İzmir'de Bir At-Çek Avı, Yeni Tecrübe ve Tahminler, İki Yakışıklı Levrek

Konu, 'Denizlerimizden Güncel Av Raporları' kısmında koxford tarafından paylaşıldı.

  1. koxford

    koxford nada

    Yaş:
    42
    Mesajlar:
    719
    Şehir:
    nada
    En İyi Avı:
    nada
    Değerli amatör dostlar, adım Aykut Aytış. 16 yıldır güzel İzmir’de yaşamaktayım ve amatör balık avcılığı, özellikle de at-çek (ile levrek) avları benim onulmaz tutkum. Sizlerle bugün tam bir yılını doldurmuş olduğunu şaşırarak fark ettiğim at-çek avlarımdan birkaç kareyi ve de geçen hafta yaptığım bir at-çek avındaki bazı tecrübelerimi paylaşmak istiyorum.

    Tam bir yıl önce, 16 Ağustos 2009’da ilk at-çek avımı Gümüldür Azmak’ta (Tahtalı Deresi) yapmıştım. Onca acemiliğime rağmen şanslı günümdeydim, çünkü Pelican London 2.40 cm (15-45 atarlı) kamış, asso double strength 0.24 mm misina, ryobi ecusima 4000 vi makine ve G-15R renk kodlu Rover 98 kandırıcıdan oluşan takımıma şu paşa atlamıştı da beni iflah olmaz bir at-çek ve levrek tutkunu yapıvermişti:

    [​IMG]

    [​IMG]

    Sonrasında kimi zaman eşimle, kimi zaman tek başıma, kimi zaman başka arkadaşlarla geceleri düştüm bu eşsiz varlığın peşine. İşte hepsi de geceleyin yapılmış türlü at-çek avlarından avlakta veya evde çekilmiş bazı kareler (balıkların kimisi benim oltamı şereflendirmiştir, kimisi eşimin oltasını; dostların oltasını şereflendiren balıkların resimlerini onlara sormadan koymak istemedim):

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    İşte böyle geçip gitti bir yıl, her avda yeni tecrübeler edinerek, yeni dostlar tanıyarak, kimi zaman balıklı, kimi zaman da (bazen hiç vuruş veya takip almadan, bazen alınan bir takibin sonuçsuz kalmasıyla, bazen sahteye vurup ona takılan bir balığın bir süre sonra sahteden kurtulmasıyla, bazen bir azmanın takım taklavat ne varsa koparıp gitmesiyle) balıksız …

    [​IMG]

    Derken, geçen hafta yine bir at-çek avında buldum kendimi. 11 Ağustos 2010 akşamından başlayıp 12 Ağustos 2010 sabahına kadar süren uzun soluklu bir at-çek macerası idi bu. Avlak yerime geliş saatim, eğer yanlış hatırlamıyorsam saat 18.30 civarıydı. Aslında bir gece avı yapmayı planlıyor idiysem de, avlağa biraz erken gitmemin sebebi, kullandığım bazı sahtelerin aksiyonlarını gündüz gözüyle tecrübe etmek ve özellikle de wtd aksiyonuna çalışmaktı. Aslında hayatımdaki ilk levreğimi tam bir yıl önce Rover 98 ile almış olsam da, sonraki at-çek avlarımı daha ziyade geceleri ve az batarlı damaklı sahteler ile gerçekleştirdim; fakat su üstü (damaksız) sahteleri kullanmanın ayrı bir zevk olduğunu da kullananlardan sürekli işittim. Özellikle, su üstünden sizin özel bir çaba ile verdiğiniz aksiyonla gelen bir sahteyi predatörün takip ettiğini (ve şanslıysanız sahtenize hamle yaptığını) görmek, tarifi imkansız bir heyecan ve keyif olsa gerek.

