Son zamanlarda içimden gelmez, elim kalem tutmaz olmuştu. Bir ara estiler, bende yazdım ve OLTACI Dergisinde de yayınlandı. Sizlerle de paylaşıyorum. Yorumlarınızı beklerim. ACABA NELER OLDU DA BU GÜNE GELİNDİ? ======================================================================================================- 3 TAKSİM 2 Yazacaklarım 3/2 Numaralı Amatör Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen Tebliğ üzerine olacak. Her nedense şu değişti, bu eklendi ya da çıkarıldı diyecek, bunları eski heyecanım ile yazacak, eleştirecek ya da destekleyecek gücüm kalmamış. Ayrıca bilirim ki mevzuat ve mevzuata ilişkin yazılar sıkıcıdır. Fazlaca ilgili olmayan okuru yarı yolda bayar. Ama yazmadan da olmuyor. Öyle ya, kısaca yazayım ki, neydik, ne olacağız diyenlere bir düşünme fırsatı, bir malzeme olsun. 3/2 Numaralı Amatör Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen Tebliğ, kısaca 3 taksim 2 dört yıl geçip de ömrünü tamamladığında 3/3 olup, rakamsal olarak tamama erdim diyecek. Şaka bir yana, bırakın tamama ermeyi, 3/2 en baştan, yani amaç maddesinden ele alınca görülen o ki bazı şeyler tam tersine geri gitmekte. Kağıt üzerinde bile sorumluluk almak, daha doğrusu yönetmeliklerde var olan sorumlulukların Amatörlerin gözü önünde olması ve sorgulanması bazı kişilere dokunuyor. Eh tabii ki bunun da kolayı var. Önceden var mıydı? Var olması şart mı? Yok edersin. Kimse fark etmez. Hem fark etse de ne olacak ki? Belki çıkar bir sivri akıllı, yazar, çizer, eleştirir. Kimler neleri eleştirmedi, eleştirmiyor ki? Mesela ben. Evet, 3/2 içeriğinde amacı olmayan bir amaç maddesi var olsa da amacının çerçevesi belli olmayan bir tebliğ olarak yayınlandı ne yazık ki. Oysa 12.08.2004 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan eski nesil mevzuatımız 35/2 sirkülerin amaç maddesine - Denizlerimizde ve iç sularımızdaki doğal yaşam alanlarının korunması, buralarda bulunan su ürünleri kaynaklarımızdan amatörce yararlanılması, sorumlu ve sürdürülebilir avcılık için - hedefleri girmişti ki, o gün sokaklarda dans edip, oynayasım gelmişti. O günlerde Bakanlıkta, ilgili STK ların katılımı ile gerçekleştirilen Amatör Balık Avcılığı Kuralları Danışma Kurulu Toplantısında ortak mutabakat sağlanarak net olarak çizilen bu çerçeve Rastgelebalıkçı Amatör Olta Balıkçıları Derneği (RASTGELE-DER) tarafından önerilmiş ve Bakanlıkça kabul görmüştü. Düşünün ki balıkçılık ile ilgili bir mevzuatımızın amaç maddesinde ilk kez SORUMLU ve SÜRDÜRÜLEBİLİR AVCILIK hedefi yer aldı. Almıştı. 31.08.2012 tarihine kadar yayınlanan sirküler ve tebliğlerde aynı hedefler amaç maddesi içerisinde yer almaya devam etti. Amatör Balık Avcılığı kurallarımız çizilmiş olan bu hedef, bu amaç çerçevesinde oluşturuldu ve birbirini takip eden 3 ayrı sirküler ve tebliğde 8 yıl boyunca yerini muhafaza edebildi. En azından artık sorumlu ve sürdürülebilir avcılığın mevzuatta adı, bir yeri vardı. Bu konuda da ilk adım atılmış, önlenemeyen yok oluşun önüne geçecek olan mantığın adı olsun bizlere özgü bir mevzuatın amaç maddesine girebilmişti. Taa ki 3/2 nin doğduğu gün olan 01.09.2012 ye kadar. Yeni doğup, 4 sene geçerli olacak olan 3/2 Numaralı Amatör Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen Tebliğin budanmış olan amaç ve kapsamını bir okuyalım. Bu tebliğin amacı. 01.09.2012 - 31.08.2016 tarihleri arasında amatör balıkçılığın belirli kurallar çerçevesinde yapılmasını sağlamak için, ticari amaç dışı veya spor maksadıyla yasak olmayan bölgelerde ufak vasıtalarla su ürünleri istihsal edeceklerin avlanma usul ve esaslarını belirlemektir. Sadece Amatör balıkçılığın belirli kurallar çerçevesinde yapılmasını sağlamak. O kurallar da zaten tebliğin içinde yer alıyor. O kurallar ile neyi sağlamayı hedefliyoruz, o kurallar neden var oldu, onlara neden uyum sağlanmalı sorularının cevabı olan HEDEF yok. Bakanlık ve STK ların mutabakatı ile ilgili Başkanlığın yönetmeliklerce belirlenmiş görev ve yetkilerine dayandırılarak çizilmiş olan net bir çerçeveydi o. Ancak çok ömrü kısa oldu. Sadece 8 sene var olabildi. O çerçeve 3 ana madde ile çizilmişti. O amaç maddesinde kural koyanından, denetlemekten sorumlu olana, korumaktan sorumlu olandan, amatör balıkçısına kadar hepimize düşen sorumluluklar vardı. 