Ada raporu yandan çarklı

Selam arkadaşlar... Geçen hafta tatil için Bozcaada'daydım. Balığa pek meraklı olmayan 2 arkadaşımla gittiğim tatilde merkez dışında bakir koylarda gece avları yapamadım ama biraz yeni malzeme deneme ve her gün tavalığı çıkarmakla yetinsem de keyifli avlar yaptım.

Genellikle iskele ve mendirekler, yat limanı civarında 2-3 saatlik avlarda eskiye nazaran balığın biraz ufak ve kıt olduğunu gördüm. Zaten benden başka olta atan da sadece 1 arkadaş olması, levreğe kimsenin olta atmaması da bunu ispatlar nitelikteydi.

Avlarımda iki köstekli yemli takımlar kullandım, her akşam 3-5 balık alarak takımlarımı en azından çalıştırmış oldum, daha uzun süreli avlar yapsam 10 balık civarı her akşam balık alabilirdim, kısmet sonbahara diyelim...

Yazının içinde testler yaptım demiştim, bunların kendimce sonucunu da belirtmek istiyorum detaylara inmeden önce... İşi fazla karıştırmadan 1-2 sabit takım yapıp sürekli bunları kullandım.

İlk takımımda kullandığım malzemeler şahsi favorilerimdi; berkley trilene florokarbon misina, mustad baitholder 4 no iğne, okuma ve spro üçlü ve fosfor boncuklu fırdöndüler, tubertini gorilla micro köstek misinası. Bunlardan yaptığım takımlar balık aldı, ancak her gece 2 balık aldı veya alamadı.

İkinci takımda ise yeni malzemeler kullandım, daha pahalı ekipmanlar olsa da diğer takımdan çok daha fazla vuruş ve balık aldılar, beni mutlu ettiler; bunlar da gamakatsu nautilus circle ın ufağı olmadığı için mecburen kullandığım ve beni çok mutlu eden eagle claw lazer sharp circle sea 2 no iğne, fudo maru seigo 2 no iğne, awa shima eclipsia florokarbon misina, awa shima fluoro x misina. Bu takımda büyük umutla kullandığım (evvelsi hafta bir arkadaşın eşkina raporunda yazmıştım, deneyeceğim diye) owner mutu light circle no 6 beni çok büyük hayal kırıklığına uğrattı, 25 cm karagözlerin ve mercanların hep boğazlarından çıkarttım iğneyi, hesapta çember iğne, ağızdan tutar yazıyor üstüne basa basa pakette . 2-3 kere köstek değiştirmeye zorladı beni diş aşınmasından dolayı ve hep kargaburun ile aldım iğneyi balığın ağzından (normal iğneden bile fazla giriyor boğaza), kesinlikle balık kaçırmıyor, müthiş keskin ve saplanıcı ama özellikle eşkina avlaklarımda asla kullanmam.

Malzeme kısmından sonra da gelelim tatlı heyecanlara; daha önce kerelerce denememe rağmen Allah'ın hikmeti, mercan tutamamıştım. Bende bilenler bilir, mercan ve sinarit hastalık halindedir, hep uğraşırım, onlar dışındaki her balığı tutarım gidince, ama asla bunlar denk gelmez. İkinci av gecemizde bir adet 30 cm civarında has mercanı (pagellus eryhtrinus) tutunca içtiğim bir ufak rakı resmen etkisini yitirdi, ancak daha sonra fotoğraflarım diye kovaya atınca avın da heyecanı ile unutuldu, yarın gündüz çekeriz, gece cep telefonunun kamerası iyi çalışmıyor dedik, ertesi gün restoranın tabağında pişmiş halde görünce ayıldık! (av bitince, geceden restoranın buzluğuna atıyoruz balıkları da...)

