Yıllık iznimin son 1 haftalık kısmını annem ve babam ile birlikte geçirmek üzere pazar akşamı Urla Özbek köyüne gittim. Havanın iyi olmasını fırsat bilip 200 sülünez de yanıma aldım. Pederimiz Muharrem bey ile pazartesi günü sabah erkenden limandan yol aldık. Deniz aynen bir göl gibi olunca rahat bir yolculuktan sonra balık meramıza geldik. Sonara baktığımızda ara suda balık veriyordu ve birde çapa atmadan ara sudan bol bol gopez ve istavrit aldık. daha sonra dib balığı için bir kaç yer denedik ama birkaç parça karagöz ve izmarit dışında balık alamadık. saat 11 gibi avı sonlandırıp geri dönüşe geçtik. Bu arada Çemşe de iken rapala x rap 8 cm blue-silver almıştım, dönüş yolunda atmaya karar verdim. bu sefer değişiklik olsun diye 125 gr kurşun ile takviye ettim, misina 0,28 bayağı bir yol geldikten sonra peder dönüştü uyudu, ben ise ara ara sırtıyı kontrol ediyorum ama bir an önce eve dönmek için 7-8 km. hızlı gidiyoruz, bir ara şuna bir bakayım acaba birseyler var mı diye el attığımda ciddi bir ağırlık olduğunu farkettim. motoru önce boşa aldım, daha sonra da durdurdum. peder bey birden uykudan kalktı motora birseymi oldu diye, bense dur baba kepçeyi hazırla oltada birsey var insallah köpek balığı değildir diyerek usul usul misinayı tekneye almaya devam ettim, önce kursunlar geldi ardından çek çek misina bitmiyor herhalde 60-70 metre salmışım ki sonlara doğru balık kendini bayağı bir hissettirmeye başladı ama ne olduğunu öyle merak ediyordum ki insallah sinarittir diye içimden geçiriyordum, balık bir ara dipte parladı ama hemen teknenin altına doğru yöneldi, ben ise yavaş yavaş çekiyorum, balık direnç gösterdiğinde ise misinayı veriyorum yaklaşık 10 dk .lik bir mücadale sonunda 2,5 kg. lık bir akya (sarı kuyruk) işin uzmanı N@mık kardeşim bunu çözer misafirimiz oldu, bizim buraların balığı değil ama bana nasip oldu. peder beyle güzel bir oh çekip çak yaptıktan sonra resimlerini çektik ve yola koyulduk. akşam ise tekirdağ rakısı ile bir güzel götürdük. 3 kişi 2 gün akyayı yedik, daha sonraki 2 gün ise istavrit, gopez ve izmarit yedik. anlayacağınız izminin hemen hemen tamamında balık yedim resimlerden de görüleceği gibi balık gibi oldum. işte bizim ortak Muharrem kaptan aşçımız valide sultanın ellerinde ve muhteşem final
çok güzel bir av olmuş salih abi. darısı başımıza. büyük balık hastası olup da hayatında istavritten başka büyük balık yakalayamayan ben ne hasretle baktım o resimlereeeee
Namik kardeşim, zeytinyağ ile kızartılmış balığın lezzeti de bir başka oluyor inan parmakları zor kurtardık ilk kez yediğim bir balık, senin 20 - 30 kg. lukları gördükten sonra bizimkisi pigme kalır dönüş yolunda 6-7 km/saat hızla giderken 150 grm. kurşun ile sahteyi indirdim, derinlikler 10 metre civarında denk geldi. nasibimizde varmış ne diyeyim. yalnız küçük olmasına rağmen bayağı bir mücadele verdi, sonlara doğru teknenin altına doğru kaçtı bende elle sürekli yol verdiğim için sonunda kepçeye almayı başardık. kardeşim sana daha büyükleri rastgelsin sağlıcakla kal .
Hem zeytin yağı hem tekir hem kuzu.Oh be.Bari yemeden foto çekseydin.Bitirmişte kılçıkları çekmiş bak hele Ellere sağlık ve afiyet olsun bakalım.
Tebrikler. Güzel bir final olmuş. Allah herkese böyle finaller nasip etsin. Fotolar hoşuma gitti. Ençokta tabaktaki hali
O güzel balığın,o tabakta, o mağrur ve upuzun yatışı ve rakının balığın başında yas tutması adeta şiir gibi ellerinize sağlık