Ben Galata köprüsünde hiç avlanmadım. Heveslenmiyor değilim. Lakin bir haftasonum var, gidip yer sorunu yaşamayı göze alamıyorum. Giden arkadaşlara iki sorum olacak. 1- C.tesi sabah erkenden gitsem yer bulma şansım nedir? Boş gördüğüm bir yere olta atıp, boş dönmek istemem. (Hani belki balık vermeyen yerler vardır, varsa nerelerdir) 2- Limit altı balıkları geri iade işini nasıl yapıyorsunuz? Herhalde bu küçük deyip geri savurmuyorsunuzdur (ölür garibim).
Galata Köprüsü gençlik yıllarımın avlağı olmuştur.En randımanlı yerler zaten sahiplenilmiştir. Orada balık çok olsada alınacak zevk sınırlı kalacaktır.Her an bazı olumsuzlıuklarla karşılaşabilirsiniz. Millet ortalığa işer bile.Pisliğide cabası. Yani yeni avcıların gençlerin göze alabileceği meşakkatli bir yerdir.
yer bulma sorunu birazda hava durumu ile ilgili. cumartesi gündüz 13:00 gibi köprüde idim saat 15:30 a kadar yer bulamadım. devamında ise pazar sabahı 09:00 a kadar köprüde idim. pazar sabahı eve dönerken köprü üstündeki balıkçı kalabalığı baya azalmıştı. ara ara kar atıştırıyordu.bence hava durumu baya etkili.
En iyi balık yapan yerler zaten sahiplidir,gece gündüz vardıyalı tutarlar hiç bir zaman yer bulamazsın.Cumartesı sabahtan yer bulman imkansızla eş değer.Kopru zaten boşsa bılki balık yoktur.Yagmur kopruyu hiç etkılemez hatta yagmurda hep kalabalık olur.Ruzgarlı ve soguk gunlerde bıraz tenhalaşır ama zaten ruzgardan bişey anlaşılmaz.en ıyı balık yapan tarafları soruyosan bu ara koprunun kıyı hariç 4 tarafıda guzel çinekop yapıyor. yer sorunu içinde forumda galatada avlanan çok arkadaşımız var gitmeden once onlarla iletişime geç ellerinden geldiğınce kolaylık saglayacak çok arkadaşımız var(bende dahil) He bu ara koprunun pisliğiyle kalabalıgıyla ugraşamam başka yerde daha az balık tutarım diyorsan kopruye hiç bulaşma derim.guzelım haftasonunu sınırlenerek geçirme.rastgele
Yavuz abi günaydın, Biz hep köprüde avlanırız.Erhan abininde dediği gibi hava durumu etkili olur ancak,c.tesi ve pazar sabahları havanın soğuk olmasına rağmen kalabalık baya fazla oluyor.Eğer vaktin, imkanın müsait ise bizim gibi geceden gitmeni tavsiye ederim.Boğaza bakan kısımda orta taraflarda yer bulabilirsin.Zaten bu aralar sürekli çinekop ve sarıkanat yapıyor.
Cevaplardan vaziyet anlaşılıyor. Hepinize teşekkür ederim. Hiç bana göre bir tercih gibi durmuyor ama kötü bir tecrübe olacağını bilsem bile birkez denemeden içim rahat etmeyecek. Bu arada ikinci soruma cevap gelmedi? (Dikkat! tuzak sorudur.)
Genelde limit altı balık iade edılmez. Bana geldiği zaman ne yalan soyleyım aşagı atıyorum. yanlış mı belkı yanlıştır ama balık hiç sersemlemeden kaçıp gıttiği için sorun yok diye düşünüyorum. İnşallah kurtuluyodur.
İlkeli davranmak adına kovaya atmaktan aşağı atmak iyidir. Lakin yaşama şansı zayıf diye düşünüyorum. En kötü bir başka balık tarafından yenip, onun bedeninde yaşıyordur değil mi? Dediğin gibi İnşallah kurtuluyordur. Farklı bir yöntem uygulayan gördün mü hiç? Kovayla sarkıtma, biriktirip köprünün başına giderek salma vs.
13 Senedir malesef hiç görmedim bende yapmadım ama bir kere kırlangıç balıgını bir yavru camgöz kopekbalıgını kovayla saldılar bir kerede bana denizatı gelmişti bende onu kovayla saldım ama çinekopu kovayla salan hiç görmedim hatta çinekop tutup geri salanı hiç görmedim 10 cm lık balıgı bile alıyorlar hatta bir kere hazıran ayında 5 cm bir yaprak tutmuşlardı onu bile salmadılar.banghead
İşte beyler. Söylemek istediğim bu. Forum içinde birbirimizi yiyoruz 19 cm. mi, 20 cm.mi diye. Yukarıdakiler doğru ise, neden biri de çıkıp bununla mücadele edelim, ihbar edelim, denetimin sağlanması için adım atalım demiyor da, forum içinde kısır münakaşalara girip, birbirimizi kırıyoruz. Birilerine doğruyu öğretme çabası içindeyiz belki. Öğretmek bir fazilettir. Ama herkesin harcı değildir. Empati yapamayan öğretemez. Öğretmeden, eğitmeden hiçbir toplumsal sorunun üstesinden gelinemez artık. "üç tanesini sallandıracaksın, bak bir daha yapılıyormu" diye içinden geçirenler tarihte kalmaya mahkum. Sakin olacağız. Samimi çözümler peşinde olacağız. Birbirimizi avlamanın peşinde olmayacağız. Nacizane düşüncelerimi okuduğunuz için teşekkürler.
