merhaba arkadaşlar. ticari avcılar için ağ sermenin yasak olduğu bir zaman yokmu? dün gece bir arkadaşım kayalıklara gidiyor eşkina avına. kayalıkların 3 metre ilerisinden itibaren su ağlarla dolu. oltayı atma şansınız var ama çekme şansınız yok diyor. sahil güvenliği aradım serbest dediler diyor. ticari balıkçılarla ilgili yasayı bilmediğim için sorma gereği duydum. cevap veren olursa sevinirim...
Daha önce de aynı konuda birçok şey yazıldı. Uzatma ağı denen ağın yasaklandığı bir dönem yok. Sebebi de ağın belli bir göz açıklığına sahip olması, küçük balıkların bu gözlerden geçip gitmesi, ağın suda hareketsiz durması vs olabilir. Yani ağın küçük balıklara zararı yok ama amatör avcılara zararı var diye de yasaklanmıyor. Ancak, yasak, balığın cinsine göre olabilir. Mesela bu dönemde (oltayla da) palamut-torik yakalamak yasak. Bu durumda palamut ağı atılamaz ama kıyıda, eşkina, gelincik, istavrit vs için ağ atmakta bir sakınca yok. Şikayet, ancak haklı olduğumuz zaman yapılabilir, yoksa her aklına esen bir şeyi şikayet ederse, iş yalancı çobanın hikayesine döner ve artık kimse aldırış etmez. Ekmek parası için çalışan balıkçıları tedirgin etmek ve devlet güçlerini boş yere oyalamak da işin cabası olur.
Birincisi eğer liman çevresi ise belli bir mesafeye kadar ağ atmak yasak olabilir, liman girişleri zaten yasak, ikincisi yöntemince hazırlanmış oltayla balık yasağının olduğu bir dönem yoktur... Ayrıca ticari düşünenlerin ekmek parasını bahane ederek kurallara uymama gibi bir lüksü de olamaz..
bilgiler için teşekkür ederim. o kadar ağın arasında oltayla balık yakalamaya çalışıcaz artık. madem yasak değil ağ sermek, yapıcak bişey yok...
geçen liman çevresinde yemlik balık avlamaya çalışırken SG geldi, belge filan sordular, hepsi tamdı, az ilerimizde KIYIYA SIFIR ağ vardı, SG gördü aynı şekilde yasak değil dediler... Aslında o bölgede mendireğe 500m sınırı var söyledik ama nafile, biz de ağa takılıyoruz dediler. Yapacak çok bişey kalmıyor... Amatör balıkçılık en zoru, tüm yasaklar işletiliyor amatör olanlara... Ticarilere ise işlemiyor yasaklar, ya da işletilmiyor...
Haklısın. Palamut-torik avcılığı MADDE 19 – (1) Tüm karasularımızda, 1 Nisan - 31 Ağustos tarihleri arasında ağ dalyanları dâhil, her türlü istihsal vasıtası ile palamut ve torik avcılığı yasaktır. Ancak, 15 -31 Ağustos tarihleri arasında çapari ile palamut avcılığı serbesttir.
Mahir amca, diyelim ki ben çıktım tekne ile palamut avlıyorum. Geldiler bana sordular ticari belgen var mı diye, ben de olmadığını amatör olduğumu söyledim. O zaman problem yaşanır mı?
Sennur Konuyu biraz açayım, bu benimle ilgili. Ben her iki tebliği de bilmeyi ve uymayı uygun görüyorum. Neden dersen, ticaride her türlü vasıta ile palamut torik avı yasak, peki neden? Herhalde bu aylarda yumurtalı oldukları için değil mi? Amatöre serbest, peki amatör, yumurtalı balığı tutarsa bir şey olmaz diyebilir miyiz? Bence diyemeyiz ama amatör zaten 5 kg sınırıyla en çok iki tane torik tutabilir, bunun da zararı yok, diyebilir miyiz? Diyenler olabilir, ben diyemem. Karaya vuran deniz yıldızlarının hikayesini hatırla.....binlerce deniz yıldızı karaya vurmuş bir tanesini suya atsan ne farkeder diyen arkadaşına, elindeki yıldızı suya atarak cevap vermişti, işte bunun için farketti. Ben de kim olursa olsun yumurtalı bir tek balığı , hele de kendisine amatör diyen kimsenin tutmak istemeyeceğine inanıyorum. Bu düşüncelerle iki tebliğin özeti olarak, oltayla da yasak dedim. Ama sadece 2/2 numaralı tebliğe bakanlar, amatöre yasak yok, ticariler tutamaz, biz tutabiliriz, diyebilirler. 5 kg sınırını geçmedikçe de yasal olarak bir şey olmaz, vicdan ise herkesin kendisine ait, ona da ben bir şey diyemem.
