sevgili arkadaşlar sizlerden alabalık tutmada solunar zamanının önemi nedir bilgi almak istiyorum. bu konu ile araştırmalar yaptım ama işin işinden çıkamadım. bence balık tutmak insanların kişisel bilgi ve becerilerine dayanmaktadır.şans ise sadece %5'lik bir paydır diye düşünüyorum. işte bu yüzden hiçbir şeyi şansa bırakmak istemiyorum. bundan dolayıda bu solunar zamanını öğrenmek istiyorum. ilginize şimdiden teşekür ederim..
İşi şansa bırakmam demişsiniz,%5 lik bir pay biçmişsiniz.5.5 kilogramlık gök kuşağı yakalamışsınız,bu boyda balık yaklaşık 5-6 yaşındadır.Balık siz tutana kadar 6 sene yaşayıp sonunda oltanızın ucunda yaşamını yitirmiş.Sizin sahteniz yada canlı yeminizle tanışana kadar yüzbinlerce saldırı yapmış böceğe,sineğe,belki bir çok avcının yemine.Atlatmış bir sürü badire,sellerden ,kuraklıktan,su kuşlarından korumuş kendini.sonra.....hadi oğlum sepete.Şans değil ,%95 ustalık diyorsunuz.Siz o balığı alabalık çiftliğinde yüzlercesinin olduğu havuzda tutmadıysanız ki öyledir,%95 şansınızla tuttunuz ve onun kıymetini bilin sevgili asi kardeşim.Birde SOLUNAR derken neyi kastettiniz açıklarmısınız.
solunar teorisi(BU KONU BENİ BOZAR ALMAYAYIM) Yeryüzünde yaşayan bütün Yaşam formlarının gökyüzündeki yıldızların çekim kuvvetlerinden ( Günlük astral enerji bombardımanından ) etkilendiği bilimsel bir gerçek. Anlıyacağımız canlıların anlık davranışlarında büyük bir etki oluşturduklarıdır. Buna göre canlıların etkilendiği ( Özellikle Deniz Canlıları ) zaman ve günler Batıda Solunar takvimi ile açıklanmıştır. Güneş ve ayın canlılar üzerinde hareketlerine etki eden ve davranışlarında bir yoğunluk yarattığı, bu iki olgunun bulundukları pozisyona göre canlılar üstündeki yoğunluğun belli zamanlar içinde kaldığının farkına varılması,bu takvimin ortaya çıkmasına sebeb olmuştur. Özellikle bu yoğunluğun Yeniay zamanı ( Ayın gece görünmez olduğu zaman ) en doruk noktaya ulaştığıda gözlemlenmiştir. Denizlerdeki Gelgit olayları bu yoğunluğun başka bir yansımasıdır. Solunar Teorisi Kim Tarafından Nasıl Geliştirilmiştir? 1926 yılında John Alden Knight yerel bir bilgiyi geliştirmek ve ilimi bir platforma oturtmak için çalışmaya başladı. Adına Solunar dedi ( Sol=Güneş,Lunar=Ay). Bay Knight 33 faktörden oluşan Tatlısu ve Tuzlusu balıklarının günlük davranışlarını listeledi. Etkenler üzerindeki hal ve davranışları elinden geldiğince kayıt altına aldı. Her bir olguyu test ederek ve eleyerek yanlızca üç faktörün çok etkili olduğunu tesbit etti.Bunlar Güneş,Ay ve Gelgit olayıydı. Güneşin tekbaşına günü gününe aynı etkiyi göstermediğini, izlediği rotanın uzun bir zaman diliminde çok az bir farklılık gösterdiğini biliyordu. Hatta bazı akıllı balıkların günün herhangi bir saatinde veya gece gözükmesi Ayında tek başına tamamlayıcı özelliğinin olmadığını gösteriyordu. Gelgit olaylarınında kapalı deniz ve iç sularda bir etkisinden bahsetmek mümkün değildi. Gerçi okyanus kıyılarında balıkçılık yapan insanlara rehber olabiliyordu. Buda sadece onlara yol gösteriyordu. Çalışmalar ve araştırmalar ilerledikce Ayın yükselişi ve alçalması ile orantılı ve Güneşle bağlantılı gün ortasında kısa bir zaman dilimi ile ilgili hareketin önemli bir tesbiti yapıldı. Bunu