğim şey şu; acaba bu bahsettiğiniz uzun olta düzeneğinde halkaya ve fırdöndüye bağlı olan kurşun, sürütme sırasında dibe "tık tık" vuracak şekilde lüfer oltasında olduğu gibi tam diplemeli midir? ben deneme yaptığım sinarit avlarımda takımı böyle kullanmaya çalıştım. acaba doğru mu yaptım? şimdiden teşekkürler ve saygılar...
Vedat abi verdiğin değerli bilgiler için teşekkürler sinarit balığı avı bana babadan kalma bir av babam vahit amca alkım abi ile bakırköy açığındaki taşlarda 70 li senelerde 10 kiloya kadar sinaritler yakalarlardı onların bu balıkla mücadeleleri hala gözümün önündedir marmarada kalmadı artık bizde bu zevki bozcaadada yaşamaya çalışıyoruz kısmet oluda birgün senin gibi bir usta ile bu zevki yaşamak isterim büyük balıklı avların olsun rastgele
Sevgili Bülent Şu cizim işini bir türlü hallemedim.Bu bakımdan izah etmeye calışayım. Bence bu işin cok fazla detayıda yok.Gecen bir sitede okudum,attım rapalayı teknenin arkasından giderken birşeye takıldı,dibe takıldı zannettim,baktım gidiyor balık herhalde dedim ve sonundada onu aldım.İşte olay bu kadar basit gelen balık ise tam bir trofe. Şimdi bu balığın merası bilinirse,bir FF marifetiyle mera gezilirken dip yapısı ve derinliği izlenip bazende bizzat balık belli olursa ona göre davranılır,oralarda gezinilir.BU işin en basit izah şekli takımı şudur.Uygun bir rapala usulünce bağlanır(Rapala düğümü vs)beş kulac kadar Flourocarbon misina sonrasında uygun bir fırdöndü,üstüne telli,yivli kurşun 80 gr.Bununla rölantiden az yüksek hızda gezilir.10,15 metrelerde iş görür.Daha derinlerde gezilecekse beş metre arayla bir veya beş metre sonra bir kurşun daha eklenir.böylece 30 metrelerdede iş gören bir takım elde edilir.Makaralı olta kullanılacaksa hem uc kısım hemde ana beden fazla kalın olmasa daha iyidir.Böylece hem görünürlük acısındanm ve hemde daha dipten gitmesi acısından yararlı olacaktır. İki takım gezdirebilirsiniz.Biri diğerinden daha ağır kurşunlu olabilir.Ağırı daha az salarsınız,hafifi daha fazla. Kullanılacak sahtelere gelince.Benim Favorim herzaman dediğim gibi ve son avımdada balığı alan sahte olan,Rapala markanın Fire Tiger denilen,Kutusunda Original Floating yazan gövdesinde cift üclü kancası bulunan modeldir.Bunun 10,5 luğuda bir boy büyüğüde iş görür.Balsa ağacından yapılan ve piyasada Karpuz olarak anılan bu sahteden daha fazla iş görenin olduğunu zannetmiyorum.Alternatif olarak Yozurinin Tobimarularını önerebilirim.Birde Sinagritin Turuncu renklere olan ilgisi sözkonusudur ve doğrudur. Namık kardeşimde zaten son avındaki videoda bu sahteyle sinagriti almıştı,yani Fire Tiger!la Bu anlatımım belki biraz basitce oldu.Sebebi ise anlatımlarımın daha basit olması yönündeki önerilerdi. Mamafih istenirse tam kodları iceren bir şekilde tekrar yazabilirim.Maksat bu balığın avını fazla gözde büyültmemek icin basitce yazılmıştır. Sevgiler
Sevgili Burak gecen bir arkadaşa burada basitce anlattım.Gitti 3 tane pek büyük olmasada yakalıyıverdi.şte bu iş bu kadar basittir.Yeterki hava uygun olsun ve kişi peşine azimle düşsün. Sevgiler