Böylece ertesi gün mutlu mesut ve hafif çakır halde avımızı yaparken, ufak boy karagöz avında her zaman yaptığım üzere takımlar tamamen, zıpkın gibi gerginken kamış bir anda arkasından havaya kalkıp tripodun üzerinden fırlamaz mı! Zor tuttum, balık da vurmamıştı 1 saat beklemeye rağmen, içimiz geçmiş, kola içip muhabbete devam ederken bir anda panikledim, o gün gamakatsunun kırmızı kurt iğnesini kullanıyorum o takımda, narin bir iğne, ama çember değil, tasma atabilirim, şöyle kamışı bir yoklamamla birlikte denizin içinden birisi sanki koluma asıldı, kamış gidiyordu, ürktüm iğne açılacak diye hemen kalamayı gevşettim, başladı bir cırlama, cır cır böceği gibi ötüyor makina, arkadaşlar ve izleyen bir iki kişi de çeşitli nidalarla paniklettiler beni, hayatımda cesamet olarak "levrek" diyebileceğim ilk levrek oltada kalama boşaltıyor, içimden diyorum ulan gergindi olta hayvan dokundu, sürükleyemedi, yutamadı, olta dudağında, kesin kaçacak. Biraz asıldım cırlama durunca, kalamayı sıktım biraz, havalandırdım balığı, 30 metre ilerimden ay ışığında gördüm keratayı, şlaapp diye sudan fırladı, bomba gibi suya düştü... Kamışı yokladım, olta boş Biraz sardım baktım yerinde yeller esiyor, çektim aldım takımı sudan... Aynı tahmin ettiğim gibi, iğne olta gergin olduğu için dudaktan girmiş olmalı ki, silkeledi attı iğneyi, iğnede en ufak bir eğrilme yok, ki kuvvetli iğne değildir, kesin açılmalı veya deforme olmalıydı. Kaçan balık büyük olur derler, ben de diyorum; hakkaten büyüktü. 5-7 kilo arası bir balıktı, ay ışığında çok net gördüm.

Bir daha da kafa iyiyken oralarda balığa çıkmayacağıma kendi kendime söz verdim, topladım takımları yatmaya gittim.

Sonraki günlerde de her akşam 2-3 saatte (00-03 arası) 5-6 parça karagöz, mercan ve yabani mercan alarak, 2-3 günde tüm tutuklarımızı iri de olsalar denize geri salarak tatilimizi sonlandırdık.

Bir senenin ada macerası da yine çeşitli üşengeçliklerle ve "tüüüh, püüh" lerle son buldu. Resim olarak elimde sadece 1 adet resim var, 1-2 de arkadaşın cepte kamış atarken resim var, fazlaca resim çekmeye gerek görmedim, makina kaliteli olsa daha fazla çekerdim, kısmet... Arkadaştan resim alınca 1-2 ek resimle zenginleştirmeye çalışırım, hepinize rastgele, sevgiler...

Mekan: Bozcaada merkezdeki iskeleler ve mendirekler
Av tarihi= 20-26 temmuz
Av saati= 00-03
Kamışlar= Shimano Beastmaster 3.60 m 30-60 gr ve Shakespeare Telebeach 3.60 max 170 gr atar.

Makinalar= Shimano stradic 4000 fi ve d.a.m. quick finessa 750 fs

Misinalar= Awa Shima Eclipsia 0,25 florokarbon, awa shima fluoro-x 0,30 florokarbon, surecatch krypton florokarbon kaplama 0,30, tubertini gorilla micro 0,235, berkley trilene florokarbon 0,24.

İğneler= Fudo maru seigo no 2, eagle claw circle sea no 2, owner mutu light circle no 6 ve 8, mustad baitholder no 4, gamakatsu ls-5260r no 4.

Köstek bağlantıları= spro ve okuma no 12 boncuklu üçlü fırdöndü.

Kurşun= 50-75 gr.

Yem: Sülina ve Boru kurdu (adaya gidecekler orada yem bulamazlar, çanakkaleden temin etmek lazım giderken)

Resimdeki çakı 17 cm olup balıkların en ufağı 20 cm dir. Değişik olan balık yabani mercan (pagellus acarne), diğerleri karagöz (diplodus vulgaris)dür.

not: balıkların gözü donmuş falan demeyin, ertesi gün dolaptan çıkartıp ayıklamadan önce çektim fotoyu

 

tebrikler Kaan bey.güzel av olmuş..kısmetse bende yarın yakalıcam bu balıklardan

 

Tebrikler süper av raporu...

