Abuzittin Efendi hiç şüphesiz ki İstanbul'un gördüğü en büyük balık avcısıydı. İflah olmaz bir Boğaz aşığı ve bıkıp usanmaz bir bilgi toplayıcısıydı. Balıkçı demenin mümkün olmadığı benzeri görülmemiş bu insan, balıkçılığı adeta sanatla bütünleştirmiş ve balık avı için yaşayan bir şahsiyetti. Yeri geldiğinde sandalıyla denize açılır, her türlü kuralı çok büyük titizlikle uygulayarak ve denizde karşılaştığı tüm zorlukları hiçe sayarak, sandalını birbirinden güzel balıklarla doldurur, bu balıkları da evine götürmek yerine denize geri saladı. Balıkları satanları her zaman yerden yere vurur, denizde yaşayan balıkaların da aynen biz insanlar gibi yaşam hakkı olduğunu savunurdu. Balıkları ticari bir mal gibi alıp satanların değersiz ve çirkin yaratıklar olduğunu iddia ederdi. Abuzittin Efendi balıkları adeta dostu, kardeşi gibi görür ve öyle sever, denizlere zarar veren zihniyeti yok etmek için hiç bir fedakarlıktan kaçınmazdı. O yeryüzündeki en büyük doğa dostuydu. Balık alıp satanların, yiyeceği miktardan fazla avlananların en büyük düşmanıydı. O deniz kıyısına geldiği zaman, bu dev yapılı adamın denizlere zarar verenlere ne kadar acımasız davrandığını bildikleri için kendilerine neler yapacağını düşünenler büyük bir korku ve umutsuzluğa kapılırlardı. Bazen gözünü para hırsı bürümüş bu balık toplayıcıları onu ikna etmeye çalışır üçü beşi bir araya gelerek , ona güzel hediyeler götürüp konuşmayı dener, onu kendilerine karşı girişmiş olduğu amansız savaştan vazgeçirmeye çalışırlar, ne var ki kısa süre içerisinde kovulurlardı. Abuzittin Efendi'nin balıklara karşı olan sevgisi denizlerle de sınırlı değildi. Cehaletle ve doğa düşmanlarıyla olan savaşı dere ve göl gibi tatlı sularda da devam ediyordu. Avladığı balıkları büyük özenle iğnelerden çıkartıp geri salar, dere ve göl kıyılarında topladığı çöpleri ise öfkeyle evine götürür ve hepsini bahçesinde birer birer imha ederdi. Ağ ile balık avlayanları dere kenarlarından kovalar , kurallar uygun yöntemlerle avlananları ise her zaman takdir eder, onlara yardımcı olurdu. Bu büyük balık dostu ve denizlerimizi, göllerimizi bilinçsiz yöntemlerle katleden cahillerin büyük düşmanı artık hayatta değil. İsmi ise İstanbul'lu gerçek balıkçılar tarafından özlemle anılırken, artık meydanı boş bulup istedikleri gibi balık katledenlerce hatırlanmak dahi istenmemektedir.
Bir yerden hatirlar gibiyim farkli bir versiyonunu Napicaz? Satir atlayarak mi okuycaz, tersen mi okuycaz?
Önce bir normal sonra da birer satır atlayarak okuyun bakalım. Abuzittin Efendiler çok var günümüzde, ilk bakışta çok düzgün kişiler görünürler de biraz daha dikkatli baktın mıydı... mrsparkle
Gerçekten güzel düzenlenmiş bir yazı. Satır atlayınca adına neden Abuzittin dendiğini daha iyi anladım...