Bazı arkadaşlar istanbul Boğazına bir "düzen" gerek diyorlardı. Bu istekleri hemen gerçekleşti. İşte İstanbul'da olta balıkçısının kalesi Kalender'in yeni hali. Şimdi bekleyin Kadir amcanız size balık tutmak için platform yapacak. Çıkmaz ayın son çarşambasında. Bazı arkadaşlar da klasik "bişey olmaz yaa, yasak çıksa bile kim denetleyecek biz yine tutarız" zihniyetindeydiler. İşte yasağı bunlar denetleyecek. Bu kazıkların arasına zincir çekilince zaten denetlenmesi gereken bir şey kalmayacak. Ancak hava kararınca gider kamışları zincirlere dayayıp yemli bekleriz. Güzelim çapari ve rapala avları artık rüya oluyor. Gördüğünüz gibi sorun uygulama meselesi değil, sorun zihniyet meselesi. Siz yasağa, başkalarının hatalarının cezasını çekmeye dünden razı olursanız böyle dikerler bu kazıkları kıçımıza.
iyide her yerde olan bir uygulama boyutu 110 cm falan he bunun üstün den atamıyor çekemiyor sa zaten lütfen atmasın yapılan kazıklar çok sağlam deil bu arada bakınız ùsküdar yenileneni 2 ay olmadı birçok zincir koptu keşke kopmasaydı balıklarh toplarken kamışları yaslıyoruz
Aret burda katılmıyorum düşüncelerine. Askerliğimi Sarıyer'de yaptım. İlçe Jandarmada dış kurye olarak. Malumdur gün boyu ilçede evrak peşinde koşardım. Adliyeyi bilenler vardır hemen kıyı şeridinde yüzlerce balıkçı olta sallar. Her oradan geçtiğimde yayaların da aynı kaldırımları kullandığını gördükçe ne kadar tehlikeli diye aklımdan geçirir dururdum. Çok geçmedi kısa dönem askerliğim boyunca denk geldiğim 2 ayrı olay oldu. Birinde babasının elinden tutmuş 6-7 yaşlarında bir kız çocuğunun omzuna saplandı iğne. Ortalık mahşer yeri gibi baba bir yandan balıkçılara küfrediyor diğer yandan kızının omzundaki iğneye sarılıyor diğer yandan kızını teselli etmeye çalışyor. Derken zar zor bir pence bulunup iğne zor da olsa çıkartılmıştı. Diğer olayda da surf kamışı hışımla atmaya çalışan genç bir çocuk 100 gramlık kurşunun arkadan kopması sonu lüks bir otomıbilin tavanında resmen mermi gibi çukur oluşturması. Bu olayda da sürücü genç arkadaşın vurdumduymazlığına ayar oldu aşağı inip bir güzel tartakladı. Suya atacakken "abii ben yüzme bilmiyorum" feryadı kaldı aklımda. O zamanlar ben olta balıkçılığına pek meraklı değilim. "Yaa bu iş burda da yapılır mı ama" deyip duruyorum ama bir yandan da otobüs beklerken onları izliyor keyif alıyorum. Bana göre birilerinin keyif yapacağı yerde birilerinin canı yanmamalı. Kara avlarının köy içinde yapılması gibi birşey aslında. Bizler ne kadar tecrübeli ve bilinçli olursak olalım mutlaka daha önce olta sallamamış amatörler de yanımızda yer alıyor. Acemi arkadaşlar yüzünden inanın kıyı avından bıktım. Artık pek kıyı avım kalmadı desem yeridir. Yani belli başlı yerlere gitmez oldum. Hem acemi hem de 1 metre yanımda durup olta sallayacak. Yeni başlamış hevesi de var birşey demiyorsun. Bizim burada şansımız çok fazla yaya alanı değil avlaklarımız. olan yer de göl kamışı ile istavrit kefal avlıyorlar genel olarak. O yüzden bazen empati yapmanın da faydalı olacağı kanaatindeyim. Ama unutulmamalıdır Oltacı boğazın bir rengidir ve mutlaka alınması gereken önlemler alınarak platformlar hayata geçirilmelidir.