Anadönem ve Aradönem olarak ikiye ayırdılar. Bu iki dönem içinde kalan ve aktivitelerin doruk noktasına çıktığı zaman dilimlerinininde var olduğunu belirtiler. Yapılan Deney Ve Çalışmalar: İlk deneyi John Alden Knight ikiyüz adet balık avlayarak yaptı. Yapılan avların Solunar zamanının Yeniay döneminde yüzde doksan oranında büyük başarıya ulaştığını tesbit etti. 1935 ve 1939 yılları arasında kara avı kuşları ve hayvanlarınıda içine alan daha kapsamlı bir araştırma ile genişletti ve sonuç aynıydı. İlk tatmin edici bilimsel ve akademik çalışmayı Northwestern Universitesinde bir mikrobiyolog olan Dr.Frank A.Brown Şikago yakınlarındaki labaratuarında İstiridyeler üzerinde tesadüfen gözlemlemiştir. İstiridyelerin belirli zaman aralıklarında kabararak ağızlarını açtıklarını farketmiş ve bunun Okyanuslardaki gelgit olayı ile eşzamanda gerçekleştiğini anlamış. Gelgit sürecinde denizin kabarmasıyla İstridyelerin açıldığını gören Dr.Frank A.Brown bunun deniz seviyesinin değişmesindenmi yoksa sadece ayın gücündenmi olduğunu anlamak için deneylerine okyanus içinde devam etmiştir. İlk iki hafta gelgit ile aynı reaksiyonu gösteren bu canlılar sonraları farklı zamanlama ile tepki vermeye başlamışlar. Bunun nedeninide araştıran Dr.Brown,bu olgunun tam olarak Ayın başüstüne veya ayakaltına geldiği zamanlarda olduğunu görmüş. Açıklama: Doruk Günler: Eğer hava ve beslenme şartları uygun koşullara sahip olursa, Güneşin ilk ışıklarını vermeye başladığı andan itibaren veya son ışıklarını vermeye yakın, ilk bir veya iki saat içindedir. Vede herayın, Yeniay ve Dolunay zamanı bu etki en doruk noktasına ulaşır. Balıklar gördükleri veya kokladıkları herşeye ayırt etmeden atlarlar. Bu yoğunluk her aşamasında ücer günlük sürelerde Ayın son çeyreğine gelene kadar miktar olarak azalır. Doruk Aylar: Haziran ayı diğer aylara göre bu ilişkinin en yoğun olduğu aydır. Bu ayda Dolunay zamanı Güneş ve Ay hemen hemen birbirlerinin karşısında yer alırlar. Tam olarak karşı karşıya geldiklerinde onları birkaç dakika gökyüzünde göremeyiz. Yeniay ( Ayın Güneş ışıklarını yansıtamadığı an ) zamanı, Güneş ve Ayın uzaydaki hareketlerinde en mükemmel güce beraberce ulaştığı uyum anıdır. Güneş sisteminin diğer birçok yıldız sistemleriyle arasındaki etkileşimin sağlandığı ve diğer günlere, aylara ve yıllara benzemeyen bir pozisyona geldiği zamandır. Doruk Zamanlar: Solunar sürecinin düşüşü, Güneşin doğuşu ve batışı esnasında yarım ila bir saati içinde gerçekleşir. Ve bu esnada verimli av için büyük avantaj yakalayabiliriz. Ay doğarken veya batarkende bu avantajı devam ettirebiliriz. Mevsimlere isabet eden Yeniay ve Dolunay zamanlarını avantaj olarak kullanabiliriz. Balık avının Süresi: Usta balıkçılar balıkların herzaman beslenmediklerini bilirler. Bazı nedenlerden canlı veya yapay yemlerede saldırdıklarınıda bilirler. Solunar teorisini oluşturan John Alden balıkların bir tam gün içinde tek haneli saatlerde beslendiklerini ve gerçek balıkçılığın bu saatler içindede havanın ve beslenme şartlarının uygunluğuna göre yapılabileceğini belirtmiştir. Ve bu beslenme saatlerinin bir veya iki saat gibi sürede çılgınca gerçekleştiğini söylemiştir. Meteorolojik Etki: Havanın bu