Meraklısından eşkina avı

Konu, 'Kıyıdan Balık Avcılığı' kısmında night fisher tarafından paylaşıldı.

  1. night fisher

    night fisher fatih

    Yaş:
    59
    Mesajlar:
    2.135
    Şehir:
    bursa
    Favori Kamış:
    kendisinin dizayn ettiği muhtelif kamışlar
    Favori Makine:
    çançinçon çinişi makineler
    En İyi Avı:
    kırlangıç 8.4 kg
    Gece avına merak sarmam 90 lı yılların başında başladı. Daha önceleri iskelelerde istavrit,lüfer avını zaman zaman yapsamda, çok cazip gelmemişti . Çünkü aynı balığı gündüzde avlayabiliyordum,üç beş balık için sabaha kadar kalmak bana saçma geliyordu. (belki gençliğinde verdiği bir duygu,yapacak birsürü etkinlik varken ne işin var balıkta) .O yıllarla beraber Gemlik körfezinde irili ufaklı balıkçı barınakları (mendirek) yapılmaya başlayıp bir kaç sene geçince , dalış yapan arkadaşların anlattığı karagözler,eşkinalar,levrekler buralara ilgimizi çekti. Özellikle karagöz sevdasıyla avlanmaya başladık ve yaptığımız çok zevkli avlar neticesinde bu tutku içimi kapladı ,20 yılı aşkın süredirde devam ediyor. Karagözcülük sabır ,dikkat ve tecrübeyi gerektirdiği gibi, avlanılan bölgenin tenhalığını da gerektirir. Bir çakmağın yanıp sönmesi,ayak sesi,yakamozlu saatlerde oltayı sık sık sudan çıkarıp atmak, verimi azaltan etmen lerdi. 0,20 misinalı takım, bir fırdöndü ve 3 no iğne den oluşur,bütün kabuğu soyulmuş karides yem olarak kullanılırdı. (taze karides ayıklanıp bir gün sonra kullanılır hafif kokması istenir) Yemlenen olta, elle 7-8 metreye savrulur, biraz misine salınarak 1-2 metre önümüzde dibe oturması sağlanır ve beklemeye başlanır. Karagözler yaylım (yemlenme gezintisi) sırasında ayaklarımızın altındaki kayalara kadar yaklaştıkları için, hiç kıpırdamadan durur ve iskorpit ,kaya balığı ya da gelinciğin saldırısına uğramayıp durabilen yemi yoklamasıyla, misinayı okşarcasına elimizde hissederken , balığın yemi ağızlayıp fırlamasını bekler , 2-3 metre yol alırsa köstekleyip iğnenin çenesine batmasını sağladıktan sonra,hem taş altı yapmasına müsade etmeyip hemde kafa sallamalarında yol verip, dikkatlice bir mücadele sonunda dibimize getirdiğimiz balığı ,kepçe yardımıyla karaya alırdık.Genellikle 2 kiloya yakın ve üstü balıklar bu mücadeleden galip çıkar,takımı keserek,yada taş altına sığınarak kurtulurlardı. Bu avda biraz daha kalın takım yapıldığı takdirde , misinanın görünürlüğü arttığından ,vuruşlar çok düşerdi. Ayrıca kalın takım kayalara takıldığında bir türlü kopmaz ve kesip bıraktığınız misineler bir müddet sonra önünüzde size ikincil engeller ve balığı ürkütücü etmenler olarak karşınıza çıkar. Zamanla avlaklarda tepe lambalı, el fenerli,cep radyolu,zil takılmış kamışlı güruhlar peydahlanınca ,su içinde projektör gibi yanan el fenerlerinin