kıyılardaki kısır avlar canımıza tak edince artık denize açılmak şart oldu deyip cuma akşamı denize açılmaya karar verdik. dalga boyu da 9 cm gözüküyordu, yani sıfır dalga. normalde gece 12 gibi gider, yemimizi toplar, saat 02 civarı açılırız. bu sefer daha ikindi vakti arayıp saat 4'te geliyorum dedi. saat akşam 5'te Erzin Burnaz plajına varıp ameleliğe başladık. bende bel fıtığı olduğundan bacanak kürekle denizin dibinden kum alıyor, ben de kepçeyle kumu yıkayıp midyeleri çıkarıyorum. bu arada bu plajda suyun ilk kez bu kadar düştüğünü gördüm. resmen suyun içlerinde kum adaları çıkmıştı. bolca midye topladık, arada çıkan kum solucanları da bonus oldu. bu benim bacanağım ahmet abi bu da deniz çekilince çıkan kumlar, normalde burada 50 - 60 cm su olması lazımdı yem toplama, hazırlık vs. derken saat 19 :30 civarı denize çıktık. 20:00 civarı da oltalar suyla buluştu ve kurşun dibe değer değmez vuruşlar başladı. balıkların hemen hepsi 15 cm civarı çipuralar, arada tek tük sivriburun gümüş. ilk saatlerde neredeyse yakaladığımız balıkların hepsini saldık. kafa lambamı botun kenarına asıp açık bırakmıştım. az sonra binlerce deniz böcüsü, teke ve balık yavrusu toplandı ve arkasına da onları yemeye gelen balıklar. balıkları istavrite benzetip yemliyi yukarı çıkardım vurmadılar, çapari yaptım olmadı, yemlideki yemleri çıkarıp boş iğneyle indir kaldır yapınca iğnelere asıldılar, baktım ki kolyos. birkaç tane alınca tekrar yemliye döndüm. az sonra oltayı kaldırınca iğnelerden birinin kesilmiş olduğunu gördüm, balon balıklarına saydırmaya başladım. oltayı tekrar indirdim ve bir balık asıldı, çıkarınca çok şaşırdım , çünkü balık 21 cm.lik bir lüferdi ve midyeyle yakalamıştım. balonların boşuna günahını almışım. hemen en üstteki iğneyi daha uzun saplı bir iğneyle değiştirip kolyoslardan birini yaprak yaptım ve taktım. tabi dibe iner inmez vuruş var hooked lüferi kaptım erken o da ne benim yaprak kolyosa 27 cm.lik bir sarıkuyruk ıskarmoz yakalanmış. bu tür max 50 - 60 cm boya ulaştığından salmadım. o andan sonra da balık bıçak gibi kesti, rüzgar çıktı, gündüzki 34 derece sıcağa inat soğuk iliğimize işledi. botumuz küçük, eşyamız çok olunca benim motorsuz botu da yedeğe alıp eşyaları koymuştuk. bacanak diğer bota geçip '' balık başlarsa beni uyandır '' dedi ve asker parkasını giyip kafayı vurdu yattı belki de en iyisini yaptı. sanki deniz kurumuştu sonra bir ara öncekinden azıcık daha büyük bir lüfer yine midyeye yakalandı, hem de kolyos diğer iğnede dururken. sabaha kadar bir iri istavrit, ve midyeyle bir lüfer daha. bir de tral ya da bizim buranın tabiriyle dragon ( trafon ) istavrit yakalamıştım ama foto çekme davasına suya düşürdüm sabaha karşı botun az ilerisinde su üstünde bir kovalamaca kaynaşma vardı, hemen bubbble pen'i çıkarıp salladım. ilk atışta saldırı olduysa da sonrası gelmedi, ne olduklarını bilmiyorum ama çok iri balıklardı. sabah günün ilk ışıklarında yemli