teorideki etkisininde çok önemli rolü vardır. Ani şartlardaki ısı değişikliği ve barometredeki hava basınç değerlerinin alçalıp-yükselmesi av verimine etki eder. Barometrenin hızlı düşmesi anormal havanın habercisidir. Dolayısı ile tabiattaki varlıklar kötü hava koşullarının gelmesini hissederek daha güvenli bölgelere çekilirler. Balıklarda derinlere inerler ve hareketsiz kalırlar. Onun için Kuzey den gelen hızlı cephe sistemlerinde ve rüzgar durumlarında kıyılardan balık tutma verimide azalır. Istanbulda devamlı dile getirilen meşhur balıkcı sözleri vardır ya “ Poyraz var balık yoktur, Gündoğrusu eser balık kaybolur gider, bu gün yıldız ve Karayel esiyor balık olmayabilir ”. Tabi bu tabirler coğrafi konuma göre değişir bunuda unutmamak lazım. Solunar Zamanının Hesaplanması : Solunar zamanlarının doğru hesaplanmasındaki anahtar; Güneş ve Ayın gökyüzündeki konumlarına ve görünen şekillerine bağlı olarak ortaya çıkar, bunu iki gruba ayırarak inceleyebiliriz. Ana Dönem içinde ( bu bir tam gündür ); Gökyüzü ve yer Meridiyenlerine eşzamanlı rastlayan geçişlerde ortaya çıkan yerçekimi gücü ( Gelgit olayı ). Ara dönemde ise; Bu bir tam gün içindeki belirli zaman aralıklarıdır. Bu iki unsurun ( Güneş ve Ay ) ufuktaki doğuş ve batışlarının doğal sonucu olarak bulunduğumuz mevkide 90 ve 270 derecelik açılar içinde oluşan uygun yükseliş şartlarıdır. Ayın Üstümüzde Veya Altımızda olması ne demektir! Bu kavramların anlamı; Ayın tam tepemizde yer alması ile üstümüzde, veya dünyanın arka tarafında buluması ile ayaklarımızın altında kalması olarak nitelenir. Ana ve ara dönem diye adlandırdığımız bu iki dönem; Avın azlığını veya çokluğunu haber vermez. Yanlızca o gün içinde avcılığın en verimli av zamanının zirveye ulaşacağı anı açıklar. Formül: Ara dönem içinde; Ayın doğuşu ( yükselişi ). Ana dönem içinde; Ay Üstümüzde. Ara dönem içinde; Ayın batışı. Ana dönem içinde; Ay ayaklarımızın altında. Ek Bilgiler: Ay her zaman çok yüksek irtifada gözükmeyebilir. Her zaman ufukta bile olabilir. Ay Doğudan doğar. Ayın tepemizde olması yeryüzünde bulunduğumuz mevkiye bağlıdır. Ay Batıdan batar. Ayın ayaklar altında olması bulunduğumuz mevkinin karşıtında yani dünyanın arkasında kalması demektir. Günlük Veriler İçin Kaynak: Meteoroloji resmi internet sitesi http://www.meteor.gov.tr/ Istanbul İçin:Enlem: Batı 41 derece , Boylam Doğu –29 derece, GMT:2 ( Greenwich saat farkı Türkiye için ) Ayın Bir Aylık Evreleri: Değişik zamanlarda Ayın izlediği rotayı çıplak gözle izlediğimiz zaman ayın dünyadan görüntüsündeki değişiklikleri gözlemleyebiliriz. Güneş ve ayın değişik zamanlarında her safhaya bağlantılı oluşumları bir ay boyunca farklı görüntülerde oluşur. Yeniay ( gökyüzünde ay görünmezdir ). Kaptan Nasuhi Albulak'tan Alıntıdır Kaynaklar: John Alden Knight’s, Story Of Solunar Theory.Moonup-Moondown Library of Congress#72-93383. Dünya Solunar Hesap Sistemi Web Sayfası. Türkiye Diyanet İşleri Takvimi Namaz Saatleri. U.s.Naval Observatory,Astronomical Applications Department. Bioenergetics Astrology And Solar System. Solunar Services,solunar.com. Explanatory Supplement To The Astronomical Almanac.Fisherman Com. kişisel notum:bu konu beni bozar almayayım....
