Sevgili Arkadaşlar Sezon sonuna geldiğimiz şu günlerde sizlere hem memleketim Kayseri'nin Bünyan ilçesinden birkaç kare sunarak gözlerinizi renklendirmek istiyorum hem de aşağıda anlatacağım konuda fikrinizi sormak istiyorum. Suyun nispeten soğuk olması yazın serinlememize yararken içinde barındırdığı tatlısu yengeçleri, az miktarda su kaplumbağaları ve genel adıyla gümüş olarak nitelendirebileceğimiz yemlik balıklarla da çeşitlilik sağlamaktadır. Babamın gençlik yıllarındaki balıklardan ise malesef eser kalmamıştır. Artık sadece belli noktalarda küçük balıklar çocukların su içindeki eğlencesi haline gelmiş, amatör avcılar içinse yemlik kaynağı olmuştur. Son yıllarda su kaynağının başlangıç noktasına yakın yere 7-8 adette alabalık kafesi konmuş olsada buradan kaçan alabalık yavrularının yine fazla büyümesine müsade edilmeden yakalanıp tüketilmesi su açısından zengin olmasına rağmen balık noktasındaki fakirliğine bir çare olmamıştır. Gökkuşağı alasının doğal ortamda özellikle akarsulardaki çoğalmasının etkileri ise başka bir konudur, azalıp çoğalmaları ayrıca konuşulabilir. Kaynağın adı Pınarbaşı olarak adlandırılır ve buradan çıkan su aşağılara doğru bazen derin bir şekilde bazen de sığ bir dere göüntüsünde kısmen menderesler yaparak iki adet havuzu geçer. Bu iki adet havuz yanılmıyorsam yapımı 1950 yıllarda tamamlanan ve Kayseri çevresinde bir ilk olan Bünyan Hidroelektrik santralini besler. En nihayetinde Bünyanı terk ederek Sarımsaklı Barajına dökülür. Bu kadar güzel bir su rezervine sahipken balıktan yoksun boş sulara bakmak beni üzüyor. Acizane bir fikrim de şudur... Sezonu dahilinde gerçekleştirmeyi düşündüğüm soyları günden güne azalan doğal alabalıklarımızdan olan Salmo Platycephalus (Anadolu Alası) dan belirli bir miktarda buraya aşılamak. Bu sayede balıklar için alternatif bir çoğalma alanı oluşturmak fikrindeyim. Sizlere sunmuş olduğum resimlerde alabalığın aşısı için düşündüğüm noktalar yok. İnsan elinin çok uzak olduğu noktalarda bunu denemeyi düşünüyorum. Şimdi genel olarak forumda aşılama konusunun hassasiyetinin farkındayım. Ancak gerçekten bilinen noktalarda balıkların durumu günden güne azalıyor ve ben onlar için bunu denemek istiyorum. Suda doğal alanın yaşamını tehdit edecek turna vb. yırtıcı balıklar olmadığı gibi doğal alaların varlığı ile tehdit oluşturacağı bir yaşam şeklide yok. Ancak ve ancak beslenme zincirinde bolca olduğunu gördüğüm tespit ettiğim yarım veya bir parmak ölçüsünde ufak balıklar var. Bunu başarabilir miyim bilmiyorum, doğal alabalıkların yaşama alanını genişletmenin bir sakıncası olabilir mi? Balıkların bölgeye aşısı yapılırsa tutunabilirler mi? Amacım burdaki niyetimin balıkların faydasına olacak şekilde anlaşılması ve yönlendirilmemdir. Konunun konuşulup tartışılacağı yer tam olarak burası olmayabilir bu konuda yöneticilerimizden yardım bekliyorum. Ama özellikle alabalık avına ilgi duyan, bu konuda fikri tecrübesi olan herkesten, her üstaddan görüşlerini bekliyorum. Keyifli paylaşımlar dilerim.. Bu da yeğenim Yasin Tuna. Ailenin en küçük balıkçısı. O bu tatlısu kefallerini suyun bentte biriktirildiği ilk alanda resimleri çeken babası Oğuz abimle birlikte yakalamışlar bunu da paylaşmak istedim.
