EŞKİNA AVI SEZONUMU AÇTIM(bir eşkina avı öyküsü)

Akşama doğru Mudanyaya uğradım,balık alma niyetindeyim.Üçgündür hava çok sert olduğundan, doğru dürüst balık yoktu,palamutlar bir karış 8 lira.Aslında canım sardalya istiyor uzun zamandır,eylülün ortası gelmeden sardalya yemem,iyice yağlansın,ızgarayı alevlendirsin isterim.Hamsi var tezgahta,onuda aralıktan önce yemem

Balık almaktan vazgeçip,yakındaki oltacıya uğradım, 3 parçalı 3 m boyda kamış bakıyorum uzun zamandır,içime sinecek bişey bulamadım.Dükkancı arkadaş dert yanıyor,boru kurdu gelmemiş iki gündür,fırtına yüzünden çıkaramıyorlarmış İzmirde. En erken Perşembe gelecekmiş. Sinsi sinsi güldüm içimden,malum hazzetmem kendilerini.
Eve geldim,akşam yemeğinden sonra milli maçı seyrediyorum,gözüm maçta ama aklım balığa kayıyor boyuna.
Boru kurdu karaborsa,milli maç var ,avlaklar bomboştur .Sezonu erkenmi açsam acaba???.

Okullar açılmadan,sahil bölgeleri tenhalaşmıyor bizim buralarda. Yaz aylarında eşkina avı yapmam,hem üreme mevsimi, hem sivri sinek, gerek gezintiye çıkan, gerekse balık tutmaya gelenlerin yaptığı kalabalık ,ambiansı bozuyor.İspari ve karagöz yavrularının yemleri bozmasıda ayrı problem.
Eylülün ortasından sonra ,eşkinanın kısa göçler yapmaya başlamasıyla,iri balıkların yakalanma ihtimalide artıyor.Birazda üşümek lazım,avın doğasında tabiatla mücadelede var,eller biraz üşüyecek,montun yakaları kalkacak.kafada bere olacak.Denizin kokusu bile güzelleşir sonbaharda,hafif soğukla beraber genzini yakar insanın.

Aklıma kurt girdi bi kere,maçın ilk yarısı bitti,kalktım koltuktan,giyinmeye başladım,hanım garip garip bakıyor,''balığa gidiyorum'' dedim.Her zamanki ''kafayımı yedin,nerden çıktı şimdi'' söylemlerini duymazdan gelip,oğlana sordum yarım ağız,gelirmisin diye ,lafım bitmeden ''hayırı'' yapıştırdı.
Tamam ufak ufak aşılıyorum hobimide,uzatmış ayaklarını kanepede maç seyredecek,''gecenin onunda balık avı ha!.. Seni tutmayayım'' der gibi bakışlarla kısa ve net HAYIR.
Bizim taraf (Mudanya) fırtınalı, dalgalar 2 metreyi buluyor. Amacım körfezin karşı sahilinde avlanmak,rüzgarı arkama almak.
Neyse takımları ayarlayıp,yola koyulmam 22.00 yi buldu. Altıntaş,Kurşunlu üzerinden Gemliğe ulaştım.
Eski sunni ipek fabrikası nın önündeki küçük balıkçı barınağına uğradım teke bakacam. Aracımı park edecek yer bulamadım,50 metrelik mendirekte yanyana avlanan 20 den fazla tepe lambalı şamandıracı sıralanmış ,10 metre açığında küçük bir bot,içinde üç kişi , onun az açığında içinde lüküs lamba yanan koca bir ahşap kayık, 4-5 kişi sallamış oltaları...Panayır yerinden farksız.
''Ah be oğlum,ne safsın,bitermi balıkçıların boru kurdu,maç mı seyreder balıkçı takımı'' diye söylene söylene ,kayık aralarından 15-20 teke yakaladım,doğru araca...

Narlı mendireğine varmam 24.00 ü buldu.Ortam pek kalabalık gözükmüyor,takımları almadan bi kontrol edeyim,kalabalıksa Fıstıklıya devam ederim niyetiyle indim araçtan.Rüzgar aşırı sert esiyor,kayaların üzerine çıkıp deniz tarafına bakındım,bir ALLAHIN KULU YOK yahu.Nasıl keyiflendim,''İŞİ BİLİYOSSUN SENNN '' diye pohpohluyorum kendimi.Gemliktekiler istavritçiydi herhalde diyorum.

