merhaba arkadaslar uzun süredir forumlara okuyucu olmaktan başka bir katkıda bulunamıyordum ancak fırsat buldum.yıldırım nikahı kararıyla 5 yıldır yaşadığım izmirden ayrılıp erzurumun ispir ilçesine yerleştik yaklaşık 3 hafta önce eşimle.bilenler vardır belki ispirin içinden çoruh nerhri geçmekte ve benim içinde bulunmaz bir fırsattı böyle güzel bir yerde yaşantıma devam etmek.burada herkes cok sıcak cok samimi gerçekten gelinip gezilesi görülesi ve zevk alınası yerler.buradan halkla birkaç gün içersinde başladık çoruh hakkında sohbete.özellikle kaygım buralarda tırıvırının yaygın olabileceğiydi.ne yazıkki korktuğum başıma gelmişti üstelik sandığımdan da kötü bir durumda.burada herkes tırıvırı kullanıyormuş bakkallardan kolayca temin edebiliyorsunuz ve hiç bir önlemde yok.dün kaymakamlık binasına gittim bu durum hakkında neler yapılabileceği hususunda ama kimse önlem alınamayacağını söylüyor.satan bakkala söylediğimde bizim gibi son adamlarla uğraşacaklarına bunları imal eden yerlere önlem alsınlar diye o da kendini savunuyo cebine giren parayla ilgileniyor sadece.tırıvırı kullanmanın sakıncalarını anlatmama rağmen kendi bildiklerini okumaya devam ediyolar.inanın buralarda durum içler acısı.hatta dün bir müdür yardımcısıyla yaptığım sohbette daha da feci sahnelerin oldugunu söyledi bana ..bildiğiniz üzere tüp ve dinamitle yapılan katliamlar ...amacım sizlerin de tavsiyeleriyle bu kötü gidişata bir an evvel dur diyebilmek.ilerleyen günlerde buraların güzel resimlerini gönderme fırsatı bulacagım inşallah.tavsiyelerinizi bekliyorum.hepinizin mutlu huzurlu olması dileklerimle...
Sevgili Okan maalesef içinden çıkılmaz bir hal aldı bu tırıvırı meselesi .İstanbul' da da aynı sorun son hızla devam ediyor ve diğer illerimiz de de ... Bizler bu konuya el atmalıyız ve atacağız ,devlet tarfından yasaklanması ve denetiminin çok sıkı yapılması için gerekli girişimlerde bulunmayı düşünüyoruz . İnşallah bir sonuç alırız .
Zaten yasaklanmış durumda. Bu tarz durumlarda izlenecek yol daha önceleri de dile getirildi. Yine de yazmakta fayda olduğunu düşündüm. Ilk önce kanıt teşkil edecek fotoğraf çekilmesi, ardından düzgün bir dille valiliğe fotoğraflarla birlikte suç duyurusunda bulunmak ve bunu da bilgi edinme yasasına dayandırmak, izlenebilecek en iyi yol. Çünkü bilgi edinme yasasını kullanıp suç duyurusunda bulunmak, o suç için yetkili makamın işlem yapmasını ve yapılan işlemleri ve sonuçlarını suç duyurusunu yapan kişiye bildirilmesi zorunluluğu var. Aksi takdirde duyurunun yapıldığı makam ya da merci suçlu duruma düşmekte. Şayet bilgi edinme yasasını kullanıp, suç duyurusunda bulunulan makam ya da merci her neyse yanıt vermediği koşulda, bir önceki suç duyurusunu tarihi ve içeriğini belirtmek koşuluyla ikinci bir tekrarı gerekmekte. Bunda da bir sonuç alınmadığı koşulda, her iki suç duyurusunun tarihi ve içeriği daha üst makama aktarılarak aynı içerikte yeni bir suç duyurusu yapılması en doğru yöntem. Yazım dilini avukat arkadaşlara danışmakta fayda var. Saygılarımla...