    Gelelim avlaktaki macerama. Avlağa vardığımda iki amatör daha at-çek yapıyorlardı. Daha sonra benim de at-çek avı ile ilgilendiğimi fark edince, içlerinden bir yanıma geldi ve kendisinin Turgay Karaaslan olduğunu sevinerek öğrendim. Turgay Bey’in öncü ve ayrıntılı paylaşım ve sunumlarını sanal alemde takip etmekten büyük zevk duymuştum; kendisiyle yüz yüze tanışmaktansa çok daha büyük bir zevk aldım. Turgay Bey ile gayet güzel ve faydalı, paylaşımcı bir muhabbetimiz oldu. Dahası, bu muhabbetten sonra ben river2sea buble pen ile wtd aksiyonunu çalışırken bana kamışı nasıl kullanmam gerektiğini de gösterdi, kendisine çok teşekkür ediyorum. Umuyorum, bundan sonra da güzel paylaşımlarımız olacak (Turgay Bey’in yanındaki diğer arkadaş ile maalesef tanışamadık, buradan ona da selam ederim).

    Gün batımına kadar, sadece wtd aksiyonu çalışmakla kalmadım, aynı zamanda gece avlarımda kullandığım damaklı sahtelerin aksiyonlarını da gözledim. Gün battıktan bir süre sonra Turgay Bey ve arkadaşı avlağı terk ettiler, zira onlar çok daha erken bir saatte gelmiş ve yorulmuşlardı. Aradan kısa bir süre geçti ki, bu kez at-çek avına gönül verdiği her halinden belli olan Vehbi Özdemir ile tanışma fırsatım oldu. Onunla da hoş bir muhabbetimiz ve fikir alış verişimiz oldu. Ayrıca bana sahte koleksiyonundan bazı örnekleri gösterip tanıttığı için buradan kendisine teşekkür ediyorum. Bir süre sonra Vehbi Bey de avlağı terk etmek durumunda kaldı.

    Saat gece on iki civarına kadar avlak kalabalık ve gürültülü idi. Maalesef, kalabalığı oluşturan şahıslar – özür dileyerek söylüyorum – ancak “çakal” diye tabir edilebilir (burada onların hangi çakallıkları yaptıklarına hiç değinmek istemiyorum). Bütün bu hengamede avlakta levrek falan olmasını beklemiyordum aslında. Bu yüzden, bu aralığı aksiyonlarını gündüz gözü ile test etmiş olduğum sahtelerimi “gece gözü” ile test ederek geçirmeye karar verdim. Yaklaşık yarım metre kadar derinlikte suya girerek, sahtelerimi gece gece gözlemlemeye çalıştım ve benim için çok şaşırtıcı bir olguyu tecrübe etmiş oldum.

    Ay ışığının olmadığı zamanlardaki yakamoz etkisini hepimiz biliriz. Hele avlakta yapay ışık falan yoksa, aysız gecelerde misinamız bir ışık huzmesi halini alır ve bunun at-çek avını bozduğu söylenir. Benim gittiğim avlakta ise yapay ışık faktöründen ötürü aysız gecelerde bile misina bir ışık huzmesi halini almıyor; fakat gerçekten şaşırarak tecrübe ettim ki, bu avlakta aysız gecelerde sahte su altından aksiyonuyla gelirken etrafından masmavi ama aşırı abartılı olmayan bir yakamoz, bir ışık dansı oluşturuyor. Bu ışık sahte kıyıya yaklaştığında belli belirsiz fark edilse de, en iyi, sahte sığ sudan getirilirken onun tam üstünden bakınca fark ediliyor (bir gün mutlaka bu deneyi yapın derim, izlemesine doyum olmuyor). Bu muhteşem ışık oyununun şekil, tarz ve büyüklüğü ise, eğer doğru gözlemleyebildiysem, sahtenin renginden ziyade büyüklüğüne ve aksiyonuna bağlı. Yani, ay ışığının olmadığı, ama yapay ışığın misinanın yakamozunu kırarken sahtenin su içinde yakamoz yapmasına izin verdiği avlaklarda, sahtenizin rengi çok önemli olmayabilir (dikkat: bu yalnızca bir tahmindir!).

