Arkadaşlar spin kamış arıyorum 2.40 ==10-40 gr atarlı.tercihen okuma v sistem..ve buna uygun spin avına uygun makina...duyan bilen varsa bana buradan yada emrmtn@yahoo.com dan ulaşabilir..
merhaba emrah bey. elimde okuma v system 2.40 10-40 g atarlı kamış mevcut 4-5 levrek yakalamışlığı vardır bunun için ufak tefek çizikleri mevcut. almayı düşünürseniz elimde fazla olan sahtelerle birlikte satmayı düşünüyorum.
Koray Bey iyi akşamlar.Almak fiilinden geliyor,genelde forumlardada bu konular açılırken dikkat çekmesi açısından kullanılır..Alınık-Satılık gibi başlık açılır.Bir olta takımı almak istiyorum diye başlık açsam efektif olmaz diye düşündüğümden bu şekilde açtım.
Aranıyor... Alınık değil yani. Alınık, almaktan değil, alınmaktan türer ki bu da içerlemek olarak düşünülür. "AL" kökünde, "ın" eki yeni bir fiil türetmez, onu çekemezsiniz.
["Alınık" gayet dil mantığına uygun türetilmiş bir kelimedir. TDK'nın sözlüğünde bulunmaması kurumun kendi halt etmesidir(pek çok uygulamasında gördüğümüz gibi). "Almak"tan, edilgen çatılı "alınmak" pek güzel türer; "siparişler alındı" gibi... "Alınmak" deyince "üzerine alınmak" geliyorsa ilk aklınıza, o sizin sorununuz. "Satmak"tan da "satılmak" ve "satılık" türüyor işte. Dolayısıyla "satılık" ve "alınık"ın dil mantığındaki seviyesi aynı; kullanımın sıklığından bana ne...] V-System çok iyi bir spin kamış. Umarım bulursunuz. İstoç'tan yüzde 15-20'ye kadar pazarlıklı fiyat bulabilirsiniz bi' de, aklınızda bulunsun.
teşekkürler istoç u unutmuştum olmadı bakabilirim orayada.varmı özellikle önerebileceğiniz bir yer istoçta
Bir arkadaşımın uyarısı üzerine ben de konuya dâhil olmak zorunda kaldım, peşinen vereceğim teknik bilgi rahatsızlığından dolayı özür dilerim: Çatı eklerinin bir yapım eki olup olmadığı tartışılmaktadır. Bazıları bunların fiilde bir anlam değişikliğine sebep olmayıp özne-yüklem ilişkilerini düzenleyen ekler olmasından dolayı çekim eki, bazıları ise zaman zaman anlam değişikliğine de sebep olmasını (örneğin, gel- > gel-iş- 'inkişaf et-'), üzerlerine fiilden isim yapan ekler alabilmesini (örneğin, at-ıl-ım) gerekçe göstererek yapım eki olarak alma eğilimi gösterir. Bu konu 2. Türk Gramerinin Sorunları toplantısında tartışılmış ve neticede ikinci görüş ağır basmıştır. (Bk. Türk Gramerinin Sorunları II, TDK Yay., Ankara, 1999, s. 203-223.) İşlevsel olarak bakıldığında Türkçede fiilden fiil yapan ek olarak iki /-(İ)n-/ eki vardır: 1. Dönüşlü çatı eki (döv-ün-, çek-in-, gez-in-, bula-n-), 2. Edilgen/meçhul çatı eki ("l" sesi ve ünlü ile biten fiillerin edilgen/meçhul çatısı /-(İ)n-/ ile yapılır: bekle-n-, bil-in-, buda-n-, oku-n-, çal-ın-). "Al-" fiili "l" sesi ile bittiği için bunun hem dönüşlü çatısı hem edilgen çatısı [-ın-] ile yapılır. Dolayısıyla "al-ın-" fiilinin nerede öznenin üzerine dönen (dönüşlü), nerede sözde özne alan (edilgen) bir iş/hareket ifade ettiği bağlama göre, cümleye göre değişir. "Söylediklerinden al-ın-dım" dersem dönüşlü, "23 yaşında askere alındım" dersem edilgen çatılı bir "al-" fiili söz konusudur. Yani yukarıdaki alıntılarda serdedilen görüşlerin her ikisi de kısmen doğru. Burada düğümü çözecek soru fiilden isim yapan ekler (bu örnekte /-(İ)K/ eki) dönüşlü çatılı fiillere mi gelir, edilgen/meçhul çatılı fiillere mi?.. Esasen yeni uydurulmuş kelimeler bir tarafa bırakılacak olursa Türkçede çatı eklerinden sonra gelen fiilden isim yapan ek almış kelimeler son derece az sayıdadır. /-(İ)n-/ eki almış fiillerden yapılmış isimlerde ise çoğunlukla fiilin dönüşlü çatıda olduğu görülmektedir: dağı-n-ık (krş. dağı-t-), sev-in-ç, uta-n-gaç (ET ut 'ar, haya'), sürü-n-ceme, kazı-n-tı, tap-ın-ıcı, al-ın-gan. Fakat edilgen çatılı fiillere geldiği örnekler de var: başla-n-gıç, solu-n-gaç. Dolayısıyla her iki görüş de kısmen doğruları içeriyor. Şahsen ben al-ın-ık gibi bir kelimenin gereksiz olduğunu, ille de kullanılmak istenirse -Serdar Beyin verdiği gibi- "çabuk içerleyen, alıngan" gibi bir anlamda kullanılmasının yerinde olacağını düşünüyorum. "Alınmak için olan şey" anlamında bir al-ın-ık kelimesini zorlamanın gereği yok. Bu anlamda manayı kolayca verebilecek *al-ım+lık veya al-ma+lık gibi bir kelime üretilebilir. Ancak dilin her zaman gramercilerin mantıki yaklaşımları üzerine yürümediğini; yanlış türetilmiş, yanlış anlamlandırılmış (galat-ı meşhur) onlarca kelimenin bugün artık dilin malı olduğunu bilen biriyim. Önemli olan kelime ve anlamı üzerinde toplumsal uzlaşının sağlanmasıdır. Bu gerçekleştikten sonra en "olmaz" kelime de dilde hayat bulabilir. Saygılarımla...
