Lambuka - Coryphaena hippurus

Konu, 'Denizdeki Balık Türleri' kısmında balikci tarafından paylaşıldı.

  1. balikci

    balikci

    Mesajlar:
    2.184
    Lambuka

    Takım: PERCOMORPHI
    Familya: CORYPHAENIDAE
    Bilimsel adı: Coryphaena hippurus
    Bilinen adları: Lambuka (Türkçe), Mahimahi (İngilizce), Goldmakrele (Almanca), Coryphène (Fransızca), Toohyaku (Japonca),
    Erişebileceği boy: 210cm
    Erişebileceği ağırlık: 40kg
    Bulunabileceği Derinlik: 85m

    [​IMG]

    Farkettimde sitemize onca Lambuka raporları konulmasına rağmen, bu canlıyı özel bir başlıkta tanıma fırsatı bulamamışız, o halde gelin buradan başayalım.. bu balık hakkında ne biliyorsak bu başlıkta paylaşım..

    Yaldızlı uskumru azmanı adıyla literatürde yer alan Lambukalar, ingilizcede; Dorado ve Mahi Mahi adlarıylada bilinmektedir. Yaşlarının ilerlemesiyle erkeklerde bazı marfolojik değişimler olur. Olgunlaşan erkeklerde ense kalınlaşarak, yuvarlaklaşır. Dişilerde bu değişim görülmez, bu özelliği ile cinsiyet ayrımında da büyük önem taşır. Ensesinden başlayarak kuyruğuna kadar uzanan bir sırt yüzgecine sahiptir. Vücudunu kaplamış sarımtırak yeşil üzerinde, mavi yeşil benekler bulunur. Karın bölgesine doğru gövde rengi açık sarı-yeşile döner. Yakalanmasına müteakip, sudan çıkarıldığında, rengi griye döner. Gövdesini kaplayan sarımtırak renkten eser kalmaz. 30cm boya erişmiş Lambukalar genç bireylerdir.

    Zaman içerisinde yaşlanan erkek lambukalarda ense kalınlaşır ve yuvarlak bir görünüm alır.

    [​IMG]

    Ensesi kalınlaşan ve yuvarımsı bir görüntü alan erkek Lambukayı bu şekilde dişiden ayırt edebiliriz.

    Erkek Lambuka (Coryphaena hippurus)
    [​IMG]

    Yukarıdaki marfolojik değişime uğramayan dişi lambukayıda bu şekilde erkekten ayırabiliriz.

    Dişi Lambuka (Coryphaena hippurus)
    [​IMG]

    Lambuka balıklarının coğrafi olarak dağılımı.

    [​IMG]

    Geçmişten bugüne raporlanmış Lambuka balıklarının avlanma istatistiği.

    [​IMG]
     
  2. balikci

    balikci

    Mesajlar:
    2.184
    Lambuka, yakalandıktan kısa bir süre sonra, yani sudan çıkarıldıktan sonra renk değiştirerek göz alıcı yeşilimsi-sarımtırak görüntüsünü kaybedeceğini söylemiştik. Gelin, adım adım bu evre nasıl gerçekleşiyor hep birlikte ele alalım...

    Lambuka su içinde yüzerken, sualtının rengine göre sırtında koyu lacivert bant görünümü, koyruğunun fosforumsu yeşil olması ve beneklerinin belirgin olmasıyla dikkat çeker.

    [​IMG]

    Sudan çıkarıldığında, gövdesi göz alıcı sarımtırak renkte, mavi-yeşil benekleriyle ve sırt yüzgeçlerinin yeşilimsi olmasıyla resimdeki örnekteki gibi muhteşem bir görsellik oluşturur.

    [​IMG]

    Aradan kısa bir süre geçmesiyle, yukarıdaki resimde görünen göz alıcı tüm renkler, gri tonlamalı bir renge bürünür..