    İşte bu deney, gözlem ve tahminlerin ardından ve de ortalık artık sakinleşince (saat gece on iki civarında) avlağımdaki favori sahtem strike-pro jl-120f’nin 061 renk kodlusu ile yeniden at-çeke başladım ve bir süre sonra ilk vuruşu aldım. Kişisel 35 cm limitim altındaki bu ispendeği, yaşattığı zevkten ötürü ona teşekkür ederek geri saldım (bu kişisel limitin gerekçesini bu yazının sonunda bir not ile açıklayacağım). Çok kısa bir süre sonra, yine aynı sahteyle yine limitimin altında bir ispendek çektim ve onu da öperek suya iade ettim. Bu saatten sonra, ama ispendek, ama palaz, ama levrek yapacağını tahmin ettiğim ve tek başıma kaldığım avlakta değişik sahteleri denemeye karar verdim. Denediğim sahteler ilk etapta, rapala x-rap glass ghost 8 cm, Strike-pro eg-063f 8.5 cm sahtenin 010 renk kodlu olanı, Strike-pro eg-024a 9 cm sahtenin a05 renk kodlu olanları idi. Bunlardan ilk ikisi ile yine limitimin altında kalan ispendekler çektim ve onları suya iade ettim, sonuncu sahte ise bir vuruş alsa da balık sahteyi kapamadı (bunun da ufak bir ispendek olduğunu tahmin ediyorum). Farklı aksiyon ve renklere sahip bütün bu sahtelerin balık veya vuruş alması, yakamoz etkisiyle ilgili tahminimi doğrular gibi görünmektedir. Fakat avlakta o saatlerde bolca ispendek olduğu için ispendeklerin sezinleyebildikleri hareketli her şeye saldırıyor olmaları gibi bir açıklama da düşünülebilir. Bu yüzden, bir kez daha ve vurgulayarak, kesin konuşamayacağımı söylemek istiyor ve bu konuda fikirlerinizi bekliyorum [10000 karakter sınırlaması nedeniyle konuya aşağıda ilk mesaj ile devam ediyorum].
     
