Merhaba balıkçı arkadaşlar. Yaklaşık 13 yıl boyunca antalya civarında bazen uzun süren aralıklarla balık avı yapmaya çalıştım. Genelde antalya ve civarı verimli avlak alanları bulamadığımdan dolayı beni çok üzmüştür.Ama bazanda hiç olmadık zamanlarda hiç olmayacak yemlerle hiç olmadık yerlerde güzel blıklar tuttuğumda oldu. Hiç unutmam bir keresinde side kumköy tarfında club melas tatil köyü var. Onun önünde akşam 7-8 gibi elime giçirdiğim bir sarma el oltasıyla (3 lü dip oltası) tavuk göğsü takarak avalnmaya çalışıyordum. Gelen giden olmadığı gibi son çekişimde birbirine dolaşan kanca misina ve kurşun kısırdöngüsünde iyice bunalıp elimde kalan son tavuk göğsünden büyükçe bir parçayı (kuşbaşından biraz büyük) bu keşmekeşe taktım kancaları etin sağına soluna takabildiğim kadar takıp fırlattım denize. Boşluğu alıp oturdum. Otellerden gürültülü müzik sesi yükseliyordu. Misine elimde kolum dizimin üstüne koymuş düşüncelere dalmıştım ki kolum ani bir hareketle misine tarfından ileriye doğru çekildi.Ne olduğunu anlayamadım ilkin. Balık tutamamaya o kadar alışmıştım ki bunun bir balık olabileceği ihtimali aklıma bile gelmiyordu.Ulan bu ne dedim felan adrenalin şelale tabi.. Teleşla çekmeye çalışıyorum. Balık o kadar kuvvetli ki bazen misina elimden kayıyordu. Geldi kaçtı tutum felan derken kıyıya beş metre felan kala şapur şupur sesler çırpınmalar. Kaçarsa kaçsın dedim asıldım misinaya balığı çektim kıyıya. Ellerim ayaklarım zangır zangır titriyor. Öyle kaldım uzunca bir süre çırpınan balığı seyrettim. Sanırım şoka girmişim. Tututuğum balık yaklaışık 40 cm boyunda şişman bir levrekti. Bir keresindede konya altı sealife ın orada eskiden bir iskele vardı bir pazar günü ailemle oraya yüzmeye gitmiştik. Öğlen 11 civarı. İsklede bir sürü çoluk çocuk atlayan zıplayanlar.Ben insanların kalabalık olduğu iskelenin ucuna değilde yan kısmına kıyıya yakın bir yere geçip gene makaralı 3 lü dip oltama tavuk takarak olduğum yerin önüne atıp iskeleye kıçımı koyacaktım ki olta gerildi. Ulan ne oluyor oltaya çoluk çocukmu takıldı derken makineyi sarmaya başladım.Ağır bi şey geliyordu. Balığı sudan çıkardım.Balık İskeleyle deniz arasında askıda kaldığında makinayı sarmayı bırakıp elimi boşa çıkardığımda balık tekrar suya düştü. Oltayı daha yenisuya atmış olduğum için makaranın altındaki kilidi kapatmamışım meğer. Ama ben bunu aynı çekme ve düşürme hikayesi 3. kez tekrarlayana kadar akıl edemedim. Herkes bana bakıyor ve yakala yakala diye bağırıyordu. Her düşüşünde aha kaçtı balıh diye nara atıyolardı. Neyse aldım iskeleye balığı. Balığı o zman tanımıyordum. Ama baya kuvvetli ve güçlü bir balıktı. Ordan bir abi geldi ve bu akya dedi. Eve gidip balığın içini yardığımda içinden bir sürü yakalanıp yutulmuş yavru balık çıktı. İşte böyle arkadaşlar. Antalyada kıyıdan avalanacaksanız balık tutamamaya alışık olun. Arkadaşlarınızın ve evliyseniz eşinizin alaylarına katlanabilmeyi öğrenin ve sürprizlere her zaman açık olun.Başka av hikayelerimde var ama inşallah dinleyen olursa ilerde yeniden yazarım. Onca yıllık tecrübeden sonra ise antalyada benim de kendime özel avlaklarım var.İlerde tanıştığımız ve kaynaştığımız arkadaşlarla bunları elbetteki paylaşabilirim.
Yazını zevkle okudum Soner,balıkçılık bu her türlü sürprize hazırlıklı olmak lazım,tabi ki tedbiri elden bırakmamak rastgele
sana katılmamak elde mi Antalya'nın neresinde avlanılacakta balık tutulacak.Nereye gitsem elim boş dönüyorum. Boş dönüyorum derken, öyle yenilebilecek ve limit üstü balıksız olarak. Tekneyle açılsan bile balık bulamıyorsun. Sadece deniz var ama içi ne yazık ki güzellikler bakımından boş.idk Bu yüzden sadece stres atmak ve temiz hava almak amacıyla yapılan balık tutma turları yapıyorum Sen hiç değilse o heyecanı ve mutluluğu yaşamışsın ....
Tamamen şans... Doğru yerde doğru zamanda olmak, elinden geldiği kadar doğru kararlar ve tercihler yapmak... Ondan sonrası dediğin gibi nasip...
Umutsuzca beklemek yerine değişik şeyler denemekte fayda var derim ben. albert aynştayn ne demiş, 'Delilik,her gün aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemektir...'
Beğendiğinize sevindim. Size katılıyorum. Denizden ne zaman ne çıkacağı bellidir fakat sürprizler her zaman olabilir.Eskiler boşa dememiş denizden babam çıkabilir diye... Baba demişken sizin baba yadigarının alınıp götürülme hikayesini dinlesek nasıl olur?
O heyecanı yaşadım,ama uzun zamandır bendede bi şey yok. Gerçi çok sık balığa gitttiğim söylenemez fakat ayda yılda bir gittiğimdede bi şeyler olurdu eskiden. Siz nerelerde avlanıyorsunuz eğer sormamaın bir mahsuru yoksa. Belki bir kaç önerim olabilir.