24 Kasım 2007 Sarayburnu Lüfer Avı(Aliço Ustamıza ithafen)

Tarih: 24 Kasım 2007 Cumartesi
Saat : 05:00
Çıkış Yeri:Samatya Bölgesi
Av Konumu : Sarayburnu ve Haydarpaşa bölgeleri
Vasıta : 8 Metrelik Balıkçı teknesi
Yem : Halden alınmış kırbaç gibi Zarganalar ve livardaki capcanlı istavritler
Olta Tipi: Özel yapım Uzun Olta
Katılımcılar: Tarkan Aliço Boğaç
Hedef Balık: Lüfer

Saat tam 05:00'de Ustamız ile buluşup diğer dostlar ile birlikte oldukça keyifli kahvaltımızı ettikten sonra
05:45 de teknede yerimizi alıp
Vira Bismillah diyerek boğazın serin sularına koyverdik.

Uzun zamandır planladığımız O büyük gün gelmişti.
Özellikle İstanbul'da yaşayıpta balıkçılığa gönül vermiş bir çoğumuzun
yaşamak istediği ama çok azının o zevki tadabildiği
ender bir İstanbul sabahında ,
Sarayburnu'nda ,denizde Ustamızın teknesinde
ilkokula yeni başlamış talebeler gibiydik.
Denizi,Tekneyi ve civardaki balıkçıları gören Bizler
Okumayı sökmeden önce yazmayı,
Emeklemeden koşmayı,
Ali Ustamızın yanında Lüfer tutmayı istiyorduk.



Beni ilk büyüleyen manzara :

Tekneler Uzun olta yaparak namazda saf duran cemaat gibi saf tutmuş , sırt sırta ilerliyorlar.




Ali Ustamız zarganaları kendine has bir yöntemle kesip hazırlarken , O yoğun Boğaz trafiğinde tekneyi Boğaç kullandı.




Ali Kaptanın ustaca çektiği Sırtı sonuç vermiş balığı yakalamıştı.
İlk Lüferimiz geliyordu işte ...

Lüfer'imizi heyecanlı bir hamle ile iğneden çıkartıp Livara saldıkta sonra
En zor bölüm olan siftahı yaptığımızı düşünerek
içimizi kaplayan o coşku yerini derin bir kedere bırakmak üzereydi.

0,35 Misina Ali ustanın elinde birden ağırlaştı.Panik yapmadan
son derece kendinden emin hareketler ile teknenin bordosuna kadar
çektiği Lüfer'in debelenmesine ve kafa atmasına dayanamayan misina
çatt diyerek koptu.

Ali ustanın yüzünde beliren o kederli ifade ve Boğaç'ın veryansın feryatları arasında
Ali Ustanın uğurlu saydığı ve defalarca Lüfer tuttuğu o meşhur olta
bir ucu Lüferin ağızında balık ile birlikte uçtu gitti.

"Ah be" dedi, "Daha yeni Surfishing Erdal ile sohbetini yapmıştık bu misinaların çekerini , Olacak şeymi şimdi bu!!!"

Şansımıza Ali Kaptan tedbiri elden bırakmamış ve eskisi kadar iyi iş yapmasada
ikinci Uzunolta takımını hazırlamıştı.
Bir sonraki deneme canlı İstavrit ile oldu.
Çok geçmeden ikinci Lüferimizide aldıktan sonra
tekrar fileto zargana yeme dönüp tam yedi kez vuruş alıp lüferleri besledik.


Bu arada ilginçtir Aliço peşpeşe önce kocaman bir İskorpit yakaladı,wmc kaşıktan çıkartana kadar akla karayı seçtik.Neyseki uzun kakıç ve bıçak ile takımı kurtarıp İskorpit Babayı serin sulara yollamayı başarmıştık ki ikinci davetsiz misafir Kofana edasıyla gelip bizi heyecanlandırdı. Taaki suyun içerisinde gözükene kadar hepimiz adrenalin patlaması yaşadık...
O da Ne...azman bir Trakonya...
son kalan kaliteli takımın ucunda tüm endamıyla güvertede " Hehe sıkıysa çıkartsana " der gibi karşımıza geçti...

İstesen olmaz dedikleri bu herhalde...

Neyseki İskopitten deneyimli ve donanımlıyız. Biaz çabadan sonra Trakonya Abimizide sağ sağlim uğurladık...




Bu sefer farklı bir şey deneyip dümeni Haydarpaşa açıklarına çevirdik.
Sarayburnuna uzak, Gümrüğe yakın bir mesafede
yarım yol verip Çinekop Çaparisine döndük.

Deniz Ana gene rızkımızı verip Bizleri boş bırakmadı...
Üst üste İri İstavritleri çekip livara saldık.
Açıkta bu kadar azman istavritin olduğunu bilmiyordum doğrusu...




Boğaç kıç tarafta dinleniyor.



Öğlene doğru telefonum çaldı,
Arayan , Beni hiç yanlız bırakmayan değerli ağabeyim BANDIRMALI Mustafa idi.
Oldukça hevesli ve meraklı bir şekilde halimizi hatırımızı sorup Hayır dualarını eksik etmedi Sağolsun.
Arkasından gaza gelerek bu bez ben Turgay Abimi (KRAL_BALIKCI) aradım ve sesli mesaj bıraktım.



Ve Ben



Günün hasılatı :
Kazanılan Sağlam bir dostluk ,
Hayallerimizi süsleyen Sarayburnunda Tekne Avcılığı ve
iki lüfer + bir kol.
Not : Kol sirkülere uygundur.

 

tebrik ederim daha bol avlar diliyorum...