ucuzlayıp bollaşmasıyla ortaya çıkan ,kendilerini dalgıç sanan iki ayaklı mığrılar oltanın ucunda gezinmeye başlayınca, karagöz avının tadı kaçmaya,balıksız avlar çoğalmaya başladı. O zamana kadar ara ara oltamıza gelen ,600-700 gr dan küçüklerini suya geri saldığımız eşkinalara yöneliş yavaş yavaş başladı.Genellikle karagözün çıkmayacağına inanıp, hafif bir gezer kurşun ve canlı teke takıp levrek için hazırlayıp, 20 metre kadar açığa atıp hafif hafif çektiğimiz takımlara gelirlerdi. Akıntılı suları sever,gece boyunca dahasık periyodlarda yemlenmeye çıkar,ışıktan
    gürültüden karagöz kadar tedirgin olmaz,yemi gevelemeden yutar ve girdiği kayalarda levrek ve karagöz gibi uzun mücadele etmez daha kolay kıyıya gelir, kepçesiz karaya alınabilirdi.Herşey iyiydi güzeldi de ya lezzet, zorlu av gecelerinin sonunda elde ettiğimiz ödül ,krema soslu karagöz buğulamaya alışmış damağımızı bir türlü mutlu etmiyordu.Tavası, ızgarası, kremalı fırındası bir türlü istenilen lezzeti vermiyordu.Oysa balığın avcılığında duyulan hazzın devamı ,yakın dostların katılımıyla hazırlanan sofralardaydı. Dostların balıkları yerken yaptığı övgülerin eşliğinde ,tutulan balıkların öykülerini anlatmak ,bu hazzı defalarca katlıyordu.Bir hayli denemeler, tarif aramalar sonucu papaz yahnisinin fırın versiyonuyla damak çatlatacak sonuçlar almamla, eşkinayla aşkımız pekişti. Karagöz avında elde ettiğim tecrübeleri yavaş yavaş bir kenara bıraktım. Önce misinayı 0.30 a çıkardım,akıntılı bölgeleri tercih edip,akıntıya göre 45 derecelik açıda zemine inecek gezer kurşunlar kullanmaya başladım.Balığın her metrede yemlendiğini fark edip, daha derin yerlere olta salladım.Bu sayede iskorpit ve gelincik vuruşlarımda azaldı. Fakat bi sıkıntı vardı, balık papaz yahnisi olacağından iri boyda olmalıydı. Bir kilo altı balığı yahni yapınca, kılçıkların arasından balık ararken ,yemeğin bütün tadı kaçıyordu.Çözüm iğne boyunu büyütmekti . 2/0 ve 3/0 (iğne boyları .,.,.,5/0,4/0,3/0,2/0,1/0,1,2,3,4,5,6.......11 gibi büyükten küçüğe sıralanır) kısa saplı mustad bakır renkli iğneler kullanmaya başladım.Bu balık boyunu biraz büyütsede yeterli olmadı. Karagöz ve levrekte kullandığım karides takma yöntemimden vaz geçtim.Artık kuyruktan iki yerden geçirip atmak yerine , karidesin kuyruğundan girip kafasına kadar içinden solucan gibi geçiriyordum .Bu yöntem yeni bir uğraşıda yanında getirdi.Daha önce teke karidesleri denize sarkan halatlarda,yosun içlerinde basit bir el feneri yardımıyla ,bir iki kepçe sallamayla ,yüzlercesini yakalarken,kullandığım küçük iğnelerde kullanabiliyordum. Şimdi en az 5-6 cm lik karideslere ihtiyacım vardı ve onlar hava iyice karadıktan 1-2 saat sonra derinlerden tek tük kaya üzerlerine çıkıyor ,uzun saplı kepçeler ve çok güçlü ışık veren