31 Ocak 2010 - Danimarka - Morina Avi

Herkese merhabalar. Bir suredir aranizda yoktum ve forumu takip edemiyordum. Nedenlerine gelince 31 Aralik 2009 itibariyle Ukrayna’daki kontratim sona erdi ve ayni gun icerisinde Istanbul’a donduk. Kopenhag’da bir pozisyon kabul ettigim icin Istanbul’a dondukten sonra hazirlik ve vize isleri pesinde kostum. Bunlari tamamladiktan sonra da 18 Ocakta Danimarka’ya geldim. Burasi bizim sirketin merkez ofisi oldugu icin pekcok faaliyete katilma sansiniz var. Tabii ki ilk is olarak sirketin balikcilik kulubune katildim ve 31 Ocakta yapilacak organizasyon icin basvurdum. Once yer yok dediler ancak sonra neyseki birileri iptal etmis ve adimi listeye yazdirmayi basardim…

Cumartesi gecesi erkenden girdim yataga. Her ne kadar trenimiz saat 11:06 da hareket edecek olsa da sabah erken uyanip heseyin hazir oldugundan emin olmak istiyordum. Ama uyumak ne mumkun. Boyle yuksek beklentilerimin oldugu balik avlarinin oncesi heyecandan olsak gerek bu uyku problemi oluyor genelde. Yatakta saatlerce dondum durdum, sabaha kadar yari uyku yari uyaniklik arasinda gecti. Gun agardiktan sonra kalktim ve pencereden disariya baktigimda lapa lapa kar yagdigini gordum.






Icimde acaba tur iptal edilir mi diye bir korku vardi ancak bu duygulari kafamdan atmaya calisarak yarim yamalak olan esyalarimi hazirlamaya basladim. Daha once hic bu turde bir av yapmamis oldugum icin buna uygun malzemem olmamisti, ki zaten Danimarka’ya hic malzeme de getirmemistim. Cuma aksami isten biraz erken cikmis ve kendime balikcinin onerileri dogrultusunda bir takim ve iki tane 450 ve 500 gramlik jig almistim. Daha once hic cikrikli takimim olmadigi icin pek tecrubesizdim. Cikrik shimano oldugu icin nispeten guvenle aldim ancak kamis icin balikcinin tavsiyesi dogrultusunda birsey almak durumunda kaldim. Uc parcali kinetic marka bir kamis. Cikrik olsun kamis olsun, yorumlarinizi lutfen bildirin cunku burada degistirme sansim var. Satan yer ayni zamanda geri alip daha sonra bunlari talep eden balikcilara falan kiraliyor cunku….














Takim konusunda problem kalmasa da bu havalarda acik denizde av yapmak icin tulum gibi ozel kiyafetlerim ve botlarim yoktu. Ancak yapabilecegimin en iyisi seklinde uzerimi katkat giyinip tren istasyonuna dogru otelden ayrildim. Burada uc Alman ve bir Danimarkali arkadasla bulustuk ve hep birlikte Kopenhag’in tahmini 30-40 km kadar kuzeyindeki marinanin oldugu Helsingor sehrine dogru trene bindik. Yogun kar yagisina ragmen tren vaktinde kalkti ve gidecegimiz yere soylenen dakikada ulastik. Bu arada kar yagisi da durmus, havanin beklenenden cok daha yumusak olmasi yuzumuzu gulduruyordu (birkac gun onceki hava tahminlerinde beklenen -12 derece idi ancak oraya vardigimizda sicaklik -2 civarindaydi). Yaklasik 10 dakika kadar gecikmeyle saat 12:40 gibi hareket etti teknemiz. Hareketten hemen once herkes son hazirliklarini yapiyor:










Hedef baligimiz cod fish. Aklima hep daha once bu sularda tutulan kocaman baliklar geliyor ve acaba sans bana da guler mi diye soruyorum kendi kendime. Av hakkinda biraz bilgi vermem gerekirse, tekne sonarla dibi tarayarak gidiyor. Baligi belirledigi noktada ani bir durus yapiyor ve zili caldigi anda herkes takimlarini suya birakiyor. Amac cok hizli bir sekilde dibi bulmak sonra da sahtenin dipten uzaklasmadigina emin olarak yukari dogru carptirmak. Akinti oldukca yogun o yuzden her yukari hareketten sonra freni acip biraz daha misina vererek sahte baligi hep dibe degdirmek ve ondan sonra yukari ani hareketle tekrar kaldirmak gerekiyor. Herkes ayni seyi soyluyor, kisin balik en dipte olur, her seferinde dibi bul! Ozel kiyafetlerim olmamasina ragmen kat kat giyinmis olmamin etkisiyle uzerim gayet iyi ancak bir sure sonra uc kat coraba ragmen ayaklarim buz gibi oluyor. Yine de limitleri zorlamak pahasina ava devam ediyorum. Teknede sirket calisanlarindan (Maersk anglers club) yaklasik 25 kisi var, baligi bulmak bazen dakikalarca suruyor. Zil sesi caldiktan en fazla birkac dakika sonra ikinci zil caldiginda herkes takimlarini topluyor ve balik tutan olmadiysa tekne tekrar hareket ederek arama calismalari yeniden basliyor.

Ikinci ya da ucuncu durdugumuz noktada teknenin ilk baligini hemen solumda avlanan Lars isimli arkadas tuttu. Tahminen 2-3 kilo civarinda bir cod fish.

 

Bu arada ben, hemen sagimda avlanan Anna ve onun saginda avlanan arkadas teknenin acemileri diye isimlendiriyoruz kendimizi. Anna daha onceki ciktigi birkac avda hic cod fish yakalayamamis, diger arkadas ve benim icinse bu ilk tur ve bu yontemle yapilan ilk av tecrubesi. Durulan noktalarda balik yakalayanlar oluyor ancak bizim ucumuzden hala tik yok…


Bir sure sonra yine zil sesi geliyor ve takimlari suya saliyoruz. Dibi buldu oltam. Bir, iki, uc derken bir de bakiyorum ratim yukari kalkmiyor. Ayni anda misinam bosalmaya basliyor ancak ben hala balik mi yoksa sahte dibe takildi da teknenin hareketinden oturu mu bosaliyor emin olamiyorum. Kisa bir sure sonra misinanin bosalmasi duruyor ve ben cikrigi sarmaya calisiyorum. Ancak ufak iki sorunum var. Senelerdir normal makaralarla sol elle sarim yaparak avlandigim icin ne sag elim cikrigi adam gibi sarabiliyor ne de sol elim rati dengeli tutarak yukari kaldirma hareketini tam olarak yapabiliyor. Kisa bir sure sonra takimini toplayan etrafima gelip beni izlemeye basliyor ve bes alti kisiden birden taktikler yagmaya basliyor. Yukari kaldir! Sar! Kaldir sar! Ancak iclerinden en akilli tavsiyeyi Lars yapiyor ve makara bosa donuyor frenini sik diyor. Freni yavas yavas sikarak yukari dogru cekiyorum ancak icimden hala eger sahte dibe takildiysa cumle aleme rezil olacagiz diye geciyor. Bir sure sonra fren ayari yeteri kadar sertlesince oltanin ucundaki agirlik yukari dogru gelmeye basliyor. Ani bir hareketle dibe dogru yol isteyince oltanin ucundakinin bir balik olduguna ancak emin olabiliyorum. Etraftan gelen yorumlarla birlikte sarmaya devam ediyorum. Ancak iyice ham ve acemi olan sol kolum baligin ve akintinin gucune zor dayaniyor ve bir ara acaba rati yanimdakilerden birine mi versem diye dusunuyorum. Ama hayir, yilmak yok devam… Neyseki cod fish cok fazla mucadele edebilen bir balik degil. Orta sudan sonra artik cok nadir yol istiyor ve mucadele daha cok baligin kutlesi ve akintiya karsi oluyor. Sanirim 4-5 dakika icerisinde balik yuzeyliyor ve ”easy!”, ”easy!” bagirislari arasinda baligi yavasca teknenin yanina dogru getiriyorum. Artik zaten baligin da mucadele edebildigi yok ve teknedeki tayfa elindeki kancayi usta bir sekilde takip baligi teknenin icine aliyor.