Yukarıdakıler doğru ise demişsin.Tabiki doğru 13 sene binin üstünde av tabı bunlar benım gorduklerım. illaki dogru yapan vardır. ama inanın çok az. ama bu sıtenın faydası oluyor,burdakı tartışmalarında faydası oluyor. ben bıkeresınde forumdan tanıdıgım bırının yanına geldim koprude,selamtaştık konuştuk ardından bir yaprak geldi oltasına atmıcaktı ama birden tereddüt etti ve arkadaşı burda deşifre ederım korkusuyla balığı saldı ve ondan sonra gelen 4 yapragıda saldı. He doğrumuydu yaptıgı ben varım diye salması tabıkı degıldı, ama kım takar raporuda tebliğide siteyıde diyip kovasına atabılırdı,ama kısmen yanlışta olsa yaptıgı bence dogruydu.İnsanın kendı vıcdanı rahatsa ne kanun ne tebliğ ne kolluk kuvvetleri hiç bir şey manı olamaz yasadışı avlara herşey bence vicdanda bitiyor.
Adam limit altı balığı geri iade edecek bilinçte olsa zaten mis gibi Boğaz dururken köprüden avlanmaz. Hayatımda köprüden hiç avlanmadım, avlanmayı da düşünmüyorum. Sitede gördüklerimden sonra bu seçimimin ne kadar doğru olduğunu da anladım. Köprü en kolay yoldan en çok balığı avlamak isteyen bohçacıların meskeni olmuş. Av şekli açısından çok kolay, benzer zihniyetteki kişilerin oluşturduğu kalabalık yüzünden de çok zor ve sinir bozucu bir yer. Forum yönetimine bu konuda teşekkür etmek gerekir, İstanbul avlaklarını böldüler de en azından biz Boğaz'da avlananlar bu bohçacıların sayfasını okumak zorunda kalmıyoruz. Bu arada diğer bölgelerin yanı sıra Haliç bölgesinde de zaman zaman av yapan birkaç bilinçli avcı arkadaşımı bu sözlerimden tenzih ederim.
Emin kusura bakma. Elbetteki doğru söylüyorsun da laf öyle gelişti. Yine de serzenişinde haklısın, tekrar özür dilerim.
Bırakın avlanmayı, köprüden geçerken bile lokantaların olduğu alt taraftan geçmeyi yeğliyorum. Yukarıdaki pislik çekilir şey değil.
Neyden korkarım biliyor musunuz? Bugün köprü için söylediklerimizi, yarın boğaz'ın geneli için söyleyeceğiz. Geçmiş tarihte, kuzenle boğazda bir av maceramızdan bahsetmiştim. İşte o kuzen aynı zamanda Alman vatandaşıdır. O gün ilk defa boğazda avlanırken, insanların sabah yürüyüşü yaptığı bir yerde balık avlamanın serbest olmasına şaşırmıştı.
Zaten bazı sabahlar boğazda özellikle de yayalar için ayrılmış bölümlerin yeterli genişlikte olmadığı yerlerde yayaların geçiş yapması neredeyse imkansızlaşıyor. Gelişigüzel konulmuş tripodlar, kamışlar, çantalar, kovalar, işgal edilen banklar nedeniyle zaman zaman amatör balıkçılar ile spor amaçlı sahile inenler arasında münakaşalar çıkabiliyor. Biri atış yaparken dikkatsiz davranacak ta oradan geçen başka birine iğneleri saplayacak diye insan tedirgin de olmuyor değil hani.
ne zaman istanbula gitsem mutlaka işim bittikten sonra köprüyü yaya olarak geçerim balık tutanlara bakmak için ama şu kadarını söyleyebilirim o kadar balık tutmayı seven ben bırakın galatada olta atmayı seyrederken bile içim daralıyor bazen benim tercihim balığa kafamı rahatlatmak için çıkmak ha arada balıkta olunca bir başka oluyor tabiki ama köprü hiç bana göre değil
küçük balıkların geri salınması olayını ben eşkina yakaladığım zaman yapıyorum. yukardan atılan eşkinaların yaşadığını malesef görmedim. bu yüzden su çekme kovasına koyup aşağıya salıyorum. kovadan çıkana kadar bazen baya bekletiyorlar.. ama itiraf ediyim çinekop veya istavrit yakaladığım zaman direkmen yukarıdan aşağıya suya atıyorum. Peşlerinden genelde bakarım ve şimdiye kadar ölüpte su üstünde kalan görmedim ama sonradan ölürlermi ona bir şey diyemem. cumartesi akşamı 3 tane küçük çinekopu geri attım etrafımdakilerin eleştirmelerine rağmen ama bende onlara dilim döndüğünce bunları geri salmamız lazım dedim. örnekleme olarak genelde civciv-tavuk ilişkisini söylerim. sizlerede tavsiyem budur. gerçekten ara sıra baya etkili oluyor.etrafımdaki 5-6 kişiden bir gecede 15-20 civarı geri salma olayına katkım olduğuna inanıyorum.
Köprüden bir kaç saatte yapılan da amatör balıkçılık, göl kenarında kamp kurup günler boyu bir trofe beklemek de amatör balıkçılık. Ne kadar benziyor değil mi? hihi Neyse, tercihlere saygım var ve o tercihi yapanları anlamak için en az birkez denemek gerek diye düşünüyorum.