AMATÖR BALIKÇILIKTA TEKNOLOJİK GELİŞMELER VE TARTIŞMALAR Çağımız artık her şeyin günden güne değiştiği bir çağdır.Bu nedenle amatör balıkçılık tekniklerinin ve teknolojisinin de yerinde sayması elbette beklenemez.Hatta öyle ki,dünyanın üzerinde döndüğü ekonomik kaygılar düşünüldüğünde hayli büyük bir sektör olan amatör balıkçılık pazarında ancak yeniliklerle şirketlerin ayakta durabileceği de önemli bir husustur. Kancanın kemik parçacıklarından paslanmaz çeliğe kadar gelmesi,tahtaya sarılan bez parçalarının bugün içinde titreşimler yaratan vücudu oynar sahte balıklara dönüşmesi,şeker kamışlarının teleskopik,karbon metrelerce uzayan kamışlara dönüşmesi…Hepsi,asırlar boyunca kullanıla gelen malzemelerin biraz kişisel çabalarla ve tabi ki hiç kuşkusuz bu konuda hizmet veren şirketlerle bugüne gelmesi,aslında teknolojik gelişmelerin amatör balıkçılığı da boş geçmediğini gösteriyor. Bugün yerel ya da global,amatör balıkçılığa hitap eden şirketlerin hemen hemen tamamı ar-ge (araştırma geliştirme) faaliyetlerine son hızla devam etmektedir.Özellikle Shimano,Rapala gibi büyük markalar gelişmiş laboratuarları ile bu konuya eğilmektedir.Hatta yalnızca avlanma konusu değil,avlanırken doğaya zarar vermeden,uzun ömürlü kullanılacak malzemelere de yoğunlaşmaktadırlar. Tüm bu gelişmeler,beraberinde yeni tartışmaları da getirmiştir.Genel olarak teknolojik gelişmelerin amatör balıkçılığın felsefesinden uzaklaştığı konusunda yoğunlaşan tartışmalar,özellikle son zamanlarda,balık bulucu,radar,v.s gibi adlarla anılan,deniz dip yapısını,derinliği ve balık kümelerini gösteren ileri teknoloji ekipmanların çok fazla kullanılmasıyla daha da artmıştır.Su altında kullanılan kameralar,pilli sahte balıklar,ışıklı yemler….Amatör ruhla uyuşmadığını,bununla beraber doğaya da zarar verdiği görüşünde birleşenlerin yanında,teknolojinin daha da gelişmesinin bu işe heyecan vereceği,daha da güzelleştireceği görüşünde olanların da sayısı hiç az değil.. Peki siz hangi taraftasınız?? Ufuk KULA
Güzel bir yazı.. Düşüncem şudurki gelişen teknoloji her alanda hayatımıza isteyerek yada istemeyerek dahil olmaktadır..Evlerimizde kullandığımız cihazlardan tutunda hobilerimize kadar.. Konumuz balıkçılık olunca teknolojinin işleri kolaylaştıran özelliği bu sektöre dahil olmuş ve artan talep nedeniyle hızla kapladığı alan genişlemektedir..Şahsen bu konuyu iki kısımda düşünüyorum..Teknoloji ile artan malzeme kalitesi ve avların kolay yakalanabilir hale gelmesi..Birazdaha açarsak gelişen teknoloji ile çokdaha ince misinalar ile eskiye oranla daha büyük balıklarla başedebilme ve aynı teknoloji ile metrelerce suyun altında olan balığın cinsi,hızı gibi bilgilerin kolayca bir ekrandan elde edilebilmesi..Olaya hobi açısından bakıldığında ince misina işimize yararken,Balık sürülerinin kolay tespit edilebilmesi ve yakalanabilmesi balık populasyonu açısından düşündürücüdür.. Çocukluk yıllarımızda 8-10 metrelik teknelerin gözleme dayalı yaptıkları avlar şimdi zahmetsizce yapılabilmekte.. Birçok gırgırı olan arkadaşım,tanıdığımın anlattıkları ilginçtir.Çoğu ağızbirliği etmişçesine;Eskiden 10 metrelik teknelerle yaptıkları sezon toplam avlarını şimdilerde boyları 50 metreyi bulan ,sadece elektronik donanımları 150 bin ytl yi bulan tekneler ile yapamadıkları yönündedir..Ancak artan fiyatlar nedeniyle aradaki farkın şu anda görünemediğini söylemektedirler.. Şunuda ilave etmek isterim.Sezonda hergün Marmara denizinin 3/2 si sonar ve radarlar ile taranmaktadır.. Herkes kendi tarafının haklı olduğunu söylemektedir..Teknolojiye asla karşı olmamakla birlikte,teknolojinin kullanım alanlarının doğal dengenin korunması içinde kullanılmasından yanayım..Sadece avlanmak için kullanılan bir teknoloji kendi alanınında sonunu getirecektir..Oysaki türlerin gelişimi,denizlerimizdeki kirlilik,kontrol gibi konularda teknolaji kullanılmalı ve denge sağlanmalıdır.. Sayıları gün geçtikçe artan balık çiftlikleri piyasaya sundukları ucuz ve doğaldan uzak stoklarıyla kendi piayasalarını canlandırırken,Doğal ortamında azalan balıkların farkedilmemesi için önümüze bir perde çektikleri kanatindeyim..Dolayısıyla her alanda teknoloji eşit ve adil uygulanmalı..Gelişen teknolojinin dost olduğu kadar düşman olduğu unutulmamalıdır..