fenerlere ihtiyaç duyuruyordu.Yüzlerce metre kayalık mendirek boyunca yapılan aramalarda ,20 adet teke oldukça iyi bir hasattı.Aşırı rüzgarın olduğu gecelerde onlara ulaşmak tam bir kabustur,40 km ilerdeki rüzgar almayan mendireğe teke için yaptığımız yolculuk bir hayli fazladır. Bu şekilde elde edilen karidesler kafalarındaki mahmuzlar kırılarak, igneye geçirilip suya atılır.Gide gele, hem balık vuruşu açısından,hemde oltanın takılma oranı ve balığın karaya alınabilmesine uygunluğu açısından olumlu not almış kısımlarında (avcı deyimiyle kumbaralar), sonar gibi ezberlenmiş dip taşlarının üzerinde, ara ara ,karış karış geriye çekilerek hareket ettirilen olta ,vuruş alana kadar at-çek yapılır. İri iğne iri karides ve kafaya kadar iğne geçirme yöntemi ,iğnenin dibe takılma oranını da oldukça azaltır.En büyük dez avantajı iğnede on dakika duran karidesin ölünce şeffaflığını kaybedip beyazlaşması, bu da yemin cazibesini kaybettirip, balığın ilgisini azaltması. bu yüzden uzun süre vuruş olmadımı, yemi tazelemeyi gerektiriyor. Artık herşey tamam olarak suyla buluşturduğumuz oltayı ,hafif hafif oynatırken, hafif bir dokunma , çok ama çok yumuşak bir geri çekiş (1-2 cm)sonrası , bir yutkunma sallamasının ardından, ralli aracı kalkış süratinde bir fırlama hareketiyle beraber yol alan misineyi hafif salıyoruz, bir ve iki ve üç asılıyoruz ,balık istediğimiz ölçüde ise iğne mide çeperine saplanmıştır bile. 500gr civarı ise ve biraz acele ettiysek ya ağzına batmıştır yakalanır,yada önce ağırlığını tartarız sonra birden boşalır olta ve balık kaçmıştır.Yem hiçbir hasara uğramaz,eşkina yemi ağzıyla yakalayıp vakumlayarak kursağındaki kemiklerle parçalayıarak(diş gibidirler)midesine yollar. Bu yüzdende, küçük iğneler kullanılarak yapılan avlarda, küçük balıkların midesine girmiş iğnelerin balığa ölümcül hasar vermeden çıkarılması mümkün olmadığından ,çok balık ziyanı olur. El oltası ile bu yöntemle uzun yıllar çok iri eşkinalar ,3 kg lık trofeler ve kilolarını hesabederken hayalgücümü zorladığım kaçan balıklarım oldu. Önceleri hafta sonu ,daha sonraları hafta araları ,uykusuz işe gitmeleri göze alarak sürdürdüğümüz bu hobi,2000 li yıllarda eline oltayı alanın mendireklere hücumuna dönünce,sakin yeni avlaklar aramamıza yol açtı.Bir gece avı için 300 km gidiş geliş mesafelerde güney marmara mendireklerini dövdük durduk yıllar boyunca .Ve... son darbe egeden geldi. Yetiştirdiğim çıraklarımdan biri :) ,bir avımızda bir gazete kağıdına sarılı boru kurtlarını malzemeciden almış çıkardı ,denedik .Solucan gibi geçirdik bizim koca iğnelere,çekeyim oynatayım derken boş iğne gibi duran takımlar, boyuna takılıp kopunca , fırlatıp attık meretleri,'' nedir lan bu'' diyerek. Sonra 6 metrelik göl kamışlarına bağlı gece istavrit yakaladığımız ışıklı şamandıralı takımlarla hücum etti meralara yeni avcılarımız. 