*Efendim hafta sonu balığa gittim, bir baktım kaldırımda bir çift göz seğiriyor. Ezilmesin diye onları yerden alıp cebime koydum. Daha sonra bu gözlere oyun hamurundan baş, kaş, kulak, kirpik, burun ve surat yaptım. Sonra en kralından birde gözlük taktım! Saç eklemeye çalıştıysam da beceremedim, yer yer keleş oldu ama saç ekebildiğim yerlere biraz tükürükten jöle yapıp sıvadım. Ona, birde boy pos yapmak lazımdı ama üşendim en yakın bir lalenin üstüne yapıştırdım. Baktım uyum sağladı… Lale adam! Balığa gelen bütün arkadaşların dikkatini çekti ve el birliği ile bu lale adamı donatmaya, ona bir kimlik ve kişilik vermeye çalıştık. Türlü materyallerden kol, bacak ve vücut verdik! Bize benzedi ve onu aramıza aldık. Bu laleden bozma adama bir kimlik ve kişilik vermiştik ama beyin kısmında çuvallamıştık. Elimizden oltayı alıp balık tutmak yerine hazır tutulmuş balıkları alıp "bunları ben tuttum" diye hava atıyordu. Hatta bu balıkları kendi tutmuş gibi başkalarına yalan söylüyordu. Etrafına zarar vermeye başladı. Herkese bizim tuttuğumuz balıkları gösterip “aslında varrr yaaa, bu balıklarda benim ama elimden aldılar” diye bize iftira atıyordu. Yoldan geçen arabalara sahip çıkıyor, birilerinin eşyalarını gasp edip bunlar benim diyor. İki tane kuru sıkı tabancayı nerden bulmuş bilmem onca insanın içinde sıkıp duruyor. Maganda yarattık! Bütün balıkçı ve blogçu arkadaşlar toplandık, lale adamın üzerindeki tüm haklarımızı söküp aldık. Yarattığımız frankeştayn’ı yok etmek, yine bizim görevimizdi ve bu operasyonu başarıyla gerçekleştirdik. Biz insanoğlu bazen saflığımızla, yüklediğimiz değerlerin altında ezilen vefasız, bir o kadar insafsız insanlar tarafından gerek sözlü gerek yazılı, tacize uğrarız. Kattığımız değerleri geri aldığımızda ise, ortada seğiren iki göz kalır. Kaşı yok, kirpiği yok... Saklanacak yeri yok! * Hatırımda kalan bir yazıdan esinlendi... Şimdi siz bu lale adamın resmini, kim olduğunu merak ediyorsunuz değil mi? Hadi itiraf edin... Öyleyse tıklayın görün
Talip bey, öyküde öyle tasvirler var ki gözüm biryerlerden ısırıyor. Tanıdık gibi.. Sanki sitede karşılaşmışız gibi geliyor
Vallahi Gürcan kardeşim, adamım şimdi hangi devir de bilemem ama insiyatif benim elimde, istersem bütün lale adamları fizana ışınlayabilirim... Ne bileyim be ağabey doğrudur bu türler mantar gibi nereden çıkacakları belli olmaz... Fakat mevcut sitelerin %90 nın da bu türlerin ayak izlerine rastladım. Evliya çelebi gibi gezginler
Talip abi sen benim düşünceleri mimi okuyorsun ne?? Çok iyi planlarım var lale adam için Kalemine sağlık, güzel olmuş, taş gediğine oturmuş, Belki şu an aklımdan geçen ile senin lale adamın hiç alakası yok ama, boşver, benim lale adamada uyuyor yazdıkların, Saygılar
Talip abi güzel bir yazı olmuş, keyifle okudum teşekürler. Lale adamlara kattığımız değerleri geri almanın yanısıra, öncelikli olarak alışkanlık haline getirdiğimiz şu lale adam yaratma işine bir son vermeliyiz.
Murat kardeşim aynı lale olmadığını biliyorum ama çok benzer kişilik var. O yüzden paylaştım. Aslında ilk adres, resim için gönderdiğim yer. M.Blog Yasin kardeşim benimkisi yerde sürünüyordu, ezilmesin diye yerden aldım. Ama seninkisinin zoru neydi yemin billah bilmiyorum. Ben her zaman nerde olursa olayım, hep yapıcı mesajlar vermeye özen gösteririm. Benim için vefasız diye yazmaz tarih kitapları... benim için yazsa yazsa "ihaneti ve vefasızları, unutmaz biriydi" diye yazar. Toplum düzenini korumak ve kollamak benim işim değil ama gördüğümü yazmazsam çıldırabilirim. İsteyen hak ettiği kadarını alır yazılarımdan. Yeri gelir övülür, yeri gelir ikaz edilir! Dünü, bu günü ve yarını hiç unutmam, unutursam kendimle çelişirim. Her zaman iki adım öndeyimdir. elimde döküman olmadan asla konuşmam. Yanlış anlaşılmalar olabilir bunun için özür de dilerim ama ben kolay kolay hedef ıskalamam, 125 metreden beş kiloluk yağ tenekesini üç kez arka arkaya yivsiz av tüfeği ile vurmuş adamım, iyi atarım yani Bir cümle kurmak için dörtyüz sayfayı okurum. Arnavut değilim ama inadım onlardan aşağı kalmaz ne de olsa komşuyuz Seni seviyorum kardeşim kendine iyi bak... Ne lalesi be ağabey dağ lalesi mi?
Laleler, laleleeeerr.... Yaaa bizim gençliğimizde böyle bir şarkı vardı sanki Tarih gerçekten de tekerrürden ibaretmiş Ya da bu lale adamlar bölünerek çoğalıyorlar... Emeğinize sağlık Talip Bey
Sevgili Talip kardeşim, he zaman olduğu gibi kalemine sağlık, Laleler, Lale adamlar her an çıkabilir, her yer lale doldu, baksana...
Teşekkür ederim efendim aynı (çizgi film) ton ton ailesi gibi değil mi selam ve saygılarımla... Bu renklilik bizim için Orhan ağabey, "herşey sizin iyiliğiniz için kendim için istersem namerdim" diyorlar. Ne yapcez bilmiyorum Selam ve saygılarımla...