Kendi adıma konuşacak olursam, teknolojiyi çok fazla sevmemekle birlikte, gerektiği kadar kullanılması taraftarıyım. Örneğin misinalardan bahsedecek olursak, at kılından bugünkü misinalara gelinmesi gayet olumlu bir gelişim. Ama amatör balıkçılıkta, esas olan avla eşit şartlarda kalabilmektir bana göre. Yani ya balık sizi ya da siz balığı kandıracaksınızdır. Her konuda değil ama avcılık konusunda teknoloji, eşitliği ciddi biçimde etkilemeye başladığında, benim nazarımda zararlı bir etken.
Yazılanları okudukça, dünyada olan bitenleri gördükçe, insanoğlu yavaş, yavaş kendi sonunu hazırlamakta, hemde medeniyet adına, üzücü olan tarafıda bu. Koca Mehmet Akif Ersoy,ne güzel söylemiş, "MEDENİYET DEDİĞİN TEK DİŞİ KALMIŞ CANAVAR" ağzına sağlık, nur içinde yat.
Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Ancak değişirken kendimizden ve çevremizden beşeri ve ekolojik olarak bir şeyler kaybetmiyorsak başarılıyızdır.
profesyonel avlarda kullanılan cihazlar avın popülasyonunu olumsuz etkilesede amatörler açısından bakıldığında teknolojiyi satın alan ya da buna para ayıran amatörlerin çoğunun artık avlanmada üs noktalarda olduğu ve balık popülasyonuna zarar verecek bir avın değil gerçek anlamda mücadele içeren ciddi teknik ve teknoloji gerektiren avların peşinde olduğunu düşünüyorum. bu açıdan bakıldığında teknoloji amatör için avını seçmeyi ve hayallerinin peşinde koşmasını kolaylaştıran bir durum.
Yıllaaaa yıllar Bafra`da Karaboğaz gölünde ayrıl otlarının içinde elimizle sazan tutardık... ne bacaklarımıza yapışan sülükler canımızı yakardı, ne de balık niyetine tuttuğumuz yılandan korkardık (bu kısmı yalan) tamam korkardık ama bu balık için elimizi o otların arasında gezdirmemize engel olmazdı... Zahmetliydi, ama o balığın tadı ayrıydı... sonra babamın kemik şeklinde kestiği tahtaya sardığı misina ucunda kurşun yerine kocaman bir civata somunu ve paslı bir iğneden oluşan oltamla çok keyifli avlar yaptım... sonra serpme ağı kullanmayı öğrendim... sonra tuzlu suya başladım ilk isparozum çok tatlıydı zarganalar, karagözler, çupra, levrek... tabiki bunlar için teknolojiyi kullanmaya başladık, benim sazan oltam nerede şimdiki oltalarım nerede )) tekne kamışı aldım, çıkrık almayı planlıyorum... Teknolojiden yanayım ama adaletten yanayım... Bafradaki evde bir süperpoze ve bir otomatik tüfek var ama tercihim süperpozedir otomatiği alırsam 2 fişek yüklerim, kaçma fırsatı vermek için... balıkta aynı hakka sahiptir... ben genellikle 2 li takım kullanıyorum, ava saygı duymak lazım...
teknolojinin tarafında ya da karşısında olmak ! çok açık değil mi herşey.. nasıl yazışıyoruz burada??? tabiki yanındayız ammmaa; bilinç,bilinç,bilinç herşeyin başında ..kendimizi bilmemiz yaptığımız işe bakış açımızı da şekillendiriyor.. amatör ruha aykırılık nereye kadar gittiğimizle alakalıdır bence.. saygılar..
Şahsi fikrim ; Avcılıkta kullanacağız teknolojinin boyutu avdan ne anladığınıza ve ne amaçladığınıza bağlıdır . Kimileri avcılığı günlük hayatın sıkıntılarından kurtulmak için küçük çaplı bir hobi olarak görür , kıyıdan veya tekneden üç beş istavrit ,izmarit yada mercan avlamak onun için kafidir.Onun teknelojiye çok da ihtiyacı yoktur.Kimileri bu işi hobinin yanısıra büyük hedeflerin peşine koşma standartına ulaştırmıştır.Hedefler artık trofe sinaritler,levrekler ,akyalar olmuştur.Kamışlar gelişmiş ,çıkrıklar en son model aranır olmuştur.Tabii teknelere GPS ler Fish Finder ler eklenmiştir.Sahtelerin en iyileri en pahalıları takım çantasındaki yerini almıştır. Sonuç ; Amaç ne kadar büyükse ,teknolojiye o kadar ihtiyacınız vardır
Av ve avcı dünya kurulalı hep aynı dengede olmuştur.Av kaçar avcı kovalar. Hatırlayın çocukken iğneyi büker balık yakalardırk. Şimdi onca çabayla kaç balık alabiliyoruz.Adı profesyonel olan bence çoğu talancı denizi babalarının malı gibi kullanmakta biz amatörüz diye onları seyredip söylenecekmiyiz. Yok arkadaşlar imkanım olsa sapına kadar teknoloji kullanırım. Kullandığınız kamıştan iğneye misinaya hepsi teknoloji unutmayın sakın. Bazı arkadaşlara bakıyorumda galiba sizler başka gezegende biz TÜRKİYE de... Dostlukla kalın.