5-6 numaralı iğnelere taktıkları solucanlarla ,yıllardır görmediğimiz ebattaki yavruları gevrek kahkahalarla torbalara tıkmaya,daha önceleri tuttukları istavrit ve isparilerin iki katındaki bu ''dev''balıklarla arkadaşlarına hava atmaya pek bayıldılar.Her avdan sonra mitoz bölünen tek hücreli canlı misali çoğaldılar. 150 metrelik mendirekte 47 kişi saydım bir gece ,sudaki şamandıralar Hindistandaki ganj nehrinde yüzen mumlarla yapılan hindu ayinini gölgede bırakır.Herbiri üçer kamış salmış suya ışıl ışıl. Yahu ne hikmetse, bayıldı bizim eşkinalar bu yeni tanıştıkları merete .''Rastgele'' diyorum bakıyorum siyah pazar poşetlerinin içine, kimi 20 tutmuş,'' bu akşam ay var balık yok,biz üç gece önce 9 kişi minübüs tuttuk geldik fabrikadan arkadaşlarla kaynıyodu balık,ben üç balık tuttum elim kadar vardı ''diyor. Torbadaki 20 balığı toplasan, 1 kilo, bilemedin 1.5 kilo gelir. Bursada eşkina avlanabilecek yaklaşık on mendirek var,Bandırma tarafıda bizim balıkçıların sahası ,oradada bi on olsa toplam yirmi eder. Balık malzemecilerine haftada 3 bine yakın boru kurdu pakedi geliyor ki bu benim ulaşabildiğim rakam ,belki daha fazlası vardır.Bu iş patladı gitti yani.Havalar ters gidip izmirden kurt çıkmayınca avlaklar boşalıyor,bu duruma çözüm arama telaşında avcılar. Kimi tuzlama ,kimi şoklama, kimi akvaryumlarda üretim peşine düştü. Tam bir çılgınlık,altına hücum izleri var bu işte.Zaman zaman aralarına girip sohbet ediyorum , ''iğne'' diyorum küçük değilmi ???? vay senmisin öyle diyen ,kiloluklar çekiyoruz diyorlar, başlıyorlar anlatmaya uzun uzun ,teknik öğretiyorlar bana.Peki küçük yokmu diyorum içlerinde fısıldayarak,eee gak guk salıyoruz biz onları ,torba diyorum yine kısık sesle küçük değilmi bunlar,, amma yaptın be amca!! tamam bi kaç küçük var içinde ...Hepsinin hikayesi var, ya gözüne batmışmış, ya galsamaya. Birde balıkavı sitelerinde paylaşıyorlar TUTTUKLARINI.50 cc pet şişe yanına konmuş, ya da avucundan hafif taşmış trofelerin''fotolarını. Başlık'' bilmemne tarihli eşkina avım''.Bazı meraklı arkadaşlar soruyor nasıl tutulur bilgi verirmisin falan.Hiç üşenmemişler, yüksek lisans tezi gibi çizimler, fotolar , efendim stoperler şöyle takılır, şamandıra şöyle,derinlik ayarı böyle,iğneler 6 no illa şu marka,misineler bilmemnenin bilmemne teknolojisi serisi. Bir siteye ufak bir bilgi ilavesi yapayım dedim, yazı adminin miş yerin dibine soktu adam beni. Yazımı yayınlamadığı gibi, cevabı sitenin 1.sayfa kapağı oldu.Evet dostlar aslında ince avlanma tekniklerinden bahsetmekti amacım,döndü dolaştı MARKO PAŞAya mektuba döndü. Sorularınız olursa cevaplarım.(mevsimi,göç zamanları,balık yapacak havalar vs.) HERKESE RAST GELSİN...
     