[/URL]



[/URL]






O anki sevinc ve duygular anlatilmaz yasanir derler ya, o yuzden anlatmayi hic denemeyecem bile... Bir sure sonra baligi tartiyoruz ve tam 10 kilo 500 gram geliyor. Bu arada farkediyorum ki az once donacagini dusundugum ayaklarim bile sicacik olmuslar.

10 kilonun uzerindeki ilk baligi tutana verilecek ve yillardir sahibini bulamamis Abu Garcia marka bir cikrik varmis meger bizim anglers clubta. O odulu de benim kazandigimi soyluyorlar bir sure sonra, sevincim biraz daha artiyor. Bu arada av devam ediyor ancak ben sonraki birkac zilde hic deneme yapmiyorum. Sol kolumu epey zorlamisim ve oyle agriyor ki  Yaklasik yarim saat kadar sonra sabah beraber geldigimiz Alman arkadaslardan birisi de gunun ikinci buyuk baligini tutuyor. O da 10 kilo 700 gram geliyor ancak 10 kilonun uzerindeki ilk balik benim, hediyeyi kapmisim Bu arada teknede tezahurat var Alman arkadasin tuttugu balik icin. Kiss, kiss, kiss!!




Saat 17:00 ye dogru avi bitirerek geri donuyoruz. Donus yolunda tren grubu olarak yuzler guluyor...












Iki buyuk baligi persembe aksam yemeginde hep beraber yemeye karar veriyoruz. Isin tek kotu yani iki baligi tren istasyonundan otele kadar benim tasimam gerekiyor ama azimle bunu da basararak otelin restoranina teslim ediyorum. Tabi kendi tuttugum baligin kuyruk tarafindan birazini kesip odama getirip taze taze yemeyi de ihmal etmedim.








Luferin, levregin ya da sinaritin lezzeti gibi olmasa da yine de baligin tadi gayet hosuma gitti. Simdi artik persembe aksamini iple cekiyoruz…

Bu arada yeni farkediyorum fotograf makinasinin yil ayari yanlismis, sene 2010 olacak tabii ki

Rapor fazla uzun oldu ise kusura bakmayin. Kendime ait balik rekorum 2 kilogramdan bir anda 10.5 kilograma cikti. Gormemis boyle bir balik tutunca destan yazasi geliyor iste. Darisi tutmayan herkesin basina…

 

Tebrikler,harika bir trofe,çok güzel bir anlatım ve resimler.İnsan okurken yaşadığınız heyecanı gözünün önüne getirebiliyor.Güzel avlarınızın devamı dileğiyle.
Rasgele,

 

tebrik ediyorum, sizinle birlikte ben bile çok heyecanlandım. Keşke ülkemizde de şirketler bu çalışan memnuniyetine önem verse de böyle organizasyonlar yapsalar, rastgele..

 

Çok güzel bir anlatım ve fotoğraflar. Sanki kendimi o tura katılmış gibi hissettim. Tebrikler.

 

tebrikler. herşey çok güzel gözüküyor..

 

Harika, tebrikler. Gercekten güzel bir deneyim olmuş. Abu Garcia'dan sonra Shimano çıkrıgı ne yaptınız? Geri verebilirim diyordunuz (merak ettim şimdi )

 

tebrikler çok güzel gerçekten paylaşım ellerinize sağlık

 

Sevgili Kagan,

Cok tebrik ediyorum.Baligin da hakkini vermissin, raporun da.Ikisi de muhtesem.Eline emegine saglik.Keyifle okudum.