    Son düzenleme: 16 Ağustos 2010
  2. koxford

    koxford nada

    Yaş:
    42
    Mesajlar:
    719
    Şehir:
    nada
    En İyi Avı:
    nada
    Saat 3.30 civarı, daha önce internette dikkatimi çekmiş olan ve geçenlerde Çağlar Av’dan Faruk Abi’nin tavsiyesi üzerine aldığım (buradan ona teşekkür ediyorum) ve de bu avda elimdeki en iri kandırıcı olan River2sea Triho Minnow 120f sahteyi (bendekinin renk kodu hb06) denemeye karar verdim. 12 cm uzunluğunda, 14,5 gr ağırlığında, 1,5-1,8 m batarlı ve üç iğneli bu sahtenin atımı fena değil ve aksiyonu bu fiyat aralığındaki sahtelere göre oldukça başarılı. Elimdeki en iri ve yeni sahte olan bu sahteyi kullanmaya karar vermemin iki nedeni var. Birincisi en yeni sahtemi test etmek tabiki, ikincisiyse iri bir sahte kullanmak yoluyla ispendekleri eleyip iri bir av yakalamak. Gelin görün ki, yaklaşık yarım saatlik bir denemeden sonra bu sahteye de atlayan yaklaşık 30 cm’lik bir ispendek oldu (yine de o ana kadar çektiğim en iri balıktı bu). Bu ispendeği de suya iade edip aynı sahte ile at-çeke devam ettim. Yine bir yarım saat kadar geçmişti ki, günün diğer vuruşlarına nazaran daha kuvvetli bir vuruş aldım. Kısa bir mücadeleden sonra 40 cmlik bir palazı çekmeyi başarmıştım. Saate baktığımda saatin 04.36’yı gösterdiğini gördüm. Limitimin üstünde olan bu palazı emeklerimin karşılığı olarak addedip alı koydum ve tekrar at-çeke başladım. yaklaşık 15-20 dakika sonra öyle bir vuruş aldım ki tarif edemem. Ya da edebilirim: Resmen tırsmıştım. Arkadaş aldı misinayı kalamayı giderek hızlanan bir devirde cırlatarak yürüyor. Önce bunun beni bulmayı çok seven iri çiçinalardan olabileceğini düşündüm (boru kurdu ve mamun kullanarak yaptığım dip takımlı kıyı avlarında az uğramadım çiçinaların hışmına; dahası, Texas olta düzeni –Texas rig – ile at çek yaparken silikonuma bile atladıydı bu sevgili çiçinalar :)). Ama sonra durup kafa falan atınca ve 40 metre kadar ileride suyu şapırdatınca anladım ki bu bir levrek. Bu kez iyice tırstım. Daha önce 3-4 kg’lık levrekler yakalamıştım ama hiçbiri bunun kadar sert basmamış, bu kadar hırçın davranmamıştı ve ben bu balığın onlardan büyük olduğunu tahmin ettim doğal olarak. Korkmamın nedenini de anlamak kolay sanırım: Yanımda kimse yokken bu azmanı nasıl çıkaracağım (hoş, kıyıya getirebileceğimden bile şüpheliyim). Azman, bir yürüyor, pir yürüyor: en az 10-15 metre. Yapmam gereken şey teorik olarak çok basit: Balığı 0.25 mm latex super soft 250 metre misinam, ryobi ecusima 4000vi makinem ve iki parçalı shimano catana 300 cm spin kamışımla yormak. İlk olarak, kalamamı balığın hareketine göre doğru ayarlarda tutmaya çalışıyorum. İkinci olarak, kamışımı yere paralel ve balıktan gelen misinayla dike yakın bir açı yapacak şekilde tutuyorum; böylece balığın ani vuruşlarını biraz da kamışın esnekliğinin absorbe etmesini sağlamayı hedefliyorum. Biraz balık çekiyor ben duruyorum, biraz o duruyor ben çekiyorum, ara ara ikimizde dinleniyoruz falan; ama ne o ne de ben misinayı boş bırakmıyoruz. Böyle böyle derken, nihayet balığı bana 10 metre mesafeye kadar getirdim ve yorulmuş olduğu belli bir şekilde balık yan olarak yüzledi. Son hamlaleri yapacağından hiç kuşku duymaksızın ve bir metre kadar suyun içine girerek yavaş yavaş çektim efeyi ve onu kumsalla arama aldım. İşte buralar riskli yerler. Tecrübelerimle sabittir ki, levrek bedenini sığda zemine değdirerek ve zeminden güç alıp ani hamleler yaparak misina koparmaktadır. Neyse, 300 cmlik kamışla epey zorlanarak ama dikkatle, balığı kıyı ile kendi aramda iyice kıstırdım ve elimi ağzına götürüken birkaç kez tozu dumana buladı. En sonunda kıyının epey sığ bir bölümünde balık yatay pozisyondayken onu zaptedebildim ve elimi ağzına sokup kıyıya aldım; ama kıyıda elimden düştü ve sahtenin iğnesi de elimi hafiften çizdi. Kumda debelenen balığı tekrar ağzından yakaladım ve güvenli bir uzaklığa götürmeyi başardım. Sahtenin orta iğnesi balığın ağzında, diğer iki iğne ise kafasına gözüne her yerine batmış (Levrekler sahteye onu ortalayarak saldırıyorlar çoğu zaman). Güç bela çıkardım sahteyi. Bir yandan da çok şaşkınım. Daha önce yakaladığım balıklarla kıyas ederek çok iri olması gerektiğini düşündüğüm ve bu yüzden beni hem çok heyecanlandıran hem de çok korkutan bu balık, Allaha şükür, öyle çıkmadı. Peki 62 cmlik bu levreğin kendisinden daha büyük levreklere nazaran çok daha hırçın ve güçlü bir mücadele vermesinin sebebi ne olabilirdi? Bu konudaki tahminim, meselenin esasının su sıcaklığında yattığı. Sanırım, soğuk kanlı birer canlı olan balıklar su sıcaklığı arttıkça daha enerjik oluyorlar.

    Bugüne kadar en çok keyif aldığım bu mücadele ile, saat 05.10 gibi avımı sonlandırdım ve paşaya hayran hayran bakarak bir sigara tüttürdüm. Sonra da aheste aheste topladım eşyalarımı. Sizleri bu ava ait bir iki fotoyla baş başa bırakıyorum:

    [​IMG]
    [​IMG]
    [​IMG]

    Otobüs durağına yürürken seyirlik bir İzmir Sabahı:

    [​IMG]
    [​IMG]

    Bu avın 2500 ve 640 g gelen yakışıklılarıyla ev halleri:

    [​IMG]
    [​IMG]
    [​IMG]
    [​IMG]

    Paşalarımızı alan HB06 renk kodlu River2Sea Triho Minnow 120f sahtemiz (bu avda suya iade edilen 30 cm’lik bir ispendek, alıkonan bir palaz ve bir levrek ile iyi iş çıkardı):

    [​IMG]

    Değerli amatör dostlar, en güzel av tecrübeleri sizinle olsun.