1- Denizlerimiz ve iç sularımızdaki doğal yaşam alanlarının korunması, 2- Buralarda bulunan su ürünleri kaynaklarımızdan amatörce yararlanılması, 3- Sorumlu ve sürdürülebilir avcılık yapılması. Şimdi soruyorum. Kime ne zararı vardı o özenilerek hazırlanmış olan amaç maddesinin? Ne oldu da budandı, bu hale getirildi? Ayrıca o amaç maddesine yeni bordalamış bir de ufak vasıta şartı var ki, o da evlere şenlik. Ufak kavramının sınırı hiç belli olmayan, göreceli bir kıstas olması bir yana, eğer o ufak vasıtayı kullanmıyorsan ticari amaç dışı (Amatör) veya spor maksatlı olarak su ürünleri istihsali yapamazsın arkadaş. Yüzüne gözüne bulaştırmak ancak böyle oluyor demek ki. Sağlıcakla kalın. Avsız kalmayın. Eylül 2012 Tarık ERSAL
Değerli Üstad yazınızı okudum; ben Rasgele-Der takip etmem.Yalnız değişikliklerden o yada bu şekilde haberder olurum. Dediğiniz gibi bu gibi konular okuyucuyu sıkar ,yada okunmaz. Sorun bu işleri düzenleyen resmi kurumlarda olan kişilerin,bu işin içinde olmamalırı,yada başka çıkar gurupları tarafından onların istedikleri doğrultularda kararlar vermeleridir. Ben aynı zamanda kara avı ile ilgiliyim.Başımızda bir merkezi av komusyonu var ki evlere şenlik.Her sene pullar değişen kurallar bunların sürdürüle bilir avcılık için olması gerektiği konusunda kimsenin şüpesi yok.Lâkin uygulamada o kadar eksik ve olmayan yan var ki insanı bıktırıyor. Yazınız gayet net ve anlaşılır ellerinize sağlık.Ama düzgün kararların bile bozulduğunu görmek üzücü.
( 01.09.2012 - 31.08.2016 tarihleri arasında amatör balıkçılığın belirli kurallar çerçevesinde yapılmasını sağlamak için, ticari amaç dışı veya spor maksadıyla yasak olmayan bölgelerde ufak vasıtalarla su ürünleri istihsal edeceklerin avlanma usul ve esaslarını belirlemektir.) Ufak vasıtalardan kasıt, kullandığımız olta ve benzeri takımları kastediyor olmalı. Kalıplaşmış bürokrasi terimleri. Yoksa yanımızda birde şişme, 3 liralık can simidi gibi bir vasıta taşıyacağız. Vasıta sınıfına sokarlarmı acaba. Bu güzel bilgilendirmeniz için teşekkürler Tarık bey.:thumb: :thumb:
Kamuran bey merhaba, Ben de eski bir kara avcısıyım. Kara avcılığı Kanunu ile dolayısıyla MAK oluşumundaki kuralların ve avcılık kurallarının zaman içerisinde ne gibi değişimler geçirdiğini yakınen takip etmiş, hatta zaman zaman o değişimler içinde de rol almış bir kişiyim. İki camiayı, Amatör Balıkçılar ile Kara Avcılarını kıyaslayacak olursam, Kara Avcılarının çok daha fazla örgütlü oldukları aşikardır. Gerektiğinde kural koymak ve denetlemekten sorumlu kurumların e-posta kutularını doldurup taşırmaktan, fakslarını kilitleyene kadar bir çok müracaat ve eylemi birlikte yapabilen, toplam sayısı 1800 leri aşan dernekleri kurmuş olan Kara Avcılığı camiasına biraz da imrenerek bakarım. Benzer durumlarda bizler demokratik tepkilerimizi uygun şekil ve yöntemlerle ortaya koymadıkça bu ve benzer değişimler, geriye dönüşler yaşanacaktır. Öyle ya, her toplum layık olduğu şekilde yönetilir.
Tevfik bey merhaba, BENCE o yetkililere sormak lazım. Acaba hangi CİDDİYETLE hazırlanan mevzuatın içeriğinde UFAK kıstası yer alır? Var mıdır bir örneği? Neye göre ufak? .............. ufak vasıtalarla su ürünleri istihsal edeceklerin avlanma usul ve esaslarını belirlemek. Balık avlarken yaptığımız işe İSTİHSAL dendiğine göre, işin sakat yanı bizleri MÜSTAHSİL olarak gören zihniyetten başlıyor. Amatör balıkçılığa İSTİHSAL = ÜRETİM, bizlere de MÜSTAHSİL = ÜRETİCİ gözüyle bakan zihniyetin değişimini sağlamadığımız sürece ileriye yol almanın mümkün olamayacağını artık anladım.
Konuyu okuyorum geceden berı dönüyorum tekrar okuyorum tekrar dönüyorum yorum yazacağım konu uzayacak hemde çok ötelere gidecek. Katılmadığım noktalar var yazılanlara.....
Sayın Alico, Ben her yazdığım satırın ardındayım. Her nereye gider bilemiyorum ancak katılmadıklarınızı ve gerekçelerinizi de merak ettim. Yazarsanız belki faydalanmış da olurum.
