Rıdvan Tezel'in 1956 yılında kaleme aldığı güzel bir makale. Tesadüf eseri net'te rastladığım bu yazının tamamını paylaşmak istedim. Amatör balıkçılığa gönül vermiş bir şahsiyet ile yaptığı bu sıcacık sohbet beni çok etkiledi. O dönemi yaşar gibi oldum yazılarda bazı aksaklıkların olması doğal malum 1956 senesi
Çok güzel bir yazı. Teşekkürler. Ama artık öyle balıkçılar kalmadığına mı üzüleyim yoksa böyle İstanbul beyefendilerinin kalmadığına mı karar veremedim.
Erkan dostum, bu güzel makaleyi okurken, burnuma adeta naftalin kokuları geldi, çok nostaljik ve güzel bir paylaşım olmuş emeğine sağlık :thumb: Peki sence ders alırlar mı dostum?
Ders almayı bırak, okumazlar ki... adam soru soruyor, "yanıtı forumda var, aratırsan bulup okursun" diyorsun, ukalalık ediyor, ters cevap veriyor, saygı yok, tembellik had safhada, armut piş ağzıma düş diyor... okumaya araştırmaya niyeti yok, sadece tüketmeye programlanmış robot gibi... böyle bir kitleden ne amatörlük, ne çevre bilinci ne de bilgiye saygı bekleyebilirsin dostum... balık da deniz de bunlara kurban oluyor işte maalesef...
Tersinden. - Ula uşağum, Temel ne yapayi? - Hiç ne yapsın. Vedik oni tersaneye ters çalışayi. Avladığı balığı sattığını bangır bangır bağırıp bir de üstüne belge asıyor "Amatörüm" amatör balıkçılık forumunda.
her ikiside kalmadı:thumb: Maalesef hep üzülüyoruz ve üzüleceğiz galiba İsa'cım bu tür yazıları okurken güzel bir balık yakalamış gibi oluyorum Ders konusuna gelince,aslında biraz mantık ve doğru yönelim herşeyi düzeltir:thumb: Herşeyimiz fıkra tadında reis