(Alıntıdır) Yüzyıllardır dünyanın en önemli medeniyetlerine ev sahipliği yapmış olan Akdeniz'de aşırı avlanma ve Kızıldeniz'den akın eden balıklar nedeniyle doğal yaşamın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu açıklandı. ABD'de yayımlanan PLoS ONE dergisinin 29 Şubat tarihli sayısında yer alan bir incelemeye göre, Akdeniz'deki balıklar ve diğer doğal deniz canlıları hızlı bir şekilde yok oluyor. Tedbir alınmadığı takdirde, çok yakın bir zamanda Akdeniz'in birçok noktası "ölü deniz" haline gelecek. Ünlü bilim dergisi National Geographic'in de desteklediği ve son sayısında alıntılayarak üzerinde değerlendirmelerde bulunduğu inceleme, Akdeniz'in canlı varlıklarının ve balık rezervlerinin korunabilmesi için tümüyle 'korunaklı' alanların oluşturulmasını, mevcut alanlarda uygulanan kuralların da sıkılaştırılmasını teklif ediyor. TÜRKİYE VE YUNANİSTAN SOS National Geographic uzmanlarından Enric Sala, Akdeniz'de canlıların büyük oranda yaşamlarını sürdürebildiği en geniş alanların, koruma kurallarının sıkı şekilde uygulandığı İspanya ve İtalya çevrelerinde bulunduğunu, buna karşılık Türkiye ve Yunanistan yakınlarındaki noktaların boşalmaya başladığını kaydetti. Sala'nın ifadelerine gore, Türkiye ve Yunanistan kıyıları, avlanma kurallarının ihlal edilmesi ve Kızıldeniz'den akın eden diğer balıkların yok edici etkisi nedeniyle balık rezervlerinin ve diğer deniz canlılarının tamamına yakınını kaybetmiş durumda. Sala "Türkiye ve Yunanistan'da Akdeniz ekosistemi çökme noktasına geldi, acilen tedbir alınmak zorunda" şeklinde konuştu. National Geographic'te yayımlanan değerlendirme yazısında, araştırmacıların Fas, İspanya, İtalya, Yunanistan ve Türkiye çevresinde üç yıl boyunca sayısız dalış yaptığı, Akdeniz'deki 14 koruma alanında ve 18 korumasız alanda incelemeler gerçekleştirdiği açıklandı. Araştırma sonuçlarının bu gözlemlerden sonra ortaya çıktığına vurgu yapan bilimadamları, Akdeniz'i kurtarmak için tümüyle geç olmadığını kaydetti. DIŞ HABERLER CeNgİz KAYA İSTanBuL
Bizim burası 3 sene önce öldü Burası akdeniz değilmi gelsinler buraya bir balık avlamaya çıksınlar su altına dalsnlar anında koruma getirirler ama nerde duyarsız bir halk sahipsiz bir deniz olunca ortada, bitirene kadar avlansınlar bırakta... Zaten yapan kendine yapıyor balıkların neslini tüketerek ilerde o ağcılara trollcularada balık kalmıyacak emin ol ... sonra vicdan azabı ve geçimlerini sağlıyamadıklarından ah vah çekecekler :thumb: iyi akşamlar bizde koyun gibi izlemeye devam..
Bizde daha av mevsimini uzatalim para kazanamiyoruz diye yirtinsinlar trol kullansinlar bizde balik bitti gurcistan ukrayna kiyilarindaki baliklarada hucum etsinler.(Gecenlerde boyle bir haber vardi) Biz simdilik cupra gorebiliyoruz ve luferin kilosu 100 tl den yiyoruz ama cocuklarimiz, en gec torunlarimiz bu gidisle isparoz bile goremiyecek.Ve hicbirsey yapilmiyor!!!Yazik cok yazik
Şimdi kuracağım cümle pek doğru değil ancak yinede bu cümleyi kuracağım. İyi oluyor, yada oldu denizleri bu hale getirenlere iyi oldu, aç kalsınlar o trolleri münasip bir yerlere bıraksınlar, katilin silahı misali o tekneleri ve takımları istedikleri şekilde karada kullansınlar. Bitirdiniz ulan koca denizi. Hiç incelemeden, bilimsel olarak değerlendirmeden, tedbirsizce avlanarak, aç gözlülüğünüzle bitirdiniz. Bayramınız olsun, yakışır sizlere ve size göz yumanlara. Üç oyun hesabını yapanlara. Bu sonuç, gelinen nokta size ve destekçilerinize yakışır. Siz sadece yok edin, tüketin, kural tanımayın cahilce ve şuursuzca tüm canlıları yani para eden ne varsa hepsini tüketin. Çocuklarınıza ve torunlarınıza o katil malzemesi takımlarınızı miras olarak bırakın. Onlara bilmediğiniz, hiç öğrenmediğiniz, dikkat etmediğiniz yalan dolan ve gerçek dışı hikayeler anlatırsınız. Mesela deyinki bizim denizlerimizdeki balığı israil ve amerikalılar bitirdi. Dersinizki balıkları ve diğer tüm para eden canlıları bir cihaz geliştirmişler kendi kıyılarına çekmişler. Torunlarınıza atın bu tarz palavraları. Kendi hainliklerinizi, yanlışlarınızı, katliamlarınızı atın elin gavurunun üzerine. Zaten en kolayıda bu değilmidir. Aynı denizde neden italyada, ispanyada balık varda burada yok. Hiç bunu araştırmayın. Onlar nasıl balık avlıyorlar sakın incelemeyin. Kurallar orada nasıl işliyor görmezden gelin. Ya ne haliniz varsa görün. Allah sonunuzu hayır etsin.
