Eniştem ile birlikte bir hafta öncesinden kararlaştırdığımız gibi Cumartesi saat 05.30'da buluştuk ve avlağımıza doğru yola koyulduk. Yoldan kahvaltılık ve yemlerimizi aldıktan sonra yola devam ettik. Saat 06:15'de avlağımıza vardık, eniştem önce aldığımız kahvaltılıkları yeriz demi dedi olur dedim ama iş avlak yerine geldiğimizde o eşşis güzelliği görünce kahvaltı falan aklımızdan çoktan gitti. Hemen oltaları hazırlayıp biran önce su ile buluşturmak için adeta birbirimizle yarışıyorduk eniştem oltasını attı ve güzel bi vuruş aldı ama balığı tasmalayamadı derken ikinci bir vuruş ve balık oltada balığı kıyıya çektiğinde sevimli güzel bir mırmır olduğunu gördük ama boyutu küçük olduğu için hemen denize geri iade etti. Yaşadığım aksiliklerden sonra gecikmelide olsa takımları hazırlayıp suyla buluşturabildim bekle bekle ne gelen var nede vuran ufaklıklar yemleri tırlıklayıp tırtıklayıp kaçıyorlar, uzun bir zaman yem tazelemekten başka birşey yapmadık. Enişteme yerimizi değiştirelim mi diye sordum olur dedi 100m ileriye gittik ve yeni umut yeni şans diyerek oltalarımızı salladık ve başladık beklemeye 5 - 10dk geçer geçmez eniştem güzel bir vuruş aldı ve balığı bu sefer tasmalayarak kıyıya çekti 400-450gr'lık güzel bir mırmır şeytanın bacağını kırdık derken arkasından benim oltaya kuvvutli bir vuruş geldi başladım yavaş yavaş oltayı sarmaya gelen baya büyük bir balık dedim taki oltayı kıyıya çekene kadar oda ne bu sefer gelen levrek ve hediyesi mırmır (tahmini levrek 550-600gr - mırmır ise 300gr civarı) hemen yemleri tazeleyip attığım yere tekrar oltayı gönderdim inanılacak gibi değil daha atar atmaz yine balık oltada heyecandan elim ayağım titriyor biran önce gelen balığı görmek istiyordum ve o güzeller göründü iki adet mırmır kendi kendime bugün şanslı günümdeyim herhalde dedim biri 400 diğeri 300gr'lık güzeller eniştem bende tık yok sen şova devam ediyorsun dedi. Bende darısı senin başına derdemez küçük bir mırmır eniştemin oltada, küçük olduğu için hemen denize iade, saat 12:00 olmuş vaktin nasıl geçtiğini anlayamamıştık. Artık vuruşlar kesilmiş canımda çay çekmişti enişteme çaya ne dersin dedim olur dedi hemen etraftan çalı çırpı toplayıp güzel bir ateş yaktım (bu arada gözüm ve kulağım oltalarda) köz oluşunca çaydanlığı attım közün üstüne (hani odunda pişmiş çayında tadına doyum olmuyor ) güzelce demlendikten sonra ikişer bardak çaylarımızı içtik yemleri tazelemek için oltayı elime aldığımda ucunda küçük de olsa birşeylerin olacağını düşünerek kamışı sertçe asıldım çok ağır olmasada ucunda birşeylerin olduğunu bilerek yavaş yavaş topladım yine güzel bir mırmır daha 250gr civarı bu öğle saatlerinde aldığım son balık oldu. Saat 14:00 olmuş karnım zil çalmaya başlamıştı közümüzün üzerine mangal kömürünü atıp kömürlerin kor haline gelmesini beklerken bir yandan da yer soframızı hazırladık akşamdan sosladığım tavukları çıkarıp ateşin üzerinde nar gibi kızartmaya başladım. Tabi bu arada kokuyu alan davetsiz misafirlerimiz gelmiş kendilerine pay çıkarmı diye bekliyorlar ilk önce biraz korktuk tabi üç tane dana gibi çoban köpeği neyse biz karnımızı doyurduk kalanları ve kemikleri de onlara ikram edip onlarıda ziyafete ortak ettik. Saat 15:30 olmuş artık çalışma vaktimiz geldi dedik. Yemleri tazeleyip beklemeye başladık uzunca bir zaman tık yok taki Aydın'daki kuzeni arayıp neler kaçırdığını anlatmaya başladığım ana kadar bir elimde telefon diğerinde kamış bir vuruş geldi ardından birdaha derken balığı tek elle tasmalamayı başardım kuzene aceleyle kapatıyorum dedim ve başladım balığı çekmeye bu sefer gelen el kadar bi ısparoz allah bereket versin diyerek tekrar olta denize beş on dk geçmeden bir mırmır daha geldi ama çok küçük olduğu için oda diğerleri gibi denize iade edildi. Saat 17:30 olmuş ve ufak ufak toplanmaya başlayalım dedi eniştem olur dedim ve son kez yemleri tazeleyip diğer takımları toplamaya başladım birinci ve ikinci olta boş, üçüncü olta ağır ucunda kuzu var diye yavaş yavaş çekerken oda ne bilek kalınlığında dal parçası enişte tuttuğum balığa bak derken eniştemde bir telaş hızlı hızlı oltayı topluyor hayırdır dedim yanılmıyorsam levrek var ucunda dedi hemen yanına gittim dediği gibi güzel bir levrek (500gr civarı) daha bizimdi. Son oltamı toplamak için geri döndüm yine oltanın ucunda birşeyler vardı günün son balığı bir önceki ısparozun eşi onuda sepete atıp bu güzel ve bizim için bereketli geçen avımızı sonlandırıp evin yolunu tuttuk. (Mesai saatinde aceleyle yazdığım için sürçü lisan ettim ise af ola) Herkese RASTGELE... Kullanılan takım : Klasik üç iğneli dip oltası. Yemler : Boru Kurdu, Mamun, Sülünez. Yakalanan Balık Sayısı : 5 adet Mırmır - 2 adet Levrek - 2 adet Isparoz 1 Levrek Sülünez ile diğerleri ise Mamun ile yakalanmıştır.
Fotoğraf makinesini yanımıza aldık ama pillerinin bitmiş olduğunu geç farkettik. Onun için resim çekemedik inşallah bir dahaki sefere. Rastgele.
Volkan tebrikler birader. Neş'eli ve huzurlu bir av günü olmuş. Kafa dengi enişte kafa dengi kardeş gibidir, şanslısın. Devamını dilerim, enişteye de selamlar.
Bu güzel raporu fotoğraflarla da süsleyebilsek harika olurdu ama bizlere görmek nasip değilmiş, bir dahaki sefere bol fotoğraf bekliyoruz abicim, rastgele..
Çok teşekkür ederim Bahtiyar kardeşim. İnşaallah daha büyük ve güzelleri senin oltana takılır. Bir dahaki avdan bol kareler koyacağım sözüm olsun (Tabi oltaya takılanlar olursa )
