Sevgili dostlar, Bugün Heybeliadadaki arkadaşımı aradım, ve hatırını sorduktan sonra, bu fırtınada ada yerinden oynamıştır herhalde dedim ve o da bana gel de bi bak bakalım deyiverdi. Kendimi bir anda Bostancı iskelesinde buldum. Kar ve fırtına adamın içine işliyor. Tarihi Bostancı Vapur İskelesi. Yalnız fakat heybetli. Yazın vapura binmek isteyen binlerce insana aracı oluyor. Deniz otobüsü sırasını bekliyor. Arkamızda Bostancı iskelesi, toz duman içinde, Önümüzde nereye gideceğimizi göremediğimiz Adalar rotası. Açık havada heryerden görülen çakar, tipide sanki kaybolmuş gibi. Ayrılıklar mı yaşanır böyle gidişlerde, yoksa kavuşmayı mı anlatır, kıpır kıpır coşan dümen suyu. Heybeliada göründü. İskele sahili bomboş. Yollar desen , hasretle insan bekliyor. Ve bu manzaranın hakkını vermek lazım diye düşündük. Hava parçalı bulutlu. Ne yaptığı belli değil. Ama bizim havamız iyiydi. Yazın gittiğimiz yerlerin, diğer mevsimlerde ayrı bir güzelliği var. Bunu da görmek lazım. Sevgiyle kalın.
Harika fotoğraflar. 3 sene kadar büyükada da yaşadım karyağmaz pek adaya 2-3 derece her zaman sıcaktır şehre göre ve bu halini göremedim birtürlü. Fotoğraflarınız sayesinde oraları birkez daha gördüm hemde karlar altında.
Sevgili Erdinç harikasın kardeşim .. Lakin haberlerden izliyorumda istanbulun halini trafiğini kazaları vs acaba diyorum iklim koşuları bu şekilde devam ederse , 10 sene sonra istanbul kışın tam felç ...
Muvaffak hocam, İstanbul sevgili gibidir, o'nunla da olmaz, o'nsuz da. Bu sıkıntılar kar olmadan da var aslında. Emniyet şeridini işgal eden araçlar, bir yolcu almak için üç şerit değiştiren minübüsler, kırmızı ışığın ne anlama geldiğini bilmeyen yayalar, karda zincirsiz yola çıkanlar, mikrofon görünce şikayet eden kaçak yapı sahipleri, daha ne sayayım. Belediye canla başla çalışıyor. Yollar açık. Her aracın tekerine tuz dökecek halleri de yok ki. İnsanlar biraz da kendi tedbirlerini almaları gerekli. Kar lastiği yok zincir yok, binlerce kaza var. Mega kentlerin sorunları bitmez. Sevgiler kar altındaki İstanbuldan.
Vallahi 25-30 senem istanbulda geçti görülmesi gereken yerlerin hepsini bilirim. ama bu gün gel istanbula yaşa deseler gelmem .. o kalabalık o gürültü..o kargaşa.. çekilmez.. istanbul da yaşarken benim için istanbul demek , Geçmişteki unutulmaz tiyatro salonları ve santçıları idi (Zeki-Metin - Gazanfer özcan - Nejat uygur - ) Efesin jazz festivalleri idi , Yapı kredi vs sanat galerileri resim galerileri idi..ve ortak merakımız balık ları..bunların hepsini tanıdım sanki abone olmuştum.. ama şimdi o eski tat yok ..