Mahir abi bu konu içimizdeki amatör ruh ve doğa sevigisi ile alakalı.Kısacası vicdan sirkülerimiz bu konuya en güzel cevabı verecektir.
Elbette bu konuda sana katılıyorum Mahir amca. Ben tamamen prosedür açısından sormuştum bu soruyu. Çünkü senin vermiş olduğun madde sadece bir örnek. Bunun gibi çakışan çok şey olduğundan sordum. Tür yasaklarında, her bir türün ayrı ayrı yasak zamanları olması gerektiğini savunan biri olarak (ki denizlerde amatöre her zaman serbest) bu çelişkiyi ortaya koymak istemiştim. Ama tabii gönül ister ki, keşke ticariler de gerektiği zamanlarda amatör tebliğlere uysalar. Ekmek parası elbette, bu nedenle bir şey söyleyemem yasal olarak avlananlara ama konu vicdana dayanınca çok şey de düşünüyor insan. Mesela şimdi ben amatör olarak, bana serbestken, "yumurta döneminde şimdi, aman ticariler gibi ben de bu balığı avlamayayım" diyeceğim (ki çoğumuz bunu yapıyoruz), ama ticariler hiçbir konum ve şartta vicdan muhasebesi yapmayacaklar. İşte bu yüzden durmadan tebliğlere veryansın ediyorum ama en kötü kural kuralsızlıktan iyidir diyorum yine de.
Mahir amcacığım, bu anlayış ve hassasiyetiniz, yarınlarımızın daha güvenli ve emin olmasına, karınca kararınca olsa da en büyük teminat. Her şeye rağmen hala torik,palamut ve diğer bir çok balığın varlığı sizler gibi eli öpülesi “Reis” ler sayesindedir. Kanaat ve yetinmenin, büyük bir erdem oluşuna canlı tanık olan zat-ı alinize teşekkür eder, saygılarımı sunarım.
balli Estağfirullah, güzel görüşlerin için teşekkür ederim ama kim bilir bizim de ne kabahatlerimiz olmuştur. Önemli olan, sürekli olarak kendini geliştirebilmek. Ben buna gayret ediyorum. Simendifer Ben, genelleme yapmam, meselelere, karşı tarafın göziyle de bakmaya çalışırım. O zaman daha doğru düşünebiliyor ve görebiliyor insan. Bir de herkes, öncelikle kendinden sorumlu, birisinin yanlış yapması, bizim de yanlış yapmamız için sebep olamaz. Ayrıca bir topluluğun içindeki birkaç kişinin yanlış yapması da o topluluğa mal edilemez. Çoğunlukla, ticarileri suçlayan mesajlar okuyoruz. Aslında onlar da çeşitli gruplara ayrılıyor ve ilginçtir, çıkarları birbiriyle çelişiyor, çatışıyor. Fakat fatura genellikle, bulunduğu yerde de zarar gören küçük balıkçılara kesiliyor. Bak şimdi, balıkçı geldi kıyıya ağ attı en çok okuduğumuz şikayet. Bir de o balıkçının gözünden bakalım. -Hayy Allah, şu trollar dibi kazıdı, gırgırlar yavru balıkları tutup tohumunu kuruttu, şu kıyılarda bile doğru dürüst balık kalmadı, biz ne yeyip ne içeceğiz, çocuğun okul masrafını, evin kumanyasını nasıl karşılayacağız, 100 kulaç ağ atıyoruz, iki kilo balık çıkmıyor. Hoppalaaa, al sana şimdi bir de bu oltacılar, kamışçılar çıktı, kardeşim başka yerden atsan ya oltanı, ağa takacaksın, ya oltan kopacak ya ağı yırtacaksın, sana da zarar, bana da. Bir de kopup ağda kalan iğneler elime batacak. Yok arkadaş yok, bu balıkçılıkta ekmek yok artık, peki biz ne yapalım, hırsızlık mı yapalım, onu da yapamayız ki.) ... Oltacı - Yahu sen de nerden çıktın şimdi, ağ atacak başka yer mi yok, bir tatil günü keyfimizin içine ediyorsun. Dur ben seni bir şikayet edeyim de gör. Aloo jandarma, sahil güvenlik, bilmem ne, koşun gelin, ağ atıyorlar, hem de kıyıya, (benim olta atacağım yere.) ... Bu şekilde bu işin içinden çıkamayız. Bunun sonu, olsa olsa husumetin pekişmesi olur. Şöyle: -Ulan, yetkililer de umursamıyor, ben de senin ağını kesmez miyim, parçalamaz mıyım? -Yok, yok bu böyle olmayacak, bu insanlar(çoğu da okumuş ama) laf anlamıyorlar. Ben şimdi eski ağlardan bir boy yapıp, kıyıya paralel atayım oraya, bana da yok, sana da yok, takın oltalarınızı koparın , en sonunda bıkıp, çeker gidersiniz. Şikayetmiş, pöh! ekmek parasını çıkaramıyoruz zaten, bir de haksız yere 3-5 bin lira ceza, öldürecek misiniz be bizi? İşte bu gelişmeler, hiç görmek istemediğim şeyler ve yazdıklarım, bunu önlemeye yönelik. Selam ve sevgiler.
