Birkaç gün önce Şinasi abinin mırmır avına gidelim demesiyle planlara aldığımız bu avın soğuğa karşı bir mücadele olacağını biliyorduk. Bunu Şinasi abiye defalar söylemiş ve kıyafet konusundaki hazırlığın ona göre yapılması gerektiğini belirtmiştim. Cumartesi günü öğleden sonra avlağa doğru giderken gündemimiz soğuğa karşı durumumuzdu. Ve Gökhan’ın Sibirya ya mı gidiyoruz diye espiriler yapmasına sebeb olan bu duruma karşı hazırlıklıydık. Avlağa vardığımızda tekneyi bir çaya indirip denize çıkmamız gerekiyordu. Ancak bir gariplik vardı çay her zamankinden daha yüksekti. Hemen anladık ki çayın ağzı kapalı. Denize çıkışımız kum yığılı ve kapalıydı ama küçük bir alanda suyun denize doğru bir çıkışın olduğu görülüyordu. Tekneyi kumun üzerinden kaydırarak denize indirme planıyla soğuğa arşı olan mücadele doğaya karşı bir Survivor yarışmasına döndü. Neyse soyunup tekneyi indirirken çayın suyunda ayaklarımız dondu. Denize çıkışta ıslanma ihtimaline karşı giyinmeden oraya vardık ve teknemizi azda olsa denize ulaşan suyun üzerinden kumada sürtünerek indirdik. Tam kendimizide tekneye yükleyecekken birden derinleşen kıyının gazabına uğrayarak akdenizin sıcak sularına bi girip çıkınca gecenin süpizlere gebe olduğu iyice anlaşıldı. Allahtan yanıma bir sürü kıyafet almıştım. Soyunup giyindikten sonra avlağa av yapacağımız bölgemize vardık. Oltaların suyla buluşmasından 5 dakika sonra ilk mırmır teknedeydi. Bir süre hızlı mırmır vuruşlarının ardından ayın önünün bulutlar tarafından kesilmesiyle mırmır vuruşları da seyrekleşti. Ancak değişik bölgelerde denemelerle bu gecelik avımızı aldık. Soğuk konusuna gelince elbette o gene görevini yaptı ama bu sefer hazırlıklıydık. Neyse havanın bulutlanmasıyla yükselmeye başlayan dalgaların sesi artık kıyıya çıkmamız gerektiğini söylüyordu. Kıyıya doğru yanaştık ve kumdan kaydırarak teknemizi çaya atmamız gerekiyordu. Bu durum bizi çok düşündürüyordu. Çünkü bu yüksek dalgada sırıl sıklam ıslanmak garanti gibiydi. Neyse çaya doğru yanaşınca diğer süprizle karşılaştık, yükselen dalgalar çayın önündeki kumu açmıştı ve çaya giriş mümkün gibi görünyordu. Biz genede her ihtimale karşı soyunup ıslanmaya hazır hale geldik. Ve sürdük tekneyi çaya ufak tefek manevralarla kumluk alanları atlatarak çaya ıslanmadan girmeyi başardık. Teknemizide yükledikten sonra arabamızın kaloriferinin sıcaklığıyla buluştuk ve evlerimizin yolunu tuttuk. Sonuç mu? Sonuç aşağıda Soğuk Adama neler yaptırıyor Yemlerimiz dayıdan (teşekürler) Benim eve gelen mırmırlar
Allah akılfikir versin Bana zorla rapor yazdıracaksınız.Gündüzler çuvalamı girdi Hadi elinize emeğinize aklınıza sağlık
Ozan sen anlattın ben üşüdüm, gittim hırka giydim üzerime Çok zahmetli ve soğuk olmuş ama, boş da çevirmemiş deniz sizi Her ikinizi de tebrik ederim Mırmırlar harika görünüyor
ozan çektiğiniz bu zahmete rahmen gerçekten güzel ve bereketli bir av olmuş yemlerin hakkını fazlasıyla vermişsiniz
bu arada avlak yerinizi açıklayabilirmisiniz yarın bizde çıkıyoruz bu gün deniz deki ölü dalgadan fena olduk geri döndük ama yinede bişiler yakaladık yarın için hazırlık yapıyoruz yeri yazarsanız bizde ziyaret etmek isteriz orayı
Seni, Şinasi ağabeyi ve diğer arkadaşları kutlarım Ozan. Biraz maceralı olmuş ama güzel olmuş. Balıkçı adam ıslanır derler, kanıtlamış oldunuz. Bu arada balıklar da pırıl pırıl çok güzel görünüyorlar. Daha da bereketli avlarınız olur inşallah, rast gelsin.
değişik bölgelerde lafından da anlaşılacağı gibi pek çok alana baktık. ama asıl önemlisi şu kunduda mırmır yapmayan yer yokki. manavgattan örnek köye kadar olan kumlukların her tarafında mırmır olur. buralar zaten mırmır ve barbun bölgeleri olarak bilinir. yani çok özel bir yer yok. zaten gece kerteriz falan almak mümkün değil
Ozan'ım bakıyorum mırmır operasyonlarına ara vermeden devam ediyorsun. Vallahi ne diyeyim. Bu kadar zorluk çektikten sonra bu güzelleri almak mutluluk verici olmalı. Daha iyilerine inşallah. Bu arada kuzen(Burak) bize emanet artık...