Evet bende teknoloji taraftarı değilim çünkü her şeyi kolaylaştırıyor yani halkımızı ve tüm dünyayı tembelliğe alıştırıyor.Teknoloji olduğu için herkez uyuşuk örneğin bir posta kutusuna gidip mektup atmakmı güzel bir cep telefonuyla konuşmakmı ?? Bence mektuplaşmak teknoloji yüzüne tembbelleştikkkk.. Bu arada yazıda çok hoşuma gitti ..
Sazanın gelmeyeceğini bildiğim halde , genede saatlerce günlerce bekleme eziyetine katlanmayı , sonar-balık bulucuyla oltayı atıp yakalamaya tercih ederim.. "Sonar icat oldu eşitlik bozuldu " Bolu beyine kafa atan adam ( Köroğlu )
Bir amatör balıkçı, profesyonellerin (ya da kendini öyle ananların) ve çevre katliamcılarının teknolojiyle denizleri talan ettiği ölçüde teknolojiyi kullanmaya mahkumdur.
Benbelki biraz sansliyim, gittim mi balik tutuyorum , ama niye , bir sorun niye diye? cunku burada kucuk balik tutarsan geri atacaksin , yakaladiklari zaman balik basi 80 euro ceza... bide ben bi 10 tane yakalayinca , artik atmiyorum , bazende atiyorsun geliyor , atiyorsun geliyor , bi 10- 15 tane tutunca duruyorum... hakikaten av a da bir firsat vermek lazim ki kacabilsin , yarin ben yineoradayim , av da orada saygilar cuneyt
Japonya'dan ithal ettiğimiz radar-sonar cihazların Japonya'da kullanımı yasak!! Avrupa'dan ithal ettiğimiz 100 W oto far ampulü kutusunda yazar: "Avrupa'da kullanmak için değildir!" Radar-sonar'ı geçin, artık büyük katliamcılar yıllardır alg patlamalarını izliyor uydudan! Oltacı kıyım yapamaz! Amatörler için teknolojinin anlamı budur bence de! Ava, avlanana, doğaya saygısı olan, ne kullanırsa kullansın, doğaya zarar veremez! İşte duvara asılacak cümle! Klasik takımlarla istediği avı yapabilen oltacı, neden teknolojik cihazlara onca para harcasın? Sonuçta limitler tebliğde belirtilmiştir! Yasal av yapan kıyım yapamaz! İstediği teknolojiyi kullanmakta da özgür olmalıdır! Oltacı, yem, yol, tekne, yakıt vb. için harcadığıyla sülalesine sofra kurabileceğini bilir! Ama amaç keyif, doğayla içiçe olmaktır. O teknolojiyle Karadeniz'de balığı tüketip güneye inen, buraları da balığa hasret bırakan gerçek kıyımcılara birşey yapabiliyor muyuz? Sorun budur! Günde 5 kg limite uyan oltacı, bırakın ne teknoloji kullanırsa kullansın! Onlar bilir ki; en ince misinayla aldığı en büyük balık gurur vesilesidir! Gerisi onu ilgilendirmez! Amaç katliamsa, büyük balık tutmaksa, veririm denize elektriği, alırım istediğimden de çok balığı! Benim diyen Sahil Güvenlik, Jandarma sıkıysa yakalasın! Ama benim vicdanım ve doğa sevgim var! Hasılı, sınır vicdandır, vicdanı olmayana ne yapsanız boş!
bende amatör ruha uygun olmadığını düşünüyorum. kardeşim gidin uğraşın deneyim kazanın herzaman balık yakalıycam diye birşey yok ki. önemli olan deneyim kazanmak zevk almak. eve dönünce makineni temizlemek bile ayrı bi zevk. balık yiyebilmek için çabalayan aç insanlardan hoşlanmıyorum.
Balık bulucu ile balık avlamak amatör ruha hitap etmez , doğru . Ama bu site içinde balık bulucu ile avlandığını adımız gibi bildiğimiz insanlar var ki onlara kimse birşey demiyor .... İster bu konu , ister başka konu , farketmez . Takınılacak tavır herkese aynı olmalıdır . Susuyorsak herkese susalım , konuşacaksak herkese konuşalım derim .