Arkadaslar Tebrikler.. Av supper manzara ve doga inanilmaz guzel.. Bu keyifli paylasimi yaptiginiz icin size tesekkur ederim.
Alabalık aşısı Merhaba, Akvaryum hobisi ile uğraşan bir amatör olta balıkçısı olarak fotoğraflardan memnuniyetle gördüğüm bir şey var ki fotoğraftaki su kaynağı endüstriyel atıklarla kirletilmemiş bir ortam olmalı ...çünkü çoğunlukla yosunlaşmamış yeşil su bitkileri var.Kirliliğin olduğu sularda bitkiler sağlıklı gelişemez..yosunlaşmalar görülür..Yosunlaşma olan sularda da Azot bileşikleri(nitrit-nitrat) yoğun bulunur ki bu alabalık gibi yüksek oksijenli ve temiz suları seven bir canlı için tehlikedir. Yani sırf görüntü olarak suyun temizliğinden geçer not alıyor bence..Akıntı da yeterli ise (küçük balıklar var diyorsunuz zaten sırf su böcekleri de yeter ya) Alabalığın olmaması için bir sebep düşünemiyorum.. http://www.bahce.biz/hayvan/ala1.htm linkinde su değerlerinin teknik analizleri de var sizin oraların su değerlerini tahlil ettirme imkanınız olursa ve parametreler arası paralellik varsa başarı oranı artabilir diye düşünüyorum
konu cok basite alinmis ve gecilmis gibi ve tebrik edilip gecilmis av raporumuydu bu konu yoksa ben mi yanlis okudum?Rifat bey ben de akvaryum hobisiyle ugrasan biri olarak sunu söyleyebilirim ki derenin nekadar yukarisina salinirsa baliklar ureme konsunda daha etkili ortam bulur.bilindigi uzere akarsu kir tutmaz derler atalarimiz..cok etkili bir sanayi akintisi olmadigi surecede bir sorun cikmaz cunku sabit duran bir su kaynagi degildir..öncelikle bu isi kendi imakanlariniz ile degilde tarim köy isleri ile göruserek bizlerden a.balikcilik belgesi icin toplanan paradan olusan fondan kendi veya özel uretim ciftliklerinden alinacak 8-10cm civari kendini kurtarmis ve farkli su sartlarina adapte olabilecek baliklarin salinmasi lazim..adet olarak 3n az 4-5000 balik salinmali ki bir populasyon olussun.bu baliklarida 10-20 km aralikli su kaynagi guzergahinda salmalari gerekir..ve bu akarsu uzerinde 2 yil av yasagi getirilmeli ve 2 yil sonunda 30-40 cm alti baliklarin salinmasi ve ölcu ustu baliklardan kisi basi 2 adetalma hakki olmasi gerekir..örnek vermek gerekirse bu ulkede tum irmaklara her yil milyonlarca alabalik turu salinmakta ve bir populasyon saglanmakta ve bazen cok kucuk akarsularda amatörce 5-6 kg alabaliklar tutulabilmekte..alabalik turlerinin genel yiyecegi börtu böcek ve su icindeki kucuk canlilardir ama yavru baliklarada hayir demez yani bu yuzden diger turleri pek tehdit etcegini dusunmuyorum..eger kendi cabalarinizla bir sey yapmaya calisirsaniz yani 10-100 arasi bir balik salarsaniz pek bir sonuc elde etmeniz mumkun degil cunku diger baliklar tarafindan bir ureme olsada yumurtalarin cogu yenecektir.. saygilar
Özgür Bey, Benimde akvaryumculuğa başlangıcım yaklaşık olarak 1987-88 yıllarına tekabül eder. Senelerdir balıkları evimde besledikten sonra ikinci kızımın dünyaya gelişi ve evimin ufaklığı neticesinde şimdilik ara vermiş bulunuyorum. Ancak Allah nasip ederde daha büyük bir eve taşınabilirisem bu tutkumun yeniden alevleneceğinden eminim. Avatar resminizde görünen bettalar ise benim vazgeçilmezimdir. Öyleki beslediğim 10 balığın 8i bettalardan ibaretti, defalarca çiftleştirdim ve yavrular aldım. Büyüttüklerimde oldu, zayi olanlarda. Ankara'daki akvaryumcularım vasıtası ile yurtdışından seçme erkekler ve dişiler temin ederek bu işin peşinden koştum. Su biyolojisi ve kimyası konusunda Kayseri'de soru sorduğum ve talep ettiğim ürünler buradaki akvaryumcular arasında "arkadaş ben 20 yıldır akvaryumcuyum senin gibi gelipte daha bu malzemeyi soran bir Allah'ın kulunu görmedim" şeklinde karşılandım.Aramızda ortak bir yönümüzün oluşuna da sevindim. Alabalık konusunda paylaştığınız değerli fikirleriniz için teşekkür ederim.