ruhsatla satsınlar kamışları bundan böyle yazılanları okuyunca korku filmi seyreder gibi oldum fazla abartmaya gerek yok.. herkes sınırlarını bilsin yeter..o kaldırım hem yayanın hem bisikletlinin hem de oltacının..bu kadar basit. ama bu direklerin devamı gelecektir. bize bu iyi geliyor çünkü miss gibi ooohhh
yakında biz olta balıkçılarını tedahülden kaldıracaklar . sırada galata köprüsü var ordan da olta atmak yasak olacak sonra anadolu ve avrupa yakasındaki kıyı şeridine el atacakllar . sonra bir bakmışızki olta balıkçılığı diye bir şey kalmamış . daha sonra tepkiler artacak hee dicek hükümet baya olta balıkçısı varmış aslında biz bunlardan iyi gelir elde edebiliriz . sonra yapacaklar platformu kelle başı para alacaklar . . . dünyanın en keyifli hobisi amatör balıkçılık . ama malesef bizlere hiç bir saygı yok . sen sahilde çapari atan bir adamın kıçına kadar girersen tabiki bitaraflarına iğne batar ben olta atarken ne kadar dikkatli olursam yürüyen ağzını ayıran vatandaş da o kadar dikakktli olmak zorunda . sahilde içki içip sarhooş olmak ordan geçen bayanlara laf atmak , mangal yapıp çevreyi kirletmek , sahil kenarlarında her türlü pisliği yapmak fuhuş dahil olmak üzere serbest , yasak zamanlarında ağla balık yakalamak serbest ama oltayla balık tutmak yine yasak . zaten lüferin neslini tüketende ben ve bir kaç arkadaşım kireçburnunda 12 parça lüfer almıştım ondan bitti lüfer . daha durun siz birşey olmaz diyener . git gide sıkıyorlar boynumuzdaki o kemeri . git gide daralıyor çember . bugun giden sadece bizim amatör ruhumuz değil soframızdaki tuzumuz da aynı zamanda . daha ne yasaklar gelecek . yakında soludugumuz nefesi bile paramızla satın almak zorunda kalacağız . Saygılar .
Bu direkler çapari ve sırtı için engel mi? Engel diyen varsa Üsküdar'da radarın ordan geçmemiş demektir..
deniz kardeşim o direkler sadece başlangıç o bölgeye görevliler konulanacak attırmayacaklar anlayacağın
kimse kusura bakmasın ama yapılanları ve yazılanların birçoğunu gerçekten komik buluyorum o direkler insanlar suya dùşmesin diye korumak amacı ile yapılan çalışmalar adam orada engellemek istedikten sonra denize 10 metre mesafeye halat koyar bişey yapar yine engeller böyle boyu kısa dekoratif direklerlemi engelliyecek
"Vatandaş'taş çok şikayet geliyormuş". Ne zaman bir kısıtlama/yasaklama/fiili bir engel çıktığında iktidar sahipleri bir huzursuz vatandaş veyahut kamuoyu yaratarak kısıtlama getiriyorlar. Sahilde balık avının kısıtlanması herşeyden önce vatandaşın aleyhine. Akşam saatlerinde Emirgan-Tarabya hattına baktığınızda çoluk-çocuk, genç-yaşlı sürekli balık avlamaya çalışan bir topluluk görürsünüz. İnsanlar ( yurttaşlar ) yaşadıkları yer ve doğayla toplu bir etkinlik halindedir; çaparisine bir tane kıraça takıldığı zaman çığlık çığlığa herkese duyuran bir çocuk, iki istavrit tutunca dünyanın en büyük şeyini yapmış gibi birbirine sarılan bir çift, bir zargana yakalandığında ne balığı olduğunu merak ederek öğrenen yoldan geçen herhangi biri vs. bu güzeldir. Yani insanlar toplu halde bulunduğu mekan ve deniz ile bir etkinlik halindedir. Mal mal yanından geçip hiç bir şey yapmayıp, öğrenmeyip, bütün kısıtlama ve mahrumiyetleri kabul eden ise doğal olarak rahatsız olacaktır, paçasına takılan bir kancadan ve tahammülsüz/hoşgörüsüz olacaktır. Balık avlamak için belirli alanlar belirlenmesi ( kıyıların bu açıdan