Asist Benden Gol Aykuttan :)

Asist derken: avlak benden, levrek Aykut'tan (nicholai hel)

Tarih : 15-16/12/2012

Bu hafta ava gitmeye hiç niyetim yoktu. Geçen hafta full izini balıkta geçirmiş, doğru düzgün oynak bile görmemiştim. Moral yerlerde, biraz dinleneyim, haftaya Serhat abiyle yoklarız nede olsa diye düşünüyordum.

Hafta içi birgün “nicholai hel” nickli Aykut'tan özel mesaj geldi.
Volkan ben bu hafta Foça'dayım, hadi ava gidelim diyordu özetle. (tam böyle değil tabi orjinali )

Yazın da Foça'ya gelmiş ama buluşamamıştık. Ancak bu fırsat görüşebilmek için kaçmazdı.
Forumdan samimiyet kurulan biriyle tanışmak ta değişik ve güzel bir duyguydu.

Aykut hem yemli av hem atçek yapmayı düşünüyordu. Lakin rüzgar durumu her ikisini de yapabileceğimiz avlağın durumuna uygun değildi. 2 mırmır için levrek ihtimalini kaçırmak ta istemiyordum açıkçası. Aykut'la yalnız atçek avı yapmayı kararlaştırmak uzun sürmedi.

Aykut'a ve bana yakın levrek ihtimalimizin yüksek olduğu en uygun avlağa gitmeye karar verdik.
Daha doğrusu ben karar verdim.

Cumartesi gecesi en uygun zamandı benim için, o yüzden c.tesi gece 24:00'te buluşuruz dedik.

Saat 23:00'ü zor ettim. C.tesi olduğundan avlaklar kalabalık olurdu, onun için en sakin zaman dilimi 24:00'ten sabaha kadardı. Aykut'la tanışacağım için de heyecanlıydım. Ancak korkularım da vardı.
Buralara kadar gelen Aykut'a en iyi av günlerinden birini yaşatmak istiyordum ama benim yoktu öyle bir av günüm, ona nasıl yaşatacaktım. Geçen hafta da rezil geçmişti. İnşallah levrek av vermeye başlamıştır diyordum, hele buralara kadar gelen Aykut yakalayabilirse bu beni kendimin tutmuş olmasından daha fazla mutlu edecekti.

Saat 23:30'da buluşma noktasındayım, Foça'dan Çanakkale yoluna çıkılan ışıklarda.
Saat 23:50'de de Aykut geldi. Sorumluluk sahibiydi, geç kalmamıştı. Bu beni mutlu etti.
Uzaktan birbirimize el salladık, olta malzemeleri sırtında yüklü olduğundan tanımakta zorluk çekmedim.

Avlağa doğru yola çıktık, avlak yarım saatlik uzaklıktaydı. Biraz muhitte gezdirdim avlandığım yerleri. Sonra avlanacağımız noktaya gittik. (Sahte düşmanı sete)
Gittiğimiz tarafta bir grup var, ateş yakmışlar. 2 kişi ateşin yanında, 3 kişi de olt atıyor. İkisi atçek yapıyor, biri şamandıralı. Ateşin başındakilerden biri telefonla durum sunumu yapıyor.
-Bişey yok bilader henüz. (kulak misafiri oluyoruz)

Biraz canım sıkılıyor açıkçası, yoksa yine mi o bitap, rezil günlerden biri. Misafirim olmasa ben alışkınım ama misafir keyif alaydı bari diye aklımdan geçiriyorum.

Burada atmak mümkün değil. Karşıda 2 kişi var ve karşısı daha müsait olta atmaya. Setin karşısına geçiyoruz. Saat 01:15 oldu daha anca avlakta yerleşebildik.

Başlıyoruz atmaya ve yarım saat sonra avlaktaki bir avcı ayrılıyor. Kaldık avlakta 3 kişi. (setin tek tarafı)
Aykut strike pro 108F atıyor. (9 cm sanırım)
Ben Maxrap fb ile başlıyorum.
Diğer avcıda parçalı 9 – 10 cm'lik bir sahte var. (nedir bilmiyorum)

2 saat kadar atıyoruz henüz tık yok. Sonra tanımadığım avcı 50 cm'lik bi tane alıyor. (Nerden biliyorsun 50 cm olduğunu derseniz : metreyle ölçtüm )

15 dakika sonra Aykut'ta yakaladım diyor. Bakıyorum ki çok zorlanıyor. Çekemiyor misinayı, Makina çekmiyor, basbayağı.

-Aykut bi yere takmış olmayasın
-Yok yok kalama alıyor arada (Dediği an gerçekten kaloma almaya başlıyor).
-Ooooo Aykut bu çok iyiiiiii

Aykut 3 metre kadar çekebiliyor zorla, balık su üstü yapıyor, su üstü yapmasıyla bir silkeleniyor ve .....

-Ahhhhh diye bir ses, kaçtı Volkan
-Yapma yaaaa, nasıl olur ya........
-Valla kaçtı, sahte de gitti galiba....

Karşı kıyı laf atıyor kaçtı mı?
Moral bozuk, - Kaçtı, kaçtı....

Neyse ki sahte gitmemiş.

-Ah be Aykut bi alsaydın onu forumda şov yapacaktık. (Balık kaçmış, ben forum düşünüyorum. )
-Doğru valla, çok iyi olacaktı.

Neyse, sağlık olsun falan deyip, geçiştiriyoruz ama 10 cümleden 8'i kaçan balık üzerine.
Sahtenin iğnesinde balığın pulu kalmış, Aykut onun fotografını çekiyor.