    [​IMG]
     
    Son düzenleme: 21 Nisan 2008
  3. KaraKurt

    KaraKurt Fatih

    Mesajlar:
    1.196
    Şehir:
    Antalya
    Favori Kamış:
    Olta ve Sabırrrr
    En İyi Avı:
    Kötü av yok :)
    Çok güzel paylaşım teşekkür ederim...
     
  4. balikci

    balikci

    Mesajlar:
    2.184
    Ben teşekkür ederim Şinasi abi, faydalı olabildiyse ne mutlu. Bu balık oltanın ucunda tükenmez hareketliliği ve ara ara su yüzeyindeki sıçrayışıyla görüntü vermesi ayrı bir keyiftir. Eti ülkemizde makbul değil ama bir çok ülkede değeri kat ve kat fazla, ayrıca çok kanlı bir balıktır Lambuka.. Serdar abi zamanında sıkça avlamış birisi olarak ekleyecekleride olacaktır eminim :)
     
  5. Avciperdeci

    Avciperdeci SeRDaR

    Mesajlar:
    7.433
    Favori Kamış:
    El Oltası
    Murat çok güzel bir paylaşım olmuş kardeşim. Lambuka yakalaması açısından gözümdeki çok değerli balıktır. Yakalandığı andaki mücadelesi, suyun üzerindeki sıçramaları, direnci mükemmeldir. Çipura avını çok sevmeme rağmen Lambuka avımı, çipura avımı deseler Lambukayı tercih ederim. Eti ülkemizde seninde bahsettiğin gibi değersizdir. Bir çok yörede kanal balığı olarak adlandırılır. Ancak dediğim gibi bu işe amatör olarak gönül vermiş arkadaşlarımın bir kezde olsa oltalarına takılmasını dileyebileceğim bir balıktır Lambuka.
    Ben lambuka avında çelik tel ile owner marka 5 numara iğne, yem olarak ta canlı isparoz kullanıyorum. İğneyi isparozun sırtından takarak atabildiğim kadar uzağa atar, ve dip oltasına çalışırken bırakma yaparım. Yakalanan bir lambukanın peşinden muhakkak çevredeki lambukalarda gelir. Yedek takımlarımız varsa muhakkak o anda bırakmalıyız ki bir kaç adet daha lambukayı çok kolay bir şekilde yakalayalım. Tğm amatör avcılara rast gelmesi dileğiyle...
     
  6. yilmaztaha

    yilmaztaha

    Mesajlar:
    115
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Olta zıpkın
    En İyi Avı:
    Kofana
    Güzel paylaşımlarınız için teşekkürler. Bu tür sularımızda Akdenizden Kuzey Egeye kadar bulunuyor. Acaba çanakkale civarında, saros ve boğazda görülüyormu? Küresel ısınma nedeniyle marmarada görme şansımızda varmı?
     
  7. themad2

    themad2 Serdar

    Yaş:
    33
    Mesajlar:
    887
    Şehir:
    İstanbul
    Oltamı zorlanmadan yutabilecek bir balık:)
     
  8. Serkan.ist

    Serkan.ist Hidayet

    Mesajlar:
    424
    Şehir:
    Ankara
    Bu balığın sadece okyanusa has bir tür olduğnu zannediyordum. Akdenizde bulunduğudan haberim yoktu. Belgesellerde seyrederken çevirmenlerin yunus ismiyle alt yazı geçtiklerini hatırlıyorum. Sanırım görüntüsü nedeniyle tüketimi yok.
    sanırım 96 da akşam atçek yaparken bir balık oltama atlamıştı. Karanlık olmasına karşın balığın sudan dışarı atladığını ve farklı bir direnci olduğunu farketmişti. O kadar çırpınmıştıki sahteden kurtulmştu. Kimbilir belkide bu balıktı.
    Paylaşım için tşk
     
  9. cutloose

    cutloose

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    114
    Şehir:
    izmir
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    levrek 2 kilo
    benim de çok hayran olduğum bir balık lambuka...eskiden belgesellerde izler ve keşke buralarda da olsa derdim...ne büyük şans ki artık ülkemiz sularında mevcyt ancak hiç karşılaşamadım kendileriyle(((gerçi balığa pek çıktığımda yok bikaç yıldır...sizler adına sevindim...özellikler Serdar ın bu balığa olan hayranlığı ilgisi ve tecrübesi ve süper lambuka raporları gerçekten benim için keyif verici...umarım ben de bir gün yakalarım))) bu arada ülkemizde Papağan Balığı olarak da bilinir...pasifikteki isimleri ise DORADO FISH ve DOLPHIN FISH olarak da geçer...
     
