32 yıllık kuraklığın sebebi küresel ısınma Selçuk Üniversitesi (SÜ) Çevre Mühendisliği Bölümü tarafından Türkiye'de ilk kez yapılan "küresel ısınmanın 3 boyutlu etki analizi"nde, son 32 yılda artan kuraklığın küresel ısınma kaynaklı olabileceği ağırlık kazandı. Selçuk Üniversitesi (SÜ) Mühendislik Mimarlık Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Emin Aydın, yaptığı açıklamada, küresel ısınmanın Türkiye'deki iklimsel etkilerini belirlenmek için, daha önce Türkiye'de yapılmamış bir çalışmaya imza attıklarını söyledi. Bu çalışmada, küresel ısınmanın, Türkiye'deki sıcaklık ve kuraklığa etkilerinin 3 boyutlu analiz modelleriyle değerlendirilmesinin yapıldığını anlatan Aydın, "Türkiye'de bu düzeyde ilk kez gerçekleştirilen araştırmada, 1975-2006 yılları arasında 76 il merkezinde yapılan aylık ortalama sıcaklık, ortalama toplam yağış miktarı ve ortalama 5 santimetre derinlikteki sıcaklık değerleri birlikte kullanıldı" dedi. Araştırmada, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün verilerinin kullanıldığını belirten Aydın, iklim değişikliği gibi çok uzun yıllar boyunca gerçekleşen bir değerlendirmeyi yapmak için 32 yıllık verinin çok yeterli olmadığını ancak eldeki kayıtlı veriler bununla sınırlı olduğu için daha geriye gidemediklerini ifade etti. Bu çalışma sonucunda elde edilen maksimum sıcaklık değişim modellerinden şubat, mart ve nisan aylarında 1998 ve 2001 yıllarında Türkiye genelinde tüm illerde 5 dereceye kadar bir sıcaklık artışının olduğunun gözlendiğini ifade eden Aydın, yağış değişim modellerinde ise ocak, mart, nisan, mayıs aylarında ortalama yağış değerlerinde yaklaşık 200 milimetreye ulaşan düşüş olduğunu belirtti. Aydın, haziran ve temmuz aylarında ise ortalama yağış değerlerinde yaklaşık 60 milimetreye ulaşan düşüş yaşandığını ifade etti. Prof. Dr. Aydın, 5 santimetre derinlikteki ortalama toprak sıcaklık değişim modelleri sonuçlarında ise yağış değerlerinin azaldığı yıllarda toprak sıcaklığında artış olduğunun tespit edildiğini anlattı. Analiz edilen 32 yıllık dönemde, zaman zaman sıcaklığın yükseldiği dönemler olduğu gibi havanın soğuduğu, sabit kaldığı dönemlerin de yaşandığını vurgulayan Aydın, şunları kaydetti: "Bu çalışmamızda küresel ısınmanın Türkiye üzerindeki etkilerini araştırdık. Sıcaklık artış değerlerine bakarak, 'küresel ısınma vardır' dememiz biraz zor. Ancak küresel ısınma konusunda 'Türkiye'de beklenen tüm etkiler görülecektir' diye de bir kaide yok. Akdeniz, İç Anadolu gibi bölgeler için zaten küresel ısınma etkisi 'kuraklık şeklinde olacaktır' deniliyor. 32 yılık yağış değerlerini incelediğimizde ise hakikaten eylül, ekim ayları hariç diğer aylarda genel olarak bir yağış azalma eğilimi var. Bu çalışmada son 32 yıl içinde daha kurak bir dönem yaşadığımız ortaya çıkıyor. Yaşanan kuraklık, muhtemelen küresel ısınmanın bir neticesi olabilir." SU KAYNAKLARIYLA İLGİLİ ÇOK CİDDİ ÇALIŞMALAR YAPILMALI "Kuraklık küresel ısınma sebebiyle yaşanıyorsa bu kurak eğilim devam edecek demektir" diyen Aydın, "bu verilerden çıkarılabilecek sonuç, kuraklık eğiliminin görüldüğüdür. Bunun devam etmesi durumunda kuraklığın daha ciddi boyutlarda hissedileceğidir. Bu da su kaynakları, su yönetimiyle ilgili çok ciddi çalışmalar yapmayı gerektirecek bir durum olduğunu gösteriyor. Zaten bizim vurgulamak istediğimiz buydu" dedi. Show haberden alntıdır.
Paylaşım çok bilgi dolu olmuş.Bu gibi konuları okurken tek aklıma gelen iyi bir amatör balıkçı ruhunu aşılamaya çalıştığım oğlum oluyor.Bizler büyüklerimizin av hikayelerini ağzımızın suyu akarak dinlrken bizden sonra gelenler ne anlatabilecekler.Allah korusun ama iş ne zaman son bulacak. Hiç bir zaman son bulmaması dileği ile.
Osman bey, Forum içinde yaptığınız çevresel yıkıma dikkat çeken paylaşımlarınız için çok teşekkür ederim. Yalnızca amatör balıkavıcıları olduğumuz için değil, bu doğanın dışında yaşayacak yeri olmayan canlılar olarak ve bu yıkımın oluşumuna neden olan tek canlı türü olarak bunları bilmemiz, ne yaptığımızı görmemiz gerekiyor. Sanırım gelinen noktada, bu yaşananlar küresel ısınmadan mı kaynaklı, değil mi? Ya da küresel ısınmayı durdurmak için ne yapmalıyız sorularına yanıt aramak için geç kaldık. Yeni sorumuz, küresel ısınmanın etkilerine karşı kendimizi nasıl hazırlamalıyız olmalı diye düşünüyorum.
Sevgili Diren sana tamamen katılıyorum çevremizde tam bir yıkım var ve bunun önüne geçmek neredeyse imkansız gibi bir şey hiç kimse iğneyi kendine batırmıyor direk olarak karşısındakine çuvaldızı batırmaya çalışıyor aslında bireysel olarak ta katkılarımız olabilir örneğin ava veya pikniğe gittiğimizde çöpümüzü toplayıp getirerek çöp tenekesine atabiliriz veya ne bileyim orada bulunduğumuz sırada en azından oturduğumuz yerde mıntıka temizliği bile yapsak bu bile kardır o kadar çok örnekler verilebilirki saymakla bitmez ben çok fazla gezdiğim için o kadar çok bölgede çevre katliamı görüyorumki gerçekten bu beni üzüyor ve bunları resimleyerek arkadaşlarımın dikkatini bu yöne çekmeye çalışıyorum Gölbaşındaki mogan gölünü hatırlarsın herhalde çok çabaladım yetkililere ulaştım ama kendi bildikleri kendi ellerinde ve hiçbirşey yapmıyorlar herhalde bundan sonra kurtarılamıyacağını düşünüyorlar ama kurtarılabilir en azından ben bireysel olarak savaşacağım her arkadaşımında kendi bölgelerinde çabalamaları için elime geçen her fırsatta böyle konuları yayınlayarak dikkatlerini çekmeye çalışıyorum çözümünü ise hep beraber bulabiliriz umudundayım. Yeni nesillere bu güzellikleri öldürmeden teslim etmemiz lazım.