10 mart akşamı Galata Köprüsündeki yemeğe giderken,ayrıca yemekte iken gece boyu tırıvırı kullanıldığını gördükten sonra bu memlekette hiç bir şeyin düzelmeyeceğine inandım.İstanbulun göbeğinde bunlar oluyor gayet doğaldır Çoruh veya başka bir yerde dahada beteri olacaktır. Bir hukukçunun çocuğu olarak hukukun varlığına inanmıyorum. Ayrıca beni yetiştiren öğretmenlerime zamanında tam tavındayken bizlere 'ÜÇ KAĞIDI ' öğretmediler diye ÇOK KIZIYORUM.Bize daha iyi olacağız dediler,kandırdılar,daha beter olduk.Güzelim İstanbul başta olmak üzere her yer için vakit geçmiştir.Hiç olmazsa bizler bir şeyler gördük gidiyoruz,sizlere yazık oldu.
Yalcın İçliden alıntıdır . Zaten yasaklanmış durumda. Sevgili yalçın Belli iller dahilinde yasak olup, bu yasaklar tüm illeri kapsamıyor bildiğim kadarı ile .Çünkü siteden bazı arkadaşlarımız ,hala bunun savaşını veriyor ve resmi makamlarla gerekli görüşmelerde bulunuyorlar. Ama asıl önemli olan, konulan ya da konulacak olan yasakların uygulanması için gerekli denetim ve yaptırımlar uygulanacak mı ,ona güvenim yok .
Ya bu tırı zırzırı denen şeyi herkes kullanılırken görmüşte bi ben görmedim. Allah çıkarmıyor galiba karşıma, birisini kullanırken hiç görmedim. Eeee Allah'ın işine karışılmaz. Biliyordur heralde adamın başına bela olacağımı Ya benim selahiyetim yada kullanan kişinin selahiyeti için denk getirmiyor demekki Büyüksün Allah'ım...
Hımmm.. Demekki aynı anda çok kişi bu illet şeyi kullanıyor. O zaman bu demek oluyorki Allah benim selahiyetim açısından karşıma çıkarmıyor.
Karşına çıkarsa da çözüm değil ki .Yüzlerce insan ve hepsini komaya soksan dahi, yarın bir yüz kişi daha orada olacak Ertesi gün bir başka yüz kişi ...Çözüm devletten gelmeli ve biz yapabiliyorsak bunun için bir şeyler yapmalıyız. Sanıyormusun ki bu konu ilk kez gündeme geliyor Aylardır bizim klasik bir sorunumuz halinde bu .Geriye dönük konuları araştırdığında neler konuşulduğunu ve yapılmaya çalışıldığını göreceksin. Amaç yılmadan mücadele etmek olmalı.
Sevil abla denizlerden hangi bakanlık sorumlu acaba. Bu bakanlığı yada ilgili kamu kuruluşunu mail yağmuruna tutsak bir sonuç alınamazmı?
Yasağın Türkiye genelinde olduğunu sanıyordum. Sözünü ettiğiniz gibi tüm illeri kapsamıyorsa, kapsam dışı kalan illerler ve meralarında kullanılması gayet doğal. Buna kimsenin laf söylemeye hakkı olamaz.
Doğaya ve dengesine zarar verebilecek her şeye karşı, yasaklar olmasa dahi, bilinçlendirme anlamında uyarılar yapılması hakkı her zaman vardır. Bu zararları önlemek içinde, gerekli mücadele hakkı her zaman bulunmalı ve birlikte hareket edilmelidir . Gözümüzün önünde işlenen bir cinayete göz yumma gibi bir eğilim göstermek, insanlık adına,doğa adına büyük sorumsuzluktur.