    NOT: Değerli amatör dostlar, bilindiği üzere, amatör balık avcılığını düzenleyen tebliğe göre levrek (deniz levreği) için boy limiti minimum 18 cm’dir. Benim de at-çek ile yapmış olduğum avlarda 20-25 cm’lik ispendekleri yakalayıp alıkoymuşluğum vardır. Ancak, levreğin bizim sularımızda hangi ölçülerdeyken olgunlaştığı, bizim sularımızdaki levreğin üreme döngüsüne kesin katkı yaptığından emin olunması için en az ne kadar büyüklükte olması gerektiği gibi aklıma gelen bazı sorulardan hareketle küçük bir literatür taraması yaparak, alıkoyacağım levrek için KİŞİSEL alt limitimi 35 cm olarak tayin ettim. Bu belirlemeyi yaptığım tarihten bu yana 35 cm altındaki levrekleri almamaktayım. Bu belirlemede şu kaynaklardan yararlandım:

    “Göksu Deltasındaki Akgöl-Paradeniz Lagünlerinde Yaşayan Levrek (Dicentrarchus labrax (L., 1758), Perciformes: Serranidae)’in Büyüme …Özellikleri”

    "KARADENİZ’DE LEVREK YETİŞTİRİCİLİĞİ"


    Deniz Ergüden tarafından hazırlanan ve Mustafa Kemal Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü tarafından (Su Ürünleri Avlama ve İşletme Teknolojisi Ana Bilim Dalı) 2002 yılında kabul edilen Türkiye Denizlerinde Bulunan Levrek ... 'in Genetik ve Morfolojik Yapısının İncelenmesi başlıklı yüksek lisans tezi.
     
    Son düzenleme: 16 Ağustos 2010
  3. bahti88

    bahti88 Bahtiyar Çelik

    Mesajlar:
    1.113
    Şehir:
    Balıkesir - İzmir
    En İyi Avı:
    1531 gr. Pullu Sazan, 1150 gr. & 58 cm. Turna
    Helal olsun abi. Anlatımına ve bilimsel yaklaşımına bayıldım, tebrikler... :)
     
  4. eskina_man

    eskina_man Murat

    Yaş:
    52
    Mesajlar:
    2.399
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    canlı bırakma yaptım, hala bekliyorum.
    Aykut hoşgeldin kardeşim,

    Sen gelmeden methin geldi, :D

    Güzel avlar, güzel raporlar, eşine ve sana mutlu ve tadında balık avları

    Herşey gönlünüzce ola,

    Hoşgeldin, sefalar getirdin.
     
  5. enginson

    enginson engin

    Yaş:
    42
    Mesajlar:
    2.161
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    daiwa crossfire(spin) okuma salina
    Favori Makine:
    shimano catana 400 fb, ryobı ecusima 6000vi, okuma avanger 65
    çok güzel paylaşım diyecek kelime bulamıyorum :) teşekkürler
     
  6. modena

    modena

    Mesajlar:
    1.911
    aykut hoşgeldin...harika geldin...ne iyi ettin...sevgili kardeşim seni tanımak izmirin bana ilk ve belkide en güzel sürprizi oldu...inanıyorum ki yapacak olduğun paylaşımlarla forumumuza çok şeyler katacaksın...en büyük katkında hayatı boyunca at-çek yaparak hiç levrek yakalamamış olan bana senin sayende bu büyük mutluluğu yaşatacak olmandır...

    evet o gün çok erken geldik ve çok sıcak olan hava da ancak o kadar dayanabildik...yol yorgunluğu da cabası...ama inan şu güzel varlıkları görmek beni çok mutlu etti...

    sevgili kardeşim tekrar tekrar hoş geldin...sana ve eşine benden ve eşimden bol selamlar...

    en kısa sürede görüşmek üzere...:)
     