Mustafa Bey, Benim bu konuyu açmamdaki temel gaye açıkçası bir beyin fırtınası oluşturmaktı ancak paylaşım için yapılan teşekkürleride elbette değerli buluyorum. Konuyu açmakta zamanlama hatasımı yaptım tam emin değilim, Kurban Bayramı ve tatili neticesinde belki forumda yeteri kadar okunup tartışılmayabilirde. Ancak şu ana kadar sizin verdiğiniz bilgiler benim için tatminkar bir önem taşıyor. Hep var olanın tüketildiğinden şikayet ediyoruz, kurallara uyulmadığından vs. Ancak biz amatör balıkçıların ruhunda tüketilmenin yavaşlatılması ve korunması kadar üretime de yönelik bir çaba olmalı. Keşke bu konu yeterince öneme kavuşsa da bana önerdiğiniz şekilde benzer şartlara sahip noktalarda Tarım İl Müdürlüklerini daha aktif çalışabilir hale getirsek ve birşeyleri kazanabilsek. Ben şu ana kadar özellikle baraj göllerine sazan balıklarının konulduğunu ve bunun baraj gölünün otlanıpta havzasının zamanla kullanılamaz hale gelmemesi için yapıldğını biliyordum. Ancak bahsettiğniz şekilde bir alabalık popülasyonu oluşturulması ve doğaya salınması konusunda bir duyumum olmamıştı. Bu benim eksikliğim olabilir ancak en kısa zamanda yapacağım şey bahsettiğiniz şekilde yetkililerle konuşup bu konudaki çalışmalarını öğrenerek aklımdaki projeyi uygulamaya aldırmaya çalışmak olacaktır. Bu işi tek başıma ya da gönüllü birkaç arkadaşımla yapmayı planlayışımdaki sebepte balıkların tutunabilmesi için adeta gizlilik içinde olmasını istememdi. Devlet eli ile gerçekleştirilen bir çalışma sanırım gizli kalmaz, muhakkak ki görünür ve o ufacık balıkların nesli daha orada tutunamadan acı bir şekilde sona erer. En nihayetinde bu işi profesyonelce bile yapamazsam bile ben yine de birkaç alayı nakletmeyi ve gerisini de Allah'a bırakmayı düşünüyorum. Kimbilir belki yaşım bir gün kemale erdiğinde torunlarımın elinden tutup su kenarında otururken kendi memleketimde bu güzel balıkların varlığına şahit olabilirim. Ancak bunu denemezsem hep içimde "acaba?" sorusuyla bir uhde olarak kalacaktır.