 

Tebrikler, güzel tatilinizi hobinizide gerçekleşitrerek daha da güzel hale getirebilmişsiniz. Darısı başımıza.

 

tıııııııııııııı kaçırmışsın koca levreği. şişe de durduğu gibi durmuyor kaanım

en azından mercen da mercan diye söylenmezsin artık.

tebrik ederim kardeşim

 

tebrik ederim Kaan daha iyileri nasip olur inşallah

 

Teşekkürler Ercan'ım, beni bu forumda en iyi tanıyanlardan birisin, balığa ne kadar aşık olduğumu da, ne kadar keyif adamı da olduğumu bilirsin. Çakışıyor bazen işte, bunun en büyük sebebi de yanındaki ekürilerin. Eğer senle falan olsaydık bu rapor baba sargoz ve çipuralarla coşardı, hepsinin yerini biliyorum ama gidecek balıkçı lazım gecenin köründe 10 km zifiri karanlıkta...

Balık tatili yapamıyorum bir türlü yahu, ortam müsait değil, hep içimizde kalıyor. Milletin balık alamadığı yerde tavalık balığı çıkarmakla mutlu oluyorum, demek ki suyunu biliyorum hayvanın, tek teselli bu Haftaiçi Koray ile karagöze gidicez, konuşalım ayrıntıyı, bekleriz aslanım... Sevgiler miniğime, artık benden balık yedirmezsen kötü olacak bak söyleyeyim...

 

Teşekkür ederim Günay, çok daha iyileri sana nasip olsun inşallah...

 

Teşekkür ederim Tamer, darısı umarım başına olur, zor da değil iyi balıkçısın okuduğum ve takip ettiğim kadarıyla... Sevgiler.

 

Umarım yarından sonra benimkinden daha iyi fotolarla süslü raporunu görürüz. Bende hep resim zayıftır, makineye para vermeye kıyamıyorum bir türlü Halbuki yazı kadar önemli bir şey, maddi durumum uygun olduğunda nefis fotolar ile burada olacağım inşallah...

 

Murat Bey, rapor bence de nefis oldu, 1 saat kadar uğraştım, beğendiğinize sevindim. Av süper olmasa da raporun iyi olmasına uğraşıyorum ki arkadaşlarımız gerek mekan gerek teknik gerek malzeme konusunda doğruyu benden daha iyi bulabilsin, 2 sene önce benim tavsiye ettiğim bir usul ve yem ile 15 yaşında bir kardeşimiz irice bir levrek almıştı (ben henüz alamadım öyle diyeyim), rapor konusunda hassas olmaya beni o itmişti, çok mutlu olmuştum, avlarımın %90 ını raporlamıyorum üşengeç ve eski kafa olmaktan dolayı, denk gelirse burada görüyorsunuz, sürekli eleştiri alıyorum haklılar da arkadaşlar, umarım bu alışkanlıklarımı yenerim de, bu detaylı raporlar amatör balıkçı arkadaşlarımıza daha fazla örnek olabilir... Resmi koyup da "bu gün de bu çıktı sevgili üyeler" demekle olmuyor yani... Keşke ayrıntılı avları okuyabilsek foto hariç...

Emin olun foto ile bezesem 1 haftalık raporu, en az 2.000 hit alır, ancak mevzu o değil, mevzu burada zaman harcarken bir hobici olarak, nasıl daha iyi ve etik av yaparım, nerede kaliteli av yaparım ı sorgulamak ve bu sorgulamadan keyif almak. İdealim ve hedefim bunu pek çok genç ve yeni başlayan arkadaşımıza aşılamak. Ben henüz usta sınıfında bir adam değilim, tutacak çok balığım, kullanacak çok tekniğim var ama bunları tamamlamak 50 yaşına denk gelecek, o kadar beklemeye gerek yok, bildikleri paylaşmak için geç bile kaldık.

İçimi döktüm, sizin cevaba denk geldiği için de özür dilerim, sevgiler, saygılar. Görüşmek dileğiyle, rastgele...