Saygılar benden öncelikle... Uyarı(disclaimer): Dilbilimci değilim. "Alınık" lafını savunduğum yazım, "hayır olmaz, 'aranıyor' olacak" iddiasına karşı dil mantığı açısından bir antitezdi. Elbette ki dilin pek fazla sayıda faktörden etkilendiğini ve sadece mantık çerçevesinde ilerlemediğini ve esas olanın o dili kullananların kabulü olduğunu bilmekteyim. Bu sebepten de TDK'nın "çok oturgaçlı götürgeç" nevindeki bir ton çeviri bulma merakını da Türkçe konuşan her insan gibi ben de yıllardır hayretle izliyorum. Daha genel bir konu; dili, adeta tekelleştirmek adına, sanki toplumla beraber yaşayan bir olgu değilmişcesine, bir kuruma bağlamaya çalışmak... Elbette çeşitli nadir durumlarda(siyasi, bürokratik vesaire) dil konusunda bir karara varmak gerektiğinde bir kuruma gereksinim duyulabilir ama bunun haricinde "hayır otobüs değil, çok oturgaçlı götürgeç" şeklindeki "yetkili kişi" tavrı komikten öte değil. Ha "Türkçesi öyle değil, otobüs türkçe değil..." diye argüman sunuyorsan da, sözde kelime çevirgeci(attım) bir kurumun varlığından ziyade, dili eğitimin her seviyesinde adam akıllı öğretmeye önem verirsin, yeterli olur. Çok da ahkam kesmek istemiyorum bu konunun uzmanı olmadığım için ama... Aktardığınız bilgiler ve tartışma için teşekkürler...
O "arkadaş" benim. "Bir saattan fazla zamanımı yedin, alacağın olsun" diye mesaj atmış sevgili hocamız. Sevgili hocam bu işin piri, üstadı sensin. Sırf bu işin hatırına tam 2 yıl sensiz geçen balıksızlık günlerine razı olduk. Türkçenin Yapısal-İşlevsel Söz Dizimi adlı muhteşem çalışmandaki "ekler" bağlamında, tamda senin ihtisasına hitap eden bir konu olduğunu görünce dayanamadım. Hakkını helal et. - balık avında pek mahir sayılmazsın o ayrı konu. 3 hafta peşpeşe sıfır çekmek maharetse başka tabi. Gerçi benim de bir farkım yok ya :laughing: -
3 hafta ne ki?! Ben 12 hafta sıfır çektiğimi bilirim. Eeee bu kadar balıksızlıktan sonra dilimize vurdu, haftaya da felsefe tartışırız. İstikbal öyle gözüküyor. Balık yok, rapor yok, macera yok
Felsefe hemen hergün yaptığımız şey: havanda su dövmek. O değilde hocam macera Cumartesi gününe inşallah. Şimdiden hazır ol, "ala"sı bizi bekler hayırlısıyla.
TDK hiç bir zaman, "çok oturgaçlı götürgeç" gibi bir şey demedi zaten. Orada Türkçe dilini başka bir dile, bilhassa arapçaya ezdirmek isteyenlerin ayak oyunu var sadece. Ama bu TDK'nın, son günlerde bilmem kaç yıllık kelimelerin anlamlarını bilfiil yanlış şekilde değiştirdiğini görüyoruz. Ki bu çok daha acı bir şey. Temel değerlerde, kavramlarda fikir birliği edilemezse, mesela herkes demokrasi diye kendi bildiğini ortaya koyarsa, anlaşamayız. Ve maalesef, anlaşamayan popülasyonlar, birbirini yemeye başlar. Bu işin sonuda oraya varır.
Türkçede alınık diye bir kelime yok. Satılıktan türetilme uydurma birşey sadece. Satılığa benzetilmeye çalışılmış.
Merhaba; 2 Aylık 2 kere ava çıktığım shimano exage 3000sfd ve okuma alumina 240 10-40 gr atarlı kamışımı satıyorum.Antalya da 2 kere ava gittim hiçbirşey yakalayamadım sıkıldım onun için satıyorum.Faturası mevcuttur Mart sonunda alındığına dair.240 Tlye vereceğim.