forum olarak bu konu hakkinda bende sizin kadar bir beyin firtinasi olusmasini herkesin bildiklerini ortaya koymasini isterdim ve bu sekilde birseyler paylasmis olacak ve bilgi edinme veya aktarma sansimiz olacakti.Yanliz artik forumda kullanicilar sadece ana basliklari kontrol edip resimleri seyretmek istiyor bircok kisi konuyu okumak yere resimlere bakarak birseyler cikarmak istiyor konu hakkinda. http://www.korkeakoski.fi/korkea/saalis00/kuvat/joki0308.jpg bir derede yakalanan baligin resmi ulkemizde bu boya ulasmasi sayisali tutturmaktan zor burdada aksine ufak balik tutmak zor cunku yasal sinir 40 cm ama onuda yakalasa adamlar almiyor alsada bir iki adet yeter diyor ve baliklar buyume sansi bulabiliyor..ulkemizde yanlis bir mantik var aslinda mesela 20 cm uzeri baligi yakalama izni var simdi söyle dusunun 20 cm lik bir alabalik 1000 yumurta biraksa bundan 10 yavru buyuyebilmekte eger 50 cm bir alabalik 5-10 000 yumurta birakirsa bunda 100 tane yavru buyumekte yani yavru balik ile buyuk balik arasinda ureme ve cogalmada cok fark yaratir... http://www.skes.fi/uutiset.php?showall=yes usteki linkte bir dereye salinan alabalik sayisi 75.000.diger turler haric.link fince ama rakamlara göz atsaniz yeter..umarim konuda birseyler paylasilabilir ve devleti arkaniza alabilirsiniz ve torunlarinizla balik tutma sansi yakalarsiniz yada torunlariniza sadece ciftlikte havuzlarda bulunan baliklari göstermek ve olta kiralayip özel mulkte balik tutmak zorunda kalirsiniz... saygilarimla
Sevgili Kardeşim Rıfat 45 yıl öncesinde yaptığım cabalara denk düşünmektesin.Ne tatlı heyecandır bu.Şimdi bile uygun ortam bulabilsem asla geri kalmazdım bu tür cabalardan.Dene belki olur belki olmaz ama heyecanı ve zevki vardır. Benim fikirlerime gelince resimlerde görülen harika yerlerin sadece Gökkuşağı alasının yaşamına uygun yerler olduğu belli.Zira suya girenler belkide yüzenler,icersinde sair tatlısu balıklarının bulunması,kamlumbağa ve yengec gibi canlılkarın yaşaması bunlar hep o suların tabii alabalığın yaşamına uygun ideal ortalama olan 12,13 dereceelerden hayli yüksek olduğunu göstermekte.Ama belki hayli üst kısımlarda uygun yerler olabilir.Olabilirse o tabii alalar özellikle kış aylarında aşağılara gelir ve güzelce sair tatlısu balıklarıyla beslenir ve haylide irişebilirler.Gökkuşağı alasının ise bu duruma menfi bir etkisi olmayacağını artık düşünmekteyim.Değerli hocamız Yakup Erdemle yaptığım konuşmadan bu intibayı edindim.Aslında kendisi bu konuda önemli fikirler verebilir. Sevgiyle kal hayırlı bayramlar
Mera gerçekten çok güzel ve su oldukça berrak. Sanırım alabalık orada yaşam alanı bulur ancak daha yüksek kesimlerinde. Vedat ağabeyin de dediği gibi, kışın daha aşağılara inebilirler. Tabii bu arada Mustafa arkadaşımızın rakamsal olarak verdiği bilgileri de göz ardı etmemek gerek. Ben de sanmıyorum ki 50-100 adet balık orada üreyebilsin. Çiftlikler var demiştiniz gökkuşağı alası için. Onların da aşağı yukarı yılda ne kadar balık zayi ettiklerini (çiftlikten doğal meraya ne kadar balık karıştığı) öğrenmek gerek. Bildiğim kadarı ile (yanlışım var ise düzeltin arkadaşlar) gökkuşağı alası, doğal alaların üremesi için bir tehlikedir. Ve tabii bir diğer konu, tatlı sulara balık aşılaması, devlet izni olmadığı sürece illegaldir ama isterseniz gerekli mercilere bunu danışın. Gizli olması gerektiği konusunda da ikna edebilirseniz (Tarım ve köyişlerine gitmelisiniz ama ben ondan önce valiliğe gitmenizi tavsiye ederim. Valilikle koordine bir şekilde tarım köy işlerine giderseniz daha rahat sonuç alabileceğinizi düşünüyorum. Valilikler bu konularda daha duyarlıdırlar) sanmıyorum ki aşılama gizlenmesin ve koruma altında tutulmasın.
Güzel Şeylerde Oluyormuş Ben bu konuya ilişkin olarak araştırma yapıyordum, bilmiyorum bu haber forumda yer aldımı ama mutlu oldum.
Rıfat Bey aynı şeyi bende Kayseri gesi bölgesine düşünüorum bizim oradaki suda hiç balık kalmadı(Çok az çapak vardı şimdi bitti)Aklıma sadece bahçecikten balık yakalayıp (Gökkuşağı)atmak geliyo.