    Son düzenleme: 1 Ağustos 2012
    üregilli bunu beğendi.
  2. sabriyazici

    sabriyazici sabri

    Mesajlar:
    10.747
    Şehir:
    içerenköy - İstanbul
    hayırlı sabahlar abi maaşallah sabah sabah ilaç niyetine geldi ellerinize sağlık saolun paylaşım için
     
  3. orhan kucukbicmen

    orhan kucukbicmen Orhan Kucukbicmen

    Yaş:
    74
    Mesajlar:
    5.555
    Şehir:
    Sivrice/Çanakkale
    Favori Kamış:
    El ile balık avlarım, bu şekilde avlandığım için çok mutluyum.
    Favori Makine:
    penn
    En İyi Avı:
    32 kilo Akdeniz kılıcı.
    Sevgili Fatih kardeşim, sabah sabah kahvemi yudumlarken çok güzel bir keyifle yazını bir çırpıda okudum ve çok beğendim, ben her balık avını bilerim diyenlerin çok şey bilmediklerini görüyoruz ama senin gibi bir av üzerine yönelen ve bunu senelerce yapıp bütün inceliklerine sahip olanlar ise her zaman balık avında başarılı kişiler olmuştur.

    Eşkina veya kıyı avında eğer bir sorum olursa mutlaka sana danışacağım, yazının tecrübe ve bilgi dolu olduğunu gördüm.

    Çok teşekkürler yeni yetişen birçok gencimizin senden çok faydalanacaklarına inanıyorum.

    Sevgiler hoşça kal Fatih kardeş.:) :) :)

    Bu yazını arşivime koydum.:) :) :)
     
  4. adalı balıkçı

    adalı balıkçı Berkan

    Yaş:
    52
    Mesajlar:
    11.145
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Lineaeffe Surf Mill 4.20 & Spirit Surf 3.90 - ProCatch Carbospin Pro 2.70
    Favori Makine:
    Okuma Avenger Av 65b
    En İyi Avı:
    Her yeni gün daha iyisi için bir fırsattır..
    Çok güzel bir yazı.. keyifle okudum, teşekkürler :thumb:
    Güzel ve bereketli avlarınız ile paylaşımlarınızın devamı dileğiyle.. :clap2:
     
  5. udas

    udas utku

    Mesajlar:
    93
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    shimano alivio
    Favori Makine:
    shimano nexave 6000FB
    En İyi Avı:
    pisi 40cm minekop 45cm
    iyi günler,
    kıyıdan balık avcılığı ile ilgili bilgilendirmeniz için ***ler, herşeyi o kadar güzel şekilde anlatmışınız ki tebrikten başka diyecek bir söz bırakmamışsınız. Orhan abimizin söylediği gibi arşivlik bir yazı olmuş, umarım faydasını görürüz ileriki zamanlarda. bu arada bursada avlandığınıza göre belki tecrübeniz vardır diyerek şunu öğrenmek isterim; karacabey boğaz/malkara/kurşunlu civarlarında avlarınız olduysa daha evvelden, levrek vede kalkan alabildinizmi hiç? aldıysanız ne zaman ve nasıl aldığınızı paylaşırsanız sevinirim.
    selamlar,
     
  6. night fisher

    night fisher fatih

    Yaş:
    59
    Mesajlar:
    2.135
    Şehir:
    bursa
    Favori Kamış:
    kendisinin dizayn ettiği muhtelif kamışlar
    Favori Makine:
    çançinçon çinişi makineler
    En İyi Avı:
    kırlangıç 8.4 kg
    Şubat sonuna doğru ve mart ayı boyunca,dalgalı havalarda kalkan avı niyetine atılan oltalara levrek ve pisi daha çok av verir.o bölgelerde çok iri minekop ve levrekler üstelikte sahile çok yakın mesafelerde alınabilir ama tamamen azim ve sabır gerektiriyor.Benim tutmama gelince,kalkan,pisi avcılığı o bölgede gece kalmalı, kıyıdan sıra olta döşenmesi yöntemiyle yapılır.Bir iki katıldım arkadaşların avına,bi kaç pisiden başka bi şey tutamadım,pekte sarmadı açıkçası.Bildiğiniz gibi orada birbirine yakın iki büyük mendirek var ,ama yazları çok kalabalık olur,kasım ayı güzel av yapmaya uygun olur.
     
  7. mehmetar79

    mehmetar79 Mehmet

    Yaş:
    45
    Mesajlar:
    316
    Şehir:
    Adana / Ceyhan
    Klavyenize sağlık, çok dolu bir yazı olmuş :)

    Yalnız yazınızı bir kaç paragrafa bölseydiniz okuması daha kolay olurdu.
     
