2006 yılı Temmuz ayının sonları. Uskumru tutmak amaçlı (Balık Sevdsı) İstanbul'dan Erdek'e gitmeye karar verdim. gece saat 00,00 da 200 lt mazotu fikse ederek yola çıktım. GPS üzerinden Direkt kanal yollu olarak Gemi rotası ile Gideceğim. Marmarayı komple geçeceğim tam karşıya kısacası. bütün hazırlıklarım tamam vira bismillah dedim ve 3 saat kadar sonra karanın kaybolması ile beraber çok güzel bir şekilde yolculuk ederek. sabah 10:25 te tam 2500 devir ile şanzıman robot kola demir atana kadar dokunmadan vardım ve demiri attım ocaklar köyünün temiz sularına. Narlı önünden geçerken deniz biraz hareketlendi ama sorunsuz bir yolculukla vardım. dinlenme yorgunluk atma derken arkadaşlarım dostlarım ile görüşme herşey döneceğim güne kadar çok ama çok güzeldi. ve dönüşe başlıyorum bir gün öncesi işin enteresan tarafı Ocaklarda Mazot ikmali yapabileceğim bir istasyonun olmaması. minübüscü arkadaşlara rica ederek 2 adet 30 lt lik yedek mazotu doldurdum mazot var ama ne olur ne olmaz. denizde mazotsuz olmaz tedbir durumları. - Sabah 09:00 limandan ayrılıyorum. hava limanlık o kadar güzelki. herşey 4/4 lük. bu şekilde gidersem aynen 12 saat en kötüsünden aynı güzergah ile limandayım diye hesap ediyorum. Kapıdağ yarımadasını tam arkama almış rota üstünde ilerliyorum. 4 saat kadar yol katetmişim. teknenın sağ omuzluğundan yavaş yavaş meltem canımı sıkmaya başlıyor geç kalacağım herhalde diyorum. ve hava olanca kuvvetiyle kopuyor. Bakıyorum arkama dağın en üst noktasını görebiliyorum ama 4 saatlik yol almışım. bu kadar daha yürüsem diyorum bir yandan da ne yapsam dönsemmi diye düşünürken devam kararı alıyorum. Tereddüt en kötü şeydir evet devam edilecek. Rotamı değiştirmek zorundayım direkt ahırkapı olan kerterizimi silivri olarak düzeltiyorum o havada o şartlarda batmaktan başka bir işe yaramaz o güzergah yarım saat sonr kara kaybolacak çünkü. Teknenin baş taraftaki sintin pompasını ve motor altındakini kontrol ederek çalıştıklarını görüyorum. arka güvertedeki 2000 lik bir pompa süper çalışıyor bütün camları kapatarak. ilerliyorum. Karadenizde çok fırtınaya yakalandım. aynı olacak dıye beklıyorum ama dalgalar aynı yönden gelmiyor üçerlemeler. ve çok sıkıntılı olarak. yürüyorum. birazdan o pompa devamlı olarak çalışmaya başlıyor durmadan. 4 saati geçmiş yolculuğum sonrasında o hava ile beraber. kendimi marmara adasının önlerinde buluyorum. kısacası yürüyemiyorum. gittiğimi zannediyorum. en kötü ihtimal tekirdağ diyorum ancak bir yandan da ya çanakkale de demeden geçiremiyorum. 5 dakıka kadar sonra ıslanmamış olan üzerimde hiçbir eşya kalmamış vaziyetteyim. yine 2500 devirde seyre devam. teknenin burnunu suya sokmamak için sürekli omuzluktan almaya çalışıyorum denizi. hiç durmuyor esiyor esiyor esiyor. Motora dua edıyorum. aksilik olmasın diye. aklıma ya durursa ne olur gibi her türlü kötü hal geliyor anlayacağınız. O kadar fırtınada tamam dümeni güzel tuttuk ancak 2 dalgaya engel olamadım. ve tekne tam kamara duvarına kadar yattı o yatarken bende tam terse kaçtım tabi ağırlık merkezi olayı. atlattık. ve Marmara ereğlisindeyim Nihayet bir oh diyorum. limana girip bağlıyorum tekneyi. dinlenmem