Önder Bey Gesi'de bahsettiğiniz nokta sanırım Efkere Göleti olsa gerek. Zamanında orada 4-5 kg sazanları su üstünden görüyorduk ve turna da mevcuttu. Ancak yöredeki çocukların engellenemez tırıvırı kullanışı ve her sene bir uçtan öteki uca çekilen germe ağla toplanan balıklardan geriye malesef pek bir şey kalmadı. Bizde birkaç arkadaş yeniden oradaki turna sayısını artırmak için Bahçecik'ten turna nakletmeyi düşündük ama malesef malumunuz barajdaki ağlardan dolayı doğru dürüst turna bile kalmadı.
yok düşündüğüm yer efkere göleti değildi.Oranın doğusunda kalan bi vadi daha var orada bünyan suyunun yarısı kadar bi su çıkar buz gibi orayı düşünüyorum.Efkere göleti dediğiniz gibi aşırı avlanma ve suyun çok az olması nedeniyle tükendi gibi bu sene yasağı kaldırılmış ama balık varmı bilmem.Oraya ilk turna aşılayan kişiyle tanıştım turnaları engir gölünden (Kaykop'un karşısı) getirdiklerini anlattı.Şimdi düşünüyorumda insanın inanası gelmiyo.Tahminim bizde çocuklarımıza Bahçeciği anlattığımızda onlarda bahçecikten balık çıktığına inanamayacak
Arkadaşlar, yazılarınızı takip ediyorum, pek çok yerden bahsediyorsunuz ve bahsettiğiniz yerler balık açısından neredeyse kurumuş diyebiliriz. Ve kirlilik de bir hayli fazla. Bunun için hiç ıslah çalışması falan yapılmıyor mu? Ya da talepte bulunan olmuş mu hiç bilginiz var mı? Ne bileyim ağlar, tırıvırılar v.s. temizlense, su akışı sağlansa, durumda düzelme olur mu sizce? Su kaynaklarının durumu nedir? Bahsettiğiniz yerlerde kirliliği bir kenara bırakacak olursak, yeterli su var mı balık popülasyonunun canlanması için?
Önder Bey bahsettiğiniz noktayı ve orada bulunan su kaynağını bilmiyorum ama gerçekten merak ettim. İmkanımızın olduğu bir gün beraberce gidip o bölgeyi görelim ve duruma göre hareket edelim derim. Mail adresim rifatkayar@hotmail.com. Gökkuşağı alası da olsa akarsular bu balıkların tutunması için daha verimli oluyor. Bahsettiğiniz nokta eğer birazcıkta olsa insan elinden uzaksa ve dediğiniz gibi suyu soğuksa ben varım, bi çalışma yapalım derim. Sennur Hanım ilginize teşekkürler. Kayseri'de iklim ve su kaynakları ve balık popülasyonu açısından en zengin olan yer merkeze 90 km uzaklıkta bulunan Pınarbaşı ilçesidir. Burada biz Kayserili amatör avcıların en çok faydalandığı nokta ise Zamantı Irmağı üzerine kurulu olan Bahçecik Barajıdır. Bahçecik barajında başta turna olmak üzere çeşitli türler mevcuttur ve baraj üzerinde ticari olarak işletilen alabalık kafesleri mevcuttur. Geçmiş yıllara kadar hayli verimli avların gerçekleştirildiği bu baraj malesef geçen sene ticari amaçlı olarak ağ kullanımı için kiraya verilmiştir. Çok kısa zaman içerisinde büyük miktarda balık tutularak hem alabalığa hem de özellikle turnaya darbe vurulmuştur. Ayrıca barajı kiralayanların bizlere alenen hırsız muamelesi yapması ve daha bir çok hır-gürün olması da cabasıdır. Bu konudaki bilgilerimizi zaman zaman forumda sizlerle paylaşıyoruz. Hatta bir umut diyerek en son barajın ticari amaçlı ağ kullanımına verilmemesi için arkadaşlarımdan Atilla cumhurbaşkanlığıan bile mesaj göndermiştir. Bu konuyu sabahtan akşama kadar anlatsam tükenmez.. Bahsi geçen Efkere Göleti önceki yıllarda Önder Beyin de dediği bir kısım amatör