  8. volkanca

    volkanca Volkan

    Mesajlar:
    388
    Şehir:
    İSTANBUL
    Tebrikler, çok güzel bir yazı olmuş. Herşeyi özetlemişsiniz
     
  9. night fisher

    night fisher fatih

    Yaş:
    59
    Mesajlar:
    2.135
    Şehir:
    bursa
    Favori Kamış:
    kendisinin dizayn ettiği muhtelif kamışlar
    Favori Makine:
    çançinçon çinişi makineler
    En İyi Avı:
    kırlangıç 8.4 kg
    Word programını kullanmayı bilmiyorum,satırbaşı nasıl yapılır,hangi tuşa basılır.
     
    üregilli bunu beğendi.
  10. udas

    udas utku

    Mesajlar:
    93
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    shimano alivio
    Favori Makine:
    shimano nexave 6000FB
    En İyi Avı:
    pisi 40cm minekop 45cm
    Bu dediklerinizi de arşive not olarak kaydedeceğim. Levrek ve minekoplar için o bölgede kullanmak üzere önerebileceğiniz yem yada iğne ve köstek/beden numaraları varmıdır?
     
  11. night fisher

    night fisher fatih

    Yaş:
    59
    Mesajlar:
    2.135
    Şehir:
    bursa
    Favori Kamış:
    kendisinin dizayn ettiği muhtelif kamışlar
    Favori Makine:
    çançinçon çinişi makineler
    En İyi Avı:
    kırlangıç 8.4 kg
    o bölgede minekop için bulabileceğin yem kıyıdan kürekle kazarak çıkaracağın deniz solucanı ve 2 no kısa saplı iğne(kefalde vurur ama 2 no iğneye biraz zor),levreğe iri karides bütün olarak takılır 1 no uzun saplı,yine levrek için yaprak yem(istavrit) aynı iğneyle.bu yöntem gündüz dalganın kırıldığı mesafenin biraz arkasında bulanık bölgede işe yarar.deniz durgunsa gece atabildiğin kadar uzakta,canlı iri teke kuyruktan takılır,1 no uygun .sular iyice soğuksa ,iri bir midyenin suyunu alıp bütün olarak takarsan bir çok kişinin garipseyeceği bu yeme oranın levrekleri her zaman atlar.takım gezer kurşunlu,tek iğneli.
     
  12. Murat Kutlu

    Murat Kutlu Murat Kutlu

    Mesajlar:
    44
    Şehir:
    İstanbul Anadolu yakası
    Favori Kamış:
    Sörf İçin Lineaeffe Extreme Cast, Spin İçin Okuma Salina
    Favori Makine:
    Surf için Okuma Epixpro 65, spin için okuma Avenger 30
    En İyi Avı:
    Kofana
    Değerli gece balıkçısı arkadaşım. Yazına ekleyebilecek ya da diyecek herhangi bir laf bulamıyorum. Aynı dertlerden yakınan biri olarak duygularımı bu kadar iyi ifade edebilmiş olduğun için ayrıca teşekkür ederim
     
  13. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    Hoşgeldiniz Fatih abi. Sizin gibi gece avında çok tecrübeli bir ustanın sitemize üye olmasına çok sevindim. Ben de bu avlara yaklaşık 3 sene önce merak salıp 2 sene çok çok az balık yakalayarak gittim geldim. İlk defa bu sezon dişe dokunur sonuçlar almaya başladık. Bu av türü merasından, takımına, yeminden, havasına kadar pek çok detayı çok iyi bilmeyi gerektiriyor ve ancak bunların tümünü bir araya getirdiğinizde sonuç alabiliyorsunuz. Sizin yazınızda da yıllar içerisinde keşfedebildiğim bu detayların pek çoğunu tekrar yakaladım. Elbette biz henüz yolun başındayız, balıkların genelde çok küçük olması önemli sorun. Artık hiçbir balık türünde kolay kolay iri balık bulunmuyor. Eşkina'da da ne yaptıysak 35 cm. üzerinde balık alamadık. Bununla birlikte gece avlarında gelen karagözlerin güzel boylarda olması yüzümüzü güldürdü ve eşkinaya göre her açıdan üstün olan bu balık temel hedefimiz durumuna dönüştü. Gece avlarında takımları ve yemleri artık baltabaşa göre ayarlıyoruz. Umarım bu avlarda sizin tecrübelerinizden de bolca faydalanırız.
     