  10. draco

    draco Kaan

    Mesajlar:
    1.854
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Vercelli Alba Surf, Yamaga Blanks EARLY 94MHR
    Favori Makine:
    JDM Shimano Stella SW8000PG, Daiwa Certate 3012H
    En İyi Avı:
    Tuttuğum ilk ispari. o olmasa burada olmazdım.
    teknede birden fazla kamış ile avlanma yapılırken, ilk oltaya takılan lampuka içeri alınmazmış ve onu takip eden sürünün diğer bireyleri daha kolay avlanırmış. miş muş. hiç tutmadım, nasip olsa da o tailwalk (kuyruk yürüyüşü) görüntüsünü ellerimde hissetsem. aah aah.:(
     
  11. onurt47

    onurt47 ONUR

    Yaş:
    40
    Mesajlar:
    77
    geçen pazar benım oltama geldı yaklasık 2 sanıye yasayabıldım o heyecanı sonra mısınam koptu.
     
  12. tolgadinmez

    tolgadinmez tolga

    Yaş:
    36
    Mesajlar:
    4
    Şehir:
    izmir
    Favori Makine:
    ryobi ecusima 8ooovi
    gerçekten çok güzel bir balık , bugün çeşmealtından tekneyle balığa çıktığımız zaman saat 15:00 civarı teknenin etrafında dolaşıyordu bi tane lambuka , yakalamaya çalıştık ama yakalayamadık kısmet değilmiş :)
     
  13. nicholai hel

    nicholai hel Aykut

    Mesajlar:
    1.170
    Şehir:
    Antalya
    98 Yılına kadar yaptığımız sırtı avlarında Antalya'da bol diyebileceğim miktarda lambuka yakalardık. Amacımızın palamut ya da torik olduğu bu avlarda zaman zaman oltamıza gelen ıskarmoz ve lambuka hem mücadelesiyle hem de "beklenmeyen" olmasıyla keyif verirdi.

    Yukarıda Tolga Bey'in yazdığını görünce aklıma geldi, okumak isterseniz size en keyifli avımızı anlatayım...

    Adrasan'dan balığa çıkıp hiç beklenmedik çok ciddi bir fırtınayı güç bela Suluada'ya sığınarak atlattık. Açıkçası batmadan adaya gidebileceğimize ihtimal vermiyordum. Yanıma alacağım birkaç önemli malzemeyi avcuma sıkıştırmış adaya yüzme planları yapıyordum bata çıka adaya ilerlerken. Herneyse fırtına bir saat kadar sürüp geçti. Tabii bir ömür gibiydi. Sonrasında Sahil Güvenlik civardaki balıkçıları kontrole çıkmıştı. Gelip durumumuzu sordular, alalım dediler. Yeni bir fırtına beklenmediğini öğrenince teşekkür edip kendimiz dönmeye karar verdik.

    Adrasan Koyu'na girdik. Dümdüz kıyıya ilerlerken öyle bir güneş çıktı ki tarifsiz. Cayır cayır yakıyor ortalığı. Havada bulut yok. İki mevsimi aynı günde yaşıyoruz adeta. Bu güzel havada denizi bırakıp çıkmak olmazdı. Koyun giriş yönünde sağ tarafta kalan kayalıklara doğru yanaştık. Dibi kontrol ederek yavaş yavaş ilerlerken dipte çok güzel kayalar görünen, tahmini 8-9 metre derinlikte bir yerde durduk ve demirledik. Kıyıdan da uzaklığımız çok olsa 20 mt.

