Öncelikle forumumuzdaki tüm abilerime ve kardeşlerime selamlarımı sevgilerimi sunuyorum. Soğukları yeni başladığı bugünlerde içimizi balık aşkı ısıtmaya devam ediyor. Okulumdan dolayı uzak kaldığım bu sevdadan forumlardaki raporları okuyarak kendimi teselli ediyordum. Arkadaşlarımla sözleşmiştik. İkiside şehir dışında okuyor. Vizeleri bitince İzmir'e geleceklerdi. Tabii hemen planlar yapıldı. Pazartesi günü geldiler haftasonuna hazırlık yapıldı hafta başından. Gel gör ki günler geçsin. Annemde havanın soğuk olmasından dolayı planları iptal ettirmeye çalışıyor ama ben bu atakları geçiştirerek hemen Pazar gününün gelmesini istiyordum. Cumartesi günü. Artık plana bir gün kaldı ama o günde İzmir'de öyle bir hava var ki sormayın. Fırtına resmen. Meteorolojiden baktım pazar günü hava açık ama gelde anlat bizimkilere. Oltaları hazırladım kararlılıkla. O gün o balığa gidilecek arkadaş yoksa içimdeki kurtlar beni yer bitirir. Babam işten geldi saat 16:00 gibi. Havaya baksana gidilmez siz en iyisi iptal edin. Baba dedim altımda yılların yol kralı TOROS var iğne deliğinden bile geçerim ben sen canını sıkma. O da bu kararlılığı görünce belki bende gelirim uyanırsam dedi. Her neyse sabah 5 te yola çıkmak için anlaştık. Mangall , semaver yüklendi akşamdan. Tabi gece uyuyamadım. Saat geldi alarm çaldı hemen çıktık yola. Narlıdere'de yemciden 100 adet sülinez ve 10 adet madya aldım. Haramilere karşı konulmuyor yoksa. Bu mevsimde Çipuralar açıkta olacağı için 2.40lık kamışa vurdum 200 metre misina sallayacaktım ileriye. Balıklıovada fırına girip sıcacık çayımızı ve boyozlarımızı yiyip avlağa gittik. Malesef avlağa 15 km uzaklıktayken bir araba takla atmış jandarma yolu kontrollü olarak trafiğe açıyordu. Bu yolların ne kadar tehlikeli oldugunu anlatmıştı babam ve ne kadar haklı oldugunu tekrar anladım. Avlağımıza vardık dünün aksine mükemmel bir hava vardı. Gürkan semaveri hazırladı hemen bende oltaları açıp salladım attım ağzına gitsin boğazına hesabı. 15 dakika sonra hatrı sayılır bir mercan karşıladı beni. 1 saat sonrada çok agresif bir vuruş geldi. Bir kez vurdu ama götürecek oltayı sıkıştırdığım kayadan çıktı olta. Hemen vurdum tasmayı çekiyorum milim milim geliyor allahım ne bu. Takılsa anlayacağım. Kalama alıyor. En sonunda merakla beklediğim o ağırlık yerini anlamsız bir boşluğa bıraktı. 200 metre ilerden hışımla çektim oltamı ve baktım ki uçlardan bir iğne eksik. Mustad 2/0 iğnem gitmiş. Floracarbon misina almıştım mücadelelerde hüsran yaşamamak için. Ve yılların ustası avcı malzemesi satan Yılmaz abime hazırlatmıştım bedeni. Her neyse bu heyecandan bir saat sonra yani saat 12 de kıyıdan bile vuruş alamadık. Oturduk sıcacık çaylarımızı mükemmel doğa manzarası eşliğinde yudumladık. Arkadaşlar ufaklarını seçip attığım 7 adet karagöz ve yenecek kadar olan hanosları tutmuşlar. Yaklaşık bir kilo balıkla artık dönüş yoluna düştük. Epeyide yorgunduk yol bitmek bilmedi. Eve geldiğimde babamın yüzünde sıcak bir tebessüm annemin yüzündede her zaman ki gibi rahatlama ifadesi vardı. Herşeye rağmen güzel bir gündü. Ha şunuda unutmayayım o kaçan balık her ne cinsse ve bir gün sizin oltanıza takılırsa ona çok alındığımı iletin. O kadar yol geldik be abi şenlendirseydin gönlümüzü . Fotoğraflama imkanım olmadı balıkları ama manzaraları arkadaşım çekti onları daha sonra ekleyeceğim. Hepinizin nasibi bol olsun. İyi akşamlar
Güzel anlatımlı günceni tebrik ederim. İnşallah gönlünce nice güzellikler yaşayıp paylaşmak nasip olur sevgili Ünal. Yazını paragraflara ayırırsan okumak açısından daha cazip olur, böylesi biraz yorucuydu.
Sırf bu yüzden okuyamadım raporu, foto da olmayına tebrik olayına giremedim. Hislerimize tercüman oldun saol abi.
Biraz ondan biraz bizden. Kardeşimiz günün heyecanını dilinin döndüğünce kaleme almış. Çokta güzel anlatmış. Yaşı da genç. Bir aks-i seda görmeyince soğur, bir daha eli varmaz yazmaya, Biraz cesaret biraz teşvik iyi gider. Fotosu yok, paragrafı yok ancak içindeki amatör coşkuyu gayet güzel anlatmış. Sonraki raporları daha başarılı olur, aha şuraya yazıyorum.
Yorumlarınız için teşekkürler fotoğraflar makinasında arkadaşın henüz atma imkanımız olmadı malesef Mahzuru yoksa bir sorum olacak. Denizin dibi aşırı eriştelik dolu. Haliyle iğnelerde onlara takılıyor ve yem bozuluyor hatta bana göre düşüyor. Balıklar yemin kokusunu alsa bile vuruş yapmıyolar eriştelikler engel oluyor diye düşünüyorum. Bunların olmaması için bedene yada oltaya herhangi bir ekleme yapmalımıyım ?