    Son düzenleme: 16 Ağustos 2010
  7. Kadir Levrek Peşinde

    Kadir Levrek Peşinde SİDEPRENSİ eski nick im

    Mesajlar:
    5.239
    Şehir:
    Aksaray
    Favori Kamış:
    OKUMA ALUMİNA SPİN KAMIŞ 240cm
    Favori Makine:
    süper passion 740m ve küçük kardeşleri
    En İyi Avı:
    süper maxim misina :9
    güzel paylaşımın için teşekkür ederim:) o kendini bilmezler hariç av günün epey hareketli geçmiş kardeş:) son trofenizde sanırım rapalanın diğer iğneleri de balığa batınca,balığın su yüzüş şekli değişti bundan dolayı çekmesi zor olamazmı sizce:)

    saygılarımla
     
  8. koxford

    koxford nada

    Yaş:
    42
    Mesajlar:
    719
    Şehir:
    nada
    En İyi Avı:
    nada
    Sevgili Bahtiyar, çok teşekkür ederim. En meraklı, en heyecanlı av tecrübeleri seninle olsun, rast gele..
     
  9. koxford

    koxford nada

    Yaş:
    42
    Mesajlar:
    719
    Şehir:
    nada
    En İyi Avı:
    nada
    Murat Bey, bu sıcacık karşılamanız ve güzel dilekleriniz için size canı gönülden teşekkür ediyorum; hoşbulduk:) Ben de size en iyi dileklerimi yolluyorum; her bir işiniz ve avlarınız gönlünüzce olsun...

    Not: Şunu da söylemeden edemeyeceğim: Sizin avatarınız benim masa üstü resmim:)
     
    Son düzenleme: 16 Ağustos 2010
  10. koxford

    koxford nada

    Yaş:
    42
    Mesajlar:
    719
    Şehir:
    nada
    En İyi Avı:
    nada
    Sevgili Engin, değerli desteğin için çok teşekkür ederim. Her şey gönlünce ve en güzel av tecrübeleri seninle olsun..
     
  11. 56561

    56561 Yücel

    Yaş:
    48
    Mesajlar:
    2.535
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Daiwa Sensor Red Surf 4.00, Daiwa Procaster Samfish 2.10
    Favori Makine:
    Shimano Catana 4000FA, Ryobi Ecuisma 8000vi
    En İyi Avı:
    10.5 kg rus kefali, 5.250 Levrek, 1573gr kofana
    Aykut aramıza hoş geldin. Muhteşem resimlerle süslenmiş harika anlatımın ve araştırmacılığın damağımızda ayrı bir tat bıraktı desem yalan olmaz.

    Biraz acele olacak ama. Devamı ne zaman? :) :)
     
  12. koxford

    koxford nada

    Yaş:
    42
    Mesajlar:
    719
    Şehir:
    nada
    En İyi Avı:
    nada
    Turgay Bey, inanın siz yanıma ilk geldiğinizde ben de "Acaba gerçekten o mu?" dedim kendi kendime; sonra sizin Turgay Karaaslan, yani amatör balıkçılığımızda hakikaten öncü paylaşımlarda bulunan kişi olduğunuzu öğrenince nasıl sevindim bilemezsiniz. Sizinle tanışmış olmaktan ötürü hakikaten çok mutluyum. Amatörce yapılan işlerde dostlar gerek, bizim tanışıklığımızın da bu gereği yerine getiren bir tanışıklık olacağını sevinerek umuyorum.

    Ve konuştuğumuz gibi, en yakın gecede:) beraberce bir at-çek levrek avı yapabilmeyi de gerçekten gönülden istiyor ve telefonunuzu bekliyorum. Umalım ki nasibimiz açık olsun.

    Eşim ve ben de size ve eşinize en iyi dileklerimizi ve selamlarımızı yolluyoruz (eşinizin derhal iyileşeceğini umarak).

    Ben hoş buldum, siz ve eşiniz de güzel İzmir'e hoş geldiniz sefalar getirdiniz:)
     
  13. ilker SEZGİN

    ilker SEZGİN ilker

    Yaş:
    53
    Mesajlar:
    42
    Şehir:
    Çanakkale/Gelibolu
    En İyi Avı:
    8.250gr levrek
    Mükemmel bir anlatım ve av gerçekleştirmişsin,sevgili aykut,daha güzelleri nasibin olması dileğimle,sağlıcakla kal,hoşçakal.
     