Maalesef üç tarafı denizlerle çevrili olan bir Deniz Bakanlığımız yok .Mail yağmuruna tutulan yerlerde oldu bu konuda, özel birimlerle görüşen ve hala görüşmekte olan arkadaşlarımızda var .Yeni görüşmelere tekrar başlayacak olan arkadaşlarımız da var Sanırım bu torunlarımıza kadar uzayacak Ama yılmak yok .
Geçenlerde bir arkadaşla tanıştım Kendisi 28 yaşlarında tahsilli biri,amatör balıkçılık belgesi bile var Fakaaattt !!!!!! Konu balıklardan açıldı bir ara,kendini bildi bileli balık tutarmış ve işinide çok iyi bildiği belli.Teknesi bile var.Sohbet esnasında en fazla ne kadar balık tuttun diye sordum,17 kg. filan deyince güldüm tabiki ona,Sirkülere göre yasak dediğimde,"sirkü dediğin nedir?"deyince inanın hiç şaşırmadım Derler ya "eğitim şart kardeşim". O arkadaşın eline tırıvırıyı bile verseniz,harika birşeymiş bu ya bile diyebilir belkide,çünkü bilinçli değil balıkçılık konusunda Devlet birşey yapmıyorsa en azından bizler birşeyler yapmalıyız,etrafımızdaki arkadaaşlarımıza bazı şeylerden bahsetmeliyiz,ne yasaktır ne yasak değildir anlatmalıyız Ben o arkadaşa birşeylerden bahsettim kısa zaman süresinde,ve dikkatli olacagını kurallara uyarsak gelecektede balık avlayabilecegimizi doganın korunması için ne gerekiyorsa yapacagını söylediğinde çok mutlu oldum (Yakında sitemizede üye olacak )
arkadaşlar tamam bu tırıvırıya sonuna kadar karşıyım ammaaaaaaaaa denizlerdeki kocaman tırıvırıları ne yapalım GIRGIRLAR,TROLLER hadi buyrun boş verin balığı bütün florayı dahası denizi bitiriyor ben şahidim geçtiğimiz senelerde GIRGIRLAR orada avlanmayacağı ve yasak olduğunu bile bile ve herkesin gözüne bakaaa bakaaa limandan 400-500 metre öteyi çevirip 10.000 kasa barbun aldılar.bunu gören balıkçılar müdahale ( ?????????) edilmediğini görünce kendileri müdahale etmek zorunda kaldılar iş ilerledi mahkemeye intikal etti ve balıkçılardan bazıları hapis yatmak zorunda kaldı ( darp etmekten ????????) balıkçı uygulanması gereken müdaheleyi görmediğinden denizini ve ekmeğini korumak için kendi karşı çıktı ve aslanlar gibi ceza yedi bu denizlerimizde yaşanan vakalara bir örnek biz tırıvırıda kalan 2-3 tane yavru balıktan bahsediyoruz bu tarafta telef olan balıkların haddi hududu yok onları ne yapalım
İşe temelinden başlamazsanız ,binayı yıkılmaya terk edersiniz .O yavru balıklar diyerek beğenmediğiniz canlılar beslenme zincirinin en önemli parçalarından biri .Biri olmazsa ,diğeri olmaz .Hepimizin yaradılışında bir sebep var ise, mücadeleyi buna göre yapmalıyız .Bize biçilen rol insan rolü doğada .Rolümüzü doğru oynamazsak, oyunun bütününe zarar veririz . Tabii ki trole ve ağlala yapılan uygunsuz avcılığa da karşı olacağız ama diğerlerini de önemsizmiş gibi göstererek ya da görerek değil . Ayrıca sitemizde arama motorundan tırıvırı yazıp aratırsanız bir bakalım,tırıvırı denen bu illet sadece balık yaşamını mı tehdit ediyor ?
yok sizle hemfikirim anlatmak istediğim şey bütün iç sularımız ve denilerimiz küçük veya büyük TIRIVIRI ların tehditi altında aynı şeyleri paylaşıyorum yanlış anlaşılmasın