iyi oluyor ne demek ? belki şuanda pekçok insan geridönüşü olmayan büyük hatalar yapıyor ama yenidoğan çocukların hayatlarında asla göremeyecekleri canlıların şuan gözgöregöre yokolmasına iyi oluyor mu diyorsunuz ?
BAKARSAN BAĞ OLUR BAKMAZSAN DAĞ OLUR .... ve , ÖYLE SAÇA BÖYLE TARAK ...... bu iki deyim herşeyi açıklamıyor mu sizce????? Bülent abinin de dediği gibi akdenizde onca ülkede su altı yaşamı korunuyor ve yaşatılıyor da neden bizim sularımızda bu olmuyor sizce ?????? Hepimiz biliyoruz nedenleri ..... İspanyada , İtalyada kural var arkadaşlar , KURALLL ... Otorite var , yasa var , yasak var , denetçi var ..... Bizde ne var ?????? Vırvır var , dırdır var , bir o kadar da cırcır var .....
Aç var aç. Karnı doysa gözü doymayanlarımız var. Hadi balık azaldıkça fiyatı artıyor. İyice azalanca altın fiyatına mı gelicek? Yoo.. İthal balık iyice artacak.Tutulan balık masrafı kurtarmayınca tüm o troller falan jilet olacak. Birkaç sene sonra denizler kendini yenileyecek. Milyonlarca yılda oluşmuş bu sistem elbet yeni bir düzen kurar. Deniz ana kudretlidir. Çocuklarımız görecek merak etmeyin. Denizana Marmara da ne yaptı, olmayan balığı tutmaya çalışanların başına pıhtı (kaykay, lez) belasını çıkardı. Ağ attığına atacağına pişman etti. Uyardı milleti, benimle aşık atmayın dedi, ama anlayan kim.
Antalyalıyım. Babamın anlattığı eski zamanlara ait av hikayelerini dinlerken sanki Antalya körfezinin içinde değil de uçsuz bucaksız okyanusların ortasında yapılmış gibi gelirdi, şaşkınlıkla dinlerdim... Çok ufak yaşlardan beri amatörce avlanan dalan biri olduğum için 5-10 senelik periyodları düşündüğümde ne yazık ki aynı değişimleri kendi gözlerimle de izledim. Çocukluğumun çeşitliliği hiçbir sahilde kalmamıştı. Bence en kısa zamanda en azından önlem olması için yapılması gereken ve çok da zor olmayan bir müdahale var. Bunun yıllar önce Prof. Dr. Atilla Alpbaz'ın projesiyle İzmir körfezi için yapıldığını onun kitabını okuyunca öğrendim. Trollerin kıyıya yanaşması için belli mesafeler var malumunuz, bu sınırın içinde kalan, özenle seçilmiş alanlara özel kalıplarda hazırlanmış beton bloklar bırakmışlar. Bu bloklar küp şeklinde fakat içleri boş, sadece kenar yüzeyleri ile küp şekli oluşuyor. Amaç ise hem yapay resifler oluşturarak balıkların üremesi ve yavruların büyümesi için uygun alanlar oluşturmak, hem de trollerin yasal uzaklıkların içerisinde trol çekmelerini engellemek. Üstelik bu bölgeler amatör balıkçılar için serbest, üzerlerinde avlanılabiliyor. Denetim yapılmıyor diyoruz, trolcüler bilinçsiz avlanıyor diyoruz, böyle bir yöntem bir nebze de olsa denetim ihtiyacını, en azından denizde yapılması gereken mesafe denetimlerini kaldırır. Trolcüler bu bölgelere ekipmanları zarar göreceği için giremezler, balıklar rahat üreme alanı bulur ve çoğalır, amatör avcı yeni ve verimli meralar kazanır, hatta birkaç sezon sonra trolcüler bile daha verimli avlar yaparlar. Sadece bir kereye mahsus ilgili kurumlara ayrılacak bir ödenek ve planlı, bilinçli bir projeyle sadece birkaç sene içinde herkes kazançlı çıkar. Hep diyoruz ya, trollere 2 yıl av yasağı getirilse deniz balığa doyar. Ama bunun gerçekleştirilmesi, bu yöntemden çok daha zor. Kimse işinden, ekmeğinden olmadan bunun çözümü sanıyorum ancak böyle olur. Yoksa kuralla, yasakla, limitle bunun düzelmeyeceğini ne yazık ki öğrenmiş durumdayız. Dalış video görüntülerini izlemekten keyif alırım. En güncel videolarda bile İtalya, İspanya kıyılarının görüntülerini izlediğimde rüyalarıma girecek güzellikler görmekteyim. Çocukluğumun akdeniz sahillerini o adamlar bugün hala yaşıyorlar. O bolluğu görüp de kıskanmamak gerçekten elde değil. Ama kıskanmayı bırakıp artık bizim de mantıklı birşeyler yapmamız gerekiyor. Akılcı, konuya hakim insanların projeleriyle ben hala çocukluğumun manzaralarını geri kazanabileceğimize inanıyorum. Umarım yanılmam...