  14. koxford

    koxford nada

    Yaş:
    42
    Mesajlar:
    719
    Şehir:
    nada
    En İyi Avı:
    nada
    Kadir Bey, ben teşekkür ederim. Tahmininize gelince, olamaz olur mu hiç, olabilir elbette. Hatta tahmininizi destekler görünen bir şey söyleyeyim: Daha önceki trofeler strike-pro jl120 f 9 cm sahteler ile alınmışlardı ve bu 9 cm'lik sahteler tamamen balığın ağzının içinde oluyorlardı hep, bu yüzden balıkla aramızda sadece misina olduğu için onu daha dengeli kontrol edebiliyorduk muhtemelen.

    Bir de, bu son iki levrekten küçüğünün midesinden 2 küçük balık çıktıysa da, büyüğünün midesi tabir caizse tam takır idi. Belki açlık da agresifleştirmiş olabilir balığı.

    Değerli katkınız için çok teşekkür ederim, bana düşünülüp hesaba katılacak yeni bir husus kazandırmış oldunuz. En güzel dileklerle ve rast gele..
     
  15. balık kurdu

    balık kurdu ercan

    Yaş:
    49
    Mesajlar:
    1.862
    Şehir:
    istanbul
    En İyi Avı:
    4 kilo civarı kofana
    hoşgeldiniz, ne iyi ettiniz gelmekle :)

    harika bir paylaşım olmuş, kutlarım sizi. eşiniz ile daha nice trofeleri oltanız da ağırlamak nasip olur inşallah :)

    rastgelsin...
     
  16. alcedo

    alcedo ümit

    Mesajlar:
    321
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    Abu Garcia 2.40 7-28 gr
    Favori Makine:
    Abu Garcia Cardinale 3
    En İyi Avı:
    5,5 Kg aynalı sazan, 2,250 Levrek
    Harika anlatım, harika balıklar... Bir o kadar da harika mantalite. Levrekte boy limitini yükseltmeniz çok güzel. Galiba bu konuyla ilgili bir başlık da size aitti. Oraya ben de görüşlerimi yazmıştım. Tekrar tebrik ederim. Örnek rapor olarak gösterilebilir tüm üyelere.....
     
  17. İlker

    İlker İlker Ergülen

    Mesajlar:
    94
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Shimano Bassterra,Power Aero,Trabucco Poetica
    Favori Makine:
    Shimano Symetre,Ultegra XTB
    En İyi Avı:
    MÖ'de tutulmuş yayın 5,2 kg,Sazan 6,5 kg,kofana 2,5 kg,torik 4,3 kg
    Aykut bey merhaba,
    Gerçekten çok güzel bir anlatım olmuş, hiç bir kelimeyi atlamadan zevkle okudum. Bende sabırla önümüzdeki haftayı bekliyor, Sarozda at çek'e başlamayı umuyorum.Gerçekten en çok zevk veren av türü bence. Sahtelerinize Daiwa'nın Saltiga Laser'inide katmanızda fayda olabilir, raporlarınızı ve deneyimlerinizisabırsızlıkla bekliyorum.
    Rasgele
     
  18. koxford

    koxford nada

    Yaş:
    42
    Mesajlar:
    719
    Şehir:
    nada
    En İyi Avı:
    nada
    Yücel Bey, hoş bulduk; yüreklendirici desteğiniz için de çok teşekkür ederim.

    "Devamı"na gelince, Turgay Bey'in telefonundan sonra inşallah:)

    Sağlıcakla kalınız ve rast gele.
     
  19. koxford

    koxford nada

    Yaş:
    42
    Mesajlar:
    719
    Şehir:
    nada
    En İyi Avı:
    nada
    İlker Bey, yüreklendirici yorumunuz ve güzel dilekleriniz için çok teşekkür ediyorum. Ben de size en güzel av tecrübelerini diliyorum. Her şey gönlünüzce olsun ve rast gele.
     
  20. koxford

    koxford nada

    Yaş:
    42
    Mesajlar:
    719
    Şehir:
    nada
    En İyi Avı:
    nada
    Ercan Bey, sıcak karşılamanız ve iyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim. Ben de size en iyi dileklerimi yolluyor ve gönlünüzce avlar yapmanızı diliyorum. Sağlıcakla kalınız ve rast gele.