    Ne çıkarsa bahtımıza diyerek olatalarımızı yemledik ve dibe gönderdik.
    15 Dakika geçmemişti ki etrafımız tahminen 10-15 üyeli bir lambuka sürüsüyle sarıldı. Aman Allah! LAmbukaaaa diye bağararak hemen palamut çaparilerimizi açmaya başladık. O adrenalin patlamasıyla olsa gerek, çantanın içindeki takımları saniyeler içinde atıma uygun hale getirdik. :) İki takımda da gezer kurşun ve sonrasında 5 tane tüylü çapari var. En uçlarında birer tane farklı renklerde silikon raglou'lar takılı.
    Savurup attık 15-20 metre ileriye. Balıklar hala etrafımızda fır dönüyorlar. O sarısı, o yeşili, Antalya güneşi altında parıl parıl yanıyor.

    Kurşun bir iki metre daldıktan sonra hemen başlıyoruz hızlı hızlı toplamaya. Yarı yola kadar çekmiştik ki ilk lambuka pederin takıma atladı. Çıldırdı tabii balık, başladı sağa sola gezmeye. Ben oldukça aralı atmama rağmen öyle geldi ki benim oltaya karıştı karışacak. Babam diğer yöne çekerek o tarafa doğru biraz yol verince uzaklaştı Allahtan, bu sırada benim tüyler parlamaya başladı, görüyorum artık 4-5 metre var. Ve işte harika görüntü. İki tane kocaman, kolum kadar lambuka silikonun peşinde takipteler, birbirleriyle yarışıyorlar atlamak için. :)

    Hiç hız kesmeden toplamaya devam ettim. Artık kurşun sudan çıkıp elime gelecekti ve içimden balıklar döndü dönecek artık derken tam o anda balıklardan biri hızlanıp sahteye yapıştı!
    İnanılacak şey değil, tekneye bu kadar yakınken, muhtemelen yarı belime bükülmüş beni bile görüyorken hiç korkmadan atladı balık!
    Mesafe bu kadar kısa olunca hiç mücadeleye imkan vermeden hemen asılmaya devam ettim ve aldım balığı içeriye. Aynı sırada babam da çekmiş balığı ama benim görecek halim yok tabii.

    Balığı önce çıkaran babam oldu, hemen tekrar salladı. Ardından ben de attım. Artık sürüyü göremiyoruz, ama yakınlarda olmalı. Yine hızlı hızlı çekerken babamın oltaya takip başladı bu kez. O heyecanla takımın batmasını bile fazla bekleyemedik, yüzeyin bir karış altından geliyor takımlar. Birinin arkasında da lambukanın üst yüzgeci. O gelen de fazla şans tanımadan bir anda hızlanarak bindi takıma. Yine mücadele ediyor bizimki, ama takıma da güvendiği için pek boşluk vermeden çekiyor bu kez. Ve işte bu da teknede!
    Bu sırada benim takım boş olarak döndü. Tekrar atıyoruz, ama yok artık, sürü uzaklaştı.
    Kendimizi kan ter içinde yere atıp derin bir oh çekiyoruz, yüzlerde hala heyecanlı bir gülümsemeyle. Kollar yorulmuş, kıpkırmızı. :)

    Yerde çırpınan üç lambukaya bakarken toplamda 5 dakika bile sürmeyen bu maceranın kritiğine başlıyoruz hemen...

    Bu şekilde, balığı en başından son ana kadar görerek yaptığım ilk ve tek atçek avımdı. En zevkli avlarımdan da biriydi. Hatırladıkça hala o heyecanı hissederim. :)

    İnşallah memlekete dönünce benzer heyecanlar yaşamayı nasip eder Allah. İnşallah her birinize de daha güzellerini yaşamak nasip olur.
    :)

    Herkese saygılar, sevgiler...