lazım. beni o havadan geçiren makinayı istop ediyorum Balıkçılarla biraz sohbet ve yine aynı makus talih benzinci yakında değilmiş bir taksi çağırıyorlar sağolsunlar ve gidiyorum yine takviye. bi 30 lt alıyorum.Artık Rüzgarı tak kafadan alacağım. rahat olacak diye düşünüyorum ve tekrar denize. Ambarlı felaket O Büyükçekmece yokmu. geçemiyorum ve aynen içeri doğru hareketlenip içinmden dışarı doğru çıkıyorum. ama dinmiyor hava maalesef hiç kalmıyor üstüne üstüne ekliyor sanki . ve o fırtınadan sonra limanımda arkadaşlarım sıkıntılı telefon açanlar. mesaj yazanlar, cevap vermıyorum ve mesaj yazıyorum şarz açısından daha lazım olabilir. dıyerek. ve Limana geldim gece saat 02,30 tekneyi bağlamaya çalışıyorum. bir yandan ellerimin ve dizlerimin titrediğini hatırlıyorum. bir kasa atıp motoru pompaları kapatıp. hiçbirşeye bakmadan karaya atlıyorum. koskaca bir ohhhh çekiyorum. Odama gidiyorum. sağolsun arkadaşım ayakta ne olur bir çay içelim diyorum ve çayı yapıyor. yavaş yavaş kendime geliyorum. ıslanmadık bir nokta suyun vücudumda temas etmediği yer yok maalesef. tekneninde öyle sağolsun teknem ne havalar gördü ne denizlere girdi çıktı. Deniz tutkudur. zevktir. ancak denizle dalga olmaz demiştim ya. herşey bir anda oluyor. Hava bir anda patlıyor. ve maalesef her zaman tedbir tedbir tedbir dıyorum..... Bir ara Kefken Kofana avını, kurucaşile-amasra-zonguldak anılarımı yazarım... Kolay gelsin.
Ali abi güzel bir anlatım, kötü bir tecrübe olmuş sizin için. Tedbirli olmanın her zamanki gibi faydasını görmüşsünüz. Yeni anılarınızı sabırsızlıkla bekliyorum...
Ellerine sağlık, öyle güzel anlatmışsınki, sanki seninle birlikte o teknede ben de varım. Tecrübe böyle zamanlarda lazım işte. Benimde herzaman dediğim bir laf vardır. Doğayla ve denizle asla şakalaşma, başedemezsin.
Yıllarıdır bana böyle güzel şeyler yazarsın çok teşekkür ederim. İmzana bende bayılırım her zaman... sağolasın...
Ali bey müthiş bir macera ve çok güzel bir anlatım.. her ne kadar sizin için riskli bir yolculuk olsada.. o anları yazdığınız güzel bir yazıyla bize de yaşattınız.. elinize sağlık..
çok Güzel Başlayan Yolculuğunuzun Kötü Sonuçlanmamasina Sevindim.her Kelimenizdeki Tecrübe Ve Deneyimi Hissetmemek Elde Değil Diğer Seferlerinizi Merakla Bekliyoruz
abi geçmiş olsun bi benzeri güzelyalı iskelesi açıklarında bizim başımıza geldi. can kurtaran bile gelemedi yanımıza. Rabbim korudu bizleri. yoksa taklaya gelmiştik
Ali abicim geçmiş olsun demeyecegim çünki sen ustalıgın ve kaptanlıgınla üstesinden gelmişsin. Valla abicim senin yanında marmara deil akdenize acılırız yahu. Anlatım ve paylaşım için teşekkürler abicim...
Dostlarım çok teşekkürler evet akdenize gitme fikri enteresan geldi bana. ege ve akdenize geçmemiştim denizden, programa alınabilir.
Saroza bu sene banko gideriz. hadi benim ruhsatlarım o kadar balık tutmaya musaade eder. sen ne yapacaksın.
Benzeri bir macerayı ben de eşimle birlikte yaşadım Yaşarken hiç de anlatıldığı kadar kolay değil, fakat atlatıp da üzerinden zaman geçince heyecan veren bir anı olarak anlatılıyor Paylaşımın ve beni eski günlere götürdüğün için teşekkür ederim Ali kardeşim Heyecanın hiç bitmesin