dibi bulmadan kurşun hafiflemeye, oltaya istavritler düşmeye başlayınca çapariyi çıkardım ve bacanağı uyandırdım, çünkü ben çapari konusunda acemiyim. o işin erbabı bacanak. hemen yanıma gelip çaparisini sallandırdı. o balık alıyor ben alamıyorum, kurşunum hafifmiş, aksiyonu veremiyormuşum idk değiştirince balıklar gelmeye başladı :thumb: ama ben hep normal istavrit alırken bacanak hem tral hem istavrit alıyordu, hem de ne trallar. trallardan ikisi rahat 400'er gr. gelir. bacanağı izliyorum, aynısını yapıyorum, nasıl yaptığını soruyorum olmuyor. arada istavrit, sardalya kolyos alıyorum ama iri trallar gelmiyor. sonra bacanağın çaparisine baktım, yeşil simli, benimki ise pembe simli, hemen çantadan yeşil simliyi çıkardım ve az sonra ben de o koca koca trallardan ikisini aldım :thumb: hatta çapariyle bir tane daha sarıkuyruk ıskarmoz aldım. ama bu arada balonlar çok iğnemizi ve daha çok da kurşunumuzu kesti. iğneyi anlıyorum da kurşundan ne isterler onu anlamıyorum. çapari kesilince yine yemliye döndük ve çeşitlere çeşit kattık, ama hepsi çok küçük balıklardı ve suya iade edildi, hatta yukarı çekerken vurgun yiyen birkaçını bile geri attım, düzelmezse de denizdeki diğer balıklara yem olsun diye. gece boyu beklediğimiz gümüşler de sabah oltamızı ziyaret etti, geçen yılkiler kadar olmasa da güzel gümüşlerdi. avımız saat 11:30'a kadar sürdü ve yorgunluk, uykusuzluk, açlık tavan yaptı. bu gümüş o kadar acıkmış ki, iğnelerden birini mideye indirmiş, diğerini de dudağına saplamış. değişik çeşitlerden bir iki foto mercanlar domuz balığı meşhur balon balığı dünkü avda akdenizin çeşit bakımından ne kadar zengin olduğunu gördük. istavrit, tral, sivriburun gümüş ( silver sillago ), kupes, lüfer, mırmır, mercan, çipura, ısparoz, sarıkuyruk ıskarmoz, domuz balığı, yassı sardalya, topak sardalya, balon balığı. bütün bu türlerden en az bir tane yakaladık, bazılarını saldık. üstteki 4 tane tral, alttaki iki tanesi istavrit azmanı avımız toplamda 7 kg kadar geldi ve dinlenme sonrası oturma odasının ortasında balık temizleme
Tebrikler Bilge Çok keyif aldım okurken. Yanınızda olupta avlanmak istedim bir an Afiyet şeker olsun, çeşit süper.
Maşallah Ahmet Abi hala 15 sene önceki gibi Kardeş tebrikler,daha da iyileri gelir inşallah,Dayı kızlarına selamlar. Rastgelsin.
Tebrik ederim bilge, cok guzel ve verimli bi av olmus. Hakketten denizimiz ne kadar bereketli ve cesitli ilkkez duygudum ve bazen de gordugum baliklar var. Ahmet abiye selamlar guzel cikmissiniz. Tekrar verimli avlar dilerim
bilge tebrik ederim. hakikaten güzel av olmuş tebrikler. o rüzgarda botla çıkmaya cesaret etmişsiniz diyecektim yazarken baktım cuma. yarıkkaya esmeden hemen önce. herhalde hafta sonu çıksanız soluğu adanada alırdınız dehşet rüzgar vardı
Tebrikler Kaan kardeşim, bilgi ve tecrübe dolu bir rapor olmuş, aynı zamanda tutulan çeşitli balıklarla da süslenmiş, afiyet olsun, sizlere selamlar, sevgiler.