balıkçı tarafından aşılanmış ufak bir sulama göletidir. Buraya yapılan turna ve sazan aşıları tutmuştu. Yukardan gelen bir sulama kanalının önünün bentlenmesi ile oluşturulan bu yapay göletin büyüklüğü suyun en dolu olduğu zamanlarda yaklaşık olarak 1,5 km2 yi bulmaktadır. Daha önceki tebliğlerde süresiz yasak konumunda olan bu kısım bahsettiğim şekilde yapılan tüketimler neticesinde ve Jandarmanında yeterli müdahalede bulunmamasından dolayı tükenmiş ve en son tebliğde de gördüğüm kadarı ile yasak bölgeler kapsamından çıkarılmıştır. Bütün buradaki amacımız Kayseri'de Anadolu'nun ortasında bu hevesle yaşayan biz amatör balıkçılara mevcutları korurken aynı zamanda yeni avlaklar oluşturmak ve balıklarımıza yeni yaşam yerleri oluşturabilmek. Konunun aslını oluşturan Anadolu alası benim için önemli. Benzer gayretlerinde arkadaşlarımda olmasını görmek ise ayrı bir mutluluk. Ancak ne yazıkki ben şu ana kadar herhangi bir kurumdan ne bir ıslah çalışması ne de bir gayret görmüş değilim. Bahar aylarının gelmesi ile birlikte bu konudaki gayretlerimizi inşallah kurumlarla da yüzyüze görüşerek gerçekleştirebiliriz. Gelişmeler olursa sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.
Rıfat Bey Msn adresinizi ekledim İnşaallah görüşüp bir şeyler yapalım.Bünyanda Pınarbaşına yakın yerlerde yeni alabalık havuzları yapmışlar ve kimseyi yaklaştırmıyorlarmış haberiniz var mı
Önder Bey Msn işi tamam. Bünyan'ın ana su kaynağının adı da Pınarbaşı. Burada yaklaşık 2-3 yıldır zaten suyun belirli bir kısmında 6-7 adet kafes var, konunun ilk başlangıcında değinmiştim. Bu kafeslerde de çoğunlukla yavru balıklar büyütülmekte ve nakledilmektedir. Kafeslerdeki balıklar en fazla 15-20 cm civarında olup anaç değillerdir. Ancak buradaki yavrulardan kaçıpta sazın içerisindeki suda saklanan alabalıklar büyümekte. At-çek için çok sınırlı bir alan mevcut ve dediğiniz gibi kafeslerin yakınında buna müsade edilmiyor. Ama şu son zamanda havuzdan kastınız betonarme bir yapı ise haberim yok, Ağustos'tan beri su başına çıkmadım.Araştırırım..
Rıfat bey konu oldukça ilgimi çekti ve konunun paylaşımlar için teşekkür faslının dışına çıkması ve herkesin kendince fikirler yürütmesi beni sevindirdi... Bende Kayseride yaşayan amatör bir balıkçı olarak Kayserideki sınırlı sayıdaki balık rezervinin artmasını canı gönülden isterim bunun içinde elimden ne geliyorsa yapmaya hazırım.Özellikle bünyan pınarbaşı bölgesinde bu işin tutacağına da inanıyorum yeter ki insanlarımız duyarlı olsunlar... Ben elimizle atacağımız 3-5 balıktan ziyade devlet kontrolünde aşılamanın yapılmasını ve bir kaç sene aşılanan bölgede av yasağı konulmasının uygun olacağını düşünüyorum.Tabii benimkisi bir hayal... Devlet elindeki kaynakları koruyamamış ki yeni kaynakların oluşması için çaba sarfetsin...Kayseride bahçecik barajını bilirsiniz ağcıların orada nasıl bir balık katliamı yaptığını da bilirsiniz...Nasıl yapıyorlar illegal mi hayır tamamen devlet kontrolünde...Devlet demiş ki kardeşim ver buranın parasını buranın balığını kurut demiş...5 sene burası senin sefasını sür demiş... Şimdi üzülerek sorarım sizlere elindekinin kıymetini bilmeyen devlet yeni bir aşılama için Rıfat beyin bu girişimine ilgi gösterir mi???