Bir saat kadar başka bir gelişme yaşanmıyor. Akıntı bazen çok güçleniyor ve tam istenildiği gibi bir içeri bir dışarı yapıyor. Anlıyorum ki bugün tam yakalanacak gün, Aykut'un şansına. İzindeyken birgün böyle yakalayamamıştım avlağı. Her zaman akıntı öyle güzel olmuyor.

Kenarda köşede ısınmak için ateş yakıyorum. Zaten soğuk olur diyerek ateş yakmayı kafama koymuştum. Arabada mangal kömürü vardı. Birde eşimin doğumundan kalan bebeğin kordon bağını temizlemek için alkol vardı evde, onu da ateşi kolay yakmak için yanıma almıştım.

Levrek çıkmazsa, ateş yakmasam bile fondip yaparım, diyordum.

Saf alkol 80 derece.

Gittim ateşi yaktım, alkolde güzel yanıyor hani. Diğer avcıda da odun varmış bagajda.
O da getirdi odunları attı ateşe, bir saat iliğimiz kemiğimiz ısındı bu sayede.

Akım yeniden hızlanmaya başlayınca yeniden olta başına geçtik. Kamışımı elime alıp bir salladım, kamışın bir parçası yerinden fırladı. Gene çıktı orta yerinden dedim ama sanki çıkan parça küçük gibiydi. Oltamı çekmemle birde ne göreyim, ben ateşle uğraşırken muhtemelen biri kamışımın üzerine basmış ve kırmıştı.
Başladım gülmeye. Ya bu kadar olmaz artık. Ben levrek tutamayayım diye sanki tüm kainat işbirliği yapıyordu. Neyse ki Aykut'un yedek spin kamışı varmış, onunla atıp çekmeye devam ettim.

Umutlarım biterken diğer avcı tam avlaktan ayrılırken, Aykut oltanın ucunda sallanan levreğiyle çıktı geldi. O manzarayı görünce gerçekten çok sevindim. Aykut da, belki de yaşayabileceği en güzel av zamanına denk gelmişti. Bir kaçırmış, bir almıştı.
Ben gene standardımı bozmayarak, kemikleşmiş av performansımla avı noktalıyordum. Kamışta gitmiş, huzura ermiştim.

Neyseki çok güzel bir kardeşimle keyifli zevkli bir av yapabilmiştik, hiçbir şey keyfimi kaçıramazdı. Gayet mutlu ve huzurlu şekilde saat 08:30 gibi avlaktan ayrıldık. Sabah suyunda Aykut su üstü çalışsa da ne oynak vardı, nede levrek. Herşey 3 saat içinde olmuş, gene en şanslılar balığı alırken, en kısmetsizler de ellerindeki kamıştan olmuşlardı.

Kardeşim Aykut, her zaman beklerim. Seninle avlanmak çok keyifliydi. Aynı zihniyette olduğumuzdan ayrıca çok ta huzurluydu. Sevgilerimle.

Sendeki fotografları eklemeyi unutma sevgili dostum. (Hatta ekleme, kendi gözlemlerinle aynı avın raporunu yaz )

Herkese rastgelsin, vicdanlı avlar dilerim.

 

Harika bir Volkan anlatimi.. ( klasik bir volkan avi mi deseydim acaba )
Balik gitti pulu kaldi elimde kötü olmus
5-6kg birsey canlandi zihnimde
O balik orda seni bekliyor Volkan

 

ikinizi de tebrik ederim, inşaallah sen de levreğine en kısa sürede kavuşursun. demek ki merada levrek var, yakalayan da var. bu durumda senin yapman gereken avlanma şeklini gözden geçirmen bence. bir yerde gözünden kaçan küçük bir ayrıntı çok şey değiştirebilir.

kamış için geçmiş olsun. 10 gün önce ben de V systemin uç porselenini çatlattım. cengiz balıkçılık ''senin takman zor, gönder biz ücretsiz değiştirelim '' deyince daha önce bana spin kamış gelen silindirik kutu ile sağlam bir ambalaj yapıp kargoya verdim. iki gün sonra aradılar, benim ambalaj da, içindeki kamış da paramparça olmuş banghead cengiz balıkçılık tutanak tutturmuş ve konuyu takip ettiklerini, ama kargo firmasının onay sürecinin biraz uzayacağını söyledi, bekliyoruz bakalım idk şimdilik elimdeki diğer kamışlarla idare ediyorum.

 

Teşekkür ederim Roy. Zihninde canlanan 3 aşağı 5 yukarı doğrudur sanıyorum da tutmazlar o levreği orada. Hergün yoklayanlardan birine denk gelir. Bakir bir yer değil nede olsa. Sana da rastgelsin.

Teşekkürler Bilge. Merada levrek var tabi ama hergün yoklamak lazım. Avlağın şartları çok değişik. Hani dalga durumu rüzgar falan gibi etmenlere bakmıyor pek. Akım şiddeti çok önemli bir yer. Güçlü akımda sessiz bir zamanını denk getirmek lazım, şansı arttırmak için.
Kamış için yapacak bişey yok, sağlık olsun. Alacaz yenisini. Kamışlar konusunda tecrübem artacak işte.
Sana da geçmiş olsun, V sistem kötü olmuş.
Yeni kamış almışken bide yeni makina düşünüyorum. Makinada mı bi uğursuzluk var anlamadım. Eksik yaptığım bişey olacağını sanmıyorum ama neyse. Teknik olarak fazlam bile vardır hatta birçok kişiye göre.
Line dancer bile deniyorum daha ne yapayım.
Tamamen şans işi gibi, sık yoklamam lazım bu sıralar.