En güzel yere kurdum teşkilatı,heryer benim ama belli olmaz gelen olur belki daha.
Sağ tarafımı taradım önce,30 metre kadar ileri atıyorum oltayı,hafif hafif çekiyorum ,biraz bekleyip yine çekiyorum yarım metre bir metre.
Kıyıya yaklaşınca çıkarıp tekrar sallıyorum açığa.Sağ çapraz,ön taraf derken ,yarım saat geçti, iki kere yem tazeledim tık yok. Yine başladım söylenmeye kendi kendime,'' balık yapsa boş olmaz oolum burası,yok demekki ki kimsecikler yok'' .

Sol çapraza ikinci denememle ilk vuruş geldi,kısa bir mücadele ve siftah.30 cm lik bir eşkina,pek beğenmesemde,sezon siftahı olması kıymetli kılıyor onu.Zaten geri salma şansı bırakmıyor birçoğu,midesine kadar gidiyor iğne.2/0 iğne ve teke kullanmama rağmen durum bu.Küçük iğne ve boru kurdu kullanıldığında 10-15 cm lik balıklar bile mideye kadar yutuyor iğneleri.Teke iri olursa (5-6 cm den büyük) küçük balık pek vurmuyor,iri balık alma şansımız artıyor.Elimdeki tekeler 3-4 cm kadarlar.
Oltayı yemleyip,aynı yere sallıyorum,dakka dolmadan bir vuruş daha ,biraz acele ettim kaçtı.Çekip tekrar aynı yere,bir iki dakka sonra bir tane daha.Bu da aynı boyda.Balığın yeri burası bu gece demekki diyorken 10 metre ilerde,büyük bir su şapırtı sesi,içimi ürpertti. 3 metrelik bir yunus,o kadar yakındaki,püskürttüğü su balinanınki gibi geldi bana.Bir iki döndükten sonra çekti gitti.

Yunusun yüzündenmidir,balık o kadarmıydı bilmiyorum ama,yaklaşık iki saat tek bir vuruş olmadı.Normalde toplanıp dönerim ama,hem ilk açılış avım olması hemde ortamın tenhalığı,beni daha sabırlı kıldı.Bu süre içinde iki kere teke avlama turu yaptım taş aralarında ama iri teke bulamadım yine.
170 cm lik kamışı taşların arasına sıkıştırmış,makinenin kalamasını iyice gevşetmiş beklerken ,2 saatin sonunda 03.00 civarı balık vurdu sonunda.Kalamayı kıs,oltayı eline al,kastır derken balık kaçtı tabi.Uyuşmaya başladığım anda bir anda kendime getirdi beni.Arka arkaya olmasada yarım saatte iki
balık daha aldım hep aynı boylarda,çiftlik balığı gibi.

Gecenin haramisi dörtte vurdu,öyle bir vuruşki beni suya çekecek mübarek,direk açığı zorladı.Büyük ihtimal kilo üstü karagözdü. Baştan iri eşkina sandığımdan ,yol verirken cömert davrandım,hızından ve kafa atışlarından hemen uyanmam lazımdı ama... Neyse soktu kendini taşa,çekiyorum gelmiyor,bekledim biraz gevşettim oltayı dahada ileri gitti çekiyorum geri gelmiyor.Bir daha zorladım koptu takım, gecenin yorgunluğuda var takımda.

Üç balık daha aldım ,sabah ezanı okunmaya başladı.toplam yedi balık,4-5 kaçan balıkla avı sonlandırdım.Geçen yıl kurban bayramı kapadığım eşkina sezonumu ,bu şekilde açmış oldum.
Önümüzdeki günlerde,daha iri balıkların meralarımı ziyaret edeceğini umuyorum.Bende o zamana kadar antrenmansızlığı üzerimden atmış olurum herhalde.
Herkese rast gelsin...



Gecenin balıkları,en büyüğü 29,en küçüğü 27 cm.





Dönüş yolumda eski karagöz yataklarımdan Sıra kayalar şimdi zıpkıncıların oyun bahçesi oldu .365 GÜN en az 3 dalgıç orada...