durmak yok arkadaşlar yola devam.kökünü kazıyana kadar.mühim olan yandaşalar zengin olsun memleket yanmış, yıkılmış denizler kurumuş kimin umurunda.
benim babam aynı şekilde anlatıyor resimleri gösteriyor resmen ağzım açıık kalıyor diyebilirim ... hatta resimleri bulunca fotosunu cekıp sıteye atacagım 1 tane lüfer tutmuşki 6.520 gram geliyor fotografta daha buyk gorunuyor .. eskiden Mersin kıyılarında inanması güç ama hiltonun arka tarafından kefali filote yapıyorlarmıs eskıden hazır tel olmadıgından bısıklet telını nacızane bıcımde oltanın ılk basına baglıyorlarmıs arkasınada 70lık 90lık mısınalar takıp filote kefal .. etini salllıyorlarmıs denıze hatta lufer zaamanında denıze atlıyıp yemi açığa götürmek için yüzüyorlarmıskı suan buralarda su resmen zehir gibi yüzsen her türlü hastalığı kaparsın bazı yerler varki dibi balçık gibi...Daha neler yakalamıs bır anlatıyor bana hep diyor ama lüfer tutmak hiç bir balığı tutmaya benzemez diye kendiside diyor zaten bitirdiler burada balığı diye .. hatta bir haberde çıktı mersin anamur tarafında dinamit patlatarak 400 tane levreğin telef olmasına sebep olan blıkçılar yakalandı 2700 lira ceza kesildi yakalanan pardon orasını yanlıs yazmıslar patlatıln levreklere el konuldu bu mu adaletiniz :s güldürmeyin Allah aşkına :laughing: Ayrıca ben deniz kendini yeniler saçmalığına inanmıyorum denizin kendini yenilemesi için balıkların evrim geçirip karbondıoksıt ve zehır solumaları ağın içinde 5 gün yaşamaları dinamit akımlarına karşıda dayanıklı olmaları gerekir...yani anlıyacagınız Belki sizin oralarda korunuyordur ama bizim buralarda yokki ben 9senedir balık avlıyorum ben bu 2sene zarfında denizin bukadar pislendiğini balığın bukadar azaldığını insanların bukadar canice balıklara saldırdıklarını görmedim... İnşallah en kısa zamanda düzelir... iyi akşamlar hepinize
Benim yazımın tamamını bir kez dada okumanızı ve içindeki eleştrileri, dikkatlice irdelemenizi isterim. Sadece yazımın baş tarafındaki cümleyle aceleci bir sonuç çıkartmanız beni şaşırttı.Sizin dört satırlık bu yazınız benim ayrıntıları ile bahsttiğim yazımın ve konunun bir parçası. Protest bir söylem acele ile yapılamaz. Biraz daha dikkatli, sabırlı, sakin olmanızı dilerim.