Tebrik ederim. Umarım bir gün bu kadar zevkli bir av yapabilirim. Okurken çok hoşuma gitti. Çeşit çeşit renk renk leziz balıklar. Afiyet olsun daha güzel avlarınız olsun.
teşekkürler, bir gün o isteğin de olur inşaallah. bu gün gültekin'le de konuştuk, sizin oraları bir ziyaret edesimiz var teşekkürler orhan abi, ahmet abiye ihtiyar diye takılsam da maşaallah daha delikanlı gibi. adam 5 ay sonra emekli olacak inşaallah. teşekkürler, inşaallah beraber bir kıyı avı yapar, burada olmayan çeşitlerden de yakalarız. levrek, sargoz, minakop, melanur maşallah çeşit bol. teşekkür ederim denizin ve rüzgarın durumunu birkaç ayrı siteden kontrol etmeden çıkmıyoruz, ahmet abi birkaç fırtına atlatıp bir bot, bir de fiber tekne parçaladığı için çok dikkat eder böyle şeylere teşekkürler vedat abi, sizin oraların fangrilerini, sinaritlerini, akyalarını tutmaz ama imkanımız ölçüsünde kendimizi eğledik. sevgiler, saygılar bizden teşekkür ederim, aslında video ile de süsleyecektim ama kamerayı kafama bağladığım aparat diğer çantada kalmış, fotoğraflarla yetindik. orhan abi bizler sizin gibi ustaların raporlarından, yazılarından püf noktası kapmaya çalışıyoruz. bilgi ve tecrübe kazanmak için daha çoook yolumuz var. size bol palamutlu, torikli avlar dilerim, zira bizim buralarda onlardan olmadığından çok imreniyoruz teşekkür ederim, ayrıca en büyük avınız kısmında yazan çok hoş gerçekten de bir erkeğin en büyük avı hatunudur
teşekkürler, aslında umduğumuzu bulamasak da son zamanların en güzel avını yaptık, buna da şükür. teşekkür ederim, çok daha iyileri sizlerin oltasına gelsin teşekkürler, beğendiğinize sevindim. inşaallah sizin avlarınız daha da güzel olur. ben de istanbuldaki lüfer, palamut avlarını gördükçe imreniyorum
Bilge tebrikler, bol çeşitli güzel bir av yapmışsınız imrenmedim desem yalan olur. bugünden itibaren bir hafta dörtyoldayım barınaga yolun düşerse haberim olsun kardeş, iyi geceler.
inşallah sen de bu tatilde güzel avlar yaparsın. benim planım belirsiz, ama aklıma esiverir barınağa veya o tarafta başka bir yere gelirim, o zaman haberleşiriz.
dostum yoktum, yani nette yoktum, yoksa barınağa bayramda üç kere gittim. sonuç yok. sadece bayramın üçüncü günü sabahı beş beş buçukta bi dörtyüz gramlık bir şeyi daiwa saltiga minnow hirame chart ile on beş metreden on metreye kadar getirdim. turna gibi patırtı gürültü çıkarmadı. yavaş sarıyordum karanlıktı ama alaca. ne idi acaba çok merak ediyorum. belki de gridaydı belki levrek, belki lüfer, belki çıplak, belki tral, belki akya yavrusu, belki vatos, belki ne bileyim işteydi. kendi gitti, yürekte sızısı kaldı. yani ben şimdi vuruş mu almış oldum aynı gün akşama doğru ise rover 98 g16r miydi, hani floramıza uygun olanı. onu attım zarganalar öyle seviyorlar ki rover ile dalga geçmeyi. wtd yi güzel yaparsan saldırıyorlar. fakat bilerek ısırmıyorlar iğneyi. sadece arkasından yatay çizgi halinde sorti yapıyorlar. iğneye saldıran yok. zarganalar dışında ha bir de vuruş aldım. sararken tık etti, gerisi gelmedi. ilk takılış anı gibiydi ama sonuç yoktu. anladım ki, vuruş bu. yani, sarışına bir dış müdahale. gıcık bir durum. ama heyecan vericiydi. zarganalardan yüz santimlik bir tane tutmak istedim. Et değil lastik olan bu kocca hayvanı suya salacak, videosunu yayınlayıp sitede büyük sükse yapacaktım. Allah vermedi. sense midye mucizesine inanmakta ne kadar haklı olduğunu gösterdin tebrikler kaç metre açıldın neyin hizasından acaba ahmet abi boynuz kulağı geçer abi tabi uyursan inşallah levrek raporlarınızı da bekliyorum