Herkeze selam. Antlayadan Ahmet ben. babam ben küçükken tekneyle balığa götürürdü ama hiç zevk almazdım misine elimi keserdi iğneler elime batardı misineyi dolaştırırdım, yemleri ziyan ederdim takamazdım babam kızardı, tekne tutardı midem bulanır başıma güneş geçer bi hafta kendimi iyi hissedemezdim. Tüm bunlar sayesinde balık avına ilgim hiç kalmamıştı özellikle tekneden avlanmaya ama filimlerde olsun belgesellerde olsun böle dere kenarından avlanan gölede avlanan adamlar görüp imrenirdim. Geçenlerde arkadaşlarımla sohbet ederken bunu söyledim sanki benim söylememi bekliyolarmış gibi kalk hadi balığa gidiyoz dediler ya durun ne balığı şimdi takım yok yem yok nereye gidiyoz dinlemediler bizim burda kundu tarafında bi dereye götürdüler ben acemi tabi dalları kıra döke bağıra çağıra giderken onla sessiz sakin fısıltıyla konuşuyolardı derede kefal oluyomuş kefal avıda böle olur dediler öle boş boş 2 saat kadar oturduk ama 2 saatin sonunda oltaya vuran balığın mücadelesini izlemek onu kıya çekmek için uğraşan arkadaşımı izlemek beni çok heycanlandırdı. 3 4 saat kadar sessiz sakin soğukta oturup tek bi balıkla dönmek pek güzel olmadı tabi ama o tek balığı yakalamanın heyacanı bile yetti bana. Bende ondan sonra tatlı su avcılığına merak sardım bir haftadır bu forumu takip ediyorum çok bilgili abilerimizin anlattıklarından bayaa bişeyler öğrendim diyebilirim. Üniversite öğrencisiyim antalyalıyım aranıza katılmaktan çok mutluyum umarım bir gün bende siz abilerim ustalarım kadar iyi bir balıkçı olurum herkeze rastgele
Merhaba Ahmet, Virüs sana da bulaştı desene Hayırlı olsun, avlakta keyifli anlar ve sitede keyifli paylaşımlar dilerim. Rasgele