Ben durumu Antalya yönünden ele aldığım için, yorumunda haklısın. Mersin tarafına hiç gelmedim, bilmiyorum. Ama anlatılanlardan duyduğum ve sizin o tarafların sanayisini, fabrikalarını, ticari liman özelliklerini bildiğimden az çok tahmin edebiliyorum denizin durumunu. Çok şükür bizim kıyılarda o denli bir kirlilik yok. Zaten öyle olsa balıktan önce turizm biter ki bu, denizlerdeki yaşamdan çok daha önemli ne yazık ki o malum kafadaki insanlar için. Denize girmenin sağlığı tehdit ettiği hiçbir yer yok en azından, yoksa artan kirlilik elbette var. Ama bizim bölge için en büyük tehdit kuraldışı avcılık, uyulmayan limitler, yasalar. Ne yazık ki katliamın her türü yapıldı, yapılıyor. Ben yine de korunaklı alanlar oluşturmanın ve bu alanlarda en azından trol avcılığının önlenmesinin, bizim taraflar için ciddi fark yaratacağını düşünüyorum. Trol sınırlarının iç tarafında kalan ve trole uygun dip yapısı gösteren, sıklıkla sınırın ihlal edildiği bölgelere sadece caydırı olacak şekilde, öbek öbek yapay resif bırakılsa bizim körfez genel anlamda birkaç yıl içinde önemli ölçüde verim kazanır. Ve hatta bir beş yıl sonrasında belki bundan sadece balıkçılık yönünden değil, turizm yönünden bile gelir elde edilir. O imrendiğimiz ülkelerdeki gibi bir yaşam çeşitliliğini yeniden yakalayabiliriz. Bundan gelir elde etmenin de birden fazla yolu olacaktır. Keşke yapılabilse... Hiçbirşey yapmazsak kaçınılmaz sonu izlemekle yetineceğimiz kesin çünkü...
Buna inanıyor olmanıza hayret ettim . Galiba latife yaptınız . Bırakalım çocuklarımızın görmesini , benim geçmişte gördüğümü kardeşim görmüyor şu anda ...... O dediğinizin olabilmesi için örnekteki ülkeler bu konuda ne yapmış , ne yapmamamış araştırmak gerekir . Sonuçlara bakılarak bir eylem planı yapıp , ona göre yasalar çıkarıp , peşine düşmek gerekir . Uzun yıllar süren bir mücadele gerekir .... Bizde bunların hangisi var ki siz bu kadar umutlusunuz ??????
Türkiyede ki trol ve gırgır sahiplerinin kim oldugu veya kimlerin akrabası oldugunu tüm Türkiye öğrenirse gerçekler gün yüzüne çıkar.
Noktasına virgülüne kadar sana katılıyorum bizi yönetenlerin buna bir çare bulması gerekiyor üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde bir deniz bakanlığı bile yok iç sularımız da bile bir sürü sorun var yazık kimsenin umurunda değil sadece bizlerin mi aklına geliyor da içimiz acıyor yazık çok yazık yetkililer duysun sesimizi.....
bende sadece akdeniz elden gidiyor sanıyordum. meğer karadenizde benzer durum varmış!!! bugün forumda gördüm http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=46224
Galiba duruma bakılırsa tüm denizlerimiz elden gidiyor birilerinin sesimizi duyması lazım ama kim duyacak
troller ne yazık ki sadece balığı değil yumurtları ve yuvalarıda mahvediyor.. biz burda çalmadığımız kapı bırakmadık yumurta şeklinde betondan yapılmış tırtıklı bloklar ın çizimini bile yaptık.. sayın valiye gittik,denizcilik bölge müdürlüğü,liman dahil heryerin kapısını çaldık kurtarın bu denizleri bu canilerin elinden dedik ama sadece dediğimizle kaldık.. çok ilginç tir ki antalyada teknenizi zahmetsizce indire bileceğiniz tek bir nokta var.. bunun için bile kapı çaldık amatörlerin tekneleri için biyer yapın oradan indirelim diye onu bile dinlemediler.. canım türkiyem bugünleri mumla aramayız umarım.. rast gele..
Bunları bilmek gerçekten çok üzücü oldu. Aklıma gelen tek çıkar yol, Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi'nin profesörleri, öğretim üyelerini devreye sokmak olabilir. Gerçekten iyi çalışan değerli hocalarımız var. Örneğin ilk aklıma Doç. Dr. Mehmet Gökoğlu ve ekibi geliyor. Kendilerini Antalya ve çevresinde denizle ilgili birçok haberde görebiliyoruz. Yeni giren türleri ilk belirleyen ve tanımlayan bu ekip oluyor, katil yosun Caulerpa'nın ilerleyişini takip ediyorlar. Düzenli ve sürekli olarak körfezin çeşitli yerlerinde dalış yapmaktalar. Yani sadece teorik değil, saha çalışması konusunda uzman durumdalar. Aslında bu konuyu herkesten önce onlarla görüşmek lazım diye düşünüyorum. Kimbilir, hani olmaz ya, belki ihtiyaç olmadığını söyleyecekler. Belki daha tutarlı bir proje taslağı oluşturacaklar. Belki "bizim yıllardır düşündüğümüz ama bir türlü yaptıramadığımız bir proje, büyük çaplı bir imza kampanyası yapılsa ses getirebilir, gerçekleştirebiliriz" diyecekler. Sonuçta durumu en iyi bilen, gözlemleyen kişiler, biz amatör balık sevdalılarından önce bu hocalarımızdır. Ve eminim bir olumsuzluk görüyorlarsa, onların da aşkı olan, bizi birleştiren "deniz" için ellerinden geleni yapacaklardır. Siz ne dersiniz?