  14. udas

    udas utku

    Mesajlar:
    93
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    shimano alivio
    Favori Makine:
    shimano nexave 6000FB
    En İyi Avı:
    pisi 40cm minekop 45cm
    çok tesekkur ederim bilgilendirmeniz için.
     
  15. Candy_Man

    Candy_Man Necip TEPE

    Yaş:
    38
    Mesajlar:
    372
    Şehir:
    İÇERENKÖY / İSTANBUL
    Böyle okurken balık(çılık)la ilgili hiçbişey bilmediğime beni birkez daha inandıran yazılara bayılıyorum :)
    Elinize sağlık çok güzel bir yazı.
     
  16. maximturka

    maximturka mert

    Mesajlar:
    323
    Şehir:
    ankara
    Favori Kamış:
    Okuma Salina SeaSpin10-40g,Shimano Alivio AX8000 3,30mt 50-100gr, Lineaeffe ac casting surf 390cm,
    Favori Makine:
    Okuma Safina Pro SPa-25 , OKUMA AVENGER AV-55 MAKİNE,DAİWA CROSSFIRE 2500
    genelde uzun yazılan yazılarıgöz ucuyla hızlı bir şekilde okumaya çalışırım. ama sizin yazınızda ki detayları daha iyi kavrayabilmek için iki kere okudum. bende bu yazıyı bılgısayarımda bır dosyaya kayıt edeceğim, çok teşekkürler bu faydalı bilgiler için.
     
  17. muhammer41

    muhammer41 Muhammer YILMAZ

    Mesajlar:
    561
    Şehir:
    ,kocaeli,
    Sevgili fatih arkadaşım belkide kilit nokta burda eşkına ve karagöz avlarına ne zaman gidilmesi en verimli ayların ne zaman olduklarını da yazsaydınız iyi olurdu,
    Bildiğim kadarı ile eşkına balığı eylül ekim aylarında karadenizden marmaraya girer nisan mayıs aylarında karadenize çıkar, Bu aylar arasında göç zamanı iri eşkınalar bilindik meralarda dahada randımanlı av verir zamansız av tabiki doğaya ve papülasyona zarar verir balığa büyüme ve yeni meralar oluşturma fırsatı verilmesi lazım son zamanlarda bu balık üstünde yapılan avlarda bir sıkıntı olduğu belli fakat şuda bir gerçekki hiç birimiz anamızdan balıkçı olarak doğmadık gençleri ben anlıyabiliyorum onlarında bir zaman sonra eşkınanın ne kadar büyüklükte yakalanması gerektiğini anlayacaklardır. Eşkınanın bir zaman tamamen kaybolduğunuda bilirim zaman zaman karagözle yer değiştirip yok olabiliyorda bence en güzel verimli olduğu zamanlar avı yapılırsa daha iyi olur sanıyorum.
    senide bu cesaretli ve bilğili yazından dolayı tebrik ederim geçenlerde yaban tv
    mordoğan balık yarışmasında eşkınanın denizlere salındığını duydum eyer böyle bir şey varsa papülasyon açısından olumlu olacağını sanıyorum, en azından salınan bir balığın yakalanıp av diye sunulması ne kadar etik olur. Burda kimseyi kırma dökme bir gibi bir tabir içersinde değilim tabiki balık yakalanır ve mili olunur mili takımda en fazla 25 kişiden seçilir 11 kişi oynar onları seyredenler mili olmak ister olay budur bunu bizler hazmederiz ama denizlerimizdeki balıklar ne kadar hazmeder bilemem.Sağlıcakla kal.:)
     
