03.15 cumartesi 06:30 da galataya gittim ortalarda yer yoktu kıyı taraflar boş ama ordada yavru balık oluyor mecburen vapurların geçtiği yerin üstüne köprünün tam ortasına kaldık saat 08:00 den sonra vapurlar tekneler girip çıkmaya başladı tabi bizim misinaları toplayarak. Bizim taraftan gelenleri görüyorduk yaklaştığında köprünün diğer kısmındakilere haber veriyorduk ıslık çalarak arkadan gelenlerede onlar ıslık çalıyordu tabi bazı vapurlar vardı kornayı öttürerek haber veriyordu adam gibi ortadan geçiyordu ama bazılarıda vardıki köprüden çıkarken çaprazlıyordu vapurun kıçını sağa veya sola kıvırıp kenarda kalan misimaları da götürüyordu o vapurlar benim 4 saatte 3 misinamı topladı yanımdakilerle beraber. Yani böyle bir istavrit avcılığı yaptım tam oltayı atıyorum dipliyor vapur geliyor tekrar çek. Vapurlara sesleniyorum lütfen köprüden düzgün ve ortadan geçin çok beddua alıyorsunuz bak
Enis kardeşim öncelikle aramıza hoşgeldin. Kıyı balıkçılarının teknelerle ilgili sıkça yaşadığı bir sorunu dile getirmişsiniz.Zaman zaman bu olaylar bilmeyerek zaman zaman da bilerek kıyı balıkçılarını üzen bir durum.Umarım bu tür durumlarla karşılaşmayız. Mesajında küçük bir düzeltme yaptım umarım anlayışla karşılarsın.
bir tane kurtaran var hani şu turuncular varya gece 3 de direk oltalara sürüyor tekneyi hep aynı tekne kurtaran 3 dü galiba yanlış hatırlamıyorsam
Harun öyle böyle değil benim dediğim adam nerdeyse duvarlara sürtecek ş..... z tekneyi nasılsa babasının malı değil
arkadaşlar köprü yerine karaköy iskelesinin orada balık tutsanız daha iyi olur diye düşünüyorum geçen hafta hem köprü hemde iskelenin orayı izledim iskelenin orası daha iri istavrit yapıyor hemde öyle sorunlu bir yer değil rastgele
Kurtaran'lar derin tekneler değil, o nedenle oldukça sığ sularda yol alabiliyorlar. kıyıya yakın yaptıkları her manevra aslında rutin eğitim rotalarında. avın tadını kaçırmaları hoş değil tabi ama gelin siz keyfini denizlerden çıkaranlar olarak ekmeğini denizden kazananlara beddua etmeyin??
Ayhan abicim ekmeğini denizden çıkaranlara bir şey demiyorum ama o tekneyi görsen bana hak vereceksin kaç gece oldu 3-4 gibi geçiyordu o saatde trafiy yok birşey yok nerdeyse duvara sürtecek adam tekneyi bu bir kaç kere oluyorsa ben bunda kasıt ararım böyle adamların denizle alakasını kesmek lazım terbiyesizlkden başka bir şey değil yaptığı
AH.......ŞU KIRACALARI TUTANLAR.........? Bu satırları burada yazmamın sebebi en çok kıraca tutulan yerin Galata köprüsü oldugunu zannetmemdendir.Her sabah işime giderken tercih ettiğim simit, çay birde sigara tüttürerek deniz üzerinden İstanbulun her gün değişen rengiyle süliyetini seyrederken tadımın tuzumun kaçtıgı,oltaların ucunda üzüm salkımı gibi sallanan o güzelim kıracaları görmemdir. Aşırı avlanmadan, diğer balıklarımız gibi nasibini almış olan istavritin azalmasıyla başlamış olan kovaya kıraça koyma modasına ;birde tavada çıtır-cıtır oluyor kelimeler dizelerini yaratıp, temize cıkarak tutma rahatlığına erişilmesidir.Türk mutfağında ve dünya mutfağında kıraca pişirme tarifine asla rastlanmaz.Balıklar tatlarının doruk noktasına orjinal büyüklüklerinde ererler.kıraca yavrudur,hamsi ve gümüş gibi küçük balıklarla karıştırmamak gerekir. Benim gibi yaşlı amatörler kovasına kıraca dolduranlara eleştiren gözlerle bakan gözlerin bakışlarını asla unutmazlar. BU YAZIM ASLA BURADA YAZI YAZAN ARKADAŞLARIMI KAPSAMAMAKTADIR. Saygılarımla.
Kıyıda gıcıklığına olta toplayan tekneler oluyor. Bunlara diyeceğim yok. Ama her geçişte oltacılar yüzünden dikkat etmek zorunda kalanlara ne demeli bilmiyorum. Galata köprüsü, altından teknelerin geçeceği boşluk olan alana kadar, oltacılar tarafından istila edilmiş durumda. Onların geçeceği yerden olta atmamamız gerekir denmiyor da, oltalar toplandığı için kızılıyor, ben de bunu anlayamıyorum. Zaten köprünün fazla büyük olmayan bir alanından geçiş yapıyorlar, o alandan olta atılmaması daha mantıklı değil mi? Orası onların geçişi için bırakılmış, oltacılar olta atsınlar diye değil ki. Bu durumda teknecilerin değil de, oltacıların biraz saygı göstermesi gerekir diye düşünüyorum. Benim geçiş noktamdan sürekli olarak aşağıya olta sarksa, iki saat toplasınlar diye beklesem, ciddi söylüyorum ben de inadına toplardım hepsinin oltasını. Atilla bey yazdıklarınıza sonuna kadar katılıyorum. Bir gün dayanamadım ve sırf kıraçaları görmemek için alt kata indim ve geçişi oradan tamamladım. Çünkü sinirlerim alt üst oldu ve belli ki balıkçılarla papaz olacağız. Yanlarından geçerken, tutulan kıraçalara atmadığım laf kalmıyor, hem de yüksek sesle. Küçümseyip, küçümsediğimi de belli ediyorum. Çünkü anlatınca anlayacak zihniyet yok. (Bilinçli olanları tenzih ederim.) Sanırım bayan olduğum için pek bir şey diyemiyorlar. Ama bir gün dayak yiyeceğim gibi bir his var içimde. Artık onlar mı beni denize döker, ben mi onları denize dökerim, orasını Allah bilir. Hele bir de, özellikle malzemeciler yandaki balık pazarından ispendek alıp da koymuyorlar mı o kovalara, deli oluyorum. Buradan levrek de çıkar demeye getiriyorlar. Bilinçsiz avlana avlana hem onlar, hem de ticariler denizde balık bırakmadı, şimdi de yalancılığını yapıyorlar bu işin. Tırıvırı satan adamlardan da başka şey beklemiyorum zaten. Çok sert yazdım yine galiba ama kusuruma bakmayın, gerçekten yazarken sinirlerim yine tepeme çıktı. Dayanamıyorum işte ne yapayım. Şu Galata köprüsünde avlanmayı bir yasak etseler, ah bir yasak etseler, yemin ediyorum davullu zurnalı şenlik yapacağım.