Hey maasallah ne morina ama... Kismete bakarmisin. Yani resmen Turk gucu olmus bu.)))))))) Darisi bir gun bizim de basimiza...

Senden daha nice boylesi guzel raporlar bekliyor, Danimarkada her seyin gonlunce olmasini diliyorum...

Saglicakla kal.

Dahasina rast gelsin.

 

muhteşem bir anlatım,
harika fotoğraf kareleri,
süper bir av,

daha ne diyeyim,
tebrik ederim

 

Bu arada takimlarin hakkinda bir iki laf edeyim.

Herseyden evvel jigin oldukca orjinal.Daha once boylesini hic gormedim.Japon tarzi speed jiglere benziyor. Ama onlar oldukca sert ve hizli cekilir.

Kamisin kesinlikle bir jig kamisi.Boyu yuksukleri, tarzi... Eee sana 10 kg uzerinde baligi Baltik denizinde cikartigina gore bize artik soyliyecek bir sey kalmaz...Daha nice avlarda gule gule kullan.

Makinana gelince...Bu shimano aslinda 1:5 sarim hiziyla cok mukemmel bir jig makinasi degildir. Yani bundan onceki jenerasyon da iyi makinaydi diyelim.Su anda gercekten jig makinalari cok gelisti ve bu makinanin biraz papucu dama atildi. Simdiki makinalar oldukca hafif ve anormal hizli 1:6...Ama gene de cok kullanisli ve ozellikle dip yemlisinde tekneden yillarca keyifle kullanacagin bir makina...Sol sag el hikayesine gelince ben de ayni dertten muzdaribim diyeyim.

Herseyde saglagim balikcilikta solak ve bu cikrik makinalarin cok nadir solak olanlari elimde degilse hep tam performansimi bulamiyorum.Bir sallapatilik hissediyorum... Ama gene de cikrik makinalar ozellikle buyuk baliga , ozellikle tekneden elzem...

Yeni takimlarini da insallah keyifle, kismetle uzun yillar kullanirsin...

Onlara isim vermeyi unutma.Onlarla kunusup hallerini hatirilarini sormayi, emeklerini takdir etmeyi unutma... Inan bana hepsinin bir karakteri vardir. Daha nice avlarda ismiyle onlarin ruhuna erersen, bu karakterin ne kadar canli oldugunu daha iyi anliyacaksindir. Balikciliginda sana eslik edenlerin damarsiz, etsiz, kansiz da olsa iki can dost oldugunu, iki candost buldugunu inutma... Muhebbetiniz pek olur insaallah.

Saglicakla , dahasina rast gelsin dostum...

 

muhteşem bir balık avı, hediye konusunda şanslıymışsın.

 

Daha kavusamadim abu garciaya. Persembe aksami getirecekler sanirim Shimano da duruyor hala yani...

 

Guzel yorumlariniz icin hepinize tesekkur ederim arkadaslar. Daha irileri senlendirsin oltalarimizi!

 

mükemmel av tabrikler,yenilerini bekliyoruz

 

Yorumlar ve bilgiler icin cok tesekkur ederim Huseyin Alp abi. Ne zamandir senin Yeni Zelanda raporlarini okuyup birgun bana da boyle buyuk balik denk gelir insallah diyordum. Kismet bu pazaraymis

Isten cikip otele gittigimde hemen hemen her aksam cikrigimi cikarip biraz inceliyorum. Saginda solunda minik lekeler gorunce temizliyorum. Arkadas olmaya basladik bile yani

 

tebrikler güzel av olmuş hediyenizde hayırlı olsun.

 

tebrikler kağan türkün azmini ispatlamışsın biran verdimi yoksa birine dedim kamışı ama vermemişsin tebrikler balığın herdaim bol olsun büyük olsun rastgele .

 

Cok güzel bir av ve keyifli bir gün olmus Danimarka'ya sevgilerle..

 

tebrikler biizim için de çok güzel oldu bu değişik ve güzel rapor
devamını dilerim.