kısıtlanması ) ise tam tersi bir etki yaratır; oraları doğal olarak kıyı avcılığının bizim gibi profesyonelleri ve bu işin ticaretini yapanlar doldurur. Bu tür bir ortam ise herşeyden önce buna meraklı insanların cesaretini kırar, uzaklaştırır. Şöyle düşünelim; kim çocuğunu, sevgilisini alıp girer omuz omuza atışların yapıldığı, 80-100m'den çaparilerin/rapalaların çekildiği dar bir alana. Bu aksine sahilleri insanlara kapatmaktır. Bir konunun açıldığı mesajdaki resme bakın ( insansız ), bir de aşağıdaki resme bakın. Rahatsızlık ise sahilde alkol alan, etrafı rahatsız edenlerden kaynaklanıyormuş. Bu sorunun kökeni ise balık avlama yada sahillerin açık olmasında değildir, yani yapılan etkinlikte değildir. Gözlemlerime dayanarak söyleyebilirm ki, bu düşünüldüğünden çok daha azdır. "Algıda seçicilik" Koskoca sahildeki binlerce kişiyi görmeyip iki bira içene bakıp "burası meyhaneye döndü" diye refleks gösteren, yüzlerce oltayı görmeden kendisine takılan bir çapariyi atmaya çalışan çocuğa tahammül edemeyip/hoşgörü göstermeyip " ya buna bir düzenleme gerekir kardeşim" diyen bir yaklaşımın ürünüdür. http://www.yapi.com.tr/Haberler/herkesin-sahili-kendine_62840.html http://www.memurlar.net/haber/260943/
o boyu ksıa dekoritif direkler mi engel olacak insanların denize düşmesine gerçekten komik çok şey var yazılanlar arasında....
Orada yaşamadığım için yasak uygun mu değil mi bilmiyorum ama keşke bu yasağı olta balıkçıları için tasarlanmış yerleri hazır ettikten sonra koysalardı... Bu süre zarfında olta balıkçısı ne halt edecek diye hiç akıllarına gelmemiş sanırım...
Elbetteki 1metrelik zincirin ùstünden ne sen atlarsın ne de başkası ama niyet geçmekse üstünden tabiki geçilir ama istemiyerek düşmelere %100 engeller burada yazılan başka 1 50 olsun boyu farketmez yazılanlar başka o direkler sanki balık tutmayi engellemek icin konmuş gibi lanse ediliyor eger engellemek olsa amaç adamların elinde 3 30 kamışlar var ne yapmak lazım diye empati kurmazlarmı okadar kafası calışan adamlar varken yanında çalısan
ahmat kardeşim o direklerin arasına zincir gerildiğinde düşme bir nebze olasada engellenecektir . asıl siz bu düşüp düşmeme konusunu bırakmalısınız olay oraya düşüp düşmemek te değil o direkler bugune kadar yoktu bu yasak çıkacağı belli olduktan sonra oraya konuldu . Sevgili Aretin dediği gibi direkle başladılar . sizde tüm bu olanları bırakıp direğe takıldınız abi bırakın direkleri sahillerimiz elimizden alnıyor . buraya gelin . Önder abi gerçekten çok güzel özetlemişsin durumu sonuna kadar size katılıyorum .
Sabri ve Deniz, doğrusu bu adamları savunma konusundaki çabanıza hiç bir anlam veremiyorum. Bu direklerin tam da Topbaş'ın açıklamaları ile aynı zamanda dikilmesi tesadüf mü sizce? Bugüne kadar Boğaz'da kim denize düşmüş de başına bişey gelmiş? Bu direkler tabii ki balık tutmayı engeller. 10 metre öteye atıp kıraça avlayan için sorun yok ama bunların üzerinden nasıl rapala yapacaksınız, nasıl uzak atış yapacaksınız? Heralde bu disiplinlerle fazla ilginiz olmadığı için çekilen zincirlere memnun bile olmuşsunuz.
zabıtayı görevlendirirler, zabita da seve seve o işi yapar, ekmek kapısı, birilerine ceza kesmek lazım. Galiba sizin istanbulda da trafiğede zabıta bakıyor
Aynen katılıyorum.... reeling Diğer yorumlarda haksız değil... Zamanla ücretli platformlar kurulabileceği fikri sıcak geliyor... hooked