Çok ilginç.. ama biz balıkçı mıyız astronomi profesörü müyüz? aslına bakarsanız beni de bozar, işin bu kadar ilmine girince amatörlük zevki kaçar bence..
Sevgili Asi Solunar teorisi sevgili arkadaşım Nasuhi Albulak tarafından incelenerek olabildiğince açık bir şekilde seneler öncesinde forum ve mail gruplarında yer almıştır. Bazı Amerikan av mecmualarındada balıkların aylara ve zaman dilimlerine göre aylık listeleride devamlı yayımlanmaktadır. Ancak uygulaması titiz takibi gerektirmektedirki,bugüne kadar kendim dahil olmak üzere,usta avcıların bu teorinin safhalarını iyice belleyerek tatbik ettiklerini görmedim. Günümüzde ise Sera etkisi nedeniyle zaten diğer tüm değişimlerdede müşahede edilen durum,evvelki sene ve mevsimlere nazaran artık değişkenliğin tamamen belirginleştiği vetitizuygulamaların dahi sonuç olarak pekte müspet neticeler vermediği yönündedir. Titizlilikle tutulan istatistiki bilgiler bir evvelki sezonlara uygun luk göstermediği içindirki neticeler değişken olmaktadır. Bir su kesiminde ister tatlısuda ve ister denizlerde balıkların yeme istek duymalarına esas tesir eden durum isebalık popülasyonunun yoğunluğuylada uygunluk göstermektedir. Yani,Denizdede tatlısudada balık popülasyonunun azlığı mevcut kalan balıkların daha iyi ve çok beslenebildiklerini ortaya koymaktadır. Zira ortalıkta normalin altında balık varken,besledikleri çeşitli tabiiyemlerdeki miktar aynı veya daha yüksek olabilmekte,doyması,beslenmesi daha kolay gerçekleşen balıkların,sunulan tabii ve suni yemlere ilgisi ise azalmakta yada çok kısa sürelerde gerçekleşmektedir. Kanaatim ise solunar safhalarının artık geçerliliğini yitirdiği,oltalarımızı çok daha seyrek ziyaret balıkların verdiği yakalama şansının,gerek titiz takım ve gerekse daha cazip yemlerle değerlendirilmesi yönündedir. Kaba,demode takımlar geçmişteiyi balık yakalatırken,günümüzde kullanacağımız takımların artık bu demode halden arındırılması,avcının ise bunları iyi kullanabilmelerini tam bellemesi gerekmektedir. Gökala daha kolay yakalanabilir bir balıktır.Kırmızı beneklerimiz ise esas ustalığın geçerliği olduğu balıklardır. Bu bakımdan asla kolay balıkcılık kalmamıştır,usta ve tutkun kişi artık daha uzun mesafeleri göze alabilmeli,av meralarında daha uzun saatler geçirmeli,takımlarını en hassas şekilde ayarlamalı,ve düstur olan sabır avcının sermayesidir deyişini tam manasıyla uygulamalıdır. Sevgiler
sevgili arkadaşım(yaşça benden büyüksün abi diyeyim) ilgine çok teşekkür ederim.benim burda anlatmak istediğim olay bu balık işinde daha iyi nasıl verim alabiliriz onu araştırmak bende biliyorum insanların birazda şanslarının olmasını ben 5.5 kg'luk balığı tuttuğum zaman emin ol bahsettiğim %5 lik şansla tuttum. işte bende işimi sansa bırakmamak için sizlerden bu konu ile yardımızı istedim.bilmem anlatabildim mi sayın abimm. saygılarımla