  18. udas

    udas utku

    Mesajlar:
    93
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    shimano alivio
    Favori Makine:
    shimano nexave 6000FB
    En İyi Avı:
    pisi 40cm minekop 45cm
    Fatih Bey bir şey daha danışmak istiyorum vaktiniz varsa?
    2 hafta önce bogazdaydım (b.dere) iki gün hava çok rüzgarlı ve deniz dalgalıydı. Haliyle dalgalar yosunları kıyıya çektiğinden su da bulanıklaşmıştı. Bilmem duydunuzmu ama sofrakaya denilen yerden sülünez ve deniz solucanı (kumdan çıkartılan) yem olarak kullanıp 2-3 saat denemeler yaptık. Belki iri mırmır yada tesadüfen minekop alırız diye. Tek tük vuruşlar aldık fakat balığı çekemedik kıyıya, sanırım oranın acemileriyiz ondan olsa gerek. Fakat ne vurdu onu da kestiremedik. Dalga ve yosunların olduğu zamanlarda oralardan bişeyler alabilirmiyiz? Yoksa hiç boşuna denemeyin mi dersiniz? Görüşünüzü bekliyorum.
     
  19. night fisher

    night fisher fatih

    Yaş:
    59
    Mesajlar:
    2.135
    Şehir:
    bursa
    Favori Kamış:
    kendisinin dizayn ettiği muhtelif kamışlar
    Favori Makine:
    çançinçon çinişi makineler
    En İyi Avı:
    kırlangıç 8.4 kg
    Muammer bey,benim eşkina sezonum 15 eylül-30 kasım arasıdır.Bazı sezonlar suların daha geç soğumasıyla aralığın başlarında da avlandığım olmuştur.Eşkinanın göç ettiği doğru,ancak palamudun yaptığı gibi üremek için karadenize dönüş,kışlamak içinde marmara ve egeye gidiş şeklinde değil.yaz sonu ergin balıklardan oluşmuş bir kısım sürüler hareketlenip kıyı boyunca uzun gezintiler,yer değişiklikleri yapıyorlar.bazı sürüler karadenizden boğaza girip marmaraya kadar girdikleri gibi,tekirdağ kıyılarındaki balıklar gemlik körfezine yada erdek taraflarına geçebiliyorlar.Bazı sürüler hiç hareket etmeyebiliyorlar.Her iki grupta sular soğuduğunda derinlere çekilip,mart ayında kıyılıyorlar. Balıkların sürü halde hareket ettiği ekim ve mart ayları hem bol balığın,hemde iri balığın avlanabileceği aylar olarak karşımıza çıkıyor. netice olarak ben bu duruma göçten ziyade uzun gezinti demeyi tercih ederim.
     
  20. muhammer41

    muhammer41 Muhammer YILMAZ

    Mesajlar:
    561
    Şehir:
    ,kocaeli,
    Ben biraz fazla National geograp seyrediyorum galiba:D bulunduğumuz bölge corafya açısından eşkına balığına hem marmarada hem boğazda hemde karadenizde avlanmamıza olanak sağlıyor bu açıdan bakınca üç bölgedede eylül ekim ve nisan mayıs aylarında büyük bir hareketlilik gözleniyor boğazda bu hareketlilik 15 ila 20 gün gibi bir sürede biter buda bize senin tabirinle gezintinin bittiğini intibası yaratır neticede ikimizde aynı şeyleri söylüyoruz neticede sürüler büyük ve küçüklerden oluşur inadına bu balığın bir huyu varsa küçüğü yemi yutar büyüğü dudaktan yakalanmış olarak gelir derinden gelenin ise hava kesesinin çoğu zaman ağzında olduğu görülür sende avı yapılacak zamanları yazmışsın bundan sonra arkadaşların ona göre davranıcaklarını umarım gerekirse ebat açısındanda bir kaç resim yuklenebilir.:)