Mahir amca, bu söylediklerine ezelden beri katılıyorum zaten, hiçbir itirazım yok buna. Ben söylemek istediğimi doğru ifade edemedim anladığım kadarıyla. En son hani, vicdanen biz de palamutları tutmamalıyız bu dönemde, neticede ister amatör ister ticari olunsun, bu balıklar yumurtalı demiştik. Ben de buna istinaden, iş vicdana kalınca biz amatörler zaten sınırlı avlanmamıza rağmen çoğunlukla vicdanımızı dinliyoruz (bizlere serbest olan avlanma şartlarında bile) ama ticariler de keşke buna önem verseler biraz diyorum. Mesela, avlanma dönemlerinde balık hallerinde parmak büyüklüğünde istavritleri görmesek v.s. (daha pek çok örnek var.)... Yani bu vicdan meselesi serbest ya da yasak dönemde olsun, her iki taraf için de geçerli olsa. Balıkçılık o zaman daha ileriye gitmez miydi? Yoksa benim yasal olarak avlanan ticari ya da amatör olsun kimseye bir sözüm yok. Ben her zaman yanlış ve/veya eksik tebliğe ya da denetimsizliğe karşı çıkıyorum, o kadar. Ama vicdan meselesine dayanırsak, o zaman hem ticarilerden hem de amatörlerden beklenti içindeyim, tek taraflı olmamalı bu.
Mahir bey; yazdıklarınıza tamami ile katılıyorum. Sirkülerde amatör balıkçılar için bir ibare bulunmasada amatör ruhunu en azından sirküler okuyacak kadar taşıyan bir avcının yasak ticaride olsa vicdanen uyacağı kanaatindeyim. Ancak hukuk açısından bakılacak olursa Amatör olarak avlanma yasağı konulamayacağı görünüyor ne yazıkki
simendifer Ben seni anladım, yazın açıktı, tabii herkes aynı duyarlıkta olmalı, neticede denizler hepimizin. Demek istediğim, ticaride de amatörde de aynı duyarlıkta olmayan, bilerek ya da bilmeyerek hata yapan insanlar var. Seninle hep aynı fikirdeyiz zaten, sadece şunlar kötü diye genelleme yapmayalım dedim. İşte o kıyıya ağ atan balıkçı da haldeki, tezgahtaki minicik balıkları tutanlardan şikayetçi, ikisi de ticari ama... Sauber Haklısın, Sennur'un da dediği gibi, tebliğler, yasalar, her zaman doğru ve haklı mı? En azından gözden kaçan o kadar çok şey var ki. Zaman zaman yasal da olsa bazı işler vicdana uymuyor. Biz de bu yüzden en büyük ve geçerli yasa vicdandır, diyoruz. Rastgele.
Bence amatör balıkçılara ağ ve serpme satışı yasaklanmalı.Profodyonel balıkçı belgesi olanlara satış yapılmalı.Ama bu seferde millet bu belgesi olanlara aldırıcak.
bugün kadıköyde tezgahlarda taze palamut vardı adamların umrunda deil kadıköy gibi merkezi yerde alenen satılıyo.istedikleri kadar yasaklansın su ürünleri denetim yapmıyo hal dede tezgahlardada alenen satılıyo nerde yasaklar denizde kaçak avlananı yakalayamıyosun satanıdamı yakalayamıyosun nerden aldın bunu dersin tutana kadar gidersin.şikayet ediyosun umursayan yok.sigara yasağı var hesapta kozyatağı carrefour da cafede açık yerde alenen sigara içirtiyolar 5 defa zabıtayı aradım 3 defa polisi inatla her gittiğimde şikayet ettim zabıta ne oldu dendiğinde gittik yoktu dio yalan çünkü alenene sürekli içirtiyolar millet orda izin veriliyo die doluşuyo.polise diosun polis dioki başka işimiz kalmadı bide sigara yasağıylamı uğraşıcaz.kanunlar çıkarılıyo uygulayan yok takan yok o zaman kanun niye çıkarıyosun.