 

Selam
Ben Onceleri Levrege Sabahlarken Sarap Siseleri Hep Yanibasimda Olurdu Ancak Artik Kahve Ve Cay Aliyorum Yoksa Uykum Geliyor,3-5 Arasi Olabilecek Bir Trofe Levregi Kacirmak Istemem Dogrusu
Keyifli Avlar Dilerim.

 

selam arkadaşlar, uzun zaman oldu katılamayalı forumlara 05/08/2011 gece bozcaada'ya gidiyorum gitmeden kendime takım hazırlıyorum hem kamışa hem de kıyıdan parakete atmak için (nasıl derseniz anlatırım, kafa ütülemeyeyim) yaklaşık 150m olması lazım toplamda boyunun. bozcaada daziyaretlerimde hep kısa ve arkadaş çevresinden araştıracak çok fazla vaktim olmadı kıyıdan açığa rüzgar alan ıssız koylardaki meralara gitmem lazım yer tavsiye edecek veya adanın hangi bölgesine gitmem konusunda yardımcı olacak varmıdır?
Ayrıca yem olarak karides, teke gibi yemler düşünüyorum bulamazsam dondurulmuş gıdalardan kullanırım diye düşündüm, ne önerirsiniz?

 

Herşey hoş güzel de o PARAKETE hiç olmamış.

 

haırdır abi neden öyle dedin benim kastım öyle 500'lük 1000'lik parakete değil daha basit 50iğneli basit parakete tekene ile de değil kıyıdan

 

50'li ve kıyıdan olursa amator, 500-1000 'li ve tekneden olursa profosyonel mi oluyor ? Ha kıyıdan, ha tekneden farkı nedir ?
50 iğneli basit bir şey demişsiniz, oltada bedene en fazla 3 iğne bağlanırken 50 iğneli parakete. O 50 iğneye en azından 30-40 tane yavru balık takılacak ve saatlerce orada bekledikten sonra telef olacaklardır.

Sadece görüş ve bakış açım böyledir. Gerisi size kalmış.

 

Abicim bu dediğin gibi durumla 1sene boyunca gökçeada da 1 sefer bile karşılaşmadıkki biz sadece bir kaç saat kadar bekleyip tutardık ki genelde bir kaç saati bile bulmaz muhabbetimizi eder kalkarken toplarız, ebat olarak yavru sayılacak veya daha büyümemiş hiç bir balığın aynı şekilde tutuldumu salıverilmesi taraftarıyım

 

Bakış açımı anlayışla karşıladığınız ve küçük balıkların, salınması gerekliliği görüşünüzden inan ki mutlu oldum.

 

tevfik abim biz kalabalığız, ama kalabalığız diye hiç bir zaman katliyam yapmayı düşünmedik. Gökçeada da yaptığımız hiçbir parakete de iğnelerin yarısını dolduracak kadar bile vakit bırakmadık suda paraketeyi, oralarda teknesi olmayanlar için iyi bir yöntem kıyıdan parakete ki uzun süre bırakırsan pek kalmıyordu zaten muhakkak kopar gider bizim yaptığımız şekilde aslen yöntem kime aittir bilmem ama bizim bölükteki başçavuşumuzdan öğrenmiştim oda adanın rum halkından öğrenmişti

 

Lafını bile etmeyelim, lütfen. Parakete ne menem bi şeydir yahu? Olmaz abicim, parakete kesinlikle olamaz.

Ha, ben atarım, kimseyi iplemem diyorsan senin bileceğin bir şey ancak bunu kesinlikle tasvip etmediğimi bilmeni isterim. Nasıl bir sebep ve gerekçe bulunursa bulunsun asla tasvip edilemez. İğne sayısının azlığı, kısa süreliğine serilmek istenmesi, yok küçüklerin salınması falan bunlar kendinden menkul gerekçelerdir ve kişinin kendini oyalamasından başka bir anlam ifade etmez zannımca.

Sahi ya Kirkor, abicim uzun süre bekleyipte sırf böyle bir konuyla merhaba demekte nerden icap etti. Üzme bu kardeşini, sen de